Hoş film, sıcak, samimi. İki farklı insanın, diğerleri arasında birbirine tutunarak normal olmaya çalışmak yerine anormalliklerini kabul ederek mutlu sona ulaştıkları değişik açıdan bakılmış pek farklı olmayan bir senayo ama oyunculuklar iyi. Vakit kaybı değil, izlenilir ama size pek bir şey katar mı sanmıyorum.
Dün gece izlediğim değişik senaryoya sahip bir film deliler mi akıllı yoksa akıllılar mı deli ? diye kendi kendine sorcağın bir film izlenir .Güzel bir film
Bu filmdeki oyunculuklar süper fenomeni (yalanı) ilk olarak nasıl başladı, kim tarafından başlatıldı, nasıl bu kadar kitleleri peşinden sürükledi gerçekten çok merak ediyorum.
Amacınız değerli vaktinizi öldürmek ise bu film izlenebilir..Bana göre Modern kültürün insanlarabulaştırdığı pskolojik rahatsızlıkların bir yaşayan birde izleyen tarafını ele alıyor.Dahası kendime "yüksel" diye sesleniyorum!
forest gump'tan beri bir filmde en çok koşturup duran adam bu filmde....
oscar ödülleri malum en bilinir ve prestijli ödüller. filmin bir çok dalda aday gösterilmesi dikkat çekmesine ve filmi seyretmeye teşvik ediyor ama böyle büyük beklentiler içerisinde filmi izlemek büyük bir fiyasko ile sonuçlanıyor. bu sebeptendir ki oscar ödülleri öncesi ve sonrası iyice çekilmez bir hal almaya başladı.. gereksiz yere şişirilen gündemi işgal eden filmlerden usandık.... filmin oyunculuk dallarında aldığı adaylıklar o.k , ama en iyi film adayı olarak gösterilmesi şaka gibi ... sıradan bir film, yer yer eğlenceli bir film ama sadece bu kadar daha fazlası değil.
hadi puan da vereyim tamda mutlu olmalarına yetecek kadar 5.0
8 dalda Akademi Ödüllerine aday gösterilen ve geçtiğimiz Altın Küre Ödüllerinden En İyi Kadın Oyuncu Jennifer Lawrence ödülüyle ayrılan Silver Linings Playbook, artık neredeyse bir çöp kalıp haline gelen romantik komedi formülünü, uyarlandığı romanın farklı hikayesinin etkisiyle başka bir kalıba sokmaya çalışıyor. The Fighter (2010) ile hikayesini oyunculuk odaklı bir yapıyla bütünleyen yönetmen David O. Russell, Silver Linings Playbook ile de aynı formülü deniyor ve yine 4 ana oyuncusuyla birlikte oyunculuğun 4 adaylığına da oynayan bir film çekiyor.
David O. Russell, filmlerinde oyuncularına performansları açısından sayısız olanak tanıyan bir yönetmen. Bu açıdan onu Paul Thomas Anderson ve Martin Scorsese gibi oyuncularına doğaçlama alanlar tanıyan yöentmenler arasında anmak mümkün. Scorsesenin New York, New York (1976) ta Robert De Niro ve Liza Minelliye, Paul Thomas Andersonın The Master (2012)da Joaquin Phoenix ve Philip Seymour Hoffmana tanıdığı özgürlük alanını David O. Russell... Devamı
8 dalda Akademi Ödüllerine aday gösterilen ve geçtiğimiz Altın Küre Ödüllerinden En İyi Kadın Oyuncu Jennifer Lawrence ödülüyle ayrılan Silver Linings Playbook, artık neredeyse bir çöp kalıp haline gelen romantik komedi formülünü, uyarlandığı romanın farklı hikayesinin etkisiyle başka bir kalıba sokmaya çalışıyor. The Fighter (2010) ile hikayesini oyunculuk odaklı bir yapıyla bütünleyen yönetmen David O. Russell, Silver Linings Playbook ile de aynı formülü deniyor ve yine 4 ana oyuncusuyla birlikte oyunculuğun 4 adaylığına da oynayan bir film çekiyor.
