ne zamandır bir filmden boyle dayak yememiştim.iyi geldi kendime getirdi beni.sağlam dövdü demirkubuz...haluk bilginer, güven kıraç, derya alabor napmışlar ole yaa!! bağımsız sinema severseniz izleyin,izlettirin..oyunculuklar tek kelime; muhteşem!!
Harika bir film. Yaşanmışlıklardan kesitler ve haluk bilginer..
efsane tirad bir yana yıkıla yıkıla yürken kapıya bastığı tekme beni eskilere götürmekle kalmadı filme odaklanamadım. ayrıca da ayrıntıları daha iyi kullanmış bir türk filmi bilmiyorum.
arka planda sürekli açık halde duran televizyon sayesinde doksanlara da yolculuk yaptım. kasetçalardaki şarkılar, reha muhtar... doksanlara yani çocukluğuma da nostaljik bir yolculuk oldu :) bir de derya alabora... gerçekten tutkunu olunası bir yan var bu kadında, nedir bilemediğim... o yüzden bu rol için başka bir kadın oyuncu da canlanmadı gözümde.
Bir sohbette; "Demirkubuz Masumiyet kadar iyi bir film hala çekemedi." cümlesini duyunca yadırgamıştım. O zamanlar henüz izlememiştim Masumiyet'i. İtiraf, C Blok, Kader, Üçüncü Sayfa, Yeraltı, Kıskanmak çalışmalarını izleyebilmiştim yönetmenin. C Blok'u bir türlü sevememiştim, Kıskanmak'ı ise ne denli titiz bir dönem filmi olursa olsun, ya da Demirkubuz'un irdelemeyi sevdiği hangi unsurları bulundurursa bulundursun beklenmedik bir filmdi, alışamamıştım. Diğer filmlerde ise belki biraz biraz İtiraf'ı ve Kader'i ön plana çıkarıyordum. Masumiyet'i izleyene kadar...
Masumiyet'i seyrettiğimde, yukarıdaki cümlenin yanında yer aldım. Oyunculukların gücü, senaryonun iyiliği bir yana düşününce Demirkbuz'un sonraki tüm filmlerinin Masumiyet'ten beslendiğini, oradan başladığını ancak onun kadar yaşayan, güçlü filmler olmadıklarını düşündüm. (Hatta Dostoyevski'nin bile Masumiyet'ten çıktığını hissettim) Sanırım yönetmeni, Masumiyet ve sonrası gibi iki döneme ayırmak mümkün.
Haluk Bilginer'in tir... Devamı
Bir sohbette; "Demirkubuz Masumiyet kadar iyi bir film hala çekemedi." cümlesini duyunca yadırgamıştım. O zamanlar henüz izlememiştim Masumiyet'i. İtiraf, C Blok, Kader, Üçüncü Sayfa, Yeraltı, Kıskanmak çalışmalarını izleyebilmiştim yönetmenin. C Blok'u bir türlü sevememiştim, Kıskanmak'ı ise ne denli titiz bir dönem filmi olursa olsun, ya da Demirkubuz'un irdelemeyi sevdiği hangi unsurları bulundurursa bulundursun beklenmedik bir filmdi, alışamamıştım. Diğer filmlerde ise belki biraz biraz İtiraf'ı ve Kader'i ön plana çıkarıyordum. Masumiyet'i izleyene kadar...
Masumiyet'i seyrettiğimde, yukarıdaki cümlenin yanında yer aldım. Oyunculukların gücü, senaryonun iyiliği bir yana düşününce Demirkbuz'un sonraki tüm filmlerinin Masumiyet'ten beslendiğini, oradan başladığını ancak onun kadar yaşayan, güçlü filmler olmadıklarını düşündüm. (Hatta Dostoyevski'nin bile Masumiyet'ten çıktığını hissettim) Sanırım yönetmeni, Masumiyet ve sonrası gibi iki döneme ayırmak mümkün.
Haluk Bilginer'in tiradı, Güven Kıraç'ın sade oyunculuğu, Derya Alabora'nın çıkışları, otel, otelde izlenen filmler... Hepsi güzel bir bütünün rahatsız edici parçaları.
sadece haluk bilginer'in tiradı için bile izlenebilecek bir film. derya alabora performansıyla şaşırttı. güven kıraç karakterin yapısı gereği nispeten daha sessiz sakın bir profil çizse de sırıtmamış, gayet iyi kotarmış rolü. başta oyunculuklar olmak üzere, senaryo, kurgu ve sinematografik açıdan türk sinemasında örnek alınması gereken filmlerden masumiyet. zeki demirkubuz gerçekten gurur duyulması gereken bir yönetmen.
@bosphorusbh
11 yıl önce
10 / 10
@perakendeshakes
11 yıl önce
efsane tirad bir yana yıkıla yıkıla yürken kapıya bastığı tekme beni eskilere götürmekle kalmadı filme odaklanamadım. ayrıca da ayrıntıları daha iyi kullanmış bir türk filmi bilmiyorum.
@serayhsky
11 yıl önce
@sesver
11 yıl önce
6.2 / 10
@paranoyakvisne
11 yıl önce
@mafilena
11 yıl önce
1 / 10
Sevdim abla, ne kötülük var bunda..
@kimolaki
11 yıl önce
9 / 10
@cemal_erdem
11 yıl önce
8.6 / 10
Masumiyet'i seyrettiğimde, yukarıdaki cümlenin yanında yer aldım. Oyunculukların gücü, senaryonun iyiliği bir yana düşününce Demirkbuz'un sonraki tüm filmlerinin Masumiyet'ten beslendiğini, oradan başladığını ancak onun kadar yaşayan, güçlü filmler olmadıklarını düşündüm. (Hatta Dostoyevski'nin bile Masumiyet'ten çıktığını hissettim) Sanırım yönetmeni, Masumiyet ve sonrası gibi iki döneme ayırmak mümkün.
Haluk Bilginer'in tir ... Devamı
Masumiyet'i seyrettiğimde, yukarıdaki cümlenin yanında yer aldım. Oyunculukların gücü, senaryonun iyiliği bir yana düşününce Demirkbuz'un sonraki tüm filmlerinin Masumiyet'ten beslendiğini, oradan başladığını ancak onun kadar yaşayan, güçlü filmler olmadıklarını düşündüm. (Hatta Dostoyevski'nin bile Masumiyet'ten çıktığını hissettim) Sanırım yönetmeni, Masumiyet ve sonrası gibi iki döneme ayırmak mümkün.
Haluk Bilginer'in tiradı, Güven Kıraç'ın sade oyunculuğu, Derya Alabora'nın çıkışları, otel, otelde izlenen filmler... Hepsi güzel bir bütünün rahatsız edici parçaları.
Demirkubuz'un en iyisi...
@peregrinus
11 yıl önce
9.2 / 10
@itsatwap
11 yıl önce
6 / 10