İz Sürücü Yorumları

İz Sürücü filmi detayları

F

@furkanfs

13 yıl önce

9.5 / 10

aksiyon filmlerini seven, sinemayı kafa dağıtma aracı olarak görenlerdenseniz hiç girmeyin.

sinemaya ilgi duyan, yeniliklere açık ancak benim gibi tecrübesiz bir izleyiciyseniz muhtemelen filmi anlamıycak ve izledikten sonra eleştiri ve yorumları okuduktan sonra ne kadar mükemmel bi yapıt olduğuna karar verip tekrar tekrar izliyceksiniz.

@darkscream

13 yıl önce

9.1 / 10

batı almanya ve sovyet ortakyapımı bir film nasıl mümkün olabilir? Amerika ile de ortak bir film çekselerdi bari.

edit:

Daha filmi seyretmeden gözüme takılan bir şeyiufaktan bir eleştireyim dedim ve de sadece bununla kaldım. Koca filmde eleştirilecek birşey bulamadım doğrusu ki Tarkovsky'yi eleştirmek ne haddimize !!! Sanırım sinema hayatımı bu filmden öncesi ve sonrası diye rahatlıkla ikiye ayırabilirim. (başucuuuu)Yanlız adam filmde benim de dahil olduğum tüm insan türlerine?gayet sağlam giydirmiş bunu yaparken de döktürmüş. Kendimden utandım doğrusu.

@boybey

13 yıl önce

6 / 10

Puanına bakıp izleyen küfredip kapatır. Haberiniz olsun.
Z

@zbzvadie_glalon

13 yıl önce

10 / 10

kalabalıkça izlenip toplu intihara sürüklenilesi bir olay. tarihin dili kesilmiş halde yaşlı gözlerle baktığı adı üstünde sanat . filmin tema müziği meditation şurdan dinlenebilir;http://f.cl.ly/items/1o170Z1O301K2u0A1F3w/Eduard%20Artemiev%20-%20Meditation.mp3
M

@mendebur

14 yıl önce

8.7 / 10

kahverengi başlayıp yeşil devam edip yine kahverengi biten tarkovsky filmi. filmi yıllar önce ilk izlediğimde "bu ne skim bir filmdir lan böyle" demiştim, itiraf ediyorum. ama o zaman tarkovsky kimdir, nedir, ne değildir bilmiyordum. bu kez, o güne nazaran daha bilinçli bir şekilde izledim. kitaptan uyarlamaymış bu film de. kitabı okumadım ama zaten senaryo kitabın yazarları tarafından oluşturulmuş. film ilk çekimden sonra yanlış tab edildiği için tarkovsky filmi yeniden çekmek zorunda kalmış ve sanırım bu ikinci çekimi daha bir kendi kafasına göre yapmış. çekilen mekan da bir fabrikanın yanıymış. fabrikadan çıkan zehir film ekibini ciddi anlamda etkilemiş okuduğum kadarıyla. filmdeki siyah köpek de tesadüfen oradaymış ve `tarkovsky` de filmde yer almasından rahatsız olmamış. şunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim: benim açımdan bu film -teknik ve anlatım açısından- zerkalo'nun yanından bile geçemez. kendimce yorumlarım da şunlar:

spoiler

+ her şeyden önce klasik tarkovsky filmleri ö
... Devamı
kahverengi başlayıp yeşil devam edip yine kahverengi biten tarkovsky filmi. filmi yıllar önce ilk izlediğimde "bu ne skim bir filmdir lan böyle" demiştim, itiraf ediyorum. ama o zaman tarkovsky kimdir, nedir, ne değildir bilmiyordum. bu kez, o güne nazaran daha bilinçli bir şekilde izledim. kitaptan uyarlamaymış bu film de. kitabı okumadım ama zaten senaryo kitabın yazarları tarafından oluşturulmuş. film ilk çekimden sonra yanlış tab edildiği için tarkovsky filmi yeniden çekmek zorunda kalmış ve sanırım bu ikinci çekimi daha bir kendi kafasına göre yapmış. çekilen mekan da bir fabrikanın yanıymış. fabrikadan çıkan zehir film ekibini ciddi anlamda etkilemiş okuduğum kadarıyla. filmdeki siyah köpek de tesadüfen oradaymış ve `tarkovsky` de filmde yer almasından rahatsız olmamış. şunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim: benim açımdan bu film -teknik ve anlatım açısından- zerkalo'nun yanından bile geçemez. kendimce yorumlarım da şunlar:

