Maç Sayısı Yorumları

Maç Sayısı filmi detayları

@sevalk

12 yıl önce

9 / 10

filmi üç bölüm olarak ayırıp yorumlayabiliriz. ilk kısım daha durağan olan, hem karakterleri hem de birbirleriyle olan ilişkileri görüyoruz. ikinci kısımda olaylar biraz daha hızlanıyor ve yasak bi aşk başlıyor. son kısımda ise film zirveye ulaşıyor ve her şey çözüme kavuşuyor.Özellikle bu kısımda artan tempo insanı şaşırtıyor ama finali daha da vurucu bi şekilde bitiyor. Şans konusuna biraz farklı bir taraftan bakılmış. Bir tarafta hırslı, bencil ve zeki Chris ve diğer tarafta güzel, derin ama şanssız Nola. Woody Allen bu filminde şans faktörünün aslında hayatımızı nasıl şekillendirdiğini çok iyi göstermiş. Ayrıca zengin, elit, tuzu kuru kesme yapılan eleştiriler de yerindeydi bence. sonuç olarak bu filmi tavsiye ederim izlemeyenlere.

@enik_kral

12 yıl önce

filmi izledikten sonra bir woody allen filminden ziyade, coen biraderlerin yaptığı kara mizah ve gerilim karışımı bir şey izlemiş gibi oldum... yani woody allen filmi izleyecem diyenler oldukça şaşırabilir.

@bugs

12 yıl önce

7.5 / 10

woody allen için ilişkiler yönetmeni demek yanlış olmaz sanırım. izlerken keyif aldığım bi yönetmen. filmlerin ortak paydası şu olsa gerek kadın erkek ilişkileri üzerine şehrini ruhunu katması. tıpkı bu filmde olduğu gibi londra yı da yaşıyorsunuz filmi izlerken tarihi ve sanatsal aktiviteleri filmin içine hoş bi biçimde yerleştirilmiş. filmin öne çıkan taraflarından biri de opera, operayı öne çıkaran sadece karakterlerin operayan ilgisi değil. aynı zamnda yaşananların bir trajedesi olması ve bunun müziklerle çok güzel tamamlanması. woody allen nın filmlerini izlerken hem kadın erkek ilişkilerini hem şehrin ruhunu hem de sanatı izliyorsunuz. sinema sever biri olarak woody allen izlemekten keyif alıyorum.

@yavuzgl

13 yıl önce

8 / 10

Şansın çifte yüzünü gösteren bir yapıt, yüzüğün düştüğü yer filmin sonunu tayin etti. Chris karakterinin karaktersizliğine ve bencilliğine o kadar çok kızdım ki başta, filmi yarıda bırakacaktım nerdeyse. Müfettiş abilerin dediği gibi "Karısını aldatan sıradan bir erkek." belki biraz daha fazlası fakat gerçekte de böyle değil mi? Yani herkes az da olsa yanında yöresinde ya da kendinde ondan esintiler görmedi mi? Büyüksün Woody usta.
D

@dwyanewadecns

14 yıl önce

Fena değildi,tahmin edilebilir anlar oldu ama film genel olarak iyiydi,son anlara doğru saçmaladılar gibi oldu ama verdiği ''şans'' vurgulamasıyla konuyu iyi bağladılar.baş rolumüzün performansı ortalardaydı pek altından kalkamadığını düşündüğüm sahneleri vardı yapmacık gelen,fondaki müzik sizin gerginliğinizi alıyor herşeye soğuk kanlı yaklaşmanızı sağlıyordu. ve londra topraklarına basma isteğinizi daha çok kuvvetlendirmekte şahsen.

@lowen

14 yıl önce

7.5 / 10

Woody Allen filmlerini çok seven biri olarak,Maç Sayısı'nı da beğendim..Fakat bana kalırsa en iyi filmi kesinlikle değil..Sürprizlerle dolu ve yüzük sahnesi ile etki bırakan,bittikten sonra olmuş dedirten bir film..

