bir öğretmen olarak ilk söyleyeceğm şey; okuldan beklenilen ve okula gönderilen mal arasında büyük bir fark var. eğitimin ailede başladığını çok da güzel göstermiş. ne güzel filmsin sen
Ne diyebilirim ki? yüzüm yanıyor. Üst üste attığı tokatlarla fena salladı. Halil Cibran'ın ''hayatımızın her döneminde hem öğrenci hem öğretmeniz sözünü hatırlattı.
Her şeyin okulda kazanıldığını sanan, ailenin ve ebeveynliğin ne olduğunu unutmuş insanların çoçuk sahibi olarak masum çoçukların kendini nasıl mahvettiğine tanık oluyoruz.Filmin en önemli vurgularından biri de meslek seçiminin insanın kendi karakterine nasıl yansıdığını görüyoruz. Adrien Brody'nin oyunculuğuna diyecek hiçbir söz yok kendisine bütün rollerin yakıştığını düşünürüm. Adam dramdan ve kaştan ibaret değil. Mimiklerini ve bakışlarını güzel kullanan yetenekli bir oyuncu.
Filmdeki en güzel kısımda,Henry'nin gidip tellerin arkasında duran öğretmene; iyi misin? diye sorması zaten filmdeki her şeyi anlatır nitelikteydi. Her sorunun bir çözümü olabileceği,insanların birbirileriyle konuşmanın ve birbirini dinlemenin yeterli olabileceğini.
Bize böyle filmler mi lazım? Gerçek, doğal, bizden... Evet, çok feci şekilde etkileyici. İnanılmaz başarılı.
Eğitimci olarak da izleyince fark ettim ki öğretmen olmak dünyanın en zor ve kutsal mesleği. Kimi yazarak üretir kimi resim yaparak vs. Öğretmen insanlığı,duyarlı olmayı,iletişimi hayatın en temel olgularını üretebilir. Eğitime keşke çok daha fazla önem verilse ki nitekim filmde de bir replikte her öğrenci özel olmalı peki ya öğretmenler ? diyordu.
Bu filme yorum yaparken boğulabilirim o yüzden içimde kalsın ????
Anne babaların eğitimin evde, öğretimin okulda kazanılacak olduğunu anlaması temelde yatan bir sürü sorunun çözümü olacaktır bana göre. Film de tam bunun üzerine kurulu.
Film çok hoşuma gitti, Adrien Brody'den başkası oynasa aynı tadı vermezdi sanki.
mükemmel bir film. adrien brody'nin performansı müthişti. çekim teknikleri; özellikle diyaloglarda kameranın direkt konuşanın yüzüne yöneldiği kısımlar çok hoşuma gitti. belgesel havası da vardı filmde. kurgusu da çok iyiydi. henry derdini anlatırken kendimi onunla dertleşiyormuş gibi hissettim ve üzüldüm. onun derdiyle dertlendim adeta, o derece gerçekçiydi. hemen izleyin be!
"İnsanlarda ebeveyn olmadan önce bazı şartlar aranmalı ve bu konuda onlara eğitim verilmeli."
"Hepimizin sorunları var. Hepimizin baş ettiği şeyler var. Ve hepimiz bu sorunları gece yanımızda eve taşıyoruz. sabah da yanımızda işe taşıyoruz. Sanırım bu denizde çırpınan birine can yeleğini atacağın sırada kendinin de can yeleği veya güvenlik olmadan denizde sürüklendiğini sezip durumun farkına varmanın verdiği çaresizlik."
"Hissiz olmak kolaydır. Bir şeyi önemsemekse cesaret ve ahlak ister."
"Bugün bir şeyin farkına vardım. Ben aslında yokum, Sarah. Sen burada olmamalı... Devamı
mükemmel bir film. adrien brody'nin performansı müthişti. çekim teknikleri; özellikle diyaloglarda kameranın direkt konuşanın yüzüne yöneldiği kısımlar çok hoşuma gitti. belgesel havası da vardı filmde. kurgusu da çok iyiydi. henry derdini anlatırken kendimi onunla dertleşiyormuş gibi hissettim ve üzüldüm. onun derdiyle dertlendim adeta, o derece gerçekçiydi. hemen izleyin be!
"İnsanlarda ebeveyn olmadan önce bazı şartlar aranmalı ve bu konuda onlara eğitim verilmeli."
"Hepimizin sorunları var. Hepimizin baş ettiği şeyler var. Ve hepimiz bu sorunları gece yanımızda eve taşıyoruz. sabah da yanımızda işe taşıyoruz. Sanırım bu denizde çırpınan birine can yeleğini atacağın sırada kendinin de can yeleği veya güvenlik olmadan denizde sürüklendiğini sezip durumun farkına varmanın verdiği çaresizlik."
"Hissiz olmak kolaydır. Bir şeyi önemsemekse cesaret ve ahlak ister."
"Bugün bir şeyin farkına vardım. Ben aslında yokum, Sarah. Sen burada olmamalısın. Ben burada değilim. Beni görebilirsin ama ben sadece boşluğum."
