Filmin konusu ve öyküsü çok iyiydi, sanırım filmin en iyi yanı yakın tarihe ilişkin konuları işlemesiydi. Çağan Irmak sinemasının yerli yerine oturduğu, tam anlamıyla bir kimlik kazandığı bir film olarak görüyorum bu filmi. Çünkü önceki filmleriyle birlikte değerlendireceğimiz bir kimliğe sahip, önceki yapımlardan izleri barındırıyor.
Genel olarak iyi seyreden filmi ayrıntılar destekleyemiyor. Özellikle dış ses ve zamansal bir katman olan günümüz katmanı aceleye getirilmiş gibi. Ushan Çakır tip olarak çok iyi oturmuş ama oyunculuğu ham kalmış ve filmin başındaki dış ses içerik olarak manasız ve filmin atmosferine seyirciyi hazırlamaktan çok uzak.
Çağan Irmak ve görüntü yönetmeni Gökhan Tiryaki müthiş planlar kurmuş ancak kurguda yeterince titizlik gösterilmemiş. Geçişlerde kopukluklar var.
Her şeye rağmen duygu gerilimiyle beslenen film atmosferiyle etkileyici bir yapıya sahip.
Çağan Irmak,şüphesiz,Türk sinema seyircisinin ruhuna nasıl dokunacağını en iyi bilen yönetmenlerin başında geliyor..Öyle olmasa,kendi hayatından kesitler sunduğu Dedemin İnsanları,seyirciyle bütünleşmeyi,bu kadar yoğun bir şekilde başaramazdı..Türkiyede,yönetmen-oyuncu birlikteliği aklıma ilk önce Yavuz Turgul-Şener Şen ikilisini getirirdi,yıllar sonra da Çağan Irmak-Çetin Tekindor cevabını rahatlıkla verebileceğiz sanırım,hatta Hümeyrayı da katarak bir üçleme yapabiliriz..Dedemin insanları hikayesiyle,hikayenin işleyişiyle,çocuk oyunculardan ustalara uzanan harika oyunculuklarıyla rahatlıkla olmuş dedirten Türk filmlerinden..Filmin bana göre olumsuz tek tarafı Dış ses in inanılmaz itiliciliğiydi..Hatta filme yoğunlaştığım her anda duyduğum o itici ve duygu yoksunu dış ses konuşması,beni kısa aralıklarla filmden uzaklaştırdı diyebilirim..Çağan Irmak gibi usta bir yönetmenin bana göre- bunu atlamaması gerekirdi..
Herkesin kendinden birşey bulabileceği sıcacık, hüzünlü ama bir o kadar daeğlenceli çağan ırmak’ın dedesini ve insanlarını anlattığı şahhane film. Girit’ten göçen insanların ihtilal zamanı yaşadığı zorlukları, ’gavur İzmir’ sözünün nereden geldiğini, henüz insanlığını kaybetmemişken insanların nasıl da güzel olduğunu gösteriyor film.Ve bunu o kadar güzel manevralarla yapıyor ki salya sümük ağlarken bir anda kahkaha atmaya başlıyorsunuz. Biraz ’babam ve oğlum’ havası, biraz yine bir ’Mustafa’ myhti ve tabi ki Çetin Tekindor’un karizmatik oyunculuğu bir yana tüm oyuncuların birbiriyle uyumluluğu filmi sevdiriyor size.
Gitgide kirlenen dünyada, kirlenmek istemeyen temiz insanların dünyanın çirkinlikleri tarafından nasıl yutulduğunu anlatıyor.Filmde özellikle dedelerimizin, nenelerimizin kullandığı birçok deyim geçtiği için çoğu insanın çocukluğundaki sıcaklığı hissedeceğine eminim.Mehmet dede öyle bir adam ki dü... Devamı
Çağan Irmak'ın Dedesinin İnsanları
Herkesin kendinden birşey bulabileceği sıcacık, hüzünlü ama bir o kadar daeğlenceli çağan ırmak’ın dedesini ve insanlarını anlattığı şahhane film. Girit’ten göçen insanların ihtilal zamanı yaşadığı zorlukları, ’gavur İzmir’ sözünün nereden geldiğini, henüz insanlığını kaybetmemişken insanların nasıl da güzel olduğunu gösteriyor film.Ve bunu o kadar güzel manevralarla yapıyor ki salya sümük ağlarken bir anda kahkaha atmaya başlıyorsunuz. Biraz ’babam ve oğlum’ havası, biraz yine bir ’Mustafa’ myhti ve tabi ki Çetin Tekindor’un karizmatik oyunculuğu bir yana tüm oyuncuların birbiriyle uyumluluğu filmi sevdiriyor size.
