Roman Kahramanları dergisini 9. sayısındaki romanlardan bi tanesi de "Bizim Büyük Çaresizliğimiz" romanıydı. Aldım okudum. Baktım filmi de var hadi onu da izliyim dedim . Kitabı okuyup filmi izleyen her adam gibi beyenmedim tabiki benim hayalim filme bin basarr. Ama ıhıhı olmamış. Kitabın o içtenliğinin, akıp gidişinin yanında film kopuk kopuk garip bişey olmuş. Hatta kitabı okumasaydım anlamazdım bazı yerleri diye düşündüm.
ve kitapta Ender le Çetin Nihal'le ilişkileri bakımından hemen hemen eşit konumdayken filmde Ender bi tık öne geçmiş durumda. (bence) Ve de kitap Ender'in iç sesinden olduğu için güzeldi.
john steinbeck`'in fareler ve insanlar kitabındaki lennie ve george'tan çok, ben thomas mann'in değişen kafalar'daki nanda ve şridaman arkadaşlığına benzettim filmdeki karakterleri. tabi bir de sita var,ikisi de aynı kadına aşık değişen kafalarda, bu filmdede öyle. etkilenmiş midir etkilenmemişlerdir bilemem ama ben benzerlikler buldum. tabi değişen kafalar bambaşka bir kitap bu film kitapla boy ölçüşemez bile ama insan benzeten bir yaratık işte. ayrıca fareler ve insanlar kitabını da ayrı severim.
neyse filme gelince adamlar cidden çaresiz yapacak bir şey yok. güzel işte, çerezlik izlenir. çok fazla bir şey beklememek lazım filmlerden, yaparlarsa iyisini tabi başka.
Keşke önce kitabını okuyup sonra izleseydim bu filmi. Eminim kitapta karakterlerin aşkı ve çaresizliği daha iyi betimlenmiştir. Aşkın olgunlaşma ve çaresizliğe evrilme süreci. Canım yandı biraz izlerken. Belki haleti ruhiyemden kaynaklanıyor. Aşk illa ki beraber olmak değildir. İnsan aşık olduğu kişinin mutlu olduğunu görerek de sevebilir, hatta sevinebilir. "İyi insan" olmanın yolu buradan geçer, değil mi ama ;)
barış bıçakçı'nın kitabını çok severek okumuştum. sayfaları çevirirken ikide bir başınızı kaldırıp gülümsemenize sebep olacak bir dili vardı adamın. bu yüzden filmin, ender'in iç sesiyle çok daha güzel olabileceği fikrine katılıyorum. bu sayede kopukluk, anlamlandıramama (ve hani sayılırsa sessizlik) sıkıntısı da ortadan kalkabilirdi.
barış bıçakçı'nın kitabını okumuştum ve çok beğenmiştim. filminin çıkacağı haberi de sevindirmişti beni. filmi nihayet bugün izleyebildim. fakat filmden çıkınca filmin beni tam olarak tatmin etmediğini anladım. gerçi edebiyat uyarlamaları için bu hep böyle. kitapların uyarlamalarını izleyenler genelde uyarlamalardan memnun kalmaz, eksik bulur.. kitabı okuyanlar ayrı ayrı yerlere takılır, karakterlere kendi kişiliklerinden de bi şeyler katar ve hikayelerin aktörlerini bu şekilde hayal ederler.. yönetmen herkese göre ayrı bir film çekemeyeceğine göre bu beğenileri ortak bir paydada buluşturmak zorundadır. kolay iş değil yani uyarlama yapmak..
