Kimileri için ideoloji masturbasyonu olup fazla abartılmış, kimileri içinse anarşinin tanımı olan film. Bense verdiği başkaldırı gazı haricinde bir kadın olarak tamamen duygusal açıdan bakıp kızımızı korkusuz hale getirerek özgür kılma sahnlerenin ve şiirsel repliklerinin etkisindeyim. wachowskilerin tabi ki cebini doldurmak için yaptığı -başka ne olacağdı?- gişeye oynayan, insanların içindeki futbol, diziler, talk show vb. toplumsal afyonlar tarafından uyuşturulmuş devrimciyi- ’birşeyler yapmalı artık’ hissini bir iki saatliğine de olsa tokatlayıp sirkeleyen sonra o kaldırdığımız başı içimize çekerek işimize giderken arşive koyduğumuz bir filmdir.
Film bir nevi gerçek hikayeden uyarlamadır. Şöyle ki: (Kaynak Vikipedi)
Muhafazakar Protestan Kral I. James’e, kraliyet ailesine ve tüm diğer aristokratlara karşı yapılan ve İngiliz tarihinde "Barut komplosu" olarak bilinen olayda aktif olarak rol alan guy fawkes -filmde de maskesi ku... Devamı
'V' For What?
Kimileri için ideoloji masturbasyonu olup fazla abartılmış, kimileri içinse anarşinin tanımı olan film. Bense verdiği başkaldırı gazı haricinde bir kadın olarak tamamen duygusal açıdan bakıp kızımızı korkusuz hale getirerek özgür kılma sahnlerenin ve şiirsel repliklerinin etkisindeyim. wachowskilerin tabi ki cebini doldurmak için yaptığı -başka ne olacağdı?- gişeye oynayan, insanların içindeki futbol, diziler, talk show vb. toplumsal afyonlar tarafından uyuşturulmuş devrimciyi- ’birşeyler yapmalı artık’ hissini bir iki saatliğine de olsa tokatlayıp sirkeleyen sonra o kaldırdığımız başı içimize çekerek işimize giderken arşive koyduğumuz bir filmdir.
Film bir nevi gerçek hikayeden uyarlamadır. Şöyle ki: (Kaynak Vikipedi)
Muhafazakar Protestan Kral I. James’e, kraliyet ailesine ve tüm diğer aristokratlara karşı yapılan ve İngiliz tarihinde "Barut komplosu" olarak bilinen olayda aktif olarak rol alan guy fawkes -filmde de maskesi kullanılan adam- İngiltere devlet yönetiminde ve Katolik monarşik rejimde kökten bir devrime gitmek amacıyla toplanan on iki komplocudan biri olarak, Westminister Sarayındaki İngiliz Parlamento Binasını, o yılki -her sene ekim ya da kasım ayında tekrarlanan- aristokrasi zirvesinde havaya uçurmaya karar verdi. Komploculardan birinin saray çevresinden bir tanıdığına, 5 Kasım 1605 günü saraydan uzak durmasını tavsiye eden bir mektup göndermesi sonucu komplo ortaya çıkınca; Fawkes, 5 Kasım gece yarısı parlamento mahzenlerinde bol miktarda dolu barut fıçısıyla yakalandı. Çeşitli işkencelere maruz bırakılarak yandaşlarının adlarını vermek zorunda bırakıldı. Çıkarıldığı mahkemede vatan hainliğinden hüküm giyen Fawkes, 31 Ocak 1606da sarayın karşısında asılarak idam edildi. İngilizler, tarihlerindeki bu olayı ülkenin demokrasi zincirinde önemli bir halka olarak kabul ederler. Her yıl 5 Kasım gecesi, Birleşik Krallık ve krallığa ait diğer eyaletlerde komplonun başarısızlığa uğratılmış olması, Guy Fawkes Gecesi olarak şenliklerle kutlanır. Şenliklerde havai fişekler patlatılır, büyük fıçılar ateşe verilerek caddelerde yuvarlanır ve bu büyük vatan haininin cezalandırılmasını kutlamak için Guy Fawkes maskesi takılmış kuklalar yakılır. Günümüzde politikadan çok, eğlence amaçlı yapılan bir kutlamadır.
