10 yıl önce
Özel Kuvvetler filmine yorum yazdı:
Tales of the Black Freighter filmine yorum yazdı:
La, bir de bunlar o devir için bir kurgusal alt-evren oluşturmuşlar, çizgiroman içinde çizgiroman (tales of black freighter), öldürülen yazarı, hollis mason'un kitabı, gazete yazıları falan, filan, o devri pratik olarak da yansıtmışlar, esasi mevzuu dışında, he, dikkat. Çok boktan bir ilerleyişi vardı çizgi romanda, çok kesikti, bir çocuğun, Rorschach'ın gazete bayiine uğradığı yerde, satın almadan okuyan genç arkadaşımızın hikayeye dahil olmasıyla karşımıza çıkıyordu. Animasyonunu çok başarılı olarak iyi tanımlamışlar, montajlamışlar ve harika görsellikle fikri yapısına zıt düşmeyecek şekilde sunmuşlar. (Watchmen için Ultimate Cut'ı izlediğinde, hikayenin anlatılmayan bölümlerine de vasıl olursun.)
Not: İsteyene, çizgiromanı okumalık verebilirim.
Watchmen filmine yorum yazdı:
beni asıl etkileyen fikri muhtevaya sahib ilginç ve aykırı karakterler, onların düşünceleriydi ki fazlasıyla beğendim. Bu bir distopik kahrmanlar ve soğuksavaş devir furyası;, basit ve klişe üstün teknolojik süper-techizatlılar (ama Manhattan karakteri bambaşka bir kefede, O, hem İnsan'ın insanüstülüğünü, Tanrısallığı ve Tanrı'ya tabiiyeti hem üç maymunu, hakim süpergücün aşamadığı insan sorunları, hilkat mucizesini keşf etmekle, kontrol edememesi, yaratamaması hem de her şeyin sonunda süper-gücün kanla hükm etmesiyle riyakar ütopik barışı sağlayan bir timsaldi.) amerikan hayalleri, emperyalizm kudret ve vahşeti, İnsanın Tanrısallık gücü ve yetisi, realist kahrman güdüsü, vatanperverlik, milliyetcilik, devlet müdafailiği ve üstün demokratik sistemin rüyasını yansıtan perdeler: hüsranlar, marjinalleştirmeler, uçurumlar, psikolojik ve toplumsal itişler, iğrentiler, adaleti sağlayan bağımsız kurumlar. Tüm soğuksavaşın evrelerini gördük lan, böyle Hugo ödüllü kazanmış bir çizgiromanı fiilm ... Devamıbeni asıl etkileyen fikri muhtevaya sahib ilginç ve aykırı karakterler, onların düşünceleriydi ki fazlasıyla beğendim. Bu bir distopik kahrmanlar ve soğuksavaş devir furyası;, basit ve klişe üstün teknolojik süper-techizatlılar (ama Manhattan karakteri bambaşka bir kefede, O, hem İnsan'ın insanüstülüğünü, Tanrısallığı ve Tanrı'ya tabiiyeti hem üç maymunu, hakim süpergücün aşamadığı insan sorunları, hilkat mucizesini keşf etmekle, kontrol edememesi, yaratamaması hem de her şeyin sonunda süper-gücün kanla hükm etmesiyle riyakar ütopik barışı sağlayan bir timsaldi.) amerikan hayalleri, emperyalizm kudret ve vahşeti, İnsanın Tanrısallık gücü ve yetisi, realist kahrman güdüsü, vatanperverlik, milliyetcilik, devlet müdafailiği ve üstün demokratik sistemin rüyasını yansıtan perdeler: hüsranlar, marjinalleştirmeler, uçurumlar, psikolojik ve toplumsal itişler, iğrentiler, adaleti sağlayan bağımsız kurumlar. Tüm soğuksavaşın evrelerini gördük lan, böyle Hugo ödüllü kazanmış bir çizgiromanı fiilme uyarlamada eksikler fikr dehşetliğini attırmamakla ve markajlarıyla, görsellik farklılığıyla daha cazib hale getirmiş, farklı bir köşede yer alır, benim için.
