Düşler, Tutkular & Suçlar Yorumları

Düşler, Tutkular & Suçlar filmi detayları

L

@laurapalmer

10 yıl önce

etik olarak hoş değil, bunu ikizlerin hala çocuk kalmalarına bağlıyorum. filmi tekrar tekrar izlememin asıl nedenlerinden biri filmin çekildiği ev. mekanlara çok büyük bir ilgim var ve bir filmin/dizinin çekildiği mekan ne kadar güzelse o kadar benimseyebiliyorum. aynı zamanda 68 kuşağını bir köşede vermiş olması güzel, daha ön planda olabilirdi diye düşünüyorum; karakterlerin film sevgisi ve film boyunca çalınan müzikler çok hoş. eğer üç karakterin tuhaf, saplantılı ilişkisine değinmek gerekirse; kesinlikle hoş değil ve bence sinema perdesine yansıması da biraz eksik olmuş çünkü eğer bu birmenage a trois ise bizim tek gördüğümüz matthew ve isabelle. (bakın, isabelle ve theo arasındaki tuhaf bağı es geçiyorum; en azından birlikte olmadıklarını bilmek rahatlık verici.) theo ve matthew arasındaki "seni de seviyorum theo" falan dedirtecek yakınlığı görmek imkansız. yönetmenin neden iki erkeği ekrana taşımakta bu kadar tereddütlü olduğunu anlamadım, bunu sormak bile başlı başına bir hata o
... Devamı
etik olarak hoş değil, bunu ikizlerin hala çocuk kalmalarına bağlıyorum. filmi tekrar tekrar izlememin asıl nedenlerinden biri filmin çekildiği ev. mekanlara çok büyük bir ilgim var ve bir filmin/dizinin çekildiği mekan ne kadar güzelse o kadar benimseyebiliyorum. aynı zamanda 68 kuşağını bir köşede vermiş olması güzel, daha ön planda olabilirdi diye düşünüyorum; karakterlerin film sevgisi ve film boyunca çalınan müzikler çok hoş. eğer üç karakterin tuhaf, saplantılı ilişkisine değinmek gerekirse; kesinlikle hoş değil ve bence sinema perdesine yansıması da biraz eksik olmuş çünkü eğer bu birmenage a trois ise bizim tek gördüğümüz matthew ve isabelle. (bakın, isabelle ve theo arasındaki tuhaf bağı es geçiyorum; en azından birlikte olmadıklarını bilmek rahatlık verici.) theo ve matthew arasındaki "seni de seviyorum theo" falan dedirtecek yakınlığı görmek imkansız. yönetmenin neden iki erkeği ekrana taşımakta bu kadar tereddütlü olduğunu anlamadım, bunu sormak bile başlı başına bir hata olabilir ama böylesine bir ilişkiyi göstermeye çalışırken yalnızca iki karaktere odaklanmak biraz tuhaf oluyor. çünkü bana sorarsanız üçünden en ilgi çekici olan karakter theo idi ve onun niyeyse pek bir önemi yok gibi duruyor. neyse efendim, başa dönersek; etik olarak hoş değil fakat adı üstünde "the dreamers", filmin geneline baktığınızda sıkmıyor, anlattığı dönem ilgi çekici, fransa'da geçmesi, godard'ın adının sürekli anılması, ünlü yönetmen ve filmlere yapılan göndermeler, siyasi görüşler, felsefe tartışmaları olarak (matthew ve theo arasındaki her konuşma ilgi çekiciydi) gerçekten izlenmeye değer. iki kardeşin birbirine bu kadar bağlı olması konusu tam tamına bertolucci'nin fikri olmadığından (bkz: les enfants terribles - jean cocteu) ona bir şey diyemeyeceğim, bir fikri, bir hikayeyi aktarmış gibi geldi bana.

@kbrnr

10 yıl önce

filmin sonu bizim ülkenin son hali

@sesiva

10 yıl önce

kardeşlerin arasındaki ilişkiyi rahatsız edici bulduğum, ee hani nerde 68 kuşağı, nerde olaylar dediğim bence çok ta gerekli olmayan bir film.

@cemcan9798

10 yıl önce

9 / 10

eva green güzelliği ve bol bol sergilediği vücuduyla seyirciyi etkilemeyi her zamanki gibi başarıyor. filmin müzikleri ise en az film kadar başarılı ve sağlam. belki de filmin en doğal sahnesi Matthew'in lavaboya işemesidir. zaman kaybı olduğunu düşünmüyorum güzel film.

@okan_adam

11 yıl önce

4.5 / 10

Bana Jimi Hendrix çal sen, Janis Joplin çal, yok efendim Edith Piaf,Francoise Hardyçal, yetmezmiş gibi git Maggie M'Gill ve TheSpy(The Doors) çal, öleyim ben zevkten ama gel gör ki bu film olmamış, olamamış...

@amip

11 