parlemento binasını havaya uçurmak aslında sivas 93 te madımak otelinin yakılması ile aynı şey ben o yüzden filmin pek taraftarı olduğumu söyleyemiyeceğim ama izleyin film güzel :D
şans eseri izledim sinemada izledim bunu ben. spontane girmiştim filme. afişi ilk gördüğümde bu ne len dedim. çıktıktan sonra bir karış gülümsemeyle çıktım söylemeden edemeyeceğim natalie portmanın son sahnede V için o sen din o ben di tarzı bir şeyler gevelemeseydi dha iyi olacakmış. olayı gözümüze gözümüze sokmasalar olmazdı sanki
V For Vendetta’nın tarihine bakacak olursak, İngiliz Yazar Alan Moore’ın 80’li yıllarda yazmış olduğu bir çizgi roman serisinden uyarlanmıştır. Wachowski Biraderlerin yapımcılığını üstlendiği filmin yönetmeni de yine daha önce Matrix filminde karşımıza çıkan James McTeigue’dir.
Giriş sahnesiyle birlikte film 5 Kasım 1605 yılında Guy Fawkes’in, iktidardaki yönetime karşı gerçekleştirmeye çalıştığı "Barut Kokusu" diye bilinen İngiliz Parlamentosu’nun havaya uçurulma eyleminin başarısız oluşu ve Guy Fawkes’in asılma görüntüleri üzerine Evely karakterinin müthiş monologu ile başlar...
Bu arada günümüzde yıl 2020’dir ve eylemin 415. yıldönümüdür. İngiltere yine o dönemdeki gibi zorba ve faşist bir şekilde yönetilmektedir. Düşünce özgürlüğünün olmadığı, gece sokağa çıkma yasaklarının uygulandığı ve daha da kötüsü halkın bunu kabullendiği bir dönemdir. İşte tam bu anda ekranda maskeli bir adam görünür ve izleyiciler... Devamı
V For Vendetta: Anarşist Kahraman
V For Vendetta’nın tarihine bakacak olursak, İngiliz Yazar Alan Moore’ın 80’li yıllarda yazmış olduğu bir çizgi roman serisinden uyarlanmıştır. Wachowski Biraderlerin yapımcılığını üstlendiği filmin yönetmeni de yine daha önce Matrix filminde karşımıza çıkan James McTeigue’dir.
Giriş sahnesiyle birlikte film 5 Kasım 1605 yılında Guy Fawkes’in, iktidardaki yönetime karşı gerçekleştirmeye çalıştığı "Barut Kokusu" diye bilinen İngiliz Parlamentosu’nun havaya uçurulma eyleminin başarısız oluşu ve Guy Fawkes’in asılma görüntüleri üzerine Evely karakterinin müthiş monologu ile başlar...
Bu arada günümüzde yıl 2020’dir ve eylemin 415. yıldönümüdür. İngiltere yine o dönemdeki gibi zorba ve faşist bir şekilde yönetilmektedir. Düşünce özgürlüğünün olmadığı, gece sokağa çıkma yasaklarının uygulandığı ve daha da kötüsü halkın bunu kabullendiği bir dönemdir. İşte tam bu anda ekranda maskeli bir adam görünür ve izleyicilere 5 Kasımı hatırlatan, akıllara kazınan repliği söyler "hatırla, hatırla 5 Kasımı hatırla..."
Bundan sonra ise Çaykovski’nin 1812 Uvertürü eşliğinde, V’nin Adliye binasını patlatmasıyla gelişmeye başlar. V film boyunca yüzüne taktığı maskesini sadece bir defa ağlarken çıkaracak ve filmin sonlarına doğru bu maske, inanılmaz güzel bir sahneye imza atacaktır. Daha sonra gelişen olaylar anlatılan hikayeler fazlasıyla görülmeye değerdir, özgürlük ile ilgili çok güçlü diyalogları ve replikleri olan bu filmin hemen hemen her sahnesinde duvarlara yazılacak cümleler söylenmektedir. Bunun dışında, faşizme, dogmatik düşünceye, düşünce özgürlüğüne ve medyaya çok önemli göndermelerde bulunmaktadır. Bu göndermelerin edebi bir şekilde yapılması ise kanımca filmin sanatsal değerini arttırmaktadır.