(La, bir de bunlar o devir için bir kurgusal alt-evren oluşturmuşlar, çizgiroman içinde çizgiroman (tales of black freighter), öldürülen yazarı, hollis mason'un kitabı, gazete yazıları falan filan, o devri pratik ve ictimai hayat olarak da yansıtmışlar, esasi mevzuu dışında, film konsepti sebebiyle sadece watchmen konusunua bağlı kalmış ya, dikkat. (Ultimate Cut versiyonda daha fazla yer alır hikayenin belki fikri ve anatemayı etkilemeyecek bütünü ama görselliği ve akıcılığı bozan şekilde izleyebilrsin.)
Not: İsteyene, çizgiromanı okumalık verebilirim.
Ölü Ozanlar Derneği filmine yorum yazdı:
Genç-ergen kesimin mücadili özgürlük ve bağımsızlık hareketi ve adi ve kibrli otoritenin, menfaatci ve yönlendirici tutuma karşı direnişi olmasına rağmen, hayat hikayelerine daha fazla yönelmiş, fikren yoksun kalmış, umarım ki kitabda böyle değildir, gene de izlenilmeye fazlasi ile değer, ciddi ve etkileyici film tabii ki bazı bazı yer alan sulu pollyannacılığı dışında.
Pan'ın Labirenti filmine yorum yazdı:
Hayal ve gerçek muvazenesini yahud paradigmasını, tenakuzsuz hayali ve gerçeklik canladırmasıyla, bir kişinin bildiği diğerlerinin şahid omladığı/olamadığı bir dünya tasavvuru karşısında beşeri hakikat vekayi ile Faşizm'in kibrli, vahşi, korkak timsaline muhalif silahlı eşitlik müdalesi arasında saflık, masumiyet olgularına mahfuz bir küçük, narın ve zayıf kızın bedbin hikayesi . Sürreal anlatımı gerçek kılan hakikati yansıtan vasıfları ve bu reel olmayan durumları sonuna kadar hıfz edip gerçeğiyle arasına sınır koyarak aslında hayal dünyasındaki kavramların da ne kadar şen'i becidd olduğunu ve Beşeri sınırlandırmaya absürd gelen, bunlara nail olacak İnsan'ın ancak saf, temiz ve masumiyetle muttaki ve müşahid olabileceğini gösteren guzide film.
Vahşilik ise bunu anca kan ve güçle bastırır, hayal mi gerçektir, hayal ettikçe mi gerçekleşir, durum o tahayyülün vaziyetini alır, son ana kadar herkes kendi muvacehesinden bakar.
Tüm o sinematografik, müzikal ve kurgusal akıcılığıyla bi'l-um ... DevamıHayal ve gerçek muvazenesini yahud paradigmasını, tenakuzsuz hayali ve gerçeklik canladırmasıyla, bir kişinin bildiği diğerlerinin şahid omladığı/olamadığı bir dünya tasavvuru karşısında beşeri hakikat vekayi ile Faşizm'in kibrli, vahşi, korkak timsaline muhalif silahlı eşitlik müdalesi arasında saflık, masumiyet olgularına mahfuz bir küçük, narın ve zayıf kızın bedbin hikayesi . Sürreal anlatımı gerçek kılan hakikati yansıtan vasıfları ve bu reel olmayan durumları sonuna kadar hıfz edip gerçeğiyle arasına sınır koyarak aslında hayal dünyasındaki kavramların da ne kadar şen'i becidd olduğunu ve Beşeri sınırlandırmaya absürd gelen, bunlara nail olacak İnsan'ın ancak saf, temiz ve masumiyetle muttaki ve müşahid olabileceğini gösteren guzide film.
Vahşilik ise bunu anca kan ve güçle bastırır, hayal mi gerçektir, hayal ettikçe mi gerçekleşir, durum o tahayyülün vaziyetini alır, son ana kadar herkes kendi muvacehesinden bakar.
Tüm o sinematografik, müzikal ve kurgusal akıcılığıyla bi'l-umum sinematik yapısıyla ve mevzuuyla eşsiz, ender tesiratla heyecanlandıran, düşündüren, ihtizaz eden bir yapıt.
