Durağan ilerleyen ama çok kaliteli bir yapım olmuş.Görünmez olanı görünür kılan ve hatta gözümüze sokan bunu da büyük bir ustalıkla içimize işleyerek yapan bir başyapıt. Çekimler ve oyunculuklar çok başarılı. Özellikle Kıvanç tatlıtuğ ve Mert Fırat'ın milli gururlarımız olduğunu düşünüyorum. Bu kadar başarılı, her rolü bu kadar hakkıyla oynayabilen genç oyunculara sahip olduğumuzu görmek gurur verici.
Birden çok şey anlatmak isterken hepsinin üzerinde üstün körü durulmuş gibi. filmin başında bir azim hikayesi izlicem diye düşündüm. Daha sonra bir aşk, daha sonra maden işçileri, daha sonra bir hastalık ve bunun rehabilitasyon hikayesini izlicem diye düşündüm fakat hepsini biranda vermişler bunu sevemedim. Şöyle ki hepsinin üzerinde durulmasını sevemedim. bazları daha arka planda olup tek bir şeye odaklanılabilirdi. Bunun dışında tabi ki de çoğu Türk filminde olduğu gibi fazla dram dram geldi. Kötü yanları bunlardı benim için. Onun dışında filmi sevdim oyunculuklar aman tanrım dedirten türden.
Filmin kayıp şairlere adanması çok tatlı olmuş. Hiç bilmediğimiz iki türk şairini bize öğrettiği ve onları sanki sayfaların arasından çıkarıp yeniden ölümsüzleştirdiği için şahsen mutlu oldum.
İngiliz dönem filmlerini hatırlatan bir havası var. Filmde iki gencecik şairin acıklı, kısacık yaşam öyküsüne, kömür ocaklarının anavatanı Zonguldakın 1940 lı yıllarına tanık oluyoruz. Döneme ait çaresizlikler-kabullenişler-kaçamamalar oldukça derin ve detaylı biçimde ele alınmış. Mekanlar, dekorlar, kostümler son derece gerçekçi. Aşka, sevgiye, şiire, kadere ve kedere dair bir film Vizontelelerden sonra Yılmaz Erdoğanın en iyi filmi olduğunu düşünüyorum.
Oyunculuklar, kullanılan müzikler, replikler, görsellik... Her açıdan muhteşem bir yapımdı Kelebeğin Rüyası. Son dönem Türk sinemasındaki en iyi işlerden, hatta belki de en iyisi.
Film bittiğinde sinemadan çıkarken "Ben bir şey anlamadım filmden." diyen arkadaşıma şaşkın şaşkın bakmış ve üzülmüştüm. Mesele bir şey anlamak, anlatmak mıydı ki? Filmi hissettiğime sevinmiştim. Şairliğin küçümsendiği, edebiyatın alaşağı edildiği ve pop müzik kıvamına geldiği 2000’lerde böyle bir işe imza atmak da büyük cesaret gerektirir. Yıllar sonra o iki şairin değerini teslim etmek. Bu ne güzel bir inceliktir.
Ara sıra film için seslendirilen şiirleri açar youtube’dan dinlerim. Yılmaz Erdoğan, sen ne güzel bir iş yaptın böyle.
Öncelikle klasik bir Türk filmi senaryosu olduğundan hareket emekte fayda var. Ama Klasik bir senaryo olmasına karşın, özgün bir anlatımı ve kurgusu olduğu kesin.
Usta işi bir yönetmenli ve usta işi bir görüntü yönetmenliği olması da cabası.
Ama bence filme en çok ruh katan ve onun farklı noktalara taşınmasında en önemli katkı müziklerinde. Kendinizi gerçekten bir kelebeğin rüyasında hissettiriyor insan.
@cokoprenses
2 yıl önce
8 / 10
@samsaara
3 yıl önce
6.6 / 10
@masquerade
3 yıl önce
@berfiin
3 yıl önce
8 / 10
@fruit_fly
3 yıl önce
@rusyena
5 yıl önce
8.4 / 10
@rorschachv1
6 yıl önce
9.5 / 10
@normajeane
8 yıl önce
9 / 10
Ara sıra film için seslendirilen şiirleri açar youtube’dan dinlerim. Yılmaz Erdoğan, sen ne güzel bir iş yaptın böyle.
@erimk
9 yıl önce
8 / 10
Öncelikle klasik bir Türk filmi senaryosu olduğundan hareket emekte fayda var. Ama Klasik bir senaryo olmasına karşın, özgün bir anlatımı ve kurgusu olduğu kesin.
Usta işi bir yönetmenli ve usta işi bir görüntü yönetmenliği olması da cabası.
Ama bence filme en çok ruh katan ve onun farklı noktalara taşınmasında en önemli katkı müziklerinde. Kendinizi gerçekten bir kelebeğin rüyasında hissettiriyor insan.
İzleyin, izlettin.
@punkart
9 yıl önce
9 / 10