"Bazen ilk görüşte bilirsin o insan senin kaderindir. Bazen bir ömür arasın bulunmaz."
Denizin dedesinin ölüm sahnesinde; o tesbihin yere düşüşüylebambaşka bir boyuta geçerek izlediğim,seyirciye duyguyuacıyı ölümü gerçekten hissettirebilen nadir flimler arasında.
Klişe falan demişler ama; klişeyi çekmek daha zordur.
Birde müzikleri flimle aynı kalitede. O son sahnedeki Şebnem Ferah şarkısı "Hoşçakal" insanı bitirir.. Tek kelimeyle ağlatır bu flim.
janrinda degerlendirirsek (tur demiyorum, janr diyorum. cok entelim); iyi film.
adi gibi tesaduflere dayali bir hikayesi mevcut. tabii, turk filmi oldugundan uzuuun uzuun sarkilara yer verilmis, ha guzel olmus mu, fena olmamis. ama avrupa sinemasi ya da bagimsiz filmlerde bunlar cok olmuyor, muzikal filmlerde ve bizdeki bircok filmde oluyor. bir sahneyi uzatmak ve uzun bi muzik dayamak... olsun, sarki secimlerinin yerinde olusuyla bu kapanmis sayilabilir. aglayan kisi epey olur bu filmde. ben aglamadim fakat etkilendim. ha bu arada; gozunuzu seviyim, olamaz mi olabilir demeyin artik.
yigit ozsener... abi senin sucun yok, valla. sen daha nasil oynayacaksin. sana aski yasatmayan senaristler utansin.
tamamı çocuk oyuncuların üzerine kurulu bir film olsaydı 3 kat daha başarılı olurdu diye dusunuorum. gereksiz bir film ,sonuna kadar izledim mi ? izledim ..sonunda sıkıldım mı? ne yalan solıyım coook sıkıldım .
Beklentisiz, arkadaş isteğiyle gittiğim bir filmdi. Görünürde sıradan hayatlar, bildik hikayeler falan devam ediyor. izleyiciye aksettiren hikaye ise ilginç bir hava katıyor. Birbilerinin haberi olmadan aynı ortamlarda bulunan, hatta aynı gün aynı satte doğan bir ara çocukluk aşkı bile olmuş kız ve oğlan. Yıllar sonra tekrar karşılaşıyorlar hadi o da güzeldi, gayet mantıklı kurgulanmış. Ama sonrası insana pes dedirtecek kadar abuklaşıyor. Mesela: oğlumuz çocukluğunda -25 sene öncesi oluyor bu- kız giderken arkasından yetişmeye çalışıyor, ama kız apar topar annesi tarafınfan arabaya bindirilince çok sevdiği şeyleri içinde sakladığı hazine kutusu adını verdiği kutusunu düşürüyor. Oğlumuz bu kutuyu bulup saklıyor. Yıllar sonra karşılaştıklarında -ki bu 3. gün oluyor- doğum günü hediyesi olarak kıza vaeriyor. Kızımız çok şaşırıyor çok seviniyor, ama ne kutuyu eline alıp bakıyor ne inceliyor ne kapağını açıyor. Bunun yerine oğlanla öpüşmeye başlıyorlar kamera malum ortamda 360 derece mekan ... Devamı
Beklentisiz, arkadaş isteğiyle gittiğim bir filmdi. Görünürde sıradan hayatlar, bildik hikayeler falan devam ediyor. izleyiciye aksettiren hikaye ise ilginç bir hava katıyor. Birbilerinin haberi olmadan aynı ortamlarda bulunan, hatta aynı gün aynı satte doğan bir ara çocukluk aşkı bile olmuş kız ve oğlan. Yıllar sonra tekrar karşılaşıyorlar hadi o da güzeldi, gayet mantıklı kurgulanmış. Ama sonrası insana pes dedirtecek kadar abuklaşıyor. Mesela: oğlumuz çocukluğunda -25 sene öncesi oluyor bu- kız giderken arkasından yetişmeye çalışıyor, ama kız apar topar annesi tarafınfan arabaya bindirilince çok sevdiği şeyleri içinde sakladığı hazine kutusu adını verdiği kutusunu düşürüyor. Oğlumuz bu kutuyu bulup saklıyor. Yıllar sonra karşılaştıklarında -ki bu 3. gün oluyor- doğum günü hediyesi olarak kıza vaeriyor. Kızımız çok şaşırıyor çok seviniyor, ama ne kutuyu eline alıp bakıyor ne inceliyor ne kapağını açıyor. Bunun yerine oğlanla öpüşmeye başlıyorlar kamera malum ortamda 360 derece mekan turu atıp aynı noktaya döndüğünde bunlar yataktalar. 25 yıllık masum aşk, hatta izleyiciye aksettirilen 33 senelik aşk 2.gün yatak sahnesiyle muradına eriyor.