Film 2006 yapımıdır. Genel olarak anarşizme yatkınlığı nedeniyle ve yaratılan karakterin "ne" olduğuna karar verilememesi üzerine çok tartışılmış hatta bazı ülkelerde yasaklanmıştır. Nitekim V’nin bir kahraman mı yoksa bir terörist mi olduğu hala kesinliğe kavuşmamıştır. Kanımca V Karakteri anarşizmi benimsemiş bir kahramandır ama bu tanım sadece filmden çıkarılan bir sonuç değildir. Çizgi roman ile filmdeki karakter farklılığının bunda etkisi büyüktür, zira çizgi romandaki V karakteri tamamen anarşisttir ve yönetimi devirmek için her yol mubahtır mantığıyla hareket etmektedir, fakat filmde bu karakter biraz daha yumuşatılmıştır. Yaratılan kahramanın, yaratılan dünyada kötünün iyisi olduğu için midir yoksa gerçek dünyada da böyle insanlar beklendiği için midir bilinmez ama birçok izleyici tarafından sevilir ve takdir edilir. Etkileyiciliği yüksektir, izlendikten sonra uzun bir süre izleyicinin kafasını meşgul ettiği deneyimle sabittir.
5 Kasım hakkında kısa bir bilgi (Burcu Aydoslu’nun yazısından alınmıştır): Her yıl 5 Kasımda, Bonfire Day/Night olarak adlandırılan bir festival düzenlenir. İngilterenin her yerinde ateşler yakılır, havai fişekler patlatılır ve Fawkesun krala ve hükümete kurduğu komplonun ortaya çıkartılışı kutlanır. Tüm ülkede Fawkes maskeleri satılır ve komplocunun ya da adamlarının kuklaları yakılır. Fawkes, halkı ezen ve kullanan baskıcı düzene karşı çıkmış bir devrimci, bir özgürlük savaşçısı değil, İngilterenin gelmiş geçmiş en büyük vatan haini ilan edilir. İrlandada bir barın duvarında kendisi hakkında şöyle yazmaktaymış: Guy Fawkes; parlamento binasına dürüst biçimde giren ilk ve tek adam...
ayrıca eklemek gerekirse; o coğrafyada farklı gözle bakılan eşcinsellerin, gay lerin lezbiyenlerin, ve müslümanların da koruyuculugunu üstlenen bir senaryo.. günümüzde benzerini yaşadığımız bir çok olayı da aktarmış beyaz perdeye. hergün bizi kendilerine mecbur olduğumuzu hatırlatmak amacıyla yazılmış virüslü, komplo teorilerini;sorumluluk alarak korkmadan anlatmış..(son zamanlarda da domuz gribi çıkmıştı)tamamiyle düzene muhalif. ve tamamiyle düzene karşı kışkırtıcı..izlenmeye mahkum..
Bu fiLmi anLatmaya keLimeLer yeter mi biLmiyorum... Bir başyapıt, bir şaheser... ÖzgürLük, tutsakLık, demokrasi, hatta medya, fikirLerine sıkı sıkıya bağLı oLmak ve aşk üzerine en muhteşem yapımdır bana göre... BeLirgin birkaç örnekLe kocaman bir üLkenin geLeceğinin nasıL başkaLarı tarafından çiziLdiğini anLatan bu yapım türünün en güzeL örnekLerinden... FiLmdeki sanatsaL anLatım, diaLogLardaki zekice repLikLer hemen dikkati çekiyor...
En çok tiyatraL oyuncuLuğuyLa dikkati çekiyor bence.. Hugu Weaving'in fiLmde bir defa biLe yüzü görmesek de o muhteşem vicut diLiyLe bize herşeyi anLatıyor... NataLie Portman tıpkı Leoan fiLmindeki gibi yine kendini aşan bir performans sergiLiyor... Her repLiğinde her karesinde seyirciye birçok şey anLatan fiLm, fiLmdeki her karakterin maske takıp topLandığı o muhteşem son sahnesiyLe ve ardından NataLie Portmanın verdiği cevapLa bir şaheser oLduğunu ispatLıyor...
"O monte cristo kontuydu. Benim babam... Devamı
!! DİKKAT YORUMUM FİLM HAKKINDA BİLGİ İÇERİR!!