İkinci defa izledim, ilkinde hissetiğimin aynını düşündüm, o vaki bıraktığı etkiyi kendime anlatırken, şimdi yazdım ve cidden insanlı izlemek ve üzerine yazmakla teşrif eden bir eser. Her şeyiyle bambaşka bir film.
Büyük Lebowski filmine yorum yazdı:
Halk arasından kendi düşündükleriyle yarattığı zevki fiillerinden oluşturulan sade ve anlam yüklü berduş burjuvazi kahramanın baş rolünde ve etrafiyle üstün performansla zenginlik kibr ve orta-sınıf patavatsızlığı, gayet başarılı film pek tabii hatta askerlerin üstünlük ve ef’alinden mağruriyeti ile hepsini mizahi surette anlatan "Coen kardeşler yapıyor dedirtteren" şah-eserleri film. Ha bu arada "kardeşler" oyuncuların kabiliyetlerini çok iyi kullanmışlar, muvaffakiyet sağlamışlar.
Yedinci Mühür filmine yorum yazdı:
İnsanın varoluşundan beri merak üzere sualler irad ettiği, mücerred varlıklar hassaten Tanrı ve mahbus olduğu ölüm, kader, insanlık mevhumlarına bir muhakemeden ziyade karanlıkda boğduran sorguların müşahhas ve timsal bir insanda husule getirdiği fikri istintak ve mücerred varlıklara ve onlarla münasebette bulunan kişilere isticvab ile öğrenmeye çalışan tenakuzlar içinde kıvranan şahsın Tanrı inancından vazgeçemediği gibi O'nun yarattıklarıyla doymayıp zahiren görme talebi, temayülü tüm insanlığa hasr edilecek bir ariza. Sonuna kadar ölümün alt edilip, edilemeyeceğini gizleyen ve son replik, durumla ecelden kaçabilmeyi ve ilahi takdiratı görmeyi başarıp ulaşabilenlerin sadece saf insanların olduğunui anlatır gibiydi.
Felsefik ve mistik yapısına dini vazifelerin en mühimi kabul edilen Tanrı uğruna harb ve tebzil ile tenezzür eden, ortaçağın dini kimliği içindeki bir insan modeli sebebiyle azami nisbetde daha müeessir kılınmış, buna muazzam izahdaki replikler ve teatrel, fantazyal kasve ... Devamıİnsanın varoluşundan beri merak üzere sualler irad ettiği, mücerred varlıklar hassaten Tanrı ve mahbus olduğu ölüm, kader, insanlık mevhumlarına bir muhakemeden ziyade karanlıkda boğduran sorguların müşahhas ve timsal bir insanda husule getirdiği fikri istintak ve mücerred varlıklara ve onlarla münasebette bulunan kişilere isticvab ile öğrenmeye çalışan tenakuzlar içinde kıvranan şahsın Tanrı inancından vazgeçemediği gibi O'nun yarattıklarıyla doymayıp zahiren görme talebi, temayülü tüm insanlığa hasr edilecek bir ariza. Sonuna kadar ölümün alt edilip, edilemeyeceğini gizleyen ve son replik, durumla ecelden kaçabilmeyi ve ilahi takdiratı görmeyi başarıp ulaşabilenlerin sadece saf insanların olduğunui anlatır gibiydi.
Felsefik ve mistik yapısına dini vazifelerin en mühimi kabul edilen Tanrı uğruna harb ve tebzil ile tenezzür eden, ortaçağın dini kimliği içindeki bir insan modeli sebebiyle azami nisbetde daha müeessir kılınmış, buna muazzam izahdaki replikler ve teatrel, fantazyal kasvetli yapısı da eklenince üstün, usta bir üslubu aks ettirmekte harikalık sağlamış ama en azından mimikler daha inandırcı bir yapıda olabilirdi, sonuc olarak Ingmar Bergman tahayyülle süslü gerçek ile paralel tasavvuruyla en gereeksiz görünen andan mana çıkdartabilmiş ki takdire layık bir yapıt.
Not: Beng Ekerot da harcanmış bir oyuncu Gunnar Björnstrad ise kabiliyetini diğer projelerle devam ettirebilmiş.
