8.1

434 OY
PUAN VER
5

Imdb: 8.1 (144.555 OY)

KONUSU
Bir nevi kıyamet sonrası gelecekte, isimsiz bir ülkedeyiz. Düşen dev bir meteor açıklanması güç olaylara sebep olmuştur. Yarattığı etki Zone adı verilen bir alanda etkili olmaktadır. Bu alanın ortasında yer alan bir odada insanlığın en derin tutkularını gerçek yapacağı söylenen bir güç vardır.

Dike
... Devamı
Bir nevi kıyamet sonrası gelecekte, isimsiz bir ülkedeyiz. Düşen dev bir meteor açıklanması güç olaylara sebep olmuştur. Yarattığı etki Zone adı verilen bir alanda etkili olmaktadır. Bu alanın ortasında yer alan bir odada insanlığın en derin tutkularını gerçek yapacağı söylenen bir güç vardır.

Dikenli teller ve askerlerle korunan Zone’a sadece zihinsel güçleri ve yeterli cesaretleri olan Stalker’lar girebilmekte ve eşlik ettikleri insanları odadaki güçle yüzleşmeye götürmektedirler. Kahramanımız da böyle bir Stalker’dır. Karısının itirazlarına rağmen bir bilimadamı bir de yazarı yanına alarak hayatının yolculuğuna çıkar.

Meşhur Rus bilim kurgu yazarı Arkadi ve Boris Strugatsky kardeşlerin Yol Kenarında Piknik isimli romanından uyarlanan Stalker ile Tarkovsky, Solaris’te bıraktığı yerden psikoljik bilim kurguya geri dönüyor. Film göründüğünden daha çok alegori ve sistem eleştirisi içerse de yönetmen bunu ustaca alt katmanlara yerleştirmeyi beceriyor.

YORUM YAZ

SPOILER

POPÜLER YORUMLAR

YENİ YORUMLAR

Tüm Yorumlar

@blackbrust

1 yıl önce

Tarkovski nin son filmi. Filmin yapımıda film kadar ilgi çekici. Çekimler tamamlandığında kurgu yapılırken negatiflerin tuhaf bir şekilde bozulduğu fark ediliyor ve film yeniden çekiliyor.
Film oldukça karmaşık bir anlatıma sahip.

"insan doğduğunda zayıf ve esnektir. öldüğünde güçlü ama çürümüştür. çürümek ve güç, ölümün yoldaşlarıdır
M

@muaddib

2 yıl önce

Film 2 saat 40 dakika. Film teknik açıdan çok iyi olabilir, bilmiyorum. Sinema profesyonel anlamda işim olmadığından ötürü çok genel birkaç nokta dışında ışık kullanımıdır, ses dizaynıdır vs. anlamıyorum. Yalnızca azıcık sinema kültürü olan bir izleyici olarak filmi yorumluyorum ve diyorum ki "eğer bu film bir ödev falan değilse, ya da iş icabı izlemem gerekmiyorsa asla izlemem." Yalnızca Tarkovksy hakkında bir fikir edinebilmek için bu filmi izledim. Dayanılmaz derecede sıkıcı bir filmdi benim için, üstelik mekanlar ve genel anlamda filmdeki çamurlu, ıslak ve pis ortam mide bulandırıcıydı. Bunun yanında Rus olmadığım için Nuri Bilge Ceylan filmlerinde olduğu gibi beni çeken ve bağ kurabileceğim bir yönü de yoktu filmin. Bana göre bir film ne kadar sanatsal ya da derin olursa olsun ilk başta seyir zevki vermesi gereken bir "anlatıdır". Benim film anlayışıma göre, felsefi derinliği çok çok yoğun olan bir film de yapsan, bunu yaparken izl
... Devamı
Film 2 saat 40 dakika. Film teknik açıdan çok iyi olabilir, bilmiyorum. Sinema profesyonel anlamda işim olmadığından ötürü çok genel birkaç nokta dışında ışık kullanımıdır, ses dizaynıdır vs. anlamıyorum. Yalnızca azıcık sinema kültürü olan bir izleyici olarak filmi yorumluyorum ve diyorum ki "eğer bu film bir ödev falan değilse, ya da iş icabı izlemem gerekmiyorsa asla izlemem." Yalnızca Tarkovksy hakkında bir fikir edinebilmek için bu filmi izledim. Dayanılmaz derecede sıkıcı bir filmdi benim için, üstelik mekanlar ve genel anlamda filmdeki çamurlu, ıslak ve pis ortam mide bulandırıcıydı. Bunun yanında Rus olmadığım için Nuri Bilge Ceylan filmlerinde olduğu gibi beni çeken ve bağ kurabileceğim bir yönü de yoktu filmin. Bana göre bir film ne kadar sanatsal ya da derin olursa olsun ilk başta seyir zevki vermesi gereken bir "anlatıdır". Benim film anlayışıma göre, felsefi derinliği çok çok yoğun olan bir film de yapsan, bunu yaparken izleyicinin ya merakını diri tutmalısın ya duygu yoğunluğu ile izleyiciyi yakalamalısın ya da mizahi yönüyle bu öyküyü eğlenceli hale getirmelisin. "Benim izleyiciye vaadettigim hiçbir eğlence yok, ben üstün sanat yapıyorum, izleyici filmden sonra araştırsın, düşünsün, kafa yorsun vs. ben umursamam..." Böyle bir anlayışı kabul etmiyorum izleyici olarak. Üstelik şu da var: Evet, bir film ya da kitap ya da tiyatro her neyse... bir anlatı referanslar verebilir, o anlatı hakkında okuyucu ya da izleyici ileri okumalar yapabilir-ki hatta böyle eserler benim için daha kıymetlidir. O eserden sonra referans verilen filmleri izlemeyi,kitapları okumayı ya da müzikleri dinlemeyi de severim fakat tükettiğim o eser bana başı sonu mamur bir anlatı sunmalı önce. Ben filmi ya da kitabı bitirdiğimde yarım kalmışlık değil, tamamlanmışlık hissiyle kalkmalıyım yerimden. Seyirciye ya da okuyucuya boşluklar bırakılmasını severim ancak boşlukların toplamının eserin geneline oranı çok yüksekse ben orada yokum. Bu filmde de aynen bu oldu bana.

