münevver karabulut cinayeti ve sonrasındaki süreci anımsattı izlerken. güçsüzlerin ve yoksulların acı çekmesinin ya da ölmesinin çok kayda değer bir mesele olmadığını düşünen burjuvaları anlatmış galiba ama biçimsel olarak iğrenç tabi.
bu filmi çeken adamın faşizmi anlatmak gibi bir derdi olduğunu hiç sanmıyorum. faşizmi anlatmak için bunlar mı gerekli yani nedir olay. bok yedirmeler, cinsel sapkınlıklar vs vs. adam içindeki pisliği dökmüş üzerinden para kazanıyor. halen muhabbeti dönüyor bu filmin .izleyin ve unutun gitsin. sinema filmi falan değil bu film. malum sitelerde birbirlerinin ağzına pisleyen alalade binlerce insanın örnek oluşturduğu hastalıklı bir yaşam biçiminin milyonlara akatarılması. vaybe adamlara bok yediriyorlar diye oturup ağlayacak değiliz. geçiniz gidiniz.
İzlesen bir türlü, kitabını okusan bir türlü, okumasan izlemesen daha fazla türlü. Yani sonuçta sinema filmi ile uğraşıp bir çırpıda karantinaya almak mümkün değil.
Evet bir yerli gençlik filmini filan bir çırpıda karantinaya aldık da bunu neden alamadık seyrettik.
Evet raahtsız ediciliği ve bu kötü ünü cesbetti. Ama genel ruh halim bu filmi okuyup iyicene seredip de üzerinde kafa yorup kendimi kaprtırmayacağım kadar negatif yönde etkileyici.
Seyrettim mi evet. Geçti bitti mi evet. Adamın gerçekten bir derdi var mıymış. Evet varmış. Gerisi çok da önemli değil.
ne ring filminden, ne eraserhead'den ya da herhangi bir lynch filminden korkmam da bu passolini'den korkarım.
izledikten sonra hemen silmiştim zaten. film faşizmi anlatır, yönetmeni de italyan sinemasının babalarından. filmi tamamladıktan kısa bir süre sonra esrarengiz biçimde öldürülmüş.
Pasolini SALO.dan ibaret değildir. Bir tek bu son filminde şiddeti alabildiğine kullanmıştır. Sebebi de, bir 2.Dünya Savaşı alegorisi yapmak içindir. Zaten filmin konusu da savaşın sonlarına doğru, Almanlarla beraber yenileceklerini anlayan İtalyan sınıfının üst sınıfından oluşan 4 kişinin, gençlerin içinden seçme yaparak bilinmeyen bir yerde, son günlerini zincirlerinden boşalmış bir şekilde, akla gelebilecek, gelemeyecek her türlü sapkınlığı yaparak geçirmelerinden ibarettir. Bu işi yapanların zihniyetine büründüğünüzde fazlasıyla masum gelebilir. Aklın labirentlerinde neler akar bilemeyiz.
Kitap gerçekten akla zarar. Justine'in ardından okudum. Sade'ı az buçuk tanıdığımı sanıyordum. Yanılmışım sanırım,zira Justine'e nazaran şiddet dozu çok yüksek. Okumak için çok sağlam bir mideniz olmalı. Aksi takdirde psikolojik olarak çok zorlar. Ben gençken okudum uzunca bir süre etkisinden sıyrılamadım. Gençlere tavsiyem,yaşlanınca okursunuz. Şimdi bu filmi de izlemeyin bence. Ama beni dinleyen kim ?
Aman efenim, markizin kitabındaki şiddet ve beyin rahatsızlığı algı sorunu gibi öğelerin zerresini film seyirciye sunar. bir çoğu kitabın kendisindedir.
@onurkilic
14 yıl önce
@xaihouse
14 yıl önce
@batanga
14 yıl önce
@ayasofya
14 yıl önce
Evet bir yerli gençlik filmini filan bir çırpıda karantinaya aldık da bunu neden alamadık seyrettik.
Evet raahtsız ediciliği ve bu kötü ünü cesbetti. Ama genel ruh halim bu filmi okuyup iyicene seredip de üzerinde kafa yorup kendimi kaprtırmayacağım kadar negatif yönde etkileyici.
Seyrettim mi evet. Geçti bitti mi evet. Adamın gerçekten bir derdi var mıymış. Evet varmış. Gerisi çok da önemli değil.
Yazık değil mi size?
@lazare_carnot
14 yıl önce
- manyaklık çemberi
-bok çemberi
-şehvet çemberi (tam emin değilim).
ne ring filminden, ne eraserhead'den ya da herhangi bir lynch filminden korkmam da bu passolini'den korkarım.
izledikten sonra hemen silmiştim zaten. film faşizmi anlatır, yönetmeni de italyan sinemasının babalarından. filmi tamamladıktan kısa bir süre sonra esrarengiz biçimde öldürülmüş.
@ustunkoru
15 yıl önce
@hegel
15 yıl önce
@havlayankuzu
15 yıl önce
7.1 / 10
@pekipis
16 yıl önce
@hamlet
16 yıl önce
7.5 / 10