Konu bildiğimiz sıradan her zamanki klişeleri barındırıyor aslında. Türk aile yapısı, gelenek-görenekler, toplumsal baskı, vs. Anlatım açısından gayet iyiydi bence. Olabildiğince sade bir şekilde bizi bize anlatmış. İntihar sahnesi hiç beklenmedik bir olaydı. Filmin finali ise biraz havada kalmış. Tamam gülümsetti ama, sonunda bir kocaman ''eeee yani?'' dedirtti.
Arabadan sadece 10 dakikalığına, bir işi için ayrılan amca kişisi ve o gelene kadar, daha 2 dakika önce tanıştığı oğlanla, arka koltukta seks yapan/yapma girişiminde bulunan bir adet Karadenizli Türk kızı barındıran bu filme yorumum: ahahkjshadfhaffj!!!
Ergüven’in bakış açısından hayat pek bi bombastik, pek bi fantastik. Fransız şarabı içerken "Vive la liberte!!!" diye bağırırsam, ben de bu kafaya ulaşabilir miyim?
karakterlerinin, karadeniz’in sıradan bir köyüne adeta ışınlandığı ve o coğrafyanın taşıyla toprağıyla insanıyla kültürüyle hiçbir şekilde bağlantı kuramadığı, derdini anlatabilmek için, milyon tane kavramı ve toplumsal problemi kiralamasına rağmen, hatta sanırım tam da bu yüzden sığ kalmış olan ve daha fazla eleştirmeye üşendiğim film.
fılmı begendım. konusu geregı doğan fazla beklentı ve bazı abartılı sahneler dısında ılgı cekıcıydı. fılmdekı cıplaklık kardeslerın bırbırlerının yanında olabıleceğı olcude bır cıplaklık rahatız edıcılıgı yok mıss vıolenceyle ılgısı yok
Koltuğa birden fazla karpuz sıkıştırma handikapına rağmen genç kızlar üzerindeki gelenek, görenek, töre, ahlak, namus anlayışı adı altında uygulanan baskının evrenselliğini düşünülüp hasbelkader çekildiği ülkeye göre değerlendirmemek gerekir. Kızların güzel oyunun yanında, demir parmaklıklar ironisi hoş ama gerçekliği zedeleyecek kadar abartılıydı.
Film Fransa değil de Türkiye adına çekilmiş olsaydı, filme bakış da bu kadar iyimser olmayacaktı... 60/100
Tayfun Güneyer’in " Türk’ün Uzayla İmtihanı " sıfatsızlığından beri böylesine sahte, ucuz bir sıfatsızlık izlememiştim. Bu denli mühim mevzular bu denli ahmakça işlenebilirdi sanırım. Yazanı da yöneteni de oynayanı da öylesine yabancı kalmış, öylesine bu toprağın sesinden, geleneğinden, tavırlarından uzak kalmış. Vakit kaybı.
bu film, çeşitli kulis arkası -ya da adına lobi mi denir bilemedim çalışmaları sonucunda oscar adayı olmamışsa ben de bir şey bilmiyorum. eğer bu filmin altında fransa değil de türkiye ibaresi olsaydı bırak oscar adayı olmasını, aday aday adayı dahi olması çok zordu. bunun nedeni de filmin son dönemde izlediğim filmler içinde en kötü film olması -ki bu sadece benim değil, izleyen birçok kişinin ortak görüşü ve türkiyenin imajıdır.
@metehan
8 yıl önce
5.5 / 10
@frafuf
8 yıl önce
@film_patologu
8 yıl önce
Ergüven’in bakış açısından hayat pek bi bombastik, pek bi fantastik. Fransız şarabı içerken "Vive la liberte!!!" diye bağırırsam, ben de bu kafaya ulaşabilir miyim?
@tambenlik
8 yıl önce
@fruit_fly
8 yıl önce
@poormf
8 yıl önce
6 / 10
Koltuğa birden fazla karpuz sıkıştırma handikapına rağmen genç kızlar üzerindeki gelenek, görenek, töre, ahlak, namus anlayışı adı altında uygulanan baskının evrenselliğini düşünülüp hasbelkader çekildiği ülkeye göre değerlendirmemek gerekir. Kızların güzel oyunun yanında, demir parmaklıklar ironisi hoş ama gerçekliği zedeleyecek kadar abartılıydı.
Film Fransa değil de Türkiye adına çekilmiş olsaydı, filme bakış da bu kadar iyimser olmayacaktı... 60/100
@merveklc
8 yıl önce
9.5 / 10
@unutkan_suflor
8 yıl önce
2.5 / 10
@sarhosatlarzama
8 yıl önce
@cerenezgi
9 yıl önce