@mikiteryan

2 yıl önce

8 / 10

Zamanında izlediğim ve hayatımda yer etmiş filmlerden biridir.Zekice diyaloglar ve felsefi aforizmaların döndüğü bir başyapıt insanı bircok konu hakkında dusunmeye sevk ediyor.

@bedribera

2 yıl önce

8.9 / 10

İzlediğim ilk Rus filmi. Film her ne kadar sıkıcı gibi görünse de verdiği tat, daha doğrusu verdiği fikirler çok başka. Filmi izlerken bir taraftan da yorumlamak gerekiyor. Düşünmek gerekiyor. İzlerken bunu ne derece doğru bir şekilde yaptım bilemiyorum:) Ama üzerinden yıllar geçse de çok konuşulacak bir Tarkovsky filmi. Film kültürünüze katkıda bulunacak bir film. Tavsiye ederim
T

@tamayrphalange

4 yıl önce

8.5 / 10

Renksiz ve kısır bir hayat yaşamaktansa, acılı bir mutluluk daha iyidir...

Onların tutku diye adlandırdıkları şey,
gerçek bir duygusal enerji değil.
Dış dünyayla ruhları arasındaki çatışma

Zayıflık harika bir şeydir.
ve güç hiçbir şey değildir.
Bir insan yeni doğduğunda, zayıf ve esnektir.
Öldüğü zamansa,kaskatı ve duygusuzdur.
Bir ağaç büyürken, körpe ve yumuşaktır.
Ama kuru ve sert hale geldiğinde, ölüp gider.
Sertlik ve güç, ölümün arkadaşlarıdır.
Esneklik ve zayıflık, varoluşun tazeliğinin ifadeleridir.
Kendini sertleştiren hiçbir şey kazanmayı başaramaz.

Sevgilim, dünyamız çok sıkıcı. Bu nedenle, telepati ya da hayaletler, ya da uçan daireler gibi şeyler yok. Dünya kesin kanunlarla yönetiliyor, ve dayanılmaz derecede sıkıcı. Yazık ki, o kanunlar hiç çiğnenmiyor. Kanunları nasıl çiğneyeceklerini bilmiyorlar.

Gerçeği ararken, gerçeği keşfedeceğime, onun değiştiğini görüyorum.

Bilincim,dünyayı kendi tarafına çekmek için vejeterya
... Devamı
Renksiz ve kısır bir hayat yaşamaktansa, acılı bir mutluluk daha iyidir...