İlkin gelecekteki bir dünya tasarımının kahramanı olarak yaratılan ’V’ çizgi roman olarak sunulmuş. Daha sonrasında ise filme uyarlanmış. Ki bu faşizan bir başkanın yönettiği, insanları ’korku’ ile besleyerek itaate mahkum kıldığı, geçmişe dair herşeyin yok edilmeye çalışıldığı gelecek dünya tasarımı tabi ki george orwell’ın ileri görüşlülükte tavan yaptığının kanıtı olan 1984’ü hatırlatıyor.
Filmle ilgili düşünce ve duygularıma gelecek olursak alt metinleri çok sağlam olan,bakanın baktığı yerin koordinatlarına göre ’çok şey’ ya da ’hiçbir şey’ alacağı film. Beni en etkileyen yanı yazının başında da dediğim gibi kıza hükümet tarafından kaçırılma süsü vererek işkence ettiği ve gitgide korkusuz kıldığı sahnelerdir. Bu sahneler insanın yaşadığı her acıyla, şaşıracak şeylerinin günden güne azalması ile nasıl güçlendiğini ve ’korkunun’ sonucu ne olursa olsun düşünsel bir engelden başka birşey olmadığını, korkmadığımız zaman ’özgürlük’ kavramı ile ne kadar burun buruna olduğumuzu gösteriyor. Çünkü bağlayıcılığı olan herşey özgürlüğün karşısındadır. Ve korku da sevgi gibi bağlayıcılığa sahip olan bir duygudur. Yapılan deneylere maruz kalan eşcinsel çiftin hikayesi oldukça etkileyiciydi. Orada homoseksüeller için kullanılan ’farklı kelimesi nasıl tehlikeli oldu hatırlıyorum’ repliği sadece filmde değil gerçek hayatta da ’düşünce suçluları’yla, ’travesti’lerle, bizim tuttuğumuz takımı tutmayanlarla, aynı ırktan olmadıklarımızla her zaman ortamızda oturuyor olacak. Çünkü biz kendi yarattığı doğrulara gökten inmişesine inanan, bizden olmayanı ortadan kaldırmaya meyilli canlılarız. Bu da bana Metin Üstündağ’ın ’İnsan düşünen değil, peşinen hayvandır’ sözünü anımsattı.
Neyse sadede gelecek olursak güzel filmdir, izlenesidir, benim gibi replik delisi bünyelere ilaç gibi gelebilir.
Filmden Replikler
"Dürüstlüğümüz beş para etmiyor, ama elimizdeki tek şey bu."
"Ruhumuzun en küçük parçası ama bu parçanın içinde özgürüz."
"Ve apaçık kötülüğümü kutsal kitaptan çalıntı eski garip yöntemlerle gizliyorum ve aslında bir şeytanken hep azizi oynuyorum."
Vardır, elbette, bizi susturmak isteyenler. Hatta şimdi, emirler telefonda bağırılmıştır ve eli silahlı adamlar yola çıkma üzeredir. Niçin? çünkü sözler yerine kaba kuvvet kullanılabilse de kelimeler kudretini hep koruyacaktır. Kelimeler anlama ulaşmanın yollarını ve dinleyenlere hakikatin telaffuzunu gösterir. Gerçek şu ki bu ülkede feci yanlışlar var değil mi? zulüm ve adaletsizlik, müsamahasızlık ve baskı. Bir zamanlar itiraz etme hakkınız vardı, düşünmek ve inandığınız şekilde ifade etmek, şimdiyse düzene uymaya, boyun eğmeye mecbur eden bir sansür ve gözetim altındasınız. Bu nasıl oldu? kimi suçlayacağız? muhakkak, diğerlerinden daha mesul tutulacaklar var. ve onlar mesul olacaklar. Yine de, gerçekler söylenecek. Eğer suçluyu arıyorsanız aynaya bakmanız yeterli olacak. niçin yaptığınızı biliyorum. Korkuyordunuz, biliyorum. neden korkmayasınız ki? savaş, terör, hastalıklar. sizi sağduyundan yoksun bırakmak, akıl yürütemeyecek duruma sokmak için birleşmiş bir ton problem vardı. Korku, sizi bozguna uğrattı.