Gitgide kirlenen dünyada, kirlenmek istemeyen temiz insanların dünyanın çirkinlikleri tarafından nasıl yutulduğunu anlatıyor.Filmde özellikle dedelerimizin, nenelerimizin kullandığı birçok deyim geçtiği için çoğu insanın çocukluğundaki sıcaklığı hissedeceğine eminim.Mehmet dede öyle bir adam ki dükkanı bırakıp çıkması gerektiğinde gündüz vakti ise şayet kapısını kilitlemiyor çevre esnaf hırsız yerine konulduğunu düşünüp de kırılmasın diye, sonra bir Bayram var delirmiş sokaklarda yatıyor hani şuhepimizin çocukluğunda görüp de öcü gibi kaçtığımız dilenci kılıklı adam Mehmet dede ona da göz kulak oluyor.Torununa nasıl kötü yürekli olunmayacağını yaşadıkları ve yaptıkları ile gösteriyor.Filmin bir sahnesinde insanların da kaleydoskopdaki çiçekler gibi renkleri,çeşitliliği ile güzelliği yakaladığını bunun bir çatışma sebebi değil aksine mutluluğa vesile olması gerektiğini küçücük detayla çok güzel anlatmıştır.
Çağan Irmak’ın Kızsız adam haricindeki her filminde ama özellikle bunda anlayamadığım beni içine çeken birşey var. Kesinlikle izlenmesi gereken, hatta sinemada izlediğime çok mutluolduğum gidilesi film.
Mehmet Dede'nin denize girip intihar etmesi ve bir de her zamanki gibi Çağan Irmak filmlerinde ne yazık ki sıkça rastlanan "dış ses"in doğallıktan uzaklığı dışında şahane bir film olmuş kanımca.. Müzikler, nesneler, mekanlar, hele ki oyuncular, özenle seçilmiş. Ancak dedenin intiharı, filmde sıkça da duyulan bir kavram da olduğu için, metafor olarak da yorumlanabilir.. Yani bir nevi özlenen bir deniz yolculuğuna çıkmak, özlenen ve hep bebek kalmış bir kardeşin yanına gitmek, ya da anıların derinliğinde boğulmak gibi..
Bunun dışında, Girit göçmeni dedesinden Rumca şarkılar, dualar dinleyerek büyümüş kişileri çok çok daha fazla etkileyecektir mutlaka. O yüzden aman diyeyim, hazırlıklı olun, sinemadaki konumunuzu ona göre seçin =/
En çok etkilendiğim sahne Kiraz'la Ozan'ın konuşmasıydı ''Ağabeym bana okulda iki ağabeyin var dedi.Biri ben diğeri Ozan ağabeyin'' Sonrasında Kiraz'ın Ozan'ın elini tutması...
Ushan Çakır dışında filmdeki herkes herşey çok güzeldi.Dayak hadisesinden sonra mıdır bilmem baya bir itici geldi bana filmde.Hem oyunculuğu hem hikayeyi anlatışı...
Çağan bu filmde dedesi Mehmet Yavaş'ın hayatını ele almış.Öyle ya iş dede'yi anlatmak olunca daha titiz davranmak, daha bir özen göstermek gerekiyor.Nitekim başarılı bir film,'sıcak' bir film olmuş.
Filmde Ozan'ın çocukluk hallerini canlandıran Durukan Çelikkaya ustalara taş çıkartacak bir rol sergilemiş. Eminim izleyen herkes de benim gibi bazı sahnelerde eline bir çekiç alıp küçük Ozan'ın beynini dağıtmak istemiştir. :)
yönetmenlik ve oyuncluklar iyi, filmin geçtiği mekanlarsa çok iyiydi. senaryoya gelince genel olarak güzeldi ama sonunu bağlmak biraz zorlama olmuş gibi geldi. yinede gidilesi izlenesi bir film olmuş der emeği geçenlere teşekkürü bir borç bilirim. Bu arada Çetin Tekindor bana göre türk sinemaının yaşayan en iyi üç aktöründen birisidir. bu filmle iyice pekişmiş oldu bu düşüncem.
@samder
13 yıl önce
7.7 / 10
Genel olarak iyi seyreden filmi ayrıntılar destekleyemiyor. Özellikle dış ses ve zamansal bir katman olan günümüz katmanı aceleye getirilmiş gibi. Ushan Çakır tip olarak çok iyi oturmuş ama oyunculuğu ham kalmış ve filmin başındaki dış ses içerik olarak manasız ve filmin atmosferine seyirciyi hazırlamaktan çok uzak.
Çağan Irmak ve görüntü yönetmeni Gökhan Tiryaki müthiş planlar kurmuş ancak kurguda yeterince titizlik gösterilmemiş. Geçişlerde kopukluklar var.
Her şeye rağmen duygu gerilimiyle beslenen film atmosferiyle etkileyici bir yapıya sahip.