Onların tutku diye adlandırdıkları şey,
gerçek bir duygusal enerji değil.
Dış dünyayla ruhları arasındaki çatışma

Zayıflık harika bir şeydir.
ve güç hiçbir şey değildir.
Bir insan yeni doğduğunda, zayıf ve esnektir.
Öldüğü zamansa,kaskatı ve duygusuzdur.
Bir ağaç büyürken, körpe ve yumuşaktır.
Ama kuru ve sert hale geldiğinde, ölüp gider.
Sertlik ve güç, ölümün arkadaşlarıdır.
Esneklik ve zayıflık, varoluşun tazeliğinin ifadeleridir.
Kendini sertleştiren hiçbir şey kazanmayı başaramaz.

Sevgilim, dünyamız çok sıkıcı. Bu nedenle, telepati ya da hayaletler, ya da uçan daireler gibi şeyler yok. Dünya kesin kanunlarla yönetiliyor, ve dayanılmaz derecede sıkıcı. Yazık ki, o kanunlar hiç çiğnenmiyor. Kanunları nasıl çiğneyeceklerini bilmiyorlar.

Gerçeği ararken, gerçeği keşfedeceğime, onun değiştiğini görüyorum.

Bilincim,dünyayı kendi tarafına çekmek için vejeteryan olmak istiyor. Ve bilinçaltım bir parça et için çıldırıyor

@linquter

4 yıl önce

7.5 / 10

Arkadi ve Boris Strugatski kardeşlerin Uzayda Piknik isimli kitabından uyarlanmış bir bilim kurgu filmi. Filmde bahsi geçen bölge, kitapta uzaylıların dünyaya uğrayıp ayrıldıktan sonra arkalarında bıraktığı tehlikeli bir alan olarak betimleniyor. Kitapta Stalker'lar bölgeye girip uzaylıların arkalarında bıraktıkları "çöp"leri toplayıp para kazanan insanlar.
Filmde kitaptan alınan temel öğe, ulaşıldığında dilediğiniz şeyi yerine getireceğine inanılan, efsanevi bir altın küre. Filmde de arzularını gerçekleştirmek isteyen insanların bu amaçta yaptıkları yolculuk konu alınmış. Yolculuktan kastım sadece fiziksel değil aynı zamanda bir fikir yolculuğu.
Genelde uyarlama söz konusu olduğunda aslına sadık kalınmayan filmlerden hoşlanmıyorum fakat burada kitabın bire bir uyarlaması değil de sadece bir fikrini temel aldığı açıkça belli olduğu için rahatsız etmiyor. Bu tarz müziksiz ve diyalogsuz uzun sekanslara alışkın olmayanlar için izlemek bir
... Devamı
Arkadi ve Boris Strugatski kardeşlerin Uzayda Piknik isimli kitabından uyarlanmış bir bilim kurgu filmi. Filmde bahsi geçen bölge, kitapta uzaylıların dünyaya uğrayıp ayrıldıktan sonra arkalarında bıraktığı tehlikeli bir alan olarak betimleniyor. Kitapta Stalker'lar bölgeye girip uzaylıların arkalarında bıraktıkları "çöp"leri toplayıp para kazanan insanlar.
Filmde kitaptan alınan temel öğe, ulaşıldığında dilediğiniz şeyi yerine getireceğine inanılan, efsanevi bir altın küre. Filmde de arzularını gerçekleştirmek isteyen insanların bu amaçta yaptıkları yolculuk konu alınmış. Yolculuktan kastım sadece fiziksel değil aynı zamanda bir fikir yolculuğu.
Genelde uyarlama söz konusu olduğunda aslına sadık kalınmayan filmlerden hoşlanmıyorum fakat burada kitabın bire bir uyarlaması değil de sadece bir fikrini temel aldığı açıkça belli olduğu için rahatsız etmiyor. Bu tarz müziksiz ve diyalogsuz uzun sekanslara alışkın olmayanlar için izlemek bir nebze zor olabilir fakat izlenmesi gereken, insanda farklı duygular yaratan bir film. Her ne kadar çok bağımlı olmasalar da önce kitabı okuyup sonra filmi izlemenizi tavsiye ederim.
D

@dermeister

5 yıl önce

9.4 / 10

'bir umut ve mutluluk analizi.Fotoğraf filmi'.

@selmass

6 yıl önce

8.7 / 10

"İnsan kendi geçmişini düşündüğünde, daha nazik olur."

@zangocyus

7 yıl önce

"İnsan sanat eseri üretmek için var olur ."

