Tehlikeli Oyun Yorumları

Tehlikeli Oyun filmi detayları

@stiff

12 yıl önce

8 / 10

Almanlar bu tip psikolojik filmler konusunda çok iyiler. Das Experiment en sevdiğim filmlerinden biridir. Die Welle'i de bu listeye aldım hemen. İkisi de benzer psikolojik süreçleri anlatıyor. Her sahnesi mesaj içeren Die Welle'in etkileyici bir sonla bittiğini de belirtelim. 8/10 puanı hakeden bir yapım.

@poormf

12 yıl önce

8.7 / 10

Gerçek bir olaydan esinlenilen filmde faşizmin kendisinden çok kitle tabanının oluşumu üzerinde durulmuş. Bir haftalık sürede birlikte davranmaya başlayan gençleri bir arada tutan bir ideoloji yok aslında, var olan tek şey aidiyet duygusunun yarattığı çekicilik. Fikirler yerine birkaç basit slogan yeterli o insanları bir arada tutmaya. Çünkü ait olma, birliktelik, aslında hiçbir şeyken bir şey olduğunu hissetme, güven duyma isteklerinin tatmin edildiği, emek vermeden kolayca bir değere dönüşebildikleri bir ortam kendilerine sunulan. Toplumcu aidiyetin faşizan aidiyetten temel farklılığı itaat kültürüne değil bir fikre sahip olması ve o fikri yaşama geçirebilmek için kollektif emek harcayıp çaba sarf etme gerekliliğidir.

Otokratik birlikteliği sağlamak için derinliği olmayan sloganlar; ekonomi, adalet, kalkınma, inanç ve etnik köken gibi kavramlar üzerine inşa edilir. Çünkü bunlar en geniş insan topluluğuna hitap edebilecek, çekim merkezi oluşturabilecek kavramlardır.

Otokrasinin tanı
... Devamı
Gerçek bir olaydan esinlenilen filmde faşizmin kendisinden çok kitle tabanının oluşumu üzerinde durulmuş. Bir haftalık sürede birlikte davranmaya başlayan gençleri bir arada tutan bir ideoloji yok aslında, var olan tek şey aidiyet duygusunun yarattığı çekicilik. Fikirler yerine birkaç basit slogan yeterli o insanları bir arada tutmaya. Çünkü ait olma, birliktelik, aslında hiçbir şeyken bir şey olduğunu hissetme, güven duyma isteklerinin tatmin edildiği, emek vermeden kolayca bir değere dönüşebildikleri bir ortam kendilerine sunulan. Toplumcu aidiyetin faşizan aidiyetten temel farklılığı itaat kültürüne değil bir fikre sahip olması ve o fikri yaşama geçirebilmek için kollektif emek harcayıp çaba sarf etme gerekliliğidir.

Otokratik birlikteliği sağlamak için derinliği olmayan sloganlar; ekonomi, adalet, kalkınma, inanç ve etnik köken gibi kavramlar üzerine inşa edilir. Çünkü bunlar en geniş insan topluluğuna hitap edebilecek, çekim merkezi oluşturabilecek kavramlardır.

Otokrasinin tanımlanmasıyla başlayan filmde dersin işlenişi dikkat çekiciydi. Dikte edilen bir bilgi yoktu, herkes fikrini dile getirebiliyor konu üzerinde düşündükleri için ezberlemek zorunda kalmıyorlardı. Yani demokrasinin prototipi vardı.Bu demokratik ortam kullanılarak sistem değişti; tek tip kıyafetler, söz alınınca ayakta konuşma zorunluluğu, öğretmene koşulsuz itaat. (Bu kısmı tanıdık gelmiyor mu?)