Bu fiLmi anLatmaya keLimeLer yeter mi biLmiyorum... Bir başyapıt, bir şaheser... ÖzgürLük, tutsakLık, demokrasi, hatta medya, fikirLerine sıkı sıkıya bağLı oLmak ve aşk üzerine en muhteşem yapımdır bana göre... BeLirgin birkaç örnekLe kocaman bir üLkenin geLeceğinin nasıL başkaLarı tarafından çiziLdiğini anLatan bu yapım türünün en güzeL örnekLerinden... FiLmdeki sanatsaL anLatım, diaLogLardaki zekice repLikLer hemen dikkati çekiyor...
En çok tiyatraL oyuncuLuğuyLa dikkati çekiyor bence.. Hugu Weaving'in fiLmde bir defa biLe yüzü görmesek de o muhteşem vicut diLiyLe bize herşeyi anLatıyor... NataLie Portman tıpkı Leoan fiLmindeki gibi yine kendini aşan bir performans sergiLiyor... Her repLiğinde her karesinde seyirciye birçok şey anLatan fiLm, fiLmdeki her karakterin maske takıp topLandığı o muhteşem son sahnesiyLe ve ardından NataLie Portmanın verdiği cevapLa bir şaheser oLduğunu ispatLıyor...
"O monte cristo kontuydu. Benim babamdı. Annemdi. Kardeşimdi. Arkadaşımdı. O sizdiniz ve bendim. O hepimizdik..." fiLmde bunun gibi insanın hayatını gerçekten etkiLeyecek birçok repLik buLabiLirsiniz.. DüşünceLer ve fikirLer üzerine o kadar etkiLeyici sözLer söyLenmişki fiLmde... Ama nedendir biLmem fiLmde fikirLer üzerine bu kadar etkiLeyici repLik oLmasına rağmen ben fiLmin başındaki bir repLiğe takıLdım "insanların bir fikir uğruna birbirlerini öldürdüklerini.. hayatlarını feda ettiklerini gördüm ama bir fikri öpemezsiniz.. ona dokunup sarılamazsınız... fikirler kanamaz... onlar acıyı hissedemez... ve onlar sevemez... özlediğim bir fikir değil, bir adam..."
BöyLe keskin anLatımLı ne istediğini sanatsaL yoLLa ama net bir şekiLde anLatan oyuncuLuğun tavan yaptığı senaryonun neredeyse kusursuz oLduğu fiLmLer koLay koLay çekiLmiyor.. Değerini biLmek gerekir.. mutLaka ama mutLaka izLemeLisiniz..
@kaskal
15 yıl önce
@fight_club_ile
15 yıl önce
10 / 10
tek kelimeyle muhteşem buldum, oldukça etkileyiciydi...
benim mutlaka izlenilmesi gereken filmler kategorimde üst sıralarda...
@yok_daha_neler
15 yıl önce
7.9 / 10
@yok_daha_neler
15 yıl önce
7.9 / 10
söylemeden edemeyeceğim natalie portmanın son sahnede V için o sen din o ben di tarzı bir şeyler gevelemeseydi dha iyi olacakmış. olayı gözümüze gözümüze sokmasalar olmazdı sanki
@tamara
15 yıl önce
9.6 / 10
V For Vendetta’nın tarihine bakacak olursak, İngiliz Yazar Alan Moore’ın 80’li yıllarda yazmış olduğu bir çizgi roman serisinden uyarlanmıştır. Wachowski Biraderlerin yapımcılığını üstlendiği filmin yönetmeni de yine daha önce Matrix filminde karşımıza çıkan James McTeigue’dir.
Giriş sahnesiyle birlikte film 5 Kasım 1605 yılında Guy Fawkes’in, iktidardaki yönetime karşı gerçekleştirmeye çalıştığı "Barut Kokusu" diye bilinen İngiliz Parlamentosu’nun havaya uçurulma eyleminin başarısız oluşu ve Guy Fawkes’in asılma görüntüleri üzerine Evely karakterinin müthiş monologu ile başlar...
Bu arada günümüzde yıl 2020’dir ve eylemin 415. yıldönümüdür. İngiltere yine o dönemdeki gibi zorba ve faşist bir şekilde yönetilmektedir. Düşünce özgürlüğünün olmadığı, gece sokağa çıkma yasaklarının uygulandığı ve daha da kötüsü halkın bunu kabullendiği bir dönemdir. İşte tam bu anda ekranda maskeli bir adam görünür ve izleyiciler ... Devamı
V For Vendetta’nın tarihine bakacak olursak, İngiliz Yazar Alan Moore’ın 80’li yıllarda yazmış olduğu bir çizgi roman serisinden uyarlanmıştır. Wachowski Biraderlerin yapımcılığını üstlendiği filmin yönetmeni de yine daha önce Matrix filminde karşımıza çıkan James McTeigue’dir.