@lokinindamadi

7 yıl önce

Fular in-Görselliği ve dinginliğinin muhteşemliğinin yanında parmak bastığı noktada da özgünlüğünü gösteriyor "Stalker". Pozitivizmin ve estetiğin tarihsel süreçteki gelişimi ile birlikte önümüze koyduğu anlamlar, bizi anlamsızlığa itmekle birlikte bu yaptım olduculuk ile birlikte insanın kendine yabancılaşması ile ortaya çıkan postmodern yanılsamalar hayal etmemizi, inancımızı ve tutkularımızı bir nevi baltalayıp bölgeye sıkıştırdı. Buradaki inanç aslında sadece bir tanrı veya ilahi bir kavram olarak görülmemeli, doğaüstü görülen ve gizemini koruyanın da açığa çıkması boşluğu güzel doldurdu. Daha başka bir açıdan bütün bu müphem metaforların ardında bizi yönlendiren ve tabakalaştıran sosyal yapıların sıkıştırdığı siyah beyaz dünyada kurumların çarpıcı etkisi de gözlenebilir. Daha daha başka bir açıdan da stalkerımızın filmin sonunda gördüğümüz kitapları ve sadeliği ile ona dair yargılarımızın ka
... Devamı
Fular in-Görselliği ve dinginliğinin muhteşemliğinin yanında parmak bastığı noktada da özgünlüğünü gösteriyor "Stalker". Pozitivizmin ve estetiğin tarihsel süreçteki gelişimi ile birlikte önümüze koyduğu anlamlar, bizi anlamsızlığa itmekle birlikte bu yaptım olduculuk ile birlikte insanın kendine yabancılaşması ile ortaya çıkan postmodern yanılsamalar hayal etmemizi, inancımızı ve tutkularımızı bir nevi baltalayıp bölgeye sıkıştırdı. Buradaki inanç aslında sadece bir tanrı veya ilahi bir kavram olarak görülmemeli, doğaüstü görülen ve gizemini koruyanın da açığa çıkması boşluğu güzel doldurdu. Daha başka bir açıdan bütün bu müphem metaforların ardında bizi yönlendiren ve tabakalaştıran sosyal yapıların sıkıştırdığı siyah beyaz dünyada kurumların çarpıcı etkisi de gözlenebilir. Daha daha başka bir açıdan da stalkerımızın filmin sonunda gördüğümüz kitapları ve sadeliği ile ona dair yargılarımızın katı biçimde sona erdiğini görebiliriz, bi nevi stalkerımız modern-hatta postmodern- zamanlar tasavvufisidir mevlanasıdır. Sonuç olarak cahillik mutluluktur ermişlikte dolana dolana cahil ile aynı yola gelmedir. Ama acı tecrübeler ve yapıların sıkışıklığının farkındalığının getirdiği mutsuzluk ile. -fular out

@ndr

7 yıl önce

8.5 / 10

Böyle de güzel demiş işte;

Alıntı

" Zayıflık harika bir şeydir, güç hiçbir şey. Bir insan yeni doğduğunda zayıf ve esnektir, öldüğü zaman ise sert, kaskatı ve duygusuzdur. Bir ağaç büyürken zayıf, esnek ve tazedir. Kuru ve sert hale geldiğinde ölür. Sertlik ve güç ölümün arkadaşlarıdır. Esneklik ve zayıflık ise varoluş tazeliğinin ifadeleridir. "

@refikerdal

8 yıl önce

8.4 / 10

alıntıdır:

"

Bu filmi bu kadar büyük ve ilginç kılan acep ne ola ki? BÖLGE?nin gerçekten zehirli atık atan bir fabrikanın akarsuyunda çekilmesi sonucunda, set ekibinin el ve yüzlerinin şişmesi ve Tarkovksy de dahil olmak üzere filmde çalışan üç kişinin ilerleyen yıllarda akciğer kanserinden ölmesi mi?

Filmin o dönem Rusyasında bulunmayan Kodak kamerası ile elde edilen kopyasının laboratuarda görevlilerin her zamanki Rus kamera kopyalarından sanmaları nedeniyle iş kazası sonucu yanması ?ki bazı araştırmacılar Sovyet yönetiminin bunu bilinçli yaptığını iddia ediyorlar- üzerine yeniden çekilmesi mi?

Tarkovski?nin çekimler sırasında iki kez kalp krizi geçirmesi mi?

Filmin BÖLGE ye seyahat sırasında sephia renkten birden renkliye dönerek izleyiciyi ipnotize etmesi mi?

Motorsuz mekanik vagonun BÖLGE?ye ilerlerken raydaki seslerin birden müziğe dönüşmesi mi?

