Şeytan Duymadan Önce Yorumları

Şeytan Duymadan Önce filmi detayları

@ynr

9 yıl önce

7.5 / 10

toplum ve sistem eleştirisi yaptığı için amerikalılar hakettiği ilgiyi göstermemiş olabilir.

@fthgzl79

10 yıl önce

7.2 / 10

Yönetmene hiç dikkat etmemiştim..Şimdi baktım da,meğerse 12 kızgın adam veya şebeke gibi inanılmaz filmlere imza atan Sidney Lumet imiş..Bu ay vefat eden Philip Seymour Hoffman için izledim filmi..İyi ki izlemişim..Yönetmen zaten efsanede,oyuncular harika bir iş çıkarmışlar..Ethan Hawke döktürmüş resmen..Senaryo biraz tartışılır ama..Çünkü biraz gariplikler var ama son derece sürükleyici,güzel bir film..10/7,3

@ledddd

11 yıl önce

Belki amerikalılar Sidney Lumet’e hala gereken ilgiyi yada artık çoktan hakettiği ödülleri vermemiş olabilir ama dünya bu adamı konuşmaya devam ediyor.

Lumet 2008 çıkışlı şimdilik son filmi Before The Devil Knows You’re Dead ile seyirciyi gene rahatsız etmeyi başarıyor ama bu sefer çok daha sert ve izlemesi güç bir filmle. Sertliği tabi ki tartışılır, bazı yönleri klişe bulunabilir ama izlemesi güç olduğu bir gerçek. Film sonlara doğru seyirciye yeter artık dedirten (ben demedim gerçi ) flashbackler (bir tane de flashforward var) üzerine bir kurguyla ilerliyor. Bu flashbackler girmeden hemen önce rahatsız eden bir sekans izliyoruz ve hemen ardından hangi zamanda ve konunun ne tarafında olduğumuzu bize tarihlerle açıklayan sahnelere geçiyoruz. Bu tutum filmin gidişatı için önemli, ama asıl önemli olan asla bu yapı yada kurgu değil. Asıl anlatılmak istenen bir ailenin trajik ve soğuk ilişkileri.

Bu ilişkiler içinde en büyük bölümü abi kardeş üzerine kurulu olsada asıl tat veren baba
... Devamı
Belki amerikalılar Sidney Lumet’e hala gereken ilgiyi yada artık çoktan hakettiği ödülleri vermemiş olabilir ama dünya bu adamı konuşmaya devam ediyor.

Lumet 2008 çıkışlı şimdilik son filmi Before The Devil Knows You’re Dead ile seyirciyi gene rahatsız etmeyi başarıyor ama bu sefer çok daha sert ve izlemesi güç bir filmle. Sertliği tabi ki tartışılır, bazı yönleri klişe bulunabilir ama izlemesi güç olduğu bir gerçek. Film sonlara doğru seyirciye yeter artık dedirten (ben demedim gerçi ) flashbackler (bir tane de flashforward var) üzerine bir kurguyla ilerliyor. Bu flashbackler girmeden hemen önce rahatsız eden bir sekans izliyoruz ve hemen ardından hangi zamanda ve konunun ne tarafında olduğumuzu bize tarihlerle açıklayan sahnelere geçiyoruz. Bu tutum filmin gidişatı için önemli, ama asıl önemli olan asla bu yapı yada kurgu değil. Asıl anlatılmak istenen bir ailenin trajik ve soğuk ilişkileri.

Bu ilişkiler içinde en büyük bölümü abi kardeş üzerine kurulu olsada asıl tat veren baba oğul kısmı. Abi (Philip Seymour Hoffman) kardeş (Ethan Hawke) arasındaki ilişki filmde gerçekten iyi verilmiş. Andy’nin sadece işi düştüğü zamanlar kardeşi Hank’le vakit geçirmesi çok kötü bir davranış olarak görülüyor aslında filmin genelinde ama onun da kendine göre sebebleri olduğunu anlayoruz filmin sonundaki bir konuşmada. Hank ise Andy’ye oranla maaşı daha düşük bir işte ve boşanmış bir şekilde hayatla mücadele ediyor. Karısı (müthiş bir rolle daha Amy Ryan’ı görüyoruz karısı rolünde) tek kelimeyle nefret ediyor andy’den ve onu her gördüğünde gecikmiş nafakasını istemesi zaten Hank’in hayatını özetliyor bir yerde. Yani ne yapacağını bilemeyen, parasız ve istemese de abisinin dediklerini yapan(doğal olarak zayıf bir insan) bir kişilik. Filmde Hank karakterini abartılı da olsa Ethan Hawke iyi canlandırmış. Philip Seymour Hoffman ise rolü gereği gayet kontrollü, ağır ama geçmişteki aile ilşikileri yüzünden oldukca yaralı bir karakter. Andy’nin sevgilisi Gina’dan ayrıldığı sahne ise gerçekten inanılmaz. Andy’nin son derece sakin dış görüntüsü ve Gina’nın biraz endişeli, biraz kızgın hali tam bir şölen. Andy’nin gina gittikten sonra yatak odasını sakin bir şekilde dağıtması ve tekrar yatağa yatması zaten tam andy’ye göre bir davranış diyorsunuz içinizden. Lumet’in mücizelerinden sadece biri bu. (Citizen Kane’i bir kez daha hatırladık)