Birlikte verilen kararlarla deneysel olarak otokrasinin zararlı yapısı işlenecekti. Öğrencilerin diktatör gibi görünen (olayın bu yönünün güçlü verilememesi filmin en önemli eksikliklerinden biri) öğretmenin etrafında hemen sürüye dönüşüvermeleri karşısında, yalnızca bir iki öğrencinin tepki gösteriyor olması gençliğe yönelik bir küçümseme mi yoksa malumun ilanı olarak mı değerlendirilmeli üzerinde düşünülmeğe değer. Aynı zamanda muhalefet eden öğrencinin sınıfsal yapısı da üzerinde düşünülmesi gereken noktalardan biri.

Olayın bir yönü de sürü çoban ilişkisinin düşünceyi ortadan kaldırıp yerine kitlesel davranma dürtüsünün yarattığı tehlikeye çekilen dikkat. Yani faşizmin demokrasinin bağrından filizlenişi.

Otokrasinin oluşturduğu birlikteliğin karşısında anarşizmin yer alması ve futbolun toplumsal işleviyle beraber, fanatik taraftarlık psikolojisi ile faşizan kitle psikolojisi arasındaki benzerlik te ayrıca incelemeye değer konular.

Kendi diktasını korumak adına, öğretmenin öğrencileri dersten çıkarışı, kırmızı gömlekli öğrenciyi üniformalarını giymediği gereçkesiyle görmediği sahne ile ötekileştirme çok iyi vurgulanmış.

Hızlı gelişen kurgusu ve derinlik konusunda yaşadığı sıkıntılara rağmen düşündürdükleriyle değerlenen bir film Die Welle...

85/100

@metinarslan127

13 yıl önce

9 / 10

Gecenin bir vakti açtım izledim ve çarpıldım diyebilirim. Çok etkileyici, insanı içine çeken güzel işlenmiş bir senaryo. Filmin verdiği toplumsal mesajı gayet güzel açıklamış yorum yazan arkadaşlar. Benim ilgimi çeken konu fikrin, ortaya atılışından sonra her bireyin ufak ufak dokunuşlarıyla, yani fikir adamından bağımsızlaşarak gelişmesi oldu. İnsanlara inanacakları bir şey verip çekip giderseniz de devam etmemesini bekleyemezsiniz. Bence finalde yaşananlar olmasa Die Welle tarihte küçük de olsa bir yer edinebilirdi. (Film gerçek hikayeye dayandığı için böyle bir yorumda bulundum).Ayrıca olayların bir haftada gelişmiş olmasını ben de pek hoş bulmadım ama sanırsam bu da hikayenin yaşanmış olmasından kaynaklanıyor.

Amerikano bir yapım olsaydı hem kalitesi hem de popülaritesi daha yüksek olur ve imdb'den bi 8 puan çakardı diye düşünüyorum. 9/10 Puan.

@fidd

13 yıl önce

Olayların bir haftada gerçekleşmesi dışında etkileyici bir filmdi. Onun dışında insanların örgütlenmesi ve kitlenin harekete geçmesi çok iyi işlenmiş ki bu geçtğimiz yıl Arap ülkelerinde de görmüş bir durumdur.

@onur_turan

13 yıl önce

8.5 / 10

*Almanların politik filmleri çok başarılı oluyor keza bu da öyle.

Ellerindeki malzemeyi cüretkar ve sağlam bir şekilde işliyorlar.

Downfall

The Baader Meinhof Complex

Sophie Scholl: The Final Days

The Lives of Others

Das Experiment

Stalingrad

Good Bye Lenin

The Edukators

gibi toplumsal ve politik içerikli filmler bunun en büyük kanıtı.

Bu film de Das Experiment’ı andırıyordu. Şahsen ondan da fazla beğendiğimi söylemeliyim.

*Sadece 1 haftada Faşizm’e giden yol;

düşük bütçe ve kısıtlı mekanla ancak bu kadar güzel irdelenebilirdi.

*Son sahnesi enteresan.

Öğretmenin bir anda yüzünün değişip şaşırması... :)

*Kesinlikle kaçırılmaması gereken harika bir yapım.