Her film karesinde bizi karşılayan metaforik imgeler mi?

Yoksa Eduard Artemyev
... Devamı
alıntıdır:

"

Bu filmi bu kadar büyük ve ilginç kılan acep ne ola ki? BÖLGE?nin gerçekten zehirli atık atan bir fabrikanın akarsuyunda çekilmesi sonucunda, set ekibinin el ve yüzlerinin şişmesi ve Tarkovksy de dahil olmak üzere filmde çalışan üç kişinin ilerleyen yıllarda akciğer kanserinden ölmesi mi?

Filmin o dönem Rusyasında bulunmayan Kodak kamerası ile elde edilen kopyasının laboratuarda görevlilerin her zamanki Rus kamera kopyalarından sanmaları nedeniyle iş kazası sonucu yanması ?ki bazı araştırmacılar Sovyet yönetiminin bunu bilinçli yaptığını iddia ediyorlar- üzerine yeniden çekilmesi mi?

Tarkovski?nin çekimler sırasında iki kez kalp krizi geçirmesi mi?

Filmin BÖLGE ye seyahat sırasında sephia renkten birden renkliye dönerek izleyiciyi ipnotize etmesi mi?

Motorsuz mekanik vagonun BÖLGE?ye ilerlerken raydaki seslerin birden müziğe dönüşmesi mi?

Her film karesinde bizi karşılayan metaforik imgeler mi?

Yoksa Eduard Artemyev?in o derinden işleyen soundtrack?ı mı?

Sanki Tarkovski?nin inanılmaz bir kehanetiymiş gibi, büyük bir felaket sonucunda oluştuğu söylenen BÖLGEnin anlatılması ve filmin Sonunda stalker, monkey ve esinin oturduğu yerde fonda Çernobil nükleer santralinin gözükmesi mi?

Beğendim-beğenmedim elbisenizi, hoşça vakit geçirme kaygınızı bir yana bırakın, evet hep beraber kendi gerçeğimizi, varoluşumuzu, kaderimizi, mutsuzluğumuzu ve arayışımızı sorgulayalım.

Evet dostlar, işte yaşadığımız toplum ve dünya: Kapitalizmin acımasız çarklarında çoğunluğun madden yoksulluk, manen yabancılaşma, bencillik, acımasız rekabet içinde benliğimizin parçalandığı, birbirimizi ezerek, küçük hesaplar içinde insanlık onurumuzu yitirerek, sevgisizce tepelediğimiz tüm insanlık değerleri..Tüketim hayvanına çevirdiler bizi. Çalış-tüket-yine çalış, hep al, sonra da küçülüp bayağılaşarak sahip olduğunu (sandığın) yazlık ve otomobille insanlara show yaparak kendi ezikliğini binlerce kez ortaya koy. Oysa ürettiğin güç, sermaye olarak bir takım ?büyük? adamların, hükümet ve iktidarların elinden geçerek U dönüşü yapıp bir acımasız bumerang gibi yine seni vuruyor. Eğer ki sisteme muhalifsen ya da daha çok şey istiyorsan eskiden peşimize adam takan bu güçler şimdi Mobeselerde izleyecek seni. Bir vatandaşlık numarasından başka hiçbir şey değilsin. Daha da kötüsü seni mutlu olduğuna inandıracaklar.Ya da cennetler vaat edecekler. Oysaki gerçekte, filmin bir repliğinde olduğu gibi, mutlu insan görülmüyor hiçbir yerde. O halde ne yapmalı? Umuda yolculuğa çıkmalı. Kendi BÖLGE?mizi bulmalıyız. Bulamıyorsak da yaratmalıyız. Tek kurtuluşumuz bu. Yazar ve bilim adamı bile bize yetmiyor işte, ne kadar tehlikeleri olsa da, mücadeleyi gerektirse de BÖLGE mizi bulmalıyız. Öyle bir yer ki ?en derin isteklerimizin ve hayallerimizi gerçekleştiği? bir yer. Ama profesör ve yazar gerçeği tüm can sıkıcılığı ve soğukluğuyla yüzümüze vurur; böyle bir yer gerçek değildir, imgeseldir, hiçbir kudreti ve gizemi de yoktur. Kapitalizmden nefret eden, o dönemki Sovyetlerdeki sosyalizm uygulamasından da aradığını bulamayan Tarkovski bizi ihtiyacımız olan BÖLGE ile baş başa bırakıyor. Gördüğümüz gerçek işte karşımızda dimdik duruyorz: Kendi BÖLGE?mizi yaratmalıyız."