bu maskenin altında bir yüzden fazlası var bu maskenin altında fikirler var ve fikirlere asla kurşun işlemez bu ne güzel bir söz.bu filmin benim için çok farklı bir değeri var. berbat bir rejimle yönetilen ingilterede halkın kendi özgür iradesiyle yaşama bağlanması gerekmekte ve köleliği anımsatan bu yönetime bir son verilebilmesi için V kendi kanunlarını uygulamaya karar vermekte.bu aynı zamanda sadece yeni bir yönetim şekli için değil aynı zamanda V'nin geçmişten kalan kendine ve halkına karşı yapılan deneyler ve zulümlere karşıda bir intikam olmakta
bu filmi izlerken asla ve asla bir ulus bir millet olarak bizi dikdatörce yönetenlere bize karşı otorite koymaya çalışanlara müsaade etmemek ve gerektiğinde başkaldırıp bununla mücadele edebilmek gerektiğini anlamaktayım.bu açıdan tam bir ilham kaynağı bu film.
hayatımda izlediğim en mükemmel dört filmden bir tanesidir.izlediğinizde hayranlık duyacağınız bir başyapıt.
Anlatmakta yine kelimelerin kifayetsiz kaldığı olağanüstü bir film.İzlerken insana tam bir sinema şöleni tadında gelen bir an bile dikkatinizin dağılmasına izin vermeyen sizide kendi içine alan harika bir film.Ayrıca V'nin romantikliğide filme ayrı bir cazibe katmıştı.Çok çok beğendim herkesin mutlaka izlemesi gereken aldığı muhteşem puanı sonuna kadar hak eden çok güzel bir yapım.Filme puanım 10/10
Kusura bakmayın ama beni hem fikirsel, hem de duygusal yönden tatmin eden bu filme tam puan vermek zorundayım. Birden çok kez izlediğim ve keşke hafızamdan silinse de ilk defa izliyor olsam diyerek yad ettiğim ilk izleyişimle beraber, her seyredişimde yine de zevk aldığımı ve ruhumun tazelendiğini, ideallerimin belirginleştiğini söylemeliyim. Edebiyata düşkün birisinin beğenmemesi mümkün mü; söz sanatlarının böylesine güzel kullanıldığı, çok hoş iktibasların yer aldığı bu filmi? Herkes tarafından bu kadar çok beğenilmesi beni de bazen tedirgin ediyor, birileri çıksa da eleştirse, açıklarını anlatsa vesaire. Daha az beğenecek değilim, ama görmek isterim, bilmek isterim yani. Overrated diyenlere ise, hiçbir şey söylemiyorum. Umurumda değil. :)
Sırf şu film hiçbir şekilde eleştirilmedi kimse tarafından, herkesçe motto edildi diye 100 değil 90 puan vererek ekledim başucuma. Evet filmde takılacak çok nokta yoktu, film bana göre de gerçekten çok güzeldi ama eleştirmenlerinden tutun da izleyen herkesin sabit bir şekilde aynı şeyi söylemesi beni irrite ediyor. Bir anda bir yanlış olduğunu düşünüyorum "Hepiniz benimle aynı fikirdeyseniz bir yerde yanlış yapıyorum." mantığı ile hareket ediyorum. Değişik bir durum. Fakat güzel film vesselam. Mutlaka izlenmeli.
Bambaşka bakış açısıyla son yıllarda başkaldırının başarılı bir sembolü olmuş, gerçek aşkı en içten haliyle anlatmış olan dikkatle izlenmesi gereken filmdir. Bu filmi izleyip kendi yaşadığınız sistemin içinden birşeyler buluyorsanız kesinlikle amacına ulaşmış demektir, yok bulmuyorsanız daha yaşamanız görmeniz gereken bir çok şey kalmıştır -bana göre-. Son olarak unutmamalı ki düzenin içinde olmadan düzeni eleştiremezsiniz bu yüzden filme haksız yere yüklenmemeli, V bu düzenin içindeki en güzel düşüncelerdendir.
"Bize insanları değil fikirleri hatırlamamız söylendi. Çünkü bir adam yenilebilir, yakalanabilir, öldürülebilir, unutulabilir. Fakat bir fikir 400 yıl sonra bile hala dünyayı değiştirebilir. Fikirlerin gücüne ilk elden tanık oldum.
Fikirler uğruna ölen ve öldüren insanlar gördüm.
Ama bir fikre dokunamaz, tutamaz hatta öpemezsiniz.
Fikirler kanamaz, acı çekmez ve sevmezler.
Ve özlediğim şey bir fikir değil, bir adam.