@bruce_parkus

14 yıl önce

7.5 / 10

!---spoiler---!

vay arkadaş, ne yüzükmüş!

woody allen abimizin en sevdiği filmiymiş, vira bismillah diyerek oturdum başına. son dönemde yüksek dozda türk dizisine maruz kalmış olmamdan mütevellit, o kadar aşikar dostoyevski göndermesine rağmen devamlı olarak aşk-ı memnu vardı aklımda ilk yarı boyunca. olayların gelişimi gayet doyurucu bir şekilde aktarılmış olmakla birlikte finali az biraz aceleye getirilmiş gibi geldi bana, amma total toplamda olmuş bu film. izleyiciye vermek istediğini vermiş, chris karakteri üzerinden adalet kavramını bir güzel sorgulatmış tekrardan. film bittiğinde "iyi olmaktansa şanslı olmayı tercih ederim" dedirtiyor hakkaten.

jonathan rhys meyers rolünde bir miktar tutuk, ama olması gerekenden daha fazla değil. filmin son yarım saatine kadar hal ve tavırları soğuk, duygusuz. sıfatına bakınca tam bir potansiyel katil izlenimi veren bu karakterin, o ana kadar değil de işlediği cinayetten sonra adam gibi duygusal tepkiler verebilmesi ilginç, hoş olmuş. scarlet
... Devamı
!---spoiler---!

vay arkadaş, ne yüzükmüş!

woody allen abimizin en sevdiği filmiymiş, vira bismillah diyerek oturdum başına. son dönemde yüksek dozda türk dizisine maruz kalmış olmamdan mütevellit, o kadar aşikar dostoyevski göndermesine rağmen devamlı olarak aşk-ı memnu vardı aklımda ilk yarı boyunca. olayların gelişimi gayet doyurucu bir şekilde aktarılmış olmakla birlikte finali az biraz aceleye getirilmiş gibi geldi bana, amma total toplamda olmuş bu film. izleyiciye vermek istediğini vermiş, chris karakteri üzerinden adalet kavramını bir güzel sorgulatmış tekrardan. film bittiğinde "iyi olmaktansa şanslı olmayı tercih ederim" dedirtiyor hakkaten.

jonathan rhys meyers rolünde bir miktar tutuk, ama olması gerekenden daha fazla değil. filmin son yarım saatine kadar hal ve tavırları soğuk, duygusuz. sıfatına bakınca tam bir potansiyel katil izlenimi veren bu karakterin, o ana kadar değil de işlediği cinayetten sonra adam gibi duygusal tepkiler verebilmesi ilginç, hoş olmuş. scarlett johansson da genel anlamda başarılıydı, özellikle chris'in yalan söylediğini anladığı ve akabinde sokak ortasında bağırıp çağırdığı sahnedeki peforması güzeldi. kendisi zaten güzel.canım benim. brian cox gibi bir üstadı da izlemek nasip oldu, görece kısa bir rolde olsa bile. daha ne olsun?

7.5/10

!---spoiler---!

@foolmood

14 yıl önce

8 / 10

geveze yönetmenden farklı tonda bir film.diğer işlerine nazaran bunu daha çok beğendim diyebilirm.anny hall veya manhattan gibi hit işlerine bakmadan söylüyorum bunu.son zamanlarında çektiği filmlerin arasında açık ara birinci diyebilirim.dostoyevski göndermeleri ve bergman etkisi bariz.

@babelfish

14 yıl önce

7.8 / 10

Genelde filmdeki Dostoyevski göndermelerinden bahsedilmiş, ama ben daha çok Shakespeare kokusu aldım hikayeden. Özellikle, Macbeth'in hafiften değiştirilip uyarlanmış bir hali gibi geldi bana, özündeki temaların benzerliği sebebiyle. Ve bir yerde o tadı aldıktan sonra, maalesef neler olabileceğini tahmin ettim ve yanılmadığımı gördüm. Romantik-komedi beklerken, böyle bir şey çıkması tabii ki beni daha mutlu etti, o ayrı mesele =) Özetle, insandaki (çok afedersiniz ama) haysiyetsizliğin sınır(sızlığ)ının varabileceği boyutları sade bir şekilde işleyen, 2 saatte su gibi akıp giden bir film..

@spike

14 yıl önce

7.6 / 10

İbret alarak izledim filmi ve en azından ne yapmamam gerektiği konusunda fikir sahibiyim :)

Sonuç: Gayet güzel film. İzleyiniz efendim.

Dip not: Buram buram Dostoyevski!..
SPOILER
GİRİŞ YAP
Şifremi Unuttum!

ÜYE DEĞİL MİSİNİZ?

HEMEN ÜYE OLUN
Aktivasyon Mailim Gelmedi!
ŞİFREMİ UNUTTUM
AKTİVASYON MAİLİ GÖNDER
ÜYE OL