bu kitap ilk başta konusu itibariyle belki okumayanlara "çerez" bir kitap olarak gelebilir ama uyarlaması zor bir kitaptı bence.. b. bıçakçı'nın çok güzel, samimi bir anlatımı var ve karakterlerin ruhsal durumlarını güzel benzetmeler ve çeşitli anektotlarla sezdiriyor/ gösteriyor, edebi yetkinliğiyle kitabını, sinemanın kolaya yakalayamayacağı bir ... Devamı
barış bıçakçı'nın kitabını okumuştum ve çok beğenmiştim. filminin çıkacağı haberi de sevindirmişti beni. filmi nihayet bugün izleyebildim. fakat filmden çıkınca filmin beni tam olarak tatmin etmediğini anladım. gerçi edebiyat uyarlamaları için bu hep böyle. kitapların uyarlamalarını izleyenler genelde uyarlamalardan memnun kalmaz, eksik bulur.. kitabı okuyanlar ayrı ayrı yerlere takılır, karakterlere kendi kişiliklerinden de bi şeyler katar ve hikayelerin aktörlerini bu şekilde hayal ederler.. yönetmen herkese göre ayrı bir film çekemeyeceğine göre bu beğenileri ortak bir paydada buluşturmak zorundadır. kolay iş değil yani uyarlama yapmak..
bu kitap ilk başta konusu itibariyle belki okumayanlara "çerez" bir kitap olarak gelebilir ama uyarlaması zor bir kitaptı bence.. b. bıçakçı'nın çok güzel, samimi bir anlatımı var ve karakterlerin ruhsal durumlarını güzel benzetmeler ve çeşitli anektotlarla sezdiriyor/ gösteriyor, edebi yetkinliğiyle kitabını, sinemanın kolaya yakalayamayacağı bir eser haline getiriyor. uyarlama için zor bir eser olmasının en önemli nedenleri bunlar..
s.teoman'ın ilk filmini de izlemiştim ve bu filmde de benzer bir üslup söz konusu.. bu iyi mi olmuş? tam emin değilim.. ama farklı bir anlatım uygulanabilirdi belki. mesela filmi ender'in anlatımıyla izleyebilirdik, fena da olmazdı bence.. zaten kitapta da anlatım bu şekilde, ender'den çetin'e yazılan bir çeşit mektup..
ender ile çetin filmde benim hayal ettiğimden biraz daha farklı olsa da yine de başarılı buldum.. filmde eğreti duran bazı sahneler var, muhtemelen kitabı okumayanlar bu sahneleri ya anlamadı ya da yadırgadı.. ama kitabı okuyanların yadırgadığı sahneler de vardır eminim.. bunların nedeni @@ DwyaneWadeCns' in söylediği gibiyse filmin dvd'sinde uzun versiyonunu da görmek güzel olurdu, böylece havada kalan kısımlar anlam bulabilir..
uzattım yine.. film kısaca kitabı okumayanların beğeneceği, okuyanların ise "tam" olarak tatmin olmadığı bir film olmuş.. kitabı okumadıysanız da mutlaka okuyun :)
Film iki erkek arkadaşın hayatlarına dramatik bir şekilde giren bir kızla nasıl yaşadıklarını anlatıyor. Film Ankara'da geçiyor. Durgun bir film yani rutinleşmiş sakin sonu hariç ve bi 2 saniyelik bir kısım hariç hiç müzik yok.Ankara'nın o sessiz rutin havasını çok güzel aktarmışlar. Eskişehir film festivalinde izleme şansı buldum bugün ve film sonrası yapımcılarla söyleşi vardı. Kim filmi eleştirmeye kalksa aynı şeyi savundular. çok sahne kesildi aralardaki kopukluklar anlamsızlıklar bu yüzden dediler sinir ettiler açıkcası biraz çünkü madem bu kadar kesicektiniz ne diye yaptınız 40 dk daha uzun olsaydı adam gibi anlamlı bir kurgusu olsaydı diyor insan. bu rutinlik ve sakinlikte sıkabilirdi ama iki karakter o kadar komiklerki filmin adı ve dramını flm boyunca hiç hissetmiyorsunuz. o durgunluğa rağmen deli gibi gülüyorsunuz. tavsiye ederm umarım dvd s,nde falan o kesilmiş sahneler ek seçenek olarak menüye koyulur. oyunculuk çok iyiydi ankarayı seven biriyseniz ankara kartpostal gbi kar... Devamı
Film iki erkek arkadaşın hayatlarına dramatik bir şekilde giren bir kızla nasıl yaşadıklarını anlatıyor. Film Ankara'da geçiyor. Durgun bir film yani rutinleşmiş sakin sonu hariç ve bi 2 saniyelik bir kısım hariç hiç müzik yok.Ankara'nın o sessiz rutin havasını çok güzel aktarmışlar. Eskişehir film festivalinde izleme şansı buldum bugün ve film sonrası yapımcılarla söyleşi vardı. Kim filmi eleştirmeye kalksa aynı şeyi savundular. çok sahne kesildi aralardaki kopukluklar anlamsızlıklar bu yüzden dediler sinir ettiler açıkcası biraz çünkü madem bu kadar kesicektiniz ne diye yaptınız 40 dk daha uzun olsaydı adam gibi anlamlı bir kurgusu olsaydı diyor insan. bu rutinlik ve sakinlikte sıkabilirdi ama iki karakter o kadar komiklerki filmin adı ve dramını flm boyunca hiç hissetmiyorsunuz. o durgunluğa rağmen deli gibi gülüyorsunuz. tavsiye ederm umarım dvd s,nde falan o kesilmiş sahneler ek seçenek olarak menüye koyulur. oyunculuk çok iyiydi ankarayı seven biriyseniz ankara kartpostal gbi karşınızda olucaktır.