Eğitim sistemine karşı kötümser, karanlık ve ciddi eleştirel bir film. Öyle ki sistem içerisindeki mevcut aktör ve olgulardan eline ne geçtiyse sertçe eleştirmektedir. Gerek bireysel davranış gerek sistemsel yanlışların nasıl sonuçlar doğurabileceğinin yanında doğru yapılan şeylerin de olumlu dönüşlerini bir karşılık olarak sunar.
Tabi bu eleştirel anlatım iyi oyunculuklarla ve gerçekçi çekimlerle birleşince de bence oldukça etkileyici bir film ortaya çıkmış. Diyaloglar ve altındaki anlamlar da öyle basit ve yüzeysel değildir, derin ve insanı düşünmeye iter.
1984 kitabından yaptığı 'Çift Düşün' alıntısıyla beraber yaptığı çıkarımlar özellikle kadınlar üzerine söyledikler çok çarpıcıydı. `Delikanlılar, günümüzde size kadınların fahişe olduğu, dövmemiz, aşağılamamız, onlardan utanmamız söyleniyor. Kadınlar, bir pazarlama kurbanı.`Mevcut aşağılık seviyemizi özetleyen tokat gibi sözlerdir.
Mr. Wiatt`ın görünmez olduğunu düşüp aslında fark edileb... Devamı
Eğitim sistemine karşı kötümser, karanlık ve ciddi eleştirel bir film. Öyle ki sistem içerisindeki mevcut aktör ve olgulardan eline ne geçtiyse sertçe eleştirmektedir. Gerek bireysel davranış gerek sistemsel yanlışların nasıl sonuçlar doğurabileceğinin yanında doğru yapılan şeylerin de olumlu dönüşlerini bir karşılık olarak sunar.
Tabi bu eleştirel anlatım iyi oyunculuklarla ve gerçekçi çekimlerle birleşince de bence oldukça etkileyici bir film ortaya çıkmış. Diyaloglar ve altındaki anlamlar da öyle basit ve yüzeysel değildir, derin ve insanı düşünmeye iter.
1984 kitabından yaptığı 'Çift Düşün' alıntısıyla beraber yaptığı çıkarımlar özellikle kadınlar üzerine söyledikler çok çarpıcıydı. `Delikanlılar, günümüzde size kadınların fahişe olduğu, dövmemiz, aşağılamamız, onlardan utanmamız söyleniyor. Kadınlar, bir pazarlama kurbanı.`Mevcut aşağılık seviyemizi özetleyen tokat gibi sözlerdir.
Mr. Wiatt`ın görünmez olduğunu düşüp aslında fark edilebilir olduğunu anladığı sahne ise hem güldürür hem de insanın canını sıkar. Eşinin TV karşısında beynini dondurması, çocuğun kucağında b.sayar hayatla ilişinin kesmesi; yine filmin başında Henry`in bahsettiği `ölene dek bizi aptallaştırmak için çalışacaklar` düşüncesini güzel anlatmıştır. `Çoğunluğumuz`dan bir numune sunmuştur.
Yine filmdeki; `İnsanlara ebeveyn olmadan önce bazı şartlar aranmalı ve onlara bu konuda eğitim verilmeli. Bunu evde deneyerek öğrenmemeliler` repliği ile çocuğun okuldaki başarısızlığı ve buna bağlı muhtemel sıkıntılı olacak geleceğinden; çocuktan önce ebeveynin sorumluluğunu güzelce anlatır. Daha da genele bakarsak sorunu toplumsal çürümüşlükte arar.
Sonuç olarak; eğitim sistemine oldukça geniş bir perspektiften bakan(ve bunun yansıması olan toplumsal çarpıklığa), kara bulutlarla kaplı ama yine de güneş umudu olan, anlamlı ve dram dolu bir filmdir.
@ozgectnn
7 yıl önce
@mamcici
7 yıl önce
@maviucurtma
7 yıl önce
8.9 / 10
içimde kocaman bir boşluk açtığı için sinirleniyorum
sonra fark ediyorum
aslında sadece içimdeki boşluğu yüzüme çarpıyor.
boğazımda bir düğüm,
boşluktayım.
@arabeskruhu
7 yıl önce
9 / 10
Filmdeki en güzel kısımda,Henry'nin gidip tellerin arkasında duran öğretmene; iyi misin? diye sorması zaten filmdeki her şeyi anlatır nitelikteydi. Her sorunun bir çözümü olabileceği,insanların birbirileriyle konuşmanın ve birbirini dinlemenin yeterli olabileceğini.
@alosmanabi
7 yıl önce
8.2 / 10
@wrong
8 yıl önce
Eğitimci olarak da izleyince fark ettim ki öğretmen olmak dünyanın en zor ve kutsal mesleği. Kimi yazarak üretir kimi resim yaparak vs. Öğretmen insanlığı,duyarlı olmayı,iletişimi hayatın en temel olgularını üretebilir. Eğitime keşke çok daha fazla önem verilse ki nitekim filmde de bir replikte her öğrenci özel olmalı peki ya öğretmenler ? diyordu.