spoiler

+ her şeyden önce klasik tarkovsky filmleri özelliği gösteriyor yine: mekanlar, renkler, filmin tamamına hakim olan belirsizlik, bunalım, su, sis, belirli bir yere uzun süreli gözümüze gözümüze sokarcasına odaklanma vs... özelde bu film için söyleyecek olursak evin o bunaltıcı ortamı, renkler, yatağın sürekli sallanması, çevreden gelen rahatsız edici sesler tam anlamıyla izleyeni boğuyor. yönetmen de zaten bunun ustası.

+ filmin başında dikkatimi çeken ilk şey, o kadar kötü koşullarda -deyim yerindeyse bokun içinde- yaşayan birisinin yataktan kalkar kalkmaz dişlerini fırçalaması. bu çok ilginç bir kare, en azından bana öyle geldi. ama yönetmeni düşününce şaşırmamak gerekiyor sanırım.

+ yolculuğa çıktıktan sonra rayların üstünde giden araçla yolculukları bitinceye kadar filmi kahverengi izliyoruz. ne zaman ki o yolculuk bitiyor, o zaman film renkliye -yeşile- dönüyor. bu anlamda bölge kavramı sanırım refaha ulaşma, düzlüğe çıkma, geçmişe dair her türlü sıkıntıyı geride bırakma anlamına geliyor (gibi). ama filmin devamında halk, bilim adamı ve sanatçı sembollerinin başka başka sorunlarla karşılaştığını, gidilen yönün ve aşılmaya çalışılan yolun binbir türlü engelle dolu olduğunu fakat bu engellere dair korkuyu da o yola girmiş kişinin (ya da toplumun) oluşturduğunu anlıyoruz. filmden bu korkunun toplumun yarattığı bir korku olduğuna ve aslının olmadığına dair bir mesaj çıkarabiliyoruz.

+ öncelikle şunu belirtmem gerekir, filmdeki sembollerle ilgili başka yerlerde yapılan iz sürücünün halkı, yazarın ve profesörün de bilim ve sanatı temsil ettiği görüşüne katılıyorum. bu sembollere dair ekleyeceğim tek şey, filmde sadece halka ya da sadece halka öncülük eden (etmesi gereken) bir tabakaya eleştiri yok. her ikisine de sağlam bir eleştiri var. halka dair yapılan eleştiri, başka toplumsal kuşullarda yaşamayı arzu ettiği halde o koşullara erişmek için pek bir şey yapmaması, yapmak istememesi, bundan korkması, yapmak isteyene de engel olmaya çalışması (iz sürücü yolculuk boyunca hep yanındaki adamları önden gönderdi. önce sen git dedi. profesör geldiği yoldan çantasını almak için geri dönmek istediğinde buna izin vermedi. ama profesör de onu dinlemedi ve çantasını bulmak üzere geri döndü, buldu da zaten. korkulacak hiçbir şey olmadığı ortaya çıktı. tam bu esnada yazar ve (güya) iz sürücü başka bir yoldan gittikleri halde aynı yere, profesörün olduğu yere çıktılar.) aydın kesime getirdiği eleştiri de -anladığım kadarıyla- halkın inançlarına ve umut kaynaklarına saygı duymaması, ciddiye almaması, tüm bunları alaya alması ve halkı aşağılaması (hatırlayacak olursanız filmin sonunda profesör odayı yok etmek için yanında getirdiği 20 kilotonluk bombayı çıkarıyor. o odayı yok etmek istiyor. yani halkın tüm inançlarının ve umutlarının dayanağı olan bir mekanı. yok etmek istiyor çünkü o derece rezil bir yerin umuda kaynaklık etmesine tahammül edemiyor. ayrıca yazar kişisinin odada bulduğu isa'nın başına geçirilen tarzda dikenli tacı alay edercesine alıp başına takması ve sonra çıkarıp tekrar duvara asması da dikkate değer bu anlamda.).