5 Kasımı bana h... Devamı
Bambaşka bakış açısıyla son yıllarda başkaldırının başarılı bir sembolü olmuş, gerçek aşkı en içten haliyle anlatmış olan dikkatle izlenmesi gereken filmdir. Bu filmi izleyip kendi yaşadığınız sistemin içinden birşeyler buluyorsanız kesinlikle amacına ulaşmış demektir, yok bulmuyorsanız daha yaşamanız görmeniz gereken bir çok şey kalmıştır -bana göre-. Son olarak unutmamalı ki düzenin içinde olmadan düzeni eleştiremezsiniz bu yüzden filme haksız yere yüklenmemeli, V bu düzenin içindeki en güzel düşüncelerdendir.
"Bize insanları değil fikirleri hatırlamamız söylendi. Çünkü bir adam yenilebilir, yakalanabilir, öldürülebilir, unutulabilir. Fakat bir fikir 400 yıl sonra bile hala dünyayı değiştirebilir. Fikirlerin gücüne ilk elden tanık oldum.
Fikirler uğruna ölen ve öldüren insanlar gördüm.
Ama bir fikre dokunamaz, tutamaz hatta öpemezsiniz.
Fikirler kanamaz, acı çekmez ve sevmezler.
Ve özlediğim şey bir fikir değil, bir adam.
5 Kasımı bana hatırlatan adam...
Asla unutmayacağım adam..."
" Kurşunlarınız var, ancak silahlarınız boşaldığında ölmüş olmamı ümit edin.
Şayet ayakta kalırsam silahlarınızı dolduramadan ölmüş olursunuz..."
@zett
13 yıl önce
Kimileri için ideoloji masturbasyonu olup fazla abartılmış, kimileri içinse anarşinin tanımı olan film. Bense verdiği başkaldırı gazı haricinde bir kadın olarak tamamen duygusal açıdan bakıp kızımızı korkusuz hale getirerek özgür kılma sahnlerenin ve şiirsel repliklerinin etkisindeyim. wachowskilerin tabi ki cebini doldurmak için yaptığı -başka ne olacağdı?- gişeye oynayan, insanların içindeki futbol, diziler, talk show vb. toplumsal afyonlar tarafından uyuşturulmuş devrimciyi- ’birşeyler yapmalı artık’ hissini bir iki saatliğine de olsa tokatlayıp sirkeleyen sonra o kaldırdığımız başı içimize çekerek işimize giderken arşive koyduğumuz bir filmdir.
Film bir nevi gerçek hikayeden uyarlamadır. Şöyle ki: (Kaynak Vikipedi)
Muhafazakar Protestan Kral I. James’e, kraliyet ailesine ve tüm diğer aristokratlara karşı yapılan ve İngiliz tarihinde "Barut komplosu" olarak bilinen olayda aktif olarak rol alan guy fawkes -filmde de maskesi ku ... Devamı
Kimileri için ideoloji masturbasyonu olup fazla abartılmış, kimileri içinse anarşinin tanımı olan film. Bense verdiği başkaldırı gazı haricinde bir kadın olarak tamamen duygusal açıdan bakıp kızımızı korkusuz hale getirerek özgür kılma sahnlerenin ve şiirsel repliklerinin etkisindeyim. wachowskilerin tabi ki cebini doldurmak için yaptığı -başka ne olacağdı?- gişeye oynayan, insanların içindeki futbol, diziler, talk show vb. toplumsal afyonlar tarafından uyuşturulmuş devrimciyi- ’birşeyler yapmalı artık’ hissini bir iki saatliğine de olsa tokatlayıp sirkeleyen sonra o kaldırdığımız başı içimize çekerek işimize giderken arşive koyduğumuz bir filmdir.