Son günlerin "tanışma sonrası hemen yatakta devam edelim" filmlerine yapay bir duygusallık katılmış haliydi. 10/4 -o da kendime sonuna kadar izlediğim için ayıp olmasın puanıydı-
bi' beklentim olmadan annem gidelim dediği için gittim filme.ama film oldukça güzel gidiyodu taki son kısma gelene kadar.olmamış klişe olmasın diye uğraşmışlar belki ama böyle bi saçma olmuş.film tamam tesadüfler üzerine kurulu falan da öff yok artık dedirtti bana bu son.sevmedim o yüzden.
benim yaşadığım ankara filmdekinden çok farklı bu arada :)
@agirroman
14 yıl önce
6.7 / 10
@historian
14 yıl önce
6 / 10
@luyuu
14 yıl önce
10 / 10
Denizin dedesinin ölüm sahnesinde; o tesbihin yere düşüşüylebambaşka bir boyuta geçerek izlediğim,seyirciye duyguyuacıyı ölümü gerçekten hissettirebilen nadir flimler arasında.
Klişe falan demişler ama; klişeyi çekmek daha zordur.
Birde müzikleri flimle aynı kalitede. O son sahnedeki Şebnem Ferah şarkısı "Hoşçakal" insanı bitirir.. Tek kelimeyle ağlatır bu flim.
@aparlak
14 yıl önce
5.8 / 10
@neden_len_neden
14 yıl önce
@1925
14 yıl önce
adi gibi tesaduflere dayali bir hikayesi mevcut. tabii, turk filmi oldugundan uzuuun uzuun sarkilara yer verilmis, ha guzel olmus mu, fena olmamis. ama avrupa sinemasi ya da bagimsiz filmlerde bunlar cok olmuyor, muzikal filmlerde ve bizdeki bircok filmde oluyor. bir sahneyi uzatmak ve uzun bi muzik dayamak... olsun, sarki secimlerinin yerinde olusuyla bu kapanmis sayilabilir. aglayan kisi epey olur bu filmde. ben aglamadim fakat etkilendim. ha bu arada; gozunuzu seviyim, olamaz mi olabilir demeyin artik.
yigit ozsener... abi senin sucun yok, valla. sen daha nasil oynayacaksin. sana aski yasatmayan senaristler utansin.
@thefabulous
14 yıl önce
3 / 10
aşktan soğutur bu film adamı.
bunu bilir bunu söylerim.
kalkıp aşkla ilgili kafasında hiçbir şey olmayan birine bu filmi izletsen, ne aşık olup canımı sıkacağım lan, der, aşkın yanından bile geçmez.
@suesar
14 yıl önce
@maritza
14 yıl önce
4 / 10
Son günlerin "tanışma sonrası hemen yatakta devam edelim" filmlerine yapay bir duygusallık katılmış haliydi. 10/4 -o da kendime sonuna kadar izlediğim için ayıp olmasın puanıydı-
@sey_ma
14 yıl önce
benim yaşadığım ankara filmdekinden çok farklı bu arada :)