Giriş sahnesiyle birlikte film 5 Kasım 1605 yılında Guy Fawkes’in, iktidardaki yönetime karşı gerçekleştirmeye çalıştığı "Barut Kokusu" diye bilinen İngiliz Parlamentosu’nun havaya uçurulma eyleminin başarısız oluşu ve Guy Fawkes’in asılma görüntüleri üzerine Evely karakterinin müthiş monologu ile başlar...
Bu arada günümüzde yıl 2020’dir ve eylemin 415. yıldönümüdür. İngiltere yine o dönemdeki gibi zorba ve faşist bir şekilde yönetilmektedir. Düşünce özgürlüğünün olmadığı, gece sokağa çıkma yasaklarının uygulandığı ve daha da kötüsü halkın bunu kabullendiği bir dönemdir. İşte tam bu anda ekranda maskeli bir adam görünür ve izleyicilere 5 Kasımı hatırlatan, akıllara kazınan repliği söyler "hatırla, hatırla 5 Kasımı hatırla..."
Bundan sonra ise Çaykovski’nin 1812 Uvertürü eşliğinde, V’nin Adliye binasını patlatmasıyla gelişmeye başlar. V film boyunca yüzüne taktığı maskesini sadece bir defa ağlarken çıkaracak ve filmin sonlarına doğru bu maske, inanılmaz güzel bir sahneye imza atacaktır. Daha sonra gelişen olaylar anlatılan hikayeler fazlasıyla görülmeye değerdir, özgürlük ile ilgili çok güçlü diyalogları ve replikleri olan bu filmin hemen hemen her sahnesinde duvarlara yazılacak cümleler söylenmektedir. Bunun dışında, faşizme, dogmatik düşünceye, düşünce özgürlüğüne ve medyaya çok önemli göndermelerde bulunmaktadır. Bu göndermelerin edebi bir şekilde yapılması ise kanımca filmin sanatsal değerini arttırmaktadır.
Film 2006 yapımıdır. Genel olarak anarşizme yatkınlığı nedeniyle ve yaratılan karakterin "ne" olduğuna karar verilememesi üzerine çok tartışılmış hatta bazı ülkelerde yasaklanmıştır. Nitekim V’nin bir kahraman mı yoksa bir terörist mi olduğu hala kesinliğe kavuşmamıştır. Kanımca V Karakteri anarşizmi benimsemiş bir kahramandır ama bu tanım sadece filmden çıkarılan bir sonuç değildir. Çizgi roman ile filmdeki karakter farklılığının bunda etkisi büyüktür, zira çizgi romandaki V karakteri tamamen anarşisttir ve yönetimi devirmek için her yol mubahtır mantığıyla hareket etmektedir, fakat filmde bu karakter biraz daha yumuşatılmıştır. Yaratılan kahramanın, yaratılan dünyada kötünün iyisi olduğu için midir yoksa gerçek dünyada da böyle insanlar beklendiği için midir bilinmez ama birçok izleyici tarafından sevilir ve takdir edilir. Etkileyiciliği yüksektir, izlendikten sonra uzun bir süre izleyicinin kafasını meşgul ettiği deneyimle sabittir.
5 Kasım hakkında kısa bir bilgi (Burcu Aydoslu’nun yazısından alınmıştır): Her yıl 5 Kasımda, Bonfire Day/Night olarak adlandırılan bir festival düzenlenir. İngilterenin her yerinde ateşler yakılır, havai fişekler patlatılır ve Fawkesun krala ve hükümete kurduğu komplonun ortaya çıkartılışı kutlanır. Tüm ülkede Fawkes maskeleri satılır ve komplocunun ya da adamlarının kuklaları yakılır. Fawkes, halkı ezen ve kullanan baskıcı düzene karşı çıkmış bir devrimci, bir özgürlük savaşçısı değil, İngilterenin gelmiş geçmiş en büyük vatan haini ilan edilir. İrlandada bir barın duvarında kendisi hakkında şöyle yazmaktaymış: Guy Fawkes; parlamento binasına dürüst biçimde giren ilk ve tek adam...