Çağrı filmine yorum yazdı:
İslam alimleri Hz.Hamza rolünü Anthony Quiin, yani Müslüman birisi üstlenmediği için onaylamamışlar dolayısıyla, bir de Arabi versiyonu çekilmiş, Müslüman karakterler bu seferde Arab oyuncular tarafından oynanmıştır.
Aguirre, Tanrı'nın Gazabı filmine yorum yazdı:
Şevketli fetih mücadelerinin yerine bu olgunun tefarruatındaki şekavet vasfının ve insanın güç ve şöhrete olan tamahkarlığının, mevki hırsının kendilerini nasıl açlığa, sefalete, korku, çaresizliğe, ihanete, muhakkak olmayan hayallere ve seraplara düçar edişini gösteren, yağma ve istila uğurunda çalışmalarının, düşmanlarına ettikleri muamelenin mukabilinde kendilerini de nasıl bozgun, yıkım ve yokluğa uğrattığını tüm bedbinliğiyle ve insanı içine sürükleyen anlatımındaki ustalığıyla, oyuncuların, mekan ve karakter taslaklarının üstün seviyesiyle kan dondurtan bir başarıyla olayların izahatında tefarruata dair vak'alarla inandırıcılığı ve insanı içine çekmesini sağlayan harika, sinematografik ve çekimsel melankoliyi duygusal halde sunamayan bir yapıt. Klaus Kinski'nin büyük mavi gözlerindeki boşluktan sizin içinize bakıyormuşcasına his yaratan ve korkutup içinize işleyen, o anı yaşamanızı sağlayan bir muvaffakiyeti de kayda değer.
Şu cümleler ise, hikayayedeki karakterlerin, gayelerini ... DevamıŞevketli fetih mücadelerinin yerine bu olgunun tefarruatındaki şekavet vasfının ve insanın güç ve şöhrete olan tamahkarlığının, mevki hırsının kendilerini nasıl açlığa, sefalete, korku, çaresizliğe, ihanete, muhakkak olmayan hayallere ve seraplara düçar edişini gösteren, yağma ve istila uğurunda çalışmalarının, düşmanlarına ettikleri muamelenin mukabilinde kendilerini de nasıl bozgun, yıkım ve yokluğa uğrattığını tüm bedbinliğiyle ve insanı içine sürükleyen anlatımındaki ustalığıyla, oyuncuların, mekan ve karakter taslaklarının üstün seviyesiyle kan dondurtan bir başarıyla olayların izahatında tefarruata dair vak'alarla inandırıcılığı ve insanı içine çekmesini sağlayan harika, sinematografik ve çekimsel melankoliyi duygusal halde sunamayan bir yapıt. Klaus Kinski'nin büyük mavi gözlerindeki boşluktan sizin içinize bakıyormuşcasına his yaratan ve korkutup içinize işleyen, o anı yaşamanızı sağlayan bir muvaffakiyeti de kayda değer.
Şu cümleler ise, hikayayedeki karakterlerin, gayelerini ve sonlarını anlatan müessir izahlardır: "Kader, yüreklilere güler ve korkaklara tükürür." - Bir erkeğin hayatı küçük bir bitki gibidir, toprakta bir çiçek olarak, verir meyvesini. Rüzgar üzerinden geçince gitmiştir ve artık orada tanınmayacaktır. - "Keşiş, dua etmeyi unutma ki Tanrı'nın gazabı merhametli olsun" - "Ben, Tanrı'nın Gazabı, kendi kızımla evlenip dünyanın göreceği en saf hanedanlığı kuracağım. Birlikte bütün kıtaya hükm edeceğiz. Ve var olacağız. Ben Tanrı'nın Gazabı'yım. Kim benimle birlikte? (ve bu son alıntı insanın kendi hırsları uğruna neleri feda ve telef edebileceğini ve hev'asının doyumsuzluğunu serd eden bir anektod.)