Film bir nevi gerçek hikayeden uyarlamadır. Şöyle ki: (Kaynak Vikipedi)
Muhafazakar Protestan Kral I. James’e, kraliyet ailesine ve tüm diğer aristokratlara karşı yapılan ve İngiliz tarihinde "Barut komplosu" olarak bilinen olayda aktif olarak rol alan guy fawkes -filmde de maskesi kullanılan adam- İngiltere devlet yönetiminde ve Katolik monarşik rejimde kökten bir devrime gitmek amacıyla toplanan on iki komplocudan biri olarak, Westminister Sarayındaki İngiliz Parlamento Binasını, o yılki -her sene ekim ya da kasım ayında tekrarlanan- aristokrasi zirvesinde havaya uçurmaya karar verdi. Komploculardan birinin saray çevresinden bir tanıdığına, 5 Kasım 1605 günü saraydan uzak durmasını tavsiye eden bir mektup göndermesi sonucu komplo ortaya çıkınca; Fawkes, 5 Kasım gece yarısı parlamento mahzenlerinde bol miktarda dolu barut fıçısıyla yakalandı. Çeşitli işkencelere maruz bırakılarak yandaşlarının adlarını vermek zorunda bırakıldı. Çıkarıldığı mahkemede vatan hainliğinden hüküm giyen Fawkes, 31 Ocak 1606da sarayın karşısında asılarak idam edildi. İngilizler, tarihlerindeki bu olayı ülkenin demokrasi zincirinde önemli bir halka olarak kabul ederler. Her yıl 5 Kasım gecesi, Birleşik Krallık ve krallığa ait diğer eyaletlerde komplonun başarısızlığa uğratılmış olması, Guy Fawkes Gecesi olarak şenliklerle kutlanır. Şenliklerde havai fişekler patlatılır, büyük fıçılar ateşe verilerek caddelerde yuvarlanır ve bu büyük vatan haininin cezalandırılmasını kutlamak için Guy Fawkes maskesi takılmış kuklalar yakılır. Günümüzde politikadan çok, eğlence amaçlı yapılan bir kutlamadır.
İlkin gelecekteki bir dünya tasarımının kahramanı olarak yaratılan ’V’ çizgi roman olarak sunulmuş. Daha sonrasında ise filme uyarlanmış. Ki bu faşizan bir başkanın yönettiği, insanları ’korku’ ile besleyerek itaate mahkum kıldığı, geçmişe dair herşeyin yok edilmeye çalışıldığı gelecek dünya tasarımı tabi ki george orwell’ın ileri görüşlülükte tavan yaptığının kanıtı olan 1984’ü hatırlatıyor.
Filmle ilgili düşünce ve duygularıma gelecek olursak alt metinleri çok sağlam olan,bakanın baktığı yerin koordinatlarına göre ’çok şey’ ya da ’hiçbir şey’ alacağı film. Beni en etkileyen yanı yazının başında da dediğim gibi kıza hükümet tarafından kaçırılma süsü vererek işkence ettiği ve gitgide korkusuz kıldığı sahnelerdir. Bu sahneler insanın yaşadığı her acıyla, şaşıracak şeylerinin günden güne azalması ile nasıl güçlendiğini ve ’korkunun’ sonucu ne olursa olsun düşünsel bir engelden başka birşey olmadığını, korkmadığımız zaman ’özgürlük’ kavramı ile ne kadar burun buruna olduğumuzu gösteriyor. Çünkü bağlayıcılığı olan herşey özgürlüğün karşısındadır. Ve korku da sevgi gibi bağlayıcılığa sahip olan bir duygudur. Yapılan deneylere maruz kalan eşcinsel çiftin hikayesi oldukça etkileyiciydi. Orada homoseksüeller için kullanılan ’farklı kelimesi nasıl tehlikeli oldu hatırlıyorum’ repliği sadece filmde değil gerçek hayatta da ’düşünce suçluları’yla, ’travesti’lerle, bizim tuttuğumuz takımı tutmayanlarla, aynı ırktan olmadıklarımızla her zaman ortamızda oturuyor olacak. Çünkü biz kendi yarattığı doğrulara gökten inmişesine inanan, bizden olmayanı ortadan kaldırmaya meyilli canlılarız. Bu da bana Metin Üstündağ’ın ’İnsan düşünen değil, peşinen hayvandır’ sözünü anımsattı.
Neyse sadede gelecek olursak güzel filmdir, izlenesidir, benim gibi replik delisi bünyelere ilaç gibi gelebilir.
Filmden Replikler
"Dürüstlüğümüz beş para etmiyor, ama elimizdeki tek şey bu."
"Ruhumuzun en küçük parçası ama bu parçanın içinde özgürüz."
"Ve apaçık kötülüğümü kutsal kitaptan çalıntı eski garip yöntemlerle gizliyorum ve aslında bir şeytanken hep azizi oynuyorum."
