Çocukluk Yorumları

Çocukluk filmi detayları

@thematrixhasyou

10 yıl önce

Filmin en can alıcı tarafı; senelerce emek verilerek çekilmiş olması. Bu kadar uzun soluklu bi’ proje gerçekten teknik anlamda çok zorlayıcı olmalı. Richard Linklater en sevdiğim yönetmenler arasında ilk beştedir. Birçoğunuz içinde hatrısayılır yönetmenler arasındadır diye öngörüyorum.

Eleştirilerin bu kadar sert olmasının ana kaynağı sanırım Linklater’ın izleyicinin kalbinde bıraktığı etkidir. Kısacası adamımız kaliteli, beklentide doğru orantılı olarak çok yüksek. Hal böyle olunca, izleyici ikiye bölünmüş durumda.

Eleştirilerin mekezi odağı olan "klasik amerikan ailesi gibi" konusunda hemfikirim. Benim anladığım kadarıyla aslında biraz da bu noktada özeleştiri yapılmış. Yamuluyor da olabilirim. Sonuç olarak fikrimi soracak olursanız; ben filmi beğendim.

Öyle sanıyorum ki Linklater’ın temel hedefi; hayatın ne denli hızlıca akıp geçtiği ve usul usul akıp geçerken, hiçbir şey hissetmeden akan bu yılların insanı aslında ne noktalara taşıdığını gözler önüne sermekti. Bu noktada başarıl
... Devamı
Filmin en can alıcı tarafı; senelerce emek verilerek çekilmiş olması. Bu kadar uzun soluklu bi’ proje gerçekten teknik anlamda çok zorlayıcı olmalı. Richard Linklater en sevdiğim yönetmenler arasında ilk beştedir. Birçoğunuz içinde hatrısayılır yönetmenler arasındadır diye öngörüyorum.

Eleştirilerin bu kadar sert olmasının ana kaynağı sanırım Linklater’ın izleyicinin kalbinde bıraktığı etkidir. Kısacası adamımız kaliteli, beklentide doğru orantılı olarak çok yüksek. Hal böyle olunca, izleyici ikiye bölünmüş durumda.

Eleştirilerin mekezi odağı olan "klasik amerikan ailesi gibi" konusunda hemfikirim. Benim anladığım kadarıyla aslında biraz da bu noktada özeleştiri yapılmış. Yamuluyor da olabilirim. Sonuç olarak fikrimi soracak olursanız; ben filmi beğendim.

Öyle sanıyorum ki Linklater’ın temel hedefi; hayatın ne denli hızlıca akıp geçtiği ve usul usul akıp geçerken, hiçbir şey hissetmeden akan bu yılların insanı aslında ne noktalara taşıdığını gözler önüne sermekti. Bu noktada başarılı olduğu zaten aşikar... Son sahnedeki diyalog ile bu konuya belirgin şekilde değinilmiş...

-Hep "anı yakala" derler ya? Bilemiyorum, ben tam tersini düşünüyorum. Bu anlar bizi yakalıyor.

-Evet biliyorum, sabit bir şey. Bu anlar sanki... Her zaman şimdiymiş gibi.

-Evet...

---spoiler---

Filme dair gereksiz bir bilgi daha vereceğim :)

Sam rolünde oynayan kişi Linklater’ın kendi kızıdır. Waking Life izleyenler kendisini giriş sahnesindeki "Yazgıdır rüya" dediği sekanstan hatırlayacaktır.

Ayrıca bir de önerim olacak;

Tam olarak bu ölçekte değerlendirmek doğru olmasada, bir hayatı izleyebilmek adına çarpıcı olduğunu düşündüğüm bir film önerisi yapacağım;La meglio gioventu

Film süresini uzun olması gözünüzü korkutmasın, Boyhood ağzınızda hoş bir tat bıraktıysaLa meglio gioventuda kalbinizi fethedecektir.

Uzun yorum oldu ama idare edin :)

@meyziyade

10 yıl önce

tarkovski’nin bir insanın hayatını baştan sona çekmek isterdim gibisinden bir sözü vardı, sanırım bu film şimdiye kadar tarkovski’nin bu hayaline en çok yaklaşan film oldu, sadece bu açıdan bile takdire şayan.

ayrıca psikoloji, psikiyatri,pdr bölümlerinde yaşam dönemleri derslerinde izletilmesi elzem bir film olmuş bence, insanların farklı yaşam dönemlerini, bu dönemlerdeki fiziksel ve ruhsal değişimlerini, ihtiyaçlarını gözlemleyebiliyorsunuz, teşekkürler richard linklater!