@kozmicblues

8 yıl önce

Final sahnesindeki bal süt yumurta da, bildiğiniz gibi birçok yerde esin kaynağı olmuş ve çocuğun söyledikleri çok güzel değil mi..

Senin gözlerini seviyorum sevgili arkadaşım; öyle tutkulu ve ışıl ışıllar ki, yukarı bir anda bakış fırlattığında; cennetten çıkmış gibi ışıklı. Bunu baştan başa karşılamak için oradayım. Ama daha da hayran olduğum şey; aşağı indirdiğin zaman gözlerini, aşkın yakıcı alevi yakıyor beni ve hızla yere indirirken kirpiklerini, kasvetli bir ihtiras çağrısı beliriyor gözlerinde.

@kubraevmez

10 yıl önce

Birçok insanın izleyipte bi gram anlamadan ’aa evet bende izledim stalker ı’ demesi :).

@basribabam

10 yıl önce

7.7 / 10

Bir nükleer felakete uğramış bölge radyoaktiv tehlike yüzünden devlet tarafından kapatılmış ve askerler girişi engellemek için nöbet tutmaktadırlar. Girmeye çalışanları da gerekirse silah zoruyla durdurmaktan çekinmemektedirler. Kahramanlarımız buraya film ilerledikçe anlayacağınız nedenlerle girmek isteyen bir Yazarla bir Prof. ve onları para karşılığı geçirmek için anlaştıkları, bu işten geçimini sağlayan, yakalanırsa ikinci defa hapse atılma tehlikesiyle karşı karşıya olan bir Stalkerdir.

Tümsekli sahnede Stalker ve Prof kendilerini ayrı ayrı tümseklerin ardına atarlar ama ayağa kalkarlarken yan yana kalkarlar. İlginç bir mesaj.

Ayrıca odaya gittikleri dehlizde tepeden yağmur gibi su damlacıkları dökülürken, önden giden Yazarın kafası bir gram ıslanmaz, allahın hikmeti mi, başka bir sembolizm mi bilemedim.

Abartılacak, yere göğe sığdırılamayacak bir film değil bana göre. Ha, filmde derin konuşmalar, felsefe falan yok muydu? Elbett
... Devamı
Bir nükleer felakete uğramış bölge radyoaktiv tehlike yüzünden devlet tarafından kapatılmış ve askerler girişi engellemek için nöbet tutmaktadırlar. Girmeye çalışanları da gerekirse silah zoruyla durdurmaktan çekinmemektedirler. Kahramanlarımız buraya film ilerledikçe anlayacağınız nedenlerle girmek isteyen bir Yazarla bir Prof. ve onları para karşılığı geçirmek için anlaştıkları, bu işten geçimini sağlayan, yakalanırsa ikinci defa hapse atılma tehlikesiyle karşı karşıya olan bir Stalkerdir.

Tümsekli sahnede Stalker ve Prof kendilerini ayrı ayrı tümseklerin ardına atarlar ama ayağa kalkarlarken yan yana kalkarlar. İlginç bir mesaj.

Ayrıca odaya gittikleri dehlizde tepeden yağmur gibi su damlacıkları dökülürken, önden giden Yazarın kafası bir gram ıslanmaz, allahın hikmeti mi, başka bir sembolizm mi bilemedim.

Abartılacak, yere göğe sığdırılamayacak bir film değil bana göre. Ha, filmde derin konuşmalar, felsefe falan yok muydu? Elbette vardı. Ben; "gelecek sadece şimdinin devamıdır" sözüne bayıldım mesela. Ama o kadar. Rica ederim nedir bu anlam, atıf, sembolizm sevdası; felsefe kitabı okumuyoruz, alt tarafı bir film seyrediyoruz yahu.
SPOILER

İz Sürücü filmine Benzer Film ekliyorsun.

Arama Sonuçları

İz Sürücü filmini Kategorize ediyorsun.

Bu filmi aşağıdaki seçenekleri işaretleyerek kategorize edebilirsin.

Arama Sonuçları

İz Sürücü filmine Konu ekliyorsun.

Arama Sonuçları

FİLM İLE İLGİLİ İSTATİSTİKLER
GİRİŞ YAP
Şifremi Unuttum!

ÜYE DEĞİL MİSİNİZ?

HEMEN ÜYE OLUN
Aktivasyon Mailim Gelmedi!
ŞİFREMİ UNUTTUM
AKTİVASYON MAİLİ GÖNDER
ÜYE OL