David O. Russell, filmlerinde oyuncularına performansları açısından sayısız olanak tanıyan bir yönetmen. Bu açıdan onu Paul Thomas Anderson ve Martin Scorsese gibi oyuncularına doğaçlama alanlar tanıyan yöentmenler arasında anmak mümkün. Scorsesenin New York, New York (1976) ta Robert De Niro ve Liza Minelliye, Paul Thomas Andersonın The Master (2012)da Joaquin Phoenix ve Philip Seymour Hoffmana tanıdığı özgürlük alanını David O. Russell da Bradley Cooper ve Jennifer Lawrencea tanıyor. Fakat oyunculuklar bu denli ön plana çıkarken David O. Russellın, Scorsese ve Anderson gibi yönetmenlik anlamında güçlü bir iş çıkardığını söylemek zor. Daha çok Alexander Paynein yönetmenlik anlayışında sade bir tavrı olduğunu söyleyebiliriz.
Silver Linings Playbook, şaşırtıcı bir romantik-komedi şeklinde başlıyor. Daha doğrusu bir dramatik-komedi olarak açılıyor ve yavaş yavaş içine romantizm unsurunu da ekliyor. Filmi esas özgün kılan yan, daha çok karakterlere bahşedilen ilginç diyaloglar olurken, filmi ayakta tutan yön ise abartı sınırına bir yaklaşıp bir kaybolan oyunculuk performansları oluyor. Robert De Niro ve Jacki Weaver anne ve baba rollerinde tutarlı ve sevimli performanslarıyla arka planda öne çıkıyorlar.
Bradley Cooper, ucuz romantik-komedileri bırakıp yeni yeni ciddi projelerde yer almaya ve markasını yükseltmeye çalışan bir isim. Performans bağlamında başarılı olduğunu söyleyebiliriz fakat kendisine bahşedilen oyunculuk alanında sınırsız davranması, Joaquin Phoenix veya Daniel Day-Lewis ayarında bir oyuncu olmadığından yer yer sırıtabiliyor. Jennifer Lawrence ise kuşkusuz Cooperdan daha güçlü bir oyunculuk sergiliyor fakat o da özellikle finaldeki dans sahnesinde aşırı abartılı bir sevinme mimiği kullanarak tıpkı Baz Luhrmannın Australia (2008)sında Nicole Kidmanın korktuğu bir sahnedeki abartı yüz ifadesi gibi inandırıcılık sınırının dışına çıkarak itici olabiliyor. Bu bağlamda kişisel fikrim henüz ustalaşmamış oyunculara doğaçlama alanı yaratmanın büyük bir risk olduğu yönünde.
Filmin en büyük artılarından birisi ise sıradan bir Amerikan romantik-komedi veya dramatik-komedide asla göremeyeceğimiz biçimde baba ve oğulun yumruklaşma sahnesi. Özellikle bu gibi sahnelerle film puanını arttırıyor arttırmasına fakat son 20 dakikasına kadar özgün bir şekilde ilerlemesine rağmen finalde ne olacağını harfiyen bildiğimiz klişeler yumağına teslim oluyor. Bu da Silver Linings Playbookun gücünü azaltmasına neden oluyor. (Örneğin; bir karakterin bir şeyden geçmesi için 4.2 puan alması gerekiyorsa ve finalde de tam 4,2 puan alıyorsa! ) Dolayısıyla Bu tür klişeler hala eskimedi mi? diye düşünüyor insan.
Silver Linings Playbook, tüm özgün olma çabalarına rağmen finaline doğru sisteme yenik düşen bir film. Oyuncu performanslarıyla hatırlanacağı, güzel bir öyküsü olduğu ve romantik-komedi formülünü tüm eksilerine rağmen değiştirmeye çalıştığı bir gerçek. Fakat 2012 yılının en iyileri arasında yer alıp, tüm ödül törenlerinde yer almalı mı, bir oturup düşünmek lazım.