@tenekteplaz

10 yıl önce

4.5 / 10

Takdir edebileceğim yönler, emek ve adanmışlık. Bunun haricinde sıradan bir Amerikan dramı olmaktan öteye gidemeyen koca bi balon. Hayalkırıklığı. Güzelim pazar gecemi mahveden, aptal bir fikrin senaryo , olay, kurgu vb hiç bir civata olmadan sözde sinemaya yansıtılmış hali.

Bu filmde kendimi buldum, kendimi gördüm diyen ergenlere de; ’’ karanlık odalarınızdan çıkın ve yaşadığınız dünyaya şöyle iyice bir bakın, etrafınızda bu filmden daha etkileyici bir görüntü göreceğinizi garanti ediyorum.’’ demekten başka birşey bulamıyorum.
P

@philocine

10 yıl önce

7 / 10

öncelikle fikrin hakkını vereyim, özgün ve başarılıydı. fakat benim içim hayal kırıklığıydı bu film. sebeplerine gelince..

öncelikle bir çocuğun büyümesini gördük tamam eyvallah ama senaryo nerde? olay nerde? sürükleyicilik nerde? her filmde sürükleyicilik aranmaz tabi ama 2 saat 45 dk'lık filmde birazcık aranır. bu anlamda fikir güzel ama senaryo ne yazık ki boş. gelelim klişelere. baskın bir anne modeli, sorumsuz bir baba modeli, yeşilçam kötülerine taş çıkartacak kadar kötü bir üvey baba modeli, işyerinde fırça atan patron modeli, okulda akıl veren öğretmen modeli. bunlar artık can sıkıcı derecede klişe. ama zaten hepimizin hayatında bu insanlar gerçekten var olduğu için klişe ve film de bu sıkıcılığı anlatıyor diyebiliriz ama bu durum filmi sıkıcı yapmaktan kurtarmıyor maalesef. bir diğer konuysa; bu filmin daha çok amerikan izleyiciye yapılmış olması. beyzbol, golf, amerikan futbolu, amerikan pop kültürü, siyasi durumlar, dini inanışlar vs
... Devamı
öncelikle fikrin hakkını vereyim, özgün ve başarılıydı. fakat benim içim hayal kırıklığıydı bu film. sebeplerine gelince..

öncelikle bir çocuğun büyümesini gördük tamam eyvallah ama senaryo nerde? olay nerde? sürükleyicilik nerde? her filmde sürükleyicilik aranmaz tabi ama 2 saat 45 dk'lık filmde birazcık aranır. bu anlamda fikir güzel ama senaryo ne yazık ki boş. gelelim klişelere. baskın bir anne modeli, sorumsuz bir baba modeli, yeşilçam kötülerine taş çıkartacak kadar kötü bir üvey baba modeli, işyerinde fırça atan patron modeli, okulda akıl veren öğretmen modeli. bunlar artık can sıkıcı derecede klişe. ama zaten hepimizin hayatında bu insanlar gerçekten var olduğu için klişe ve film de bu sıkıcılığı anlatıyor diyebiliriz ama bu durum filmi sıkıcı yapmaktan kurtarmıyor maalesef. bir diğer konuysa; bu filmin daha çok amerikan izleyiciye yapılmış olması. beyzbol, golf, amerikan futbolu, amerikan pop kültürü, siyasi durumlar, dini inanışlar vs. hemen hemen her şey amerikaya özgü. yani bu anlamda da film evrensel değil yöresel olmayı seçmiş. bu bir tercih tabi ama şahsen bana hitap etmedi. bununla beraber sonlara doğru çocuğun büyümesiyle birlikte biraz daha izlenebilir bir hal aldı ve ben de Mason'ın çocukluğunu bir hatırladım. vay be küçüktü büyüdü eleman dedim ama bu kadar. bu sadece, ''bakın 12 senede bir çocuğun büyümesini nasıl çektik ama'' deme fantezisi gibi geldi. bu fikir senaryo ile desteklenseymiş muazzam bir yapım ortaya çıkabilirmiş. fakat zannımca fikrin güzelliği, senaryoda tembellik yapmaya yetmiş. ayrıyetten teknik olarak bakılırsa da, her sene 10-15 dakikası çekilmiş kısa filmlerin kurguda birleştirilmesi gibi olmuş. yaş geçişleri arasında hikayeler bağlanmıyor. bazı olaylar üstünkörü geçiliyor ve tam anlaşılmıyor. bunda 12 senelik dilimde yönetmenin de gelişmesi ve evrilmesinin payı var ama bu olumlu değil olumsuz yansımış ne yazık ki.

tüm bunları söylerken Rİchard Linklater'ın hemen hemen tüm filmlerini izlediğimi ve before sunrise, before sunset,before midnight üçlemesinin de sıkı bir hayranı olduğumu da belirteyim.