Vardır, elbette, bizi susturmak isteyenler. Hatta şimdi, emirler telefonda bağırılmıştır ve eli silahlı adamlar yola çıkma üzeredir. Niçin? çünkü sözler yerine kaba kuvvet kullanılabilse de kelimeler kudretini hep koruyacaktır. Kelimeler anlama ulaşmanın yollarını ve dinleyenlere hakikatin telaffuzunu gösterir. Gerçek şu ki bu ülkede feci yanlışlar var değil mi? zulüm ve adaletsizlik, müsamahasızlık ve baskı. Bir zamanlar itiraz etme hakkınız vardı, düşünmek ve inandığınız şekilde ifade etmek, şimdiyse düzene uymaya, boyun eğmeye mecbur eden bir sansür ve gözetim altındasınız. Bu nasıl oldu? kimi suçlayacağız? muhakkak, diğerlerinden daha mesul tutulacaklar var. ve onlar mesul olacaklar. Yine de, gerçekler söylenecek. Eğer suçluyu arıyorsanız aynaya bakmanız yeterli olacak. niçin yaptığınızı biliyorum. Korkuyordunuz, biliyorum. neden korkmayasınız ki? savaş, terör, hastalıklar. sizi sağduyundan yoksun bırakmak, akıl yürütemeyecek duruma sokmak için birleşmiş bir ton problem vardı. Korku, sizi bozguna uğrattı.
@zett
13 yıl önce
@eren_erdal
13 yıl önce
@biberim
13 yıl önce
10 / 10
bu filmi izlerken asla ve asla bir ulus bir millet olarak bizi dikdatörce yönetenlere bize karşı otorite koymaya çalışanlara müsaade etmemek ve gerektiğinde başkaldırıp bununla mücadele edebilmek gerektiğini anlamaktayım.bu açıdan tam bir ilham kaynağı bu film.
hayatımda izlediğim en mükemmel dört filmden bir tanesidir.izlediğinizde hayranlık duyacağınız bir başyapıt.
@okaliptuss
13 yıl önce
10 / 10
@ekopyen
13 yıl önce
10 / 10
@prisonbreaker
13 yıl önce
9.6 / 10
@umut5
13 yıl önce
@gundula
13 yıl önce
Fikirler kurşungeçirmezler.
İnandığımız her şeye karşı duyulan kuşkular, savaştığımız her şeyden kuşku çıkarır.
Aynaya baktığınızda kendinizden korkuyorsanız gerçeği görürsünüz.
Siyasiler gerçeği örtmek, sanatçılar gerçeği ortaya çıkarmak için yalan söylerler.
Gerçeğin gücüyle yaşadığım sürece kainatı bile fethedebilirim.
Rastlantı diye bir şey yoktur. Rastlantı aldatmacası vardır."
Faşizmle yönetilen İngiltere, maskeli bir adam, aşk ve anarşizm... Çok hoş müzikler...V'yi çok sevdiriyor...
@begisi
13 yıl önce
@maroia
13 yıl önce
9 / 10
@alone
13 yıl önce
9.3 / 10
"Bize insanları değil fikirleri hatırlamamız söylendi. Çünkü bir adam yenilebilir, yakalanabilir, öldürülebilir, unutulabilir. Fakat bir fikir 400 yıl sonra bile hala dünyayı değiştirebilir. Fikirlerin gücüne ilk elden tanık oldum.
Fikirler uğruna ölen ve öldüren insanlar gördüm.
Ama bir fikre dokunamaz, tutamaz hatta öpemezsiniz.
Fikirler kanamaz, acı çekmez ve sevmezler.
Ve özlediğim şey bir fikir değil, bir adam.
5 Kasımı bana h ... Devamı
"Bize insanları değil fikirleri hatırlamamız söylendi. Çünkü bir adam yenilebilir, yakalanabilir, öldürülebilir, unutulabilir. Fakat bir fikir 400 yıl sonra bile hala dünyayı değiştirebilir. Fikirlerin gücüne ilk elden tanık oldum.
Fikirler uğruna ölen ve öldüren insanlar gördüm.
Ama bir fikre dokunamaz, tutamaz hatta öpemezsiniz.
Fikirler kanamaz, acı çekmez ve sevmezler.
Ve özlediğim şey bir fikir değil, bir adam.
5 Kasımı bana hatırlatan adam...
Asla unutmayacağım adam..."
" Kurşunlarınız var, ancak silahlarınız boşaldığında ölmüş olmamı ümit edin.
Şayet ayakta kalırsam silahlarınızı dolduramadan ölmüş olursunuz..."