Dinin, kölelere ve fakirlere neden cazip geldiğini, güç arzusuyla hareket edenlerin bu olguyu kullanarak nasıl çabucak toplumda itibar kazandığını ve en önemlisi akıldan uzaklaşmanın insanlığa neler kaybettirdiğini gösteren güzel bir film.
Filmin başında beri Hristiyan olan bir kölenin hikâyesini izleyerek Hristiyanlığı, İskenderiye’nin yağmalanmasını, Hristiyanlığı yayılmasını, filozofun bilimsel uğraşını, Yahudi sürgününü izledik. Senaryo çok hızlı aktı sadece hikâyeye odaklanılmış, bu da karakterleri tanıyamamamıza ve empati kuramamamıza neden oldu. Bence oyuncularda kötü seçimdi. Oyuncuların canlandırdığı karakterler beni filme ikna etmedi. Mekanlar ve kostümler güzeldi. Demek ki 2 saate anca bu kadar oluyor.
Sırf İskenderiyeli Hypatia’nın hatrına izlenebilir. Şu Dünya’da ne şartlarda ne insanlar gelmiş de göçüp gitmiş, 2000 sene sonra birileri onları yad edebiliyor.
Filmde bu arada dinlerin sosyolojik olarak etkileri ve nasıl bir güç kaynağı haline dönüşebileceği de anlatılıyor. Son derece tarafsız bana göre...
İnsanı düşünmeye iten bir film; seveni de çok olur sevmeyeni de...
Filmden çıkarılacak ana cümle bence şuydu "zulme sessiz kalanlar elbet bir gün zulme uğrayacaklardır" . Bunu bilip bunu konuşurum istediğiniz türkiyeye uyarlayın bunu.
" Yeryüzünde, Tanrı kadar barış ve merhamet kaynağı olan her hangi bir kavram telaffuz edilemezken, yine aynı yeryüzünde kendisi adına bu kadar çok kan dökülmüş başka bir kavram yoktur. "
Sadece kendi donemine İskenderiye de yönettiği kütüphaneye 700.000 el yazması kitabı toplayan Hypatialarin suretleri değişiyor ama dinlerin anlayışı nedense bir türlü değişmiyor. Laikliliğin aynı zamanda cevabı olan film...
Yönetmenin konu seçimi takdir edilir ancak işlenişi sönük kaldı. İskenderiye Kütüphanesi-Hypatia ve o dönemin insan tarihindeki etkileri söz konusu olunca beklentilerimiz epey yüksekteydi haliyle. Fazla da eleştirmek istemiyorum, merak ettiğim bir şey varsa o da ’Carl Sagan yaşasaydı ve bu filmi görseydi yorumu nasıl olurdu?’
Zira Kozmos serisinden izlediğim/okuduğum kadarıyla özellikle ilk ve son bölümlerde "Hypatia, İskenderiye Kütüphanesi’nden saçılan aydınlığın son ışığıydı" ve "Eğer zamanda geri gidebilseydik ilk geleceğim yer burası olurdu" diyerekten kendisi için önemini vurguluyor.
@neuromancer
3 hafta önce
@gulceonenoglu
1 ay önce
@muhammed_b
4 yıl önce
@adolven
6 yıl önce
7.9 / 10
Filmde bu arada dinlerin sosyolojik olarak etkileri ve nasıl bir güç kaynağı haline dönüşebileceği de anlatılıyor. Son derece tarafsız bana göre...
İnsanı düşünmeye iten bir film; seveni de çok olur sevmeyeni de...
@wersolame
8 yıl önce
Bunu bilip bunu konuşurum istediğiniz türkiyeye uyarlayın bunu.
@naksidil
8 yıl önce
@oblivion_88
8 yıl önce
9 / 10
@ecosphere
9 yıl önce
7.6 / 10
Zira Kozmos serisinden izlediğim/okuduğum kadarıyla özellikle ilk ve son bölümlerde "Hypatia, İskenderiye Kütüphanesi’nden saçılan aydınlığın son ışığıydı" ve "Eğer zamanda geri gidebilseydik ilk geleceğim yer burası olurdu" diyerekten kendisi için önemini vurguluyor.
Serinin son bölümündeki ilgili kısım:http://www.youtube.com/watch?v=Wvg62QYUAYc
@basribabam
9 yıl önce
7.7 / 10
@pensive
9 yıl önce