@fba3

10 yıl önce

9 / 10

Film ile ilgili haberi ilk okuduğumda ve 12 yılda çekildiğini öğrendiğimde son derece ilgimi çekti ve bugün izleme fırsatı buldum. Yönetmenin böyle bir şeyi düşünmüş ve başarabilmiş olması bile müthiş bir şey. Bayanlarda nasıl bir etki yaratır bilmiyorum ama bir erkeğin çocukluğundan üniversiteye başlama zamanına kadar anlatması, yaşadıklarını yaşamış olmak, kendini görmek sürekli tebessüm etmeme neden oldu:)

Yönetmen çektiği ham filmden öyle yerleri almış ki, kesik kesik yapılmış bir kurgu değil de sanki gerçekten Mason ile çok yakın bir arkadaş olmuşuz da sürekli hayatının içindeymişiz gibiydi. İzlememiş olmanın büyük kayıp olacağını düşünüyorum.

@venezue

10 yıl önce

8.2 / 10

Şu filmin varlığı dahi sinemayı sevmek için başlı başına koca bir neden. Belli aralıklarla toplamda 12 yıllık bir sürece yayılarak çocukların büyümesine, yetişkinlerinse yaşlanmasına şahit olmak müthiş gerçekten. Etkileyici bir düşüncenin büyüleyici bir şekilde hayata geçirilmiş hali. Ben bu filmi çok ama çok sevdim.

@slartibartfast

10 yıl önce

8.2 / 10

toy story’nin sonunda delice ağlamış olmamızın sebeplerinden biri de hayatımıza paralleliğiydi. burda, birkaç seneyle kaçırmışım hikayeyi ama neticesinde dönem şarkılarını ve muhabbetleri yakalayıp, hatırlayıp, gülümseyebildim. ama bu referanslar bir on yıl sonra izleyenlere bir şey ifade etmese dahi oldukça güzel bir film olacak boyhood. çünkü aklımızdaki "e bütün bunların anlamı ne?" sorusu, mason’ın babasına yönelttiği, hiç değişmiyor. kafalarımız hep karışık, her yaşta karışık. yine de, balinaları elflerden daha az büyülü yapan bir şey yok bana kalırsa ve sanırım bu şekilde hayatta kalıyoruz.

işte ethan hawke’la muhabbet ediyormuş gibi hissetmek için bir şans daha, izlemeden geçmemek lazım.

@asdf_13

10 yıl önce

10 / 10

İzlediğim en iyi filmlerin listesini yaparken bu filmler arasında sıralama yapmakta hep çok zorlanmışımdır. Yaşıma ve o zamanki hislerime bağlı olarak hep bir lider filmim olsa da listenin devamını hiç yapamadım. Bu birincilik bir zamanlarMemento’nun idi. Daha sonraApocalypse Nowoldu. Kısa bir süre içinNo Country for Old Menliderliği ele almıştı. AncakJodaeiye Nader az Siminsayesinde o da yerinde fazla duramadı. Şimdi onu da tahtından eden yapımBoyhoodoldu.

Bu filmi şuan için izlediğim en iyi film yapmaya iten bir sürü neden var. Bunlardan ilki ise;gerçekçilik. İzlerken "Yönetmen neden bu filmi 12 yıla yaydı ve eş zamanlı olarak çekti?" diye sormalısınız kendinize. İşte cevabı benim bu filme bayılma nedenim. Büyüme üzerine bir sürü film çekilmiştir. Hatta bu konuyu ele alan son yıllarda Spectular Now ve Mud isimli iki başarılı yapım daha vardı. Ancak Boyhood sanki tüm bu filmlerin efendisi gibi şuan. Bir nevi ’Bölüm Sonu Canavarı’ diyebiliriz.