Son Umut filmine yorum yazdı:
Bilimsel distopyadan ziyade insan trajedisini müşahaslandıran, günümüz mevcud kaotik unsurlarının ve acımasızlığın hakim olduğu dünya düzenindeki devlet caniliği, direnişci güruhun hukuk dışı yöntemlerini sergileyen, ikisinin arasındaki çatışmada haklı ve haksızlığı insanın değeri üzerinden ifade edip Clive Owen'ın üstün performansıyla insanda meknuz olan korku, kaygı, şaşkınlık, cesaret ve doğruluk vasıflarını canlandırıp bunların insanın nasıl özünü oluşturduğu ve doğru bir biçimde nasıl kullanabilineceğini izah etmedeki başarısıyla, asıl ve örnek kişi tarafından tüm insanlığa teşmil edip, canlandıran, kurgu ve çekim kabiliyetleriyle yaşanılan insani duygu ve vahşetleri çok iyi yansıtabilmesine rağmen, kişilierin gösterilen karakter, bilgileri ve emellerinin dışında sergiledi tavırlarıyla, yıllar sonra karşılaşan ve eski davası uğrana savaşmaya başlamaya meyl eden bir insanın kararsızlığını aktaramayıp, bunu muallak bir düşünceyle hareket eden soyut bir insan portresiyle belli bir dü ... DevamıBilimsel distopyadan ziyade insan trajedisini müşahaslandıran, günümüz mevcud kaotik unsurlarının ve acımasızlığın hakim olduğu dünya düzenindeki devlet caniliği, direnişci güruhun hukuk dışı yöntemlerini sergileyen, ikisinin arasındaki çatışmada haklı ve haksızlığı insanın değeri üzerinden ifade edip Clive Owen'ın üstün performansıyla insanda meknuz olan korku, kaygı, şaşkınlık, cesaret ve doğruluk vasıflarını canlandırıp bunların insanın nasıl özünü oluşturduğu ve doğru bir biçimde nasıl kullanabilineceğini izah etmedeki başarısıyla, asıl ve örnek kişi tarafından tüm insanlığa teşmil edip, canlandıran, kurgu ve çekim kabiliyetleriyle yaşanılan insani duygu ve vahşetleri çok iyi yansıtabilmesine rağmen, kişilierin gösterilen karakter, bilgileri ve emellerinin dışında sergiledi tavırlarıyla, yıllar sonra karşılaşan ve eski davası uğrana savaşmaya başlamaya meyl eden bir insanın kararsızlığını aktaramayıp, bunu muallak bir düşünceyle hareket eden soyut bir insan portresiyle belli bir düzeyde giderip sonrasında karşılaşdığı mucize karşısında, insani güdülerinin tahrikiyle sarıldığı insanlık olgusu ve ideali yararına haklı ve doğru olan tutumda hareket etmeye başlamasıyla inandırıcılığı kazandıran, kader, insanlık, kişilik, evsaf ve tamahkarlığın sunulduğu, nice felsefik, bilimsel ve dünya geleceğini, insanlığı muhakeme eden hikayelerinin en başarılı bir başyapıtı.
Not: Kitabına sahib olan okumalık verebilir?
Dünya üzerindeki azınlık, mistik ve diğerlerinden müteferrik inançlarla bağdaştıran, umumi ve geniş çaptaki saldırıyı da içinde barındıran itikadlara hücum etmeden, sapkın kendileriyle mutabık görünümlü fasid imanlarında paralelliğinde savunuculuğu yanısıra siyasi konjonktür de kullanırken hikayenin mentalitesini sığlaştıran ırkçılık güdüsü, tüm bunların arasında ilginç anektodlar unumu ve farklı addedilen, öyle olduğuna inanılan, öyle olduğunu keşf eden ve inanmak istediğine inanan, inandırılanların hik ... Devamı
Dünya üzerindeki azınlık, mistik ve diğerlerinden müteferrik inançlarla bağdaştıran, umumi ve geniş çaptaki saldırıyı da içinde barındıran itikadlara hücum etmeden, sapkın kendileriyle mutabık görünümlü fasid imanlarında paralelliğinde savunuculuğu yanısıra siyasi konjonktür de kullanırken hikayenin mentalitesini sığlaştıran ırkçılık güdüsü, tüm bunların arasında ilginç anektodlar unumu ve farklı addedilen, öyle olduğuna inanılan, öyle olduğunu keşf eden ve inanmak istediğine inanan, inandırılanların hikayesi.
Tüm psikolojik savaşın her şeyi bilinçaltına telkin olarak yorulması metodu, her şeyin psikolojik yanılsamayla esasından ayrık değerlendirme yanılgısı.