garipti... yılların nasıl akıp geçtiğini görmek.. belli bir konu izlemek için izlenmemeli bu film.. sadece zamanın nasıl akıp geçtiğini görebilirsiniz.. o kadar çok başucu filmim var ve çoğunun puanı 8 bile değil bu film hem belli bir sona sahip değil hem de bir konu örgüsü yok her şey karışık, yine de 8in üstünde puanı var bu da sanırım yıllarca süren çekiminden kaynaklanıyor bilmiyorum çok beğendiğimi söyleyemeyeceğim ama emeğe saygı tabii ki de..
Hayatımda izlediğim en gerçekçi film. Altın küre ödüllerini almadan önce izlemiştim filmi ve sonradan aldığı ödüllerin hepsini hakettiğini düşünüyorum. Film hakkında izlemeden önce tek bildiğim 12 yılda çekildiğiydi. İzlerken de tek düşündüğüm hiçbir abartının, yapmacıklığın olmadığıydı. İçimizden biri gibiydi herkes. Bu yüzden herkesin filmde kendinden bir şeyler bulacağını düşünüyorum. Yani boyhood başucu filmlerimden biri çünkü hayatı dışarıdan izleme fırsatını bana sunuyor.
Bu filmi izledikten sonra Richard Linklater’ın tüm filmlerini izlemeye koyuldum. Meğerse her filminde o gerçekçilik imzasını atıyormuş. Ben o sıcak ve samimiliği çok sevdim size de tavsiye ederim.
bu film bir insanın çocukluğunu gözlemleme fırsatı veriyor bizlere. bir insanın belki de en güzel, en sancılı, en karmaşık dönemini anlatıyor. kendini tanıma, hayatı kavrama ve yetişkinliğe geçiş evresi.
eğlenceli ve insanın üzerinde kendi anılarını da hatırlamasından mütevellit suratında tebessümleroluşturabilecek bir film. linklater ismini duyduğumdan bu yana izlemeyi düşündüğüm bir filmdi. ha müthiş bir film mi? tabi ki değil. bilmediğin bir şeyler mi anlatıyor? o da değil. ama kendisini izletiyor. e bu kadar müthiş değil ve bilmediğimiz bir şeyi anlatmıyorsa nasıl izletiyor kendisini? çünkü her insanın yaşadığı, yaşamak zorunda olduğu benzer süreçleri anlatıyor. aynı olayları yaşamak zorunda değilsiniz tabi ki ama hangimiz ergenliğimizde mason`unkine benzer duygular yaşamadık. filmin en büyük başarısı da bu. yani herkesin kendisiyle özdeşim kurmasını sağlayacak bir film olması. zira linkater`in tarzı da budur zaten. mesela, sunrise-sunset-midnight serisine baktığınızda da size çok bilinmedik bir hikaye anlatmıyor yönetmen. standart bir konuyu, müthiş diyaloglarla süsleyerek, masalsı bir uslüpla anlatıyor - ki ama gerçekten o filmlerin diyalogları muhteşemdir.
konu her ne kadar bir... Devamı
eğlenceli ve insanın üzerinde kendi anılarını da hatırlamasından mütevellit suratında tebessümleroluşturabilecek bir film. linklater ismini duyduğumdan bu yana izlemeyi düşündüğüm bir filmdi. ha müthiş bir film mi? tabi ki değil. bilmediğin bir şeyler mi anlatıyor? o da değil. ama kendisini izletiyor. e bu kadar müthiş değil ve bilmediğimiz bir şeyi anlatmıyorsa nasıl izletiyor kendisini? çünkü her insanın yaşadığı, yaşamak zorunda olduğu benzer süreçleri anlatıyor. aynı olayları yaşamak zorunda değilsiniz tabi ki ama hangimiz ergenliğimizde mason`unkine benzer duygular yaşamadık. filmin en büyük başarısı da bu. yani herkesin kendisiyle özdeşim kurmasını sağlayacak bir film olması. zira linkater`in tarzı da budur zaten. mesela, sunrise-sunset-midnight serisine baktığınızda da size çok bilinmedik bir hikaye anlatmıyor yönetmen. standart bir konuyu, müthiş diyaloglarla süsleyerek, masalsı bir uslüpla anlatıyor - ki ama gerçekten o filmlerin diyalogları muhteşemdir.
konu her ne kadar bir çocukluk/ergenlik hikayesi olsa da, linklater arada bir kadının varolma çabalarını ve bu süreçte zaman zaman kendisine yardımcı bir destek olarak bir eş aramasını, amerikanın ırak politikasını, sanatı konu içerisinde eğreti durmayacak şekilde yerleştirmiş.
çokça bahsedildiği üzere, filmin en büyük başarılarından bir tanesi ise 12 senede çekilmiş olması. bu gerçekten muazzam sabır ve emek isteyen bir iş. daha önce bu kadar uzun süreye yayılmış bir film izlediğimi hatırlamıyorum. bunun dışında müziklerinin de son derece başarılı olduğunu belirtmek gerek. her ne kadar diyalogları açısından beklentimi karşılamamış olsa da masalsı anlatıma yakın bir dil sunuyor film/yönetmen. sinematograf açısından yetersiz, oyuncular açısından da ethan hawke`nin artık standartlaşmaya başlayan sağlam performansı dışında göze batan bir oyuncu pek yok.