@unicorn
15 yıl önce
10 / 10
@dukkimki
15 yıl önce
@dassmurf
15 yıl önce
9 / 10
@birkafkahikayes
15 yıl önce
ve de
http://en.wikipedia.org/wiki/Guy_Fawkes_Night
okunup izlenmeli..
ki filmde her nekadar çoğunluk anarşi anlamışsa da ortodoks marksizmi sosu bulunmaktadır
@tamara
15 yıl önce
9.6 / 10
Bu fiLmi anLatmaya keLimeLer yeter mi biLmiyorum... Bir başyapıt, bir şaheser... ÖzgürLük, tutsakLık, demokrasi, hatta medya, fikirLerine sıkı sıkıya bağLı oLmak ve aşk üzerine en muhteşem yapımdır bana göre... BeLirgin birkaç örnekLe kocaman bir üLkenin geLeceğinin nasıL başkaLarı tarafından çiziLdiğini anLatan bu yapım türünün en güzeL örnekLerinden... FiLmdeki sanatsaL anLatım, diaLogLardaki zekice repLikLer hemen dikkati çekiyor...
En çok tiyatraL oyuncuLuğuyLa dikkati çekiyor bence.. Hugu Weaving'in fiLmde bir defa biLe yüzü görmesek de o muhteşem vicut diLiyLe bize herşeyi anLatıyor... NataLie Portman tıpkı Leoan fiLmindeki gibi yine kendini aşan bir performans sergiLiyor... Her repLiğinde her karesinde seyirciye birçok şey anLatan fiLm, fiLmdeki her karakterin maske takıp topLandığı o muhteşem son sahnesiyLe ve ardından NataLie Portmanın verdiği cevapLa bir şaheser oLduğunu ispatLıyor...
"O monte cristo kontuydu. Benim babam ... Devamı
Bu fiLmi anLatmaya keLimeLer yeter mi biLmiyorum... Bir başyapıt, bir şaheser... ÖzgürLük, tutsakLık, demokrasi, hatta medya, fikirLerine sıkı sıkıya bağLı oLmak ve aşk üzerine en muhteşem yapımdır bana göre... BeLirgin birkaç örnekLe kocaman bir üLkenin geLeceğinin nasıL başkaLarı tarafından çiziLdiğini anLatan bu yapım türünün en güzeL örnekLerinden... FiLmdeki sanatsaL anLatım, diaLogLardaki zekice repLikLer hemen dikkati çekiyor...
En çok tiyatraL oyuncuLuğuyLa dikkati çekiyor bence.. Hugu Weaving'in fiLmde bir defa biLe yüzü görmesek de o muhteşem vicut diLiyLe bize herşeyi anLatıyor... NataLie Portman tıpkı Leoan fiLmindeki gibi yine kendini aşan bir performans sergiLiyor... Her repLiğinde her karesinde seyirciye birçok şey anLatan fiLm, fiLmdeki her karakterin maske takıp topLandığı o muhteşem son sahnesiyLe ve ardından NataLie Portmanın verdiği cevapLa bir şaheser oLduğunu ispatLıyor...
"O monte cristo kontuydu. Benim babamdı. Annemdi. Kardeşimdi. Arkadaşımdı. O sizdiniz ve bendim. O hepimizdik..." fiLmde bunun gibi insanın hayatını gerçekten etkiLeyecek birçok repLik buLabiLirsiniz.. DüşünceLer ve fikirLer üzerine o kadar etkiLeyici sözLer söyLenmişki fiLmde... Ama nedendir biLmem fiLmde fikirLer üzerine bu kadar etkiLeyici repLik oLmasına rağmen ben fiLmin başındaki bir repLiğe takıLdım "insanların bir fikir uğruna birbirlerini öldürdüklerini.. hayatlarını feda ettiklerini gördüm ama bir fikri öpemezsiniz.. ona dokunup sarılamazsınız... fikirler kanamaz... onlar acıyı hissedemez... ve onlar sevemez... özlediğim bir fikir değil, bir adam..."
BöyLe keskin anLatımLı ne istediğini sanatsaL yoLLa ama net bir şekiLde anLatan oyuncuLuğun tavan yaptığı senaryonun neredeyse kusursuz oLduğu fiLmLer koLay koLay çekiLmiyor.. Değerini biLmek gerekir.. mutLaka ama mutLaka izLemeLisiniz..