Filmde Marisa Tomei’nin varlığı da önemli çünkü her iki kardeş için de bir şeyler ifade ediyor ve genelde çıplak olarak görsek de kendisini, bunu güzel bir şekilde yerine getiriyor, ama filmin esas adamı tabiki baba karakterini canlandıran Albert Finney.

Gerçi kendisini az görüyoruz ama öyle yürekten oynuyorki sanki gerçekten karısını kaybettiği hissini yaratıyor bu adam filmde. Karısının bir müchevher soygunu sırasında ölümünün ardından yaşadığı bunalım ve takındığı tavırlar görülmeye değer. Filmin sonunda gerçekleştirdiği final ise inanılmaz.

İzlemesi gerçekten çok zor bir film Before The Devil Knows You’re Dead. Film ilerledikce yan olayların da filme girmesiyle ortalık biraz daha şenleniyor. (Andy’nin düzenli olarak bir apartman dairesinde, bir uyuşturucu satıcısından uyuşturucu alması gibi) bazı yönleriyle biraz klişe bir öykü de var aslında önümüzde ama Lumet’in derdi başka. Hiç buralara takmaya gerek yok izlerken. Dediğim gibi film zor ama izledikten sonraki tatmin duygusuda bambaşka.

@claxs

13 yıl önce

tam anlamıyla bir trajedi.ama sonu benim için biraz belirsizlikle bitti.
S

@samarrali

14 yıl önce

8 / 10

Birisi bir gün size trajedi nedir diye soracak olursa, hiç düşünmeden bu filmi izlemesini ve ondan sonra kendisinin nasıl olsa bir tanım getireceğini söyleyebilirsiniz.Cidden tadınızı kaçıran bir film.Ve emin olun Academy Sidney Lumet'in hakkını ödeyemez...yahu bu adam daha ne yapsın 12 Angry man, Network, Fail safe, Dog day afternoon,The hill , Serpico gibi baş yapıtların yönetmeni olmak sanırım küçük heykelciğe ağır gelir diye düşünüyorlar... Filme dönecek olursak hani şu bizim yaprak dökümünün Ali Rıza Bey'i var ya bu filmin babasının yanında sefahat içindeki beyzadeler gibi kalır...

@quijote

15 yıl önce

bi adam hayatını anca bu kadar mahvedebilir :)

@emcoln

16 yıl önce

Filmin türü olarak polisiye, dram, gerilim gözüküyor. Ancak filmde polisiye ve gerilimin olmadığına sizi temin ederim. Film oyunculuk, yönetmen ve ya kurgu bakımından çok başarılı olabilir. Hatta sanatsal bir başyapıt, müthiş bir psikolojik çözünüm de olabilir. Bunları yorumlayacak kadar iddialı değilim ancak 7,6 puan alıp Oscar\'a aday gösterildiğine göre bu sanatsal öğelerin en azıdan bazılarını barındırıyor heralde. Dram filmlerini hiç sevmeyen, en kolay şekilde sıkılan biri olarak bu filmin sonuna kadar dayanamadım. Hatta hayatımda sonunu seyretmediğim ikinci filmdir (diğeri de arkadaş baskısı nedeniyle çıkmıştım sinemadan, ben seyretmek istemiştim). Konusuna (mağdursuz suçu işlemeye çalışmak falan) ve türüne bakanlar aldanmasın son derece ağır bir film seyretmek üzeresiniz.
SPOILER
GİRİŞ YAP
Şifremi Unuttum!

ÜYE DEĞİL MİSİNİZ?

HEMEN ÜYE OLUN
Aktivasyon Mailim Gelmedi!
ŞİFREMİ UNUTTUM
AKTİVASYON MAİLİ GÖNDER
ÜYE OL