özellikle ebevenylenler ile izlenmesini tavsiye edebileceğim bir film olmuştur.
Film olmuş bi film,kesinlikle izlemilisiniz,herşey bir tarafa ilk defa değişik bi tecrübe ediniyosunuz,makyajsız şusuz busuz kahramanların 12 yıllık değişimleri çoook etkiliyici.bu sinema tarihinde bir ilktir diye biliyorum,12 yılda çekilen bu filmi ayakta alkışlıyorum,bidakka kalkamadım hah kalktım şimdi..
Hissettirdiği duygular tam olarak anlatılamayan harika filmdir. Bir hayattır. Ne eksiği ne fazlası vardır. Senin, benim ve onun hayatıdır, insanları etkilemek için yazılmış bir karakterin değil.
İzlerken büyük keyif aldığım bir film oldu "Çocukluk". Uzun süresine rağmen hiç sıkılmadım. Linklater filmlerinin en önemli yönlerinden biri diyalogların sağlamlığı ve ayrıca hayat üzerine düşünen karakterler barındırması. Bu çıkarımı yapacak kadar yeterli filmini izledim mi bilmiyorum ama Bernie hariç izlediğim filmlerden (Before serisi + Tape) edindiğim fikir bu şimdilik.
Filmin 12 yıllık çekim süreci başlı başına takdir edilmesi gereken bir yanı ama tabii ki bu filmi tek başına başarılı kılan bir faktör değil. Yani harcanan emeğin niceliğinden ziyade niteliğini öne çıkarmak gerekiyor. Ben hem senaryo hem yönetmenlik yönünden filmi başarılı buldum.
Filmin sürükleyici olmadığı eleştirisine de katılmıyorum. Kişi üzerinde belki de en kalıcı etkileri bırakan bir evrenin birçok önemli dönüm noktasını izledik. Yaşadıklarımızla örtüşen yönler de vardı, Mason’u bizden farklı kılan noktalar da. Mason gibi fikir olarak olgunlaşma evresinde olan, sorgulayıcı hareket eden bir karakter izlemek ... Devamı
İzlerken büyük keyif aldığım bir film oldu "Çocukluk". Uzun süresine rağmen hiç sıkılmadım. Linklater filmlerinin en önemli yönlerinden biri diyalogların sağlamlığı ve ayrıca hayat üzerine düşünen karakterler barındırması. Bu çıkarımı yapacak kadar yeterli filmini izledim mi bilmiyorum ama Bernie hariç izlediğim filmlerden (Before serisi + Tape) edindiğim fikir bu şimdilik.
Filmin 12 yıllık çekim süreci başlı başına takdir edilmesi gereken bir yanı ama tabii ki bu filmi tek başına başarılı kılan bir faktör değil. Yani harcanan emeğin niceliğinden ziyade niteliğini öne çıkarmak gerekiyor. Ben hem senaryo hem yönetmenlik yönünden filmi başarılı buldum.
Filmin sürükleyici olmadığı eleştirisine de katılmıyorum. Kişi üzerinde belki de en kalıcı etkileri bırakan bir evrenin birçok önemli dönüm noktasını izledik. Yaşadıklarımızla örtüşen yönler de vardı, Mason’u bizden farklı kılan noktalar da. Mason gibi fikir olarak olgunlaşma evresinde olan, sorgulayıcı hareket eden bir karakter izlemek güzeldi. Diyaloglarını, tecrübelerini izlemek ve hayat üzerine az da olsa kafa yormak ayrı bir keyifti. Sadece Mason’un yaşadıkları da değil üstelik, anne babasından da öğrenecekler var, hem yapılacaklar hususunda hem de yapılmamaya çalışılacaklar hususunda. Tabii ki öğrenmek amacıyla izlemedim bu filmi ama her film tıpkı romanlar gibi başkalarının hayatına misafir olmamızı dolayısıyla empati kurmamızı; "ben olsaydım ne yapardım, nasıl hareket ederdim, ne söylerdim"i düşünmemizi sağlar. Bu filmi de güzel kılan noktalardan biri bu. Hayatın akışına kapılmış giden bir karakter izlemiyoruz sadece, bunu değiştirmek için düşünen ve adım atmaya çalışan birini izliyoruz. Belki o da sürükleniyor ve bunu engelleyemiyor ama neden suda olduğunu anlamaya, sudan çıkmaya veya yönünü değiştirmeye çalışıyor. Bu esnada, kendisi gibi düşünen ve aynı frekansta olan insanlarla tanışıp bunu katlanabilir ya da keyifli kılmaya çalışıyor.
Velhasıl, Linklater’in Before Sunrise, Before Sunset, Tape filmlerinden sonra çok beğendiğim bir başka filmi oldu bu. Umarız bağımsız kimliğini sürdürür ve bizleri yeni başarılı filmleriyle mest etmeye devam eder.