FilmdeGirişveSonuçyok. Zaten böyle bir
... Devamı
İzlediğim en iyi filmlerin listesini yaparken bu filmler arasında sıralama yapmakta hep çok zorlanmışımdır. Yaşıma ve o zamanki hislerime bağlı olarak hep bir lider filmim olsa da listenin devamını hiç yapamadım. Bu birincilik bir zamanlarMemento’nun idi. Daha sonraApocalypse Nowoldu. Kısa bir süre içinNo Country for Old Menliderliği ele almıştı. AncakJodaeiye Nader az Siminsayesinde o da yerinde fazla duramadı. Şimdi onu da tahtından eden yapımBoyhoodoldu.

Bu filmi şuan için izlediğim en iyi film yapmaya iten bir sürü neden var. Bunlardan ilki ise;gerçekçilik. İzlerken "Yönetmen neden bu filmi 12 yıla yaydı ve eş zamanlı olarak çekti?" diye sormalısınız kendinize. İşte cevabı benim bu filme bayılma nedenim. Büyüme üzerine bir sürü film çekilmiştir. Hatta bu konuyu ele alan son yıllarda Spectular Now ve Mud isimli iki başarılı yapım daha vardı. Ancak Boyhood sanki tüm bu filmlerin efendisi gibi şuan. Bir nevi ’Bölüm Sonu Canavarı’ diyebiliriz.

FilmdeGirişveSonuçyok. Zaten böyle bir film için en mantıklı tercih de bunların olmaması.Gelişme olarak başlıyor ve aynı şekilde sona eriyor. Büyümenin girişi, doğum ; sonucu ise ölümdür. Bunun dışındaki her şey büyümedir. Bu filmde zaten ufak bir çocuğun üniversiteye başlama dönemine kadar olan gelişmesini anlattığı için başladığı tonda sona eriyor. Gerçekçiliğini bu tercihle daha da perçinliyor.

Tüm bunların üzerine bir de yönetmenin filmi çekerken gişeden hiçbir beklentisinin olmaması filme yansıyınca ortaya fevkalade gerçekçi bir film çıkıyor. Çünkü seyirciye oynayan tek bir sahne dahi yok bu filmde.Eğer Fault in Our Stars’ın veya İncir Reçeli’nin salya sümük eşliğindeki o dram havasının yapmacıklığını fark edebiliyorsanız, işte bu filme bayılacaksınız. Sanki 12 yıllık bir çocukluk süreci hep kameraya alınmış ve daha sonra önemli kısımları birleştirilip film yapılmış gibi. Hatta gerçekçilik konusunda belgeseller ile yarışabilir.

Beni filmi bu kadar çok beğenmeye iten diğer neden ise yaşımdır. Üniversitem bitmek üzere ve ben hayata atılacağım. Böyle bir dönemde insanın aklında büyüme üzerine bir ton soru oluyor. Üstüne böyle bir film izleyince de etkileniyorsunuz işte... Bu çok kişisel bir neden olduğu için açıklaması zor.

Nedenlerden bir diğeri de yönetmenin büyüme konusunu işlerken bir yandan yetişkinlerin yetişkinliğini yada yeterliliğini mükemmel bir şekilde sorgulaması. Mason’ın da dediği gibi;"...aslında onun da kafası benimki kadar karışık.". Yada annesinin söylemiyle;"Sadece daha fazlası olur diye düşünmüştüm.". Gerçekten enfes replikler...

Bahsettiğim nedenler benim için o kadar ağır basıyor ki; yönetmenliği, oyunculuğu, yönetmenin replikler konusundaki ustalığını ve o muhteşem müzik seçimini övmeye pek fazla kelime ayırmıyorum.

Özetle, sinema artık öldü diyenlere tokat gibi bir film. Bu tokadın bağımsız bir yapımdan gelmesi ise ayrıca önemli bir detay.

@onur_turan

10 yıl önce

8 / 10

Şu an için Türkiye gösterimi gözükmüyor, eli mahkum internete düşmesini bekleyeceğiz...

Düzenleme: İstanbulluların izleme imkanı oluştu, Filmekimi kapsamında gösterilecek.

http://filmekimi.iksv.org/tr/cocukluk
SPOILER
GİRİŞ YAP
Şifremi Unuttum!

ÜYE DEĞİL MİSİNİZ?

HEMEN ÜYE OLUN
Aktivasyon Mailim Gelmedi!
ŞİFREMİ UNUTTUM
AKTİVASYON MAİLİ GÖNDER
ÜYE OL