+ yazar ve profesör gibi aydın denebilecek kişilerin huzuru, mutluluğu ve umudu araması, özellikle de bölge denilen aslında hiç kimseye hiçbir şey vaad etmeyen bir yerde araması çok ironik bir durum. profesörün her ihtimale karşı yanında 20 kilotonluk bir bomba getirmesi ve odayı havaya uçurmak istemesi bana göre hem ya hep ya hiçin, hem de bencilliğin bir işareti gibi. zira kendi aradığını bulamadığı bir yerin başkalarına da huzur ve mutluluk vermesine anlam veremiyor, buna katlanamıyor profesör. o yüzden yok edip kendileri için anlamlı olmayan ama başkaları için belki de birçok anlam barındıran bir yeri (bir odayla semboliz edilmiş ama, bu bir düşünce de olabilir bir inanç da) ortadan kaldırıp halkı boş inançlardan kurtarmaya çalışıyorlar. iz sürücü de burada -yazılıp çizildiği gibi- aydın kesime tam zıt olan halk tabakasını temsil ediyor. bu adam da onların tam tersi -belki saçma da olsa- odanın mutluluk ve huzur verici tarafına inanıyor. oysa ki baktığımızda her iki tarafın düşünceleri ve tavırları da yanlış görünüyor. orta yol yok bu filmde. halkı ciddiye almayan bir aydın katmanı ve saçma sapan inançlarla beslenen, huzuru ve mutluluğu içinde yaşadığı koşullarda değil de başka başka ve kendi ya da içinde yaşadığı toplum dışındaki yerlerde arayan bir halk tabakası var.

+ filmde birçok yerde yaşama ve insana dair çözümlemeler var. hepsi de şapka çıkarılacak cinsten çözümlemeler bunlar.

+ odaya -yani hedefe, varılmak istenen noktaya- varıldıktan sonra odadaki telefonun çalmasını ben gerçek hayatla bir bağ, görülmek istenmeyen gerçekliğe dair bir sembol olarak algılıyorum.

+ gelmeye, ulaşmaya çalıştığımız yer için verdiğimiz mücadeleler sonunda, ulaştığımız yer hiç de umduğumuz yer olmayabiliyor. ama biz onu da göremiyoruz (mu?).

+ filmin en sonunda görüyoruz ki iz sürücü aslında bulmak istediğini çok uzaklarda ve zorlu koşullar içerisinde arıyor ama asıl cevher kendi çocuğu. bu çocuk elinin altında, çok ama çok yakında olmasına rağmen iz sürücü bunu görmüyor, göremiyor belki de görmek istemiyor.

spoiler

peşinen edit: bölük pörçük bir yorum olmuş olabilir. bunun için şimdiden özür...

@foolmood

14 yıl önce

9 / 10

hipnotik tarkovski sinemasının yetkin bir örneği.derin felsefik altmetninden bende bıraktığı izlenim mistik yönetmenin hayatın faniliği ve gelip geçiciliği hakkında bir şeyler söylüyor olduğu.popuüler izleyiciye hitap etmeyen hazmı zor ama sabırlı olunduğunda bilgelikle dolu bir sinema seyri vaat ediyor.

@yorgun_nihilist

15 yıl önce

7 / 10

sovyet rusya'daki komünist anlayışın sinemeya bile nasıl nüfuz ettiğini gösteren bir bilinmezlik,bir yalnızlık,bir keşif,bir karmaşık gizemin sırlarının ortaya döküldüğü felsefik film.

anlaşılması en güç filmlerdendir.
SPOILER
GİRİŞ YAP
Şifremi Unuttum!

ÜYE DEĞİL MİSİNİZ?

HEMEN ÜYE OLUN
Aktivasyon Mailim Gelmedi!
ŞİFREMİ UNUTTUM
AKTİVASYON MAİLİ GÖNDER
ÜYE OL