@fthgzl79
10 yıl önce
@pensive
10 yıl önce
5.3 / 10
Çocuklukla ilgili hakkı verilmiş bir film önerisi:
We Need to Talk About Kevin (2011) Lynne Ramsay
@key_v
10 yıl önce
@maviucurtma
10 yıl önce
10 / 10
Bu filmi izledikten sonra Richard Linklater’ın tüm filmlerini izlemeye koyuldum. Meğerse her filminde o gerçekçilik imzasını atıyormuş. Ben o sıcak ve samimiliği çok sevdim size de tavsiye ederim.
@melekenterili
10 yıl önce
9 / 10
@sarhosatlarzama
10 yıl önce
konu her ne kadar bir ... Devamı
konu her ne kadar bir çocukluk/ergenlik hikayesi olsa da, linklater arada bir kadının varolma çabalarını ve bu süreçte zaman zaman kendisine yardımcı bir destek olarak bir eş aramasını, amerikanın ırak politikasını, sanatı konu içerisinde eğreti durmayacak şekilde yerleştirmiş.
çokça bahsedildiği üzere, filmin en büyük başarılarından bir tanesi ise 12 senede çekilmiş olması. bu gerçekten muazzam sabır ve emek isteyen bir iş. daha önce bu kadar uzun süreye yayılmış bir film izlediğimi hatırlamıyorum. bunun dışında müziklerinin de son derece başarılı olduğunu belirtmek gerek. her ne kadar diyalogları açısından beklentimi karşılamamış olsa da masalsı anlatıma yakın bir dil sunuyor film/yönetmen. sinematograf açısından yetersiz, oyuncular açısından da ethan hawke`nin artık standartlaşmaya başlayan sağlam performansı dışında göze batan bir oyuncu pek yok.
özellikle ebevenylenler ile izlenmesini tavsiye edebileceğim bir film olmuştur.
@vecihi51
10 yıl önce
@panteratiglis
10 yıl önce
10 / 10
@dry_dry5809
10 yıl önce
1 / 10
@cazsever
10 yıl önce
8.8 / 10
Filmin 12 yıllık çekim süreci başlı başına takdir edilmesi gereken bir yanı ama tabii ki bu filmi tek başına başarılı kılan bir faktör değil. Yani harcanan emeğin niceliğinden ziyade niteliğini öne çıkarmak gerekiyor. Ben hem senaryo hem yönetmenlik yönünden filmi başarılı buldum.
Filmin sürükleyici olmadığı eleştirisine de katılmıyorum. Kişi üzerinde belki de en kalıcı etkileri bırakan bir evrenin birçok önemli dönüm noktasını izledik. Yaşadıklarımızla örtüşen yönler de vardı, Mason’u bizden farklı kılan noktalar da. Mason gibi fikir olarak olgunlaşma evresinde olan, sorgulayıcı hareket eden bir karakter izlemek ... Devamı
Filmin 12 yıllık çekim süreci başlı başına takdir edilmesi gereken bir yanı ama tabii ki bu filmi tek başına başarılı kılan bir faktör değil. Yani harcanan emeğin niceliğinden ziyade niteliğini öne çıkarmak gerekiyor. Ben hem senaryo hem yönetmenlik yönünden filmi başarılı buldum.
Filmin sürükleyici olmadığı eleştirisine de katılmıyorum. Kişi üzerinde belki de en kalıcı etkileri bırakan bir evrenin birçok önemli dönüm noktasını izledik. Yaşadıklarımızla örtüşen yönler de vardı, Mason’u bizden farklı kılan noktalar da. Mason gibi fikir olarak olgunlaşma evresinde olan, sorgulayıcı hareket eden bir karakter izlemek güzeldi. Diyaloglarını, tecrübelerini izlemek ve hayat üzerine az da olsa kafa yormak ayrı bir keyifti. Sadece Mason’un yaşadıkları da değil üstelik, anne babasından da öğrenecekler var, hem yapılacaklar hususunda hem de yapılmamaya çalışılacaklar hususunda. Tabii ki öğrenmek amacıyla izlemedim bu filmi ama her film tıpkı romanlar gibi başkalarının hayatına misafir olmamızı dolayısıyla empati kurmamızı; "ben olsaydım ne yapardım, nasıl hareket ederdim, ne söylerdim"i düşünmemizi sağlar. Bu filmi de güzel kılan noktalardan biri bu. Hayatın akışına kapılmış giden bir karakter izlemiyoruz sadece, bunu değiştirmek için düşünen ve adım atmaya çalışan birini izliyoruz. Belki o da sürükleniyor ve bunu engelleyemiyor ama neden suda olduğunu anlamaya, sudan çıkmaya veya yönünü değiştirmeye çalışıyor. Bu esnada, kendisi gibi düşünen ve aynı frekansta olan insanlarla tanışıp bunu katlanabilir ya da keyifli kılmaya çalışıyor.
Velhasıl, Linklater’in Before Sunrise, Before Sunset, Tape filmlerinden sonra çok beğendiğim bir başka filmi oldu bu. Umarız bağımsız kimliğini sürdürür ve bizleri yeni başarılı filmleriyle mest etmeye devam eder.