@lowen
13 yıl önce
7.1 / 10
@zett
13 yıl önce
Herkesin kendinden birşey bulabileceği sıcacık, hüzünlü ama bir o kadar daeğlenceli çağan ırmak’ın dedesini ve insanlarını anlattığı şahhane film. Girit’ten göçen insanların ihtilal zamanı yaşadığı zorlukları, ’gavur İzmir’ sözünün nereden geldiğini, henüz insanlığını kaybetmemişken insanların nasıl da güzel olduğunu gösteriyor film.Ve bunu o kadar güzel manevralarla yapıyor ki salya sümük ağlarken bir anda kahkaha atmaya başlıyorsunuz. Biraz ’babam ve oğlum’ havası, biraz yine bir ’Mustafa’ myhti ve tabi ki Çetin Tekindor’un karizmatik oyunculuğu bir yana tüm oyuncuların birbiriyle uyumluluğu filmi sevdiriyor size.
Gitgide kirlenen dünyada, kirlenmek istemeyen temiz insanların dünyanın çirkinlikleri tarafından nasıl yutulduğunu anlatıyor.Filmde özellikle dedelerimizin, nenelerimizin kullandığı birçok deyim geçtiği için çoğu insanın çocukluğundaki sıcaklığı hissedeceğine eminim.Mehmet dede öyle bir adam ki dü ... Devamı
Herkesin kendinden birşey bulabileceği sıcacık, hüzünlü ama bir o kadar daeğlenceli çağan ırmak’ın dedesini ve insanlarını anlattığı şahhane film. Girit’ten göçen insanların ihtilal zamanı yaşadığı zorlukları, ’gavur İzmir’ sözünün nereden geldiğini, henüz insanlığını kaybetmemişken insanların nasıl da güzel olduğunu gösteriyor film.Ve bunu o kadar güzel manevralarla yapıyor ki salya sümük ağlarken bir anda kahkaha atmaya başlıyorsunuz. Biraz ’babam ve oğlum’ havası, biraz yine bir ’Mustafa’ myhti ve tabi ki Çetin Tekindor’un karizmatik oyunculuğu bir yana tüm oyuncuların birbiriyle uyumluluğu filmi sevdiriyor size.
Gitgide kirlenen dünyada, kirlenmek istemeyen temiz insanların dünyanın çirkinlikleri tarafından nasıl yutulduğunu anlatıyor.Filmde özellikle dedelerimizin, nenelerimizin kullandığı birçok deyim geçtiği için çoğu insanın çocukluğundaki sıcaklığı hissedeceğine eminim.Mehmet dede öyle bir adam ki dükkanı bırakıp çıkması gerektiğinde gündüz vakti ise şayet kapısını kilitlemiyor çevre esnaf hırsız yerine konulduğunu düşünüp de kırılmasın diye, sonra bir Bayram var delirmiş sokaklarda yatıyor hani şuhepimizin çocukluğunda görüp de öcü gibi kaçtığımız dilenci kılıklı adam Mehmet dede ona da göz kulak oluyor.Torununa nasıl kötü yürekli olunmayacağını yaşadıkları ve yaptıkları ile gösteriyor.Filmin bir sahnesinde insanların da kaleydoskopdaki çiçekler gibi renkleri,çeşitliliği ile güzelliği yakaladığını bunun bir çatışma sebebi değil aksine mutluluğa vesile olması gerektiğini küçücük detayla çok güzel anlatmıştır.
Çağan Irmak’ın Kızsız adam haricindeki her filminde ama özellikle bunda anlayamadığım beni içine çeken birşey var. Kesinlikle izlenmesi gereken, hatta sinemada izlediğime çok mutluolduğum gidilesi film.
@nurhak
13 yıl önce
@kavunici
13 yıl önce
yinede,
eline sağlık.
@babelfish
13 yıl önce
8 / 10
Bunun dışında, Girit göçmeni dedesinden Rumca şarkılar, dualar dinleyerek büyümüş kişileri çok çok daha fazla etkileyecektir mutlaka. O yüzden aman diyeyim, hazırlıklı olun, sinemadaki konumunuzu ona göre seçin =/
@herseyyolunda
13 yıl önce
Ushan Çakır dışında filmdeki herkes herşey çok güzeldi.Dayak hadisesinden sonra mıdır bilmem baya bir itici geldi bana filmde.Hem oyunculuğu hem hikayeyi anlatışı...
@kraker
13 yıl önce
Filmde Ozan'ın çocukluk hallerini canlandıran Durukan Çelikkaya ustalara taş çıkartacak bir rol sergilemiş. Eminim izleyen herkes de benim gibi bazı sahnelerde eline bir çekiç alıp küçük Ozan'ın beynini dağıtmak istemiştir. :)
@baris82
13 yıl önce
@client
13 yıl önce
6.8 / 10
@mbaran
13 yıl önce