Bu filme yorum yaparken boğulabilirim o yüzden içimde kalsın ????
@eski_takvim
8 yıl önce
8.1 / 10
Film çok hoşuma gitti, Adrien Brody'den başkası oynasa aynı tadı vermezdi sanki.
@chavdar
8 yıl önce
9.8 / 10
"İnsanlarda ebeveyn olmadan önce bazı şartlar aranmalı ve bu konuda onlara eğitim verilmeli."
"Hepimizin sorunları var. Hepimizin baş ettiği şeyler var. Ve hepimiz bu sorunları gece yanımızda eve taşıyoruz. sabah da yanımızda işe taşıyoruz. Sanırım bu denizde çırpınan birine can yeleğini atacağın sırada kendinin de can yeleği veya güvenlik olmadan denizde sürüklendiğini sezip durumun farkına varmanın verdiği çaresizlik."
"Hissiz olmak kolaydır. Bir şeyi önemsemekse cesaret ve ahlak ister."
"Bugün bir şeyin farkına vardım. Ben aslında yokum, Sarah. Sen burada olmamalı ... Devamı
"İnsanlarda ebeveyn olmadan önce bazı şartlar aranmalı ve bu konuda onlara eğitim verilmeli."
"Hepimizin sorunları var. Hepimizin baş ettiği şeyler var. Ve hepimiz bu sorunları gece yanımızda eve taşıyoruz. sabah da yanımızda işe taşıyoruz. Sanırım bu denizde çırpınan birine can yeleğini atacağın sırada kendinin de can yeleği veya güvenlik olmadan denizde sürüklendiğini sezip durumun farkına varmanın verdiği çaresizlik."
"Hissiz olmak kolaydır. Bir şeyi önemsemekse cesaret ve ahlak ister."
"Bugün bir şeyin farkına vardım. Ben aslında yokum, Sarah. Sen burada olmamalısın. Ben burada değilim. Beni görebilirsin ama ben sadece boşluğum."
@hikmetelli
9 yıl önce
@requiem_1
9 yıl önce
8.5 / 10
Tabi bu eleştirel anlatım iyi oyunculuklarla ve gerçekçi çekimlerle birleşince de bence oldukça etkileyici bir film ortaya çıkmış. Diyaloglar ve altındaki anlamlar da öyle basit ve yüzeysel değildir, derin ve insanı düşünmeye iter.
1984 kitabından yaptığı 'Çift Düşün' alıntısıyla beraber yaptığı çıkarımlar özellikle kadınlar üzerine söyledikler çok çarpıcıydı. `Delikanlılar, günümüzde size kadınların fahişe olduğu, dövmemiz, aşağılamamız, onlardan utanmamız söyleniyor. Kadınlar, bir pazarlama kurbanı.`Mevcut aşağılık seviyemizi özetleyen tokat gibi sözlerdir.
Mr. Wiatt`ın görünmez olduğunu düşüp aslında fark edileb ... Devamı
Tabi bu eleştirel anlatım iyi oyunculuklarla ve gerçekçi çekimlerle birleşince de bence oldukça etkileyici bir film ortaya çıkmış. Diyaloglar ve altındaki anlamlar da öyle basit ve yüzeysel değildir, derin ve insanı düşünmeye iter.
1984 kitabından yaptığı 'Çift Düşün' alıntısıyla beraber yaptığı çıkarımlar özellikle kadınlar üzerine söyledikler çok çarpıcıydı. `Delikanlılar, günümüzde size kadınların fahişe olduğu, dövmemiz, aşağılamamız, onlardan utanmamız söyleniyor. Kadınlar, bir pazarlama kurbanı.`Mevcut aşağılık seviyemizi özetleyen tokat gibi sözlerdir.
Mr. Wiatt`ın görünmez olduğunu düşüp aslında fark edilebilir olduğunu anladığı sahne ise hem güldürür hem de insanın canını sıkar. Eşinin TV karşısında beynini dondurması, çocuğun kucağında b.sayar hayatla ilişinin kesmesi; yine filmin başında Henry`in bahsettiği `ölene dek bizi aptallaştırmak için çalışacaklar` düşüncesini güzel anlatmıştır. `Çoğunluğumuz`dan bir numune sunmuştur.
Yine filmdeki; `İnsanlara ebeveyn olmadan önce bazı şartlar aranmalı ve onlara bu konuda eğitim verilmeli. Bunu evde deneyerek öğrenmemeliler` repliği ile çocuğun okuldaki başarısızlığı ve buna bağlı muhtemel sıkıntılı olacak geleceğinden; çocuktan önce ebeveynin sorumluluğunu güzelce anlatır. Daha da genele bakarsak sorunu toplumsal çürümüşlükte arar.
Sonuç olarak; eğitim sistemine oldukça geniş bir perspektiften bakan(ve bunun yansıması olan toplumsal çarpıklığa), kara bulutlarla kaplı ama yine de güneş umudu olan, anlamlı ve dram dolu bir filmdir.