@abaru
13 yıl önce
@ismini_vermek_i
13 yıl önce
ve kitapta Ender le Çetin Nihal'le ilişkileri bakımından hemen hemen eşit konumdayken filmde Ender bi tık öne geçmiş durumda. (bence) Ve de kitap Ender'in iç sesinden olduğu için güzeldi.
Siz en iyisi kitabı okuyun..
@fu1960
13 yıl önce
neyse filme gelince adamlar cidden çaresiz yapacak bir şey yok. güzel işte, çerezlik izlenir. çok fazla bir şey beklememek lazım filmlerden, yaparlarsa iyisini tabi başka.
@zerafrancie
13 yıl önce
@firfirella
13 yıl önce
9 / 10
@slartibartfast
13 yıl önce
@toshiro
14 yıl önce
bu kitap ilk başta konusu itibariyle belki okumayanlara "çerez" bir kitap olarak gelebilir ama uyarlaması zor bir kitaptı bence.. b. bıçakçı'nın çok güzel, samimi bir anlatımı var ve karakterlerin ruhsal durumlarını güzel benzetmeler ve çeşitli anektotlarla sezdiriyor/ gösteriyor, edebi yetkinliğiyle kitabını, sinemanın kolaya yakalayamayacağı bir ... Devamı
bu kitap ilk başta konusu itibariyle belki okumayanlara "çerez" bir kitap olarak gelebilir ama uyarlaması zor bir kitaptı bence.. b. bıçakçı'nın çok güzel, samimi bir anlatımı var ve karakterlerin ruhsal durumlarını güzel benzetmeler ve çeşitli anektotlarla sezdiriyor/ gösteriyor, edebi yetkinliğiyle kitabını, sinemanın kolaya yakalayamayacağı bir eser haline getiriyor. uyarlama için zor bir eser olmasının en önemli nedenleri bunlar..
s.teoman'ın ilk filmini de izlemiştim ve bu filmde de benzer bir üslup söz konusu.. bu iyi mi olmuş? tam emin değilim.. ama farklı bir anlatım uygulanabilirdi belki. mesela filmi ender'in anlatımıyla izleyebilirdik, fena da olmazdı bence.. zaten kitapta da anlatım bu şekilde, ender'den çetin'e yazılan bir çeşit mektup..
ender ile çetin filmde benim hayal ettiğimden biraz daha farklı olsa da yine de başarılı buldum.. filmde eğreti duran bazı sahneler var, muhtemelen kitabı okumayanlar bu sahneleri ya anlamadı ya da yadırgadı.. ama kitabı okuyanların yadırgadığı sahneler de vardır eminim.. bunların nedeni @@ DwyaneWadeCns' in söylediği gibiyse filmin dvd'sinde uzun versiyonunu da görmek güzel olurdu, böylece havada kalan kısımlar anlam bulabilir..
uzattım yine.. film kısaca kitabı okumayanların beğeneceği, okuyanların ise "tam" olarak tatmin olmadığı bir film olmuş.. kitabı okumadıysanız da mutlaka okuyun :)
@patlayanseker
14 yıl önce
9 / 10
@dwyanewadecns
14 yıl önce