Dune: Çöl Gezegeni Bölüm İki Yorumları

Dune: Çöl Gezegeni Bölüm İki filmi detayları

@0xburakcelik

1 hafta önce

ilki de berbattı. bu daha az berbat.

@arkadas

2 hafta önce

9.4 / 10

son bölümdeki saçma sapan 1vs1 ve o bölümün geneli hariç muhteşem bir anlatı.

filmde sürekli bir gerilim var ve genel olarak diken üstündesiniz. İlk filmi o beğenmiştim ama bu filmle beraber ikisi çok iyi.

sonradan seri yapılarak izlenebilecek bu tarz kaliteli filmlerin çıktığını görmek çok sevindirici.

@asdf_13

1 ay önce

9.5 / 10

böyle epik filmler kolay kolay çıkmıyor. bulabildiğiniz en büyük ekranda izlemenizi tavsiye ederim.
D

@daryl_dixon

1 ay önce

5 / 10

Vakit kaybı olduğu gibi aldığı puanıda hak etmeyen bir yapım yarıda bıraktığım nadir filmlerden ilk filminide beğenmemiştim

@patrickjane

1 ay önce

4.4 / 10

İzlerken sıkıldım ve açıkçası bu filmin puanını gerçekten abartılı buldum. Tek keyif aldığım karakter ve Stilgard oldu, ancak onun varlığıda filmdeki monotonluğu gidermeye yetemez.
Benim önerim, sinemada 3 saatinizi harcamak yerine daha sonra platformlardan atlayarak bakmanız.

Paul - *nefes alır*
Stilgar - "Lisan Al Gaib! O mesih"

@kumik

1 ay önce

Niyeyse film bittiğinde büyük bir gururla ayrıldım salondan Sanırsın benim oğlum Padişah'ın gemilerini ele geçirip hanedanlıklara karşı savaşmaya gitmiş. Film o kadar içine çekti beni. Uzun zamandır izlediğim en görkemli filmdi tartışmasız şekilde. Aceleye getirmeden, sindire sindire, müthiş görseller eşliğinde olayların gelişimini izledik. 3. film de bu seviyede bir keyif sunarsa tekrar tekrar izleyebileceğimiz efsane bir serimiz daha olacak.

@zerree

1 ay önce

Sinemada izlediğim güzel filmlerden biriydi. Feyd-Rauth en sevdiğim kötü karakterlerden biri oldun aşkım. :*