Önce Ruby Sparks sonra bu. Birileri sosyal medyada dizginleri eline almış,belli ki.
Film çok umutperver bir film değil şimdi,umutlanmak isteyenlere hitaben belirteyim.
Delirmeyi elzem ve gerekli görebilirsiniz. Bu,bence sizin delirebilme lüksünü dahası takıntılarla dolu,gösterişli ve aynı oranda sorunlu bir yaşamı arzuladığınız anlamına gelir. Aslında bu da bir tür delilik göstergesi.
Gel gör ki, aynı yaşamı deneyimlemek sana filmdeki kadar keyif vermeyecektir. Vermemesi gerekir. Delirmek ancak bir lüks olduğunda eğlenceli olabilecek bir külfettir.
İki güzel insanla ilgili,2 saatlik bir saçmalık izlediğinizin farkına varma hızınıza saygı duymayı taahhüt ediyorum. Çok gıcık olduysan bana,gerçekten haklısın. Gıcık olunası bir kuzuyum. Ama bu noktada,ne önemi var ?
Dipsiz diyaloglar, anlamsız bir yol düşümü, gerçekten sıkıldım............Kritik yapasım bile yok. Amaan neyse.
@darkpassenger
12 yıl önce
7.1 / 10
@upapaz
12 yıl önce
7.2 / 10
@winternight
12 yıl önce
4 / 10
@karabalik
12 yıl önce
7 / 10
@panlabirenti
12 yıl önce
7.5 / 10
@ilovemovie
12 yıl önce
@galadriel
12 yıl önce
@enik_kral
12 yıl önce
oscar ödülleri malum en bilinir ve prestijli ödüller. filmin bir çok dalda aday gösterilmesi dikkat çekmesine ve filmi seyretmeye teşvik ediyor ama böyle büyük beklentiler içerisinde filmi izlemek büyük bir fiyasko ile sonuçlanıyor. bu sebeptendir ki oscar ödülleri öncesi ve sonrası iyice çekilmez bir hal almaya başladı.. gereksiz yere şişirilen gündemi işgal eden filmlerden usandık.... filmin oyunculuk dallarında aldığı adaylıklar o.k , ama en iyi film adayı olarak gösterilmesi şaka gibi ... sıradan bir film, yer yer eğlenceli bir film ama sadece bu kadar daha fazlası değil.
hadi puan da vereyim tamda mutlu olmalarına yetecek kadar 5.0
@ibodirector
12 yıl önce
6.8 / 10
David O. Russell, filmlerinde oyuncularına performansları açısından sayısız olanak tanıyan bir yönetmen. Bu açıdan onu Paul Thomas Anderson ve Martin Scorsese gibi oyuncularına doğaçlama alanlar tanıyan yöentmenler arasında anmak mümkün. Scorsesenin New York, New York (1976) ta Robert De Niro ve Liza Minelliye, Paul Thomas Andersonın The Master (2012)da Joaquin Phoenix ve Philip Seymour Hoffmana tanıdığı özgürlük alanını David O. Russell ... Devamı
David O. Russell, filmlerinde oyuncularına performansları açısından sayısız olanak tanıyan bir yönetmen. Bu açıdan onu Paul Thomas Anderson ve Martin Scorsese gibi oyuncularına doğaçlama alanlar tanıyan yöentmenler arasında anmak mümkün. Scorsesenin New York, New York (1976) ta Robert De Niro ve Liza Minelliye, Paul Thomas Andersonın The Master (2012)da Joaquin Phoenix ve Philip Seymour Hoffmana tanıdığı özgürlük alanını David O. Russell da Bradley Cooper ve Jennifer Lawrencea tanıyor. Fakat oyunculuklar bu denli ön plana çıkarken David O. Russellın, Scorsese ve Anderson gibi yönetmenlik anlamında güçlü bir iş çıkardığını söylemek zor. Daha çok Alexander Paynein yönetmenlik anlayışında sade bir tavrı olduğunu söyleyebiliriz.
Silver Linings Playbook, şaşırtıcı bir romantik-komedi şeklinde başlıyor. Daha doğrusu bir dramatik-komedi olarak açılıyor ve yavaş yavaş içine romantizm unsurunu da ekliyor. Filmi esas özgün kılan yan, daha çok karakterlere bahşedilen ilginç diyaloglar olurken, filmi ayakta tutan yön ise abartı sınırına bir yaklaşıp bir kaybolan oyunculuk performansları oluyor. Robert De Niro ve Jacki Weaver anne ve baba rollerinde tutarlı ve sevimli performanslarıyla arka planda öne çıkıyorlar.
Bradley Cooper, ucuz romantik-komedileri bırakıp yeni yeni ciddi projelerde yer almaya ve markasını yükseltmeye çalışan bir isim. Performans bağlamında başarılı olduğunu söyleyebiliriz fakat kendisine bahşedilen oyunculuk alanında sınırsız davranması, Joaquin Phoenix veya Daniel Day-Lewis ayarında bir oyuncu olmadığından yer yer sırıtabiliyor. Jennifer Lawrence ise kuşkusuz Cooperdan daha güçlü bir oyunculuk sergiliyor fakat o da özellikle finaldeki dans sahnesinde aşırı abartılı bir sevinme mimiği kullanarak tıpkı Baz Luhrmannın Australia (2008)sında Nicole Kidmanın korktuğu bir sahnedeki abartı yüz ifadesi gibi inandırıcılık sınırının dışına çıkarak itici olabiliyor. Bu bağlamda kişisel fikrim henüz ustalaşmamış oyunculara doğaçlama alanı yaratmanın büyük bir risk olduğu yönünde.
Filmin en büyük artılarından birisi ise sıradan bir Amerikan romantik-komedi veya dramatik-komedide asla göremeyeceğimiz biçimde baba ve oğulun yumruklaşma sahnesi. Özellikle bu gibi sahnelerle film puanını arttırıyor arttırmasına fakat son 20 dakikasına kadar özgün bir şekilde ilerlemesine rağmen finalde ne olacağını harfiyen bildiğimiz klişeler yumağına teslim oluyor. Bu da Silver Linings Playbookun gücünü azaltmasına neden oluyor. (Örneğin; bir karakterin bir şeyden geçmesi için 4.2 puan alması gerekiyorsa ve finalde de tam 4,2 puan alıyorsa! ) Dolayısıyla Bu tür klişeler hala eskimedi mi? diye düşünüyor insan.
Silver Linings Playbook, tüm özgün olma çabalarına rağmen finaline doğru sisteme yenik düşen bir film. Oyuncu performanslarıyla hatırlanacağı, güzel bir öyküsü olduğu ve romantik-komedi formülünü tüm eksilerine rağmen değiştirmeye çalıştığı bir gerçek. Fakat 2012 yılının en iyileri arasında yer alıp, tüm ödül törenlerinde yer almalı mı, bir oturup düşünmek lazım.
@havlayankuzu
12 yıl önce
Film çok umutperver bir film değil şimdi,umutlanmak isteyenlere hitaben belirteyim.
Delirmeyi elzem ve gerekli görebilirsiniz. Bu,bence sizin delirebilme lüksünü dahası takıntılarla dolu,gösterişli ve aynı oranda sorunlu bir yaşamı arzuladığınız anlamına gelir. Aslında bu da bir tür delilik göstergesi.
Gel gör ki, aynı yaşamı deneyimlemek sana filmdeki kadar keyif vermeyecektir. Vermemesi gerekir. Delirmek ancak bir lüks olduğunda eğlenceli olabilecek bir külfettir.
İki güzel insanla ilgili,2 saatlik bir saçmalık izlediğinizin farkına varma hızınıza saygı duymayı taahhüt ediyorum. Çok gıcık olduysan bana,gerçekten haklısın. Gıcık olunası bir kuzuyum. Ama bu noktada,ne önemi var ?
Dipsiz diyaloglar, anlamsız bir yol düşümü, gerçekten sıkıldım............Kritik yapasım bile yok. Amaan neyse.