Salo ya da Sodom’un 120 Günü 1975 İtalya Fransa ortak yapımı dramatik filmdir. Özgün adı Salo o le 120 giornate di Sodoma dır. Fransız yazar Marquis de Sade’nin 1785 yılında yazdığı en sıra dışı eseri olan Les 120 journees de Sodome ou l’ecole du libertinage adlı kitabının 1940’lı yıllara uyarlaması
... Devamı Salo ya da Sodom’un 120 Günü 1975 İtalya Fransa ortak yapımı dramatik filmdir. Özgün adı Salo o le 120 giornate di Sodoma dır. Fransız yazar Marquis de Sade’nin 1785 yılında yazdığı en sıra dışı eseri olan Les 120 journees de Sodome ou l’ecole du libertinage adlı kitabının 1940’lı yıllara uyarlamasıdır. Filmin yönetmeni Pier Paolo Pasolini’dir. Passolini aynı zamanda Sergio Citti ile birlikte filmin senaryosunu da yazmıştır. Önemli rollerinde Paolo Bonacelli, Giorgio Cataldi, Umberto Paolo Quintavalle ve Aldo Valletti oynamışlardır. Görüntüleri Tonino Delli Colli’ye ait olan filmin müziğini Ennio Morricone yapmıştır. Film gösterime girdiği tarihten bu yana içerdiği görsel şiddet ve sadizmin dozu nedeni ile hep tartışma yaratmış ve bugüne kadar yapılmış en rahatsız edici film olarak nitelendirilmiştir. Birçok ülkede gösterilmesi bugün bile yasaktır. Film gösterime girmeden kısa bir süre önce yönetmeni Pasolini öldürülmüştü. Filmde 2.Dünya Savaşı ’nın son günlerinde Faşist İtalya’da çöküşün eşiğindeki dört varlıklı seçkinin genç kız ve erkekleri şatolarında tutsak ederek 120 gün boyunca onlara fiziksel, ruhsal ve cinsel işkence uygulamaları anlatılmaktadır.
Olaylar 1944 yılında Nazi Almanya’sının kontrolünde Kuzey İtalya’da kurulmuş kısa ömürlü bir kukla devlet olan Faşist Salo Cumhuriyeti’nde geçer. Şehrin ileri gelen seçkinlerinden dört sefih 9 kız 9 da erkek 18 genç insanı yakalayıp bir şatoya kapatırlar. Beraberlerindeki 4 yaşlı fahişe ile birlikte bu genç kölelere bir dizi fiziksel, ruhsal ve cinsel işkence uygularlar.
Film Marquis de Sade’nin 1785 tarihli eserine dayandığı kadar yönetmen Pier Paolo Pasolini’nin kendi yaşantısından da izler taşır. Passolini 20’li yaşlarında bir süre Salo Cumhuriyeti ’nde yaşamıştı. Pasolini burada iken tutuklanmış kardeşi Guido ise öldürülmüştü.
Marquis de Sade’nin eserindeki şiddet ve sadizmin dozu filmden çok daha fazladır. Sade kitabında iktidarın yanı sıra kiliseyi de eleştiriyordu. Passolini de ateşli bir kilise karşıtı olmasına rağmen filmde kiliseden çok Faşist kurumları eleştirir.