@enik_kral

1 ay önce

Dune'un varlığından ilk olarak "Jodorowsky's Dune"(2013) isimli belgeseli izledikten sonra haberdar olmuştum. O yüzden Denis Villeneuve'nin Dune'undan önce, biraz belgeselden bahsetmek istiyorum. Belgeseli izleyene dek, Alejandro Jodorowsky'i sadece "The Holy Mountain"(1973) ve "El Topo"(1970) filmleri ile tanıyordum. Aslında bu iki film sayesinde dikkat çekmeyi başaran Jodorowsky'e, ne çekmek istersin diye sorulduğunda Dune diyor. "Jodorowsky's Dune" Jodorowsky'nin, Dune'u kafasındaki gibi bir filme dönüştürebilmek için, kurduğu teknik ekibi ve oyuncu kadrosunu ikna etme sürecini, yine filmde kullanmak için ortaya çıkmasını sağladığı storyboard ve diğer çizimlere yer veriyor. Bu çizimlerin bazıları, hareketlendirilerek bir animasyon gibi sunuluyor. Belgesel, en çok ta Jodorowsky'nin Dune'a olan saplantı derecesindeki tutkusunu gözler önüne seriyor. Belgesel bu yönüyle farklı disiplinlerden her sanatçıya ilham kaynağı ve itici bir güç olacak türden..
Belgeselde, Dune için 'bilim kurg
... Devamı
Dune'un varlığından ilk olarak "Jodorowsky's Dune"(2013) isimli belgeseli izledikten sonra haberdar olmuştum. O yüzden Denis Villeneuve'nin Dune'undan önce, biraz belgeselden bahsetmek istiyorum. Belgeseli izleyene dek, Alejandro Jodorowsky'i sadece "The Holy Mountain"(1973) ve "El Topo"(1970) filmleri ile tanıyordum. Aslında bu iki film sayesinde dikkat çekmeyi başaran Jodorowsky'e, ne çekmek istersin diye sorulduğunda Dune diyor. "Jodorowsky's Dune" Jodorowsky'nin, Dune'u kafasındaki gibi bir filme dönüştürebilmek için, kurduğu teknik ekibi ve oyuncu kadrosunu ikna etme sürecini, yine filmde kullanmak için ortaya çıkmasını sağladığı storyboard ve diğer çizimlere yer veriyor. Bu çizimlerin bazıları, hareketlendirilerek bir animasyon gibi sunuluyor. Belgesel, en çok ta Jodorowsky'nin Dune'a olan saplantı derecesindeki tutkusunu gözler önüne seriyor. Belgesel bu yönüyle farklı disiplinlerden her sanatçıya ilham kaynağı ve itici bir güç olacak türden..
Belgeselde, Dune için 'bilim kurgunun incili" deniliyor. Dune için Jodorowsky'nin yaptığı her türlü hazırlığın, günümüz bilimkurgu sinemasına kadar devam eden etkilerinin izlerini sürüyor. Dune için hazırlanan storyboardlar bütün büyük yapım şirketlerine gönderilmiş ve Dune için oluşturulan teknik ekibin, Dune'un iptal olması sonrası farklı filmlerin yapımında bir araya getirildiği görülüyor. Görüldüğü üzere aslında Jodorowsky yaptığı hazırlıklarla diğer sinemacılar için bir şekilde "yol gösteren" olmuş. Dune sonrasında yapılan hemen her bilim kurgu filminin "Ben Dune'um" dediğini belgeseli izleyince anlamamak mümkün değil. Böylelikle kendi Dune'unu çekememiş olsa da Jodorowsky için "Bilim kurgunun mesihi" diyebiliriz.
Jodorowsky'nin projesi iptal edildikten sonra yapım şirketlerinin kontrolünde David Lynch, "Dune"(1984) filmini çekiyor ama çok kötü bir film ortaya çıkıyor.
Dune ile ilgili merakım, yaptığı her filmle dikkat çekmeyi başaran bir yönetmen olan Denis Villeneuve tarafından çekileceğini öğrenmem ile yeniden alevlendi. Villeneuve'ün Dune serisini çekmeye başlamadan hemen öncesinde "Arrival" (2016) ve bir bilim kurgu klasiği olan "Blade Runner'(1982)ın devam filmi "Blade Runner 2049"(2017) u çekmesi kendisini bu filme hazırlamak için oluşturulmuş bir süreç gibi önümüzde öylece dururken, Villeneuve gibi iyi bir yönetmenin Jodorowsky'nin hayalini kurduğu filmi gerçeğe dönüştürebileceğini düşünmemek elde değildi.