Hele ki Türkiye gibi her alanda faşizan bölünmelerin ve uygulamaların bolca olduğu bir toplumda yaşıyorsak...

8,5 / 10

@daw

13 yıl önce

8.6 / 10

Dalga - Biz vs Onlar

Merhaba! Elimizde bir adet ilginç film var. Filmi ilginç yapan ise konusu. Aslında bu bir kitap. 1981 yılında Todd Strasser tarafından Morton Rhue takma adı altında yazılan The Wave isimli bir gençlik romanı. Aslında kitaptan da öte 1967 yılında Palo Alto, Californiadaki Cubberley Lisesinde gerçekleşen bir olayın hikayesinin günümüze aktarımı..

Öncelikle filmin kilit noktasından söz etmek istiyorum. Filmin olayı hocanın sorduğu "Almanya’da tekrar bir diktatörlük olur mu?" sorusuna çoğu öğrencinin (hatta hepsinin) olmaz cevabı olayların kilit noktası. Buna karşılık hoca kalkıp da klasik hayır çocuklar olabilir, çünkü bıdı bıdı bıdı bıdı demek yerine deneyelim ve görelim diyor.

Uygulamalı eğitim diye buna denir işte, öğrencilere ufaktan gazı vererek koca bir sistemi ölçekler halinde küçültüp bir sınıfa veriyor öğretmen. Önce otur-kalk hareketleri. Kılıfı da hazır, ayağa kalkıp konuşmak kan dolaşımını dengeler, düzgün cevap
... Devamı
Dalga - Biz vs Onlar

Merhaba! Elimizde bir adet ilginç film var. Filmi ilginç yapan ise konusu. Aslında bu bir kitap. 1981 yılında Todd Strasser tarafından Morton Rhue takma adı altında yazılan The Wave isimli bir gençlik romanı. Aslında kitaptan da öte 1967 yılında Palo Alto, Californiadaki Cubberley Lisesinde gerçekleşen bir olayın hikayesinin günümüze aktarımı..

Öncelikle filmin kilit noktasından söz etmek istiyorum. Filmin olayı hocanın sorduğu "Almanya’da tekrar bir diktatörlük olur mu?" sorusuna çoğu öğrencinin (hatta hepsinin) olmaz cevabı olayların kilit noktası. Buna karşılık hoca kalkıp da klasik hayır çocuklar olabilir, çünkü bıdı bıdı bıdı bıdı demek yerine deneyelim ve görelim diyor.

Uygulamalı eğitim diye buna denir işte, öğrencilere ufaktan gazı vererek koca bir sistemi ölçekler halinde küçültüp bir sınıfa veriyor öğretmen. Önce otur-kalk hareketleri. Kılıfı da hazır, ayağa kalkıp konuşmak kan dolaşımını dengeler, düzgün cevap verebilirsin. Ritimli yürüyüş hareketleri- birlik mesajı. Hocaya hitap ederken bay takısı kullanmak-saygı. Bunlar disiplindir. Disiplin güç getirir. Sembol olmalı, üniforma olmalı-birliğin göstergesi. İkinci aşama eylem gerektirir. Basit internet siteleri, şapkalar, stickerlar vs.

Tabiki iş bu sadece sınıfta yapılanlar. Eğer bireyler özellikle gençler- kendilerini birlik halinde, bir gruba ait, başına bir şey geldiğinde yanında duracak arkadaşlarının olduğu yerlere hissettikleri an vardır işte o anı yakalayanlar, bu fırsatı kendilerine veren olaya tam bağlı kalırlar. Bu sıradan bir topluluk olabilir, siyasi parti olabilir, spor kulübü olabilir.. Her türlü şey olabilir. Bunu birkaç örnekle açıklamak yerinde olur.