İlk filmi gördükten sonra Dune serisi için sadece bir tanıtım ve başlangıç olarak değerlendirip hiç bozuntuya vermeden ikinci filmi merakla beklemeye başladım. İkinci film tam olarak beklediğim gibi görkemli ve olması gerektiği gibi daha önce izlediğim büyük filmlerden biriydi. Görüntüler, müzik ve sesler, oyuncu performansları, hikayenin akışı ve kurgu her şey yerli yerinde tıkır tıkır işleyen bir makina gibiydi.
Günümüzde insanların bir saat bile herhangi bir şeye odaklanmalarını beklemek çok zorken, bu filmin üç saatlik süresiyle sinema salonlarını doldurması ve bunu uzun bir süre daha sürdürecek olması ile rekorları altüst etmesi kaçınılmaz görünüyor.
Villeneuve'ün Dune'u, serinin tamamlanmasıyla birlikte sinema tarihindeki yerini sağlam bir şekilde alacaktır.
Oyuncu tercihleri için çok fazla bir şey diyemeyeceğim ama Javier Bardem gibi karizma bir oyuncuyu alıp, her fırsatta "Lisan al Gaib" diye bağıran bir şakşakçıya dönüştürmesi ilginç bir tercihti, gerçi Bardem bu rolün hakkını da fazlasıyla vermiş. Bir de kendi fantezimden bahsedeyim, Alejandro Jodorowsky halihazırda 95 yaşında ama yönetmen ben olsaydım ne yapar ne eder onu kandırıp çok kısa bir süre için bile olsa oyuncu olarak göstermek isterdim. Jodorowsky, kendi çektiği filmlerde oyuncu olarak yer aldığı için herhangi bir zorlukta çekmezdi. Mesela imparator rolündeki Christopher Walken yerine kullanılabilirdi. Belki de son filmde çıkar ortaya kim bilir :))
Filmin hikayesi ise aslında çok tanıdık öğeler ve klişelerle dolu ama film bu durumu ele alma biçiminin farklı ve aslında kontrolü altında olduğunu da söylüyor. Kasabaya, şehre ya da gezegene bir yabancı gelir ve en belalı en zor tipi yenerek yerlilere kendini ispat eder. Bu hemen her filmde, her hikayede bu şekilde olur. Dune'da bu durum aslında bir üst akıl ve yönetimi elinde tutan gizli bir güç olarak değerlendirilebilecek, özel yeteneklere sahip olan bir topluluk Bene Gesseritler'in kontrolünde olduğunu görmemizle farklı bir hal alıyor. Şöyle ki; filmin seyri içinde kendi aralarındaki konuşmalarda gerçekleşen olayların aslında ne kadar sıradan ve olması gerektiği gibi gerçekleştiğini dile getiriyorlar. Aslında bu durumun filmin seyirciye Bene Gesseritler aracılığıyla verdiği üstü kapalı bir spoiler olduğunu da söyleyebiliriz. Mesela, Lea Seydoux tarafından canlandıran ve aynı zamanda bir Bene Gesserit olan Lady Margot Fenring sayesinde Harkonnen'lerin soyunun nasıl koruma altına aldığını ve bunun sonraki filmde nasıl kullanılacağını bilemiyoruz. Ama görünenin ve klişelerin nasıl yönlendirileceği aslında Bene Gesserit'lerin kontrolünde.
Filmin olay örgüsündeki klişelere değinmek için kendisine en çok benzeyen filmin James Cameron'ın "Avatar"(2009) filmi olduğunu söyleyebilirim. İki filmde de kutsal sayılan efsanelerin, karakterlerin dirilmesini sağladığını görüyoruz. İlkel yöntemlerle savaşan yerel halka karşı, teknolojik güçlere sahip bir düşmanın olması. Avatar'da savaşçıların o dünyaya ait canlıları kullanarak savaşa katıldığını görüyoruz. Efsaneye göre Toruk isimli yaratığa binebilen kişi seçilmiş kişi olarak kabul edilir. Dune da ise bu durum solucanlar sayesinde tekrar ederek gerçekleşiyor. Avatar'daki Na'vilerden ya da Dune'daki Fremen'lerden önce Kızılderili'ler vardı yani aslında "Anlatılan senin hikayendir"...

@sersak53

1 ay önce

6.1 / 10

Sanırım yaşlandım. Üzgünüm olmamış. overrated :/

@dilekcandar

1 ay önce

Kesinlikle ımax izlenmesi gereken bir film. İlkinin üzerine çokça şey koyup kaliteyi arttırmışlar. Çok başarılı.
SPOILER
GİRİŞ YAP
Şifremi Unuttum!

ÜYE DEĞİL MİSİNİZ?

HEMEN ÜYE OLUN
Aktivasyon Mailim Gelmedi!
ŞİFREMİ UNUTTUM
AKTİVASYON MAİLİ GÖNDER
ÜYE OL