Aklı başında birçok insana bir futbol takımı için adam yaralamak ya da adam öldürmek saçma gelir. Ancak yine aklı başında ama kendini o formaya, ambleme, renklere özellikle de takım ruhuna ait hisseden adam bu işi yapabilir. Çünkü onun için giydiği formayı giyen, söylediği marşı söyleyen herkes kardeşten öte, karşı tarafın yani rengi farklı, marşı farklı, amblemi farklı takımın taraftarı can düşmanıdır. Onun gözünde takım uğruna ölünebilecek bir durumdur. Dindir, bazen dinden ötedir. Aslında din de aynı kategorinin bir ürünü. Müslümana göre doğru yol nasıl İslamsa, Hristiyana göre doğru yol Hristiyanlıktır. İkisi de kendilerinin en iyi en doğru yol olduğunu iddia ettikleri bir ortamda çokta farklı bir durum ortaya çıkmaz.

İnsanları birlik haline getirebilecek olan basit ama etkili unsurlar bir araya gelir ve fitil ateşlenir. Bu noktadan sonra fitili söndürmek oldukça zor hatta imkansızdır ki çok güzel bir söz vardır Niccolo Machiavelli tarafından söylenen "Wars begin when you will, but they do not end when you please" yani savaş istenildiği zaman başlar ama istenildiği zaman bitmez. Burada da aslında eğitim amaçlı bir oluşum yapıldı, bilinçsizce gençlere gaz verildi ve sonuç hiç beklenmedik derecede bir noktaya geldi.

Bunlar oluşumun aşamalarıydı. Peki bu kadar basit mi insanları etkilemek? Bir flama, amblem, üniforma verince herkes bu duruma mı gelir? Aslında olay bunlarda değil. Bu olaylar insanın kendindeki, hayatındaki eksikleri doldurur, yanlışları düzeltir. Örneğin dalga üyesi kıvırcık saçlı kızımız kendini güzel bulmuyor, ama dalga ona güzellik verdi; ezik eleman anarşistler tarafından dayak yemekten dalga elemanları sayesinde kurtuldu vs vs.. Ayrıca filmin başında otokrasiye neler sebep olur? üzerine bir muhabbet dönüyor. Öğrencilerin verdiği cevaplar gözden kaçmamalı; Fakirlik, işsizlik, eziklik, vs... Eğer bir toplum açlık, fakirlik içinde ya da farklı şekilde dil, din, ırkçı vs baskılar altında yaşarsa ve bir gün bir lider çıkıp bunlara (tamamen bile değil, kısmen) son verirse, o toplum liderin yanlışlarını görmez, onu kabul eder, ne derse yapar. Bu konuda örnek vermeme gerek yok sanırım. Zaten şuan bile şahit oluyoruz..

Eğitim hayatı bitip iş hayatına atılan insanlardan hep şunu duyarız ya da söyleyenlerdenizdir: Keşke okula dönsem, hayat ne güzelmiş, iki sınava girip çıkıyordur, bir de stres yapıyorduk diye küçümserler/küçümseriz. İşte bu küçümsenen iki sınav-stres muhabbetini öğrencilerden kaldıracak bir olay-dalga geldiğinde hepsi bunu kabul etti. Çünkü Dalga onlara sınavlardan geçme, arkadaş çevresi, kavgada destek, çirkinse güzellik, ezikse popülerlik, kimsenin sallamadığı su topu takımlarına taraftar kazandırdı. Biz dedikleri dalganın herhangi bir farklılığı olmamasına rağmen onlardan ayrıldılar.

He yok bu tarz şeyler olmaz diyorsanız, hazır su topu maçları demişken buradan bir örnek vereyim. Macaristan’da SSCB askerlerinin dolaştığı ve komünizmin etkisinin en yoğun görüldüğü günlerde Macaristan-SSCB su topu maçı yapılıyor. Bir grup genç SSCB’yi protesto etmek amacıyla ellerinde pankartlar vs tribünde bulunuyorlar. Askerler müdahale ediyor ve birkaç genç ölüyor. Sonra ne mi oluyor? Halk ayaklanıyor. Sokağa çıkan kalabalığı görenler ocaklarında yemekleri bırakıp sokağa iniyor. Neden? Çünkü ortada bir birlik var. Ya 68 kuşağı hareketleri? Hiç nasıl çıktı baktınız mı? Ya da en son şahit olduğumuz Arap Devrimlerini? Arap devrimlerinin üniversite mezunu olmasına rağmen iş bulamayıp tezgahtarlık yaparak hayatını kazanmaya çalışan bir Tunuslu gencin, zabıtalar arabasına el koyunca kendini yaktığını ve bunu göre insanların ufak çaplı bir protesto yaparak, facebookta sayfalar açarak milyonları sokağa döküp yılların rejimini yıktığını, bunun komşu ülkelere de yayılıp kaç tane rejimi yıkıp, kaç tane diktatörü düşürdüğünün farkında mısınız? Kim bilir daha kaç tane gidecek. Kaç tane yeni isyan küçücük bir dalga ile yayılacak..

Yine çok uzattım, filme döneyim. Yönetmen ve senaristler efsane iş çıkarmış. Bu kadar güzel bir konu, bu kadar güzel aktarılır. Sınıfta farklı görüşteki Almanların yanında diğerleri temsilen Türk Gurbetçi bir genç, zenci çocuklar vs bulunuyor. Tek ortak noktaları aynı dersi almak ve bu gençler bir isim, bir sembol ve beyaz gömlek ile birlik oluyorlar. Bunlar yapabiliyorsa aynı dine, aynı siyasi görüşe, aynı dile sahip olanlarda her an her şeyi yapabilir. Ve bu tehlikenin farkına varılmalıdır! Çünkü ben bile bu düşüncelerime rağmen yaşadığım bazı durumlar karşında biz diyebiliyorum. Kendimi kontrol edebiliyorum ama benim gibi biz diyecek milyonlarca kişi var ve çok azı kendini kontrol edebilir diye düşünüyorum.

Bu filmin birde Amerikan versiyonu var. 1981 yılında çekilmiş. The Wave isminde. Onu da seyrettim ancak bu kadar tat vermedi. Gerçi TV filmi diye çekilmiş. Genelde önce Alman filmi olarak çıkıp sonradan Amerikan versiyonu çekilen filmlerle karşılaşmıştım ama bu sefer tam tersini seyretmeme rağmen yine de Alman versiyonu daha iyi çıktı.

Konuya paralel olarak verilen mesajlar oldukça net işlenmiş. Özellikle bir detay var ki Amerikan versiyonunu seyredince tamamen emin oldum o da son toplantıda hocanın sahneye çıkıp haklı gerekçelerini savunurken yaptığı konuşma sırasında ağzından saçtığı salyalara yakın çekim yapıldığı an. İşte o an tam bir Hitler görüntüsüdür. Açın herhangi bir Hitleri anlatan film ya da belgesel seyredin, Hitlerin o kızgın konuşmaları sırasında etrafa saçtığı tükürükleri görürsünüz. İnsanlar o kadar hak verir ki konuşmalara o tükürükler sanki nur yağıyormuş gibi gelir insanlara. İşte yönetmen bir tükürük ile kompozisyonun sonuç kısmını bitirmiş. Bana da yönetmene saygı duymak kalıyor.

Vakit ayırıp okuduğunuz için teşekkürler..

@skubrick

14 yıl önce

8.6 / 10

die welle / the wave almanca ve ingilizce dalga demek. çeviri genel bir çeviri ise yanlış olmuş. Yok değilde siteden kaynaklıysa düzeltelim mi? şöyle bir söz vardır ne kadar anlıyorum desen de o olmadan yeteri kadar anlayamazsın. kendimi orada hissettim. Faşizmi tattım gerçekten. Nasıl değerler üzerine yükseldiğini daha iyi anladım %92'lik seçim kazanmalarını falan. o birliği nasıl sağladığı üzerinde. hocason konuşmasını yaparken böyle birşeyle sonlandıracağını tahmin ediyordum fakat kafamda daha farklı birşey vardı özellikle emek ile ilgili söyledikleri. "hitler'in bir konuşmasıydı bu bakın gençler" falan gibi birşeyler bitirmesini bekliyordum. öyle olmadı. çok güzel vurgulamış yalnız eleştirmek gerekirse bir haftaya yığmasa daha iyi olurdu sonuçta köklü bir inanç sistemi oluştu öğrenciler arasında. ve bunun için bence bir hafta yeterli değil 1 haftalık zaman dilimine sıkışmamış olurdu. son olarak franco'nun bir sözü ile bitirelim. "emeğin üzerindeki eşitsizlik tahakkümünü kaldıracağı
... Devamı
die welle / the wave almanca ve ingilizce dalga demek. çeviri genel bir çeviri ise yanlış olmuş. Yok değilde siteden kaynaklıysa düzeltelim mi? şöyle bir söz vardır ne kadar anlıyorum desen de o olmadan yeteri kadar anlayamazsın. kendimi orada hissettim. Faşizmi tattım gerçekten. Nasıl değerler üzerine yükseldiğini daha iyi anladım %92'lik seçim kazanmalarını falan. o birliği nasıl sağladığı üzerinde. hocason konuşmasını yaparken böyle birşeyle sonlandıracağını tahmin ediyordum fakat kafamda daha farklı birşey vardı özellikle emek ile ilgili söyledikleri. "hitler'in bir konuşmasıydı bu bakın gençler" falan gibi birşeyler bitirmesini bekliyordum. öyle olmadı. çok güzel vurgulamış yalnız eleştirmek gerekirse bir haftaya yığmasa daha iyi olurdu sonuçta köklü bir inanç sistemi oluştu öğrenciler arasında. ve bunun için bence bir hafta yeterli değil 1 haftalık zaman dilimine sıkışmamış olurdu. son olarak franco'nun bir sözü ile bitirelim. "emeğin üzerindeki eşitsizlik tahakkümünü kaldıracağız"
D

@duman

15 yıl önce

9.2 / 10

Finali haricinde harika bir film.
W

@wasnt

15 yıl önce

7.7 / 10

Bundan Çok Daha Yüksek Bir Not Alabilecekken , Son Yılların En "Mükemmel" Filmi Olabilecekken Bazı Detaylar Yüzünden "Güzel , Ama Harika Değil" Filmler Listesine Giriyor ... Film Benzeri Kabul Edilebilecek "Klass"tan Farklı Olarak "Yorum Yapıyor" , Bu Benim Açımdan Kötü , Klass Duragan İleryen , Ancak "Nötr" Kalan Bir Filmdi ... Burada Yönetmen İşin İçine "Yorum" Katmış ... Birde Filmin İçine Yerleştirilen Ve Filmi "Avrupa"dan Alıp "Usa" Götüren Bazı Sahneler Var , Filmin Etkisi Azaltan ... Finalini Hiç Sevmedim Zaten
C

@cemalcem

15 yıl önce

8 / 10

filmde;hayatında birşeyleri eksik hisseden gençlerin,bu tarz akımlardan daha çok etkilendiği vurgusu yapılıyor.gençlerin nasıl programlı bir propagandayla birer makinaya dönüşebileceğini gösteriyor.

kesinlikle vakit kaybı bir yapıt değil.
SPOILER
GİRİŞ YAP
Şifremi Unuttum!

ÜYE DEĞİL MİSİNİZ?

HEMEN ÜYE OLUN
Aktivasyon Mailim Gelmedi!
ŞİFREMİ UNUTTUM
AKTİVASYON MAİLİ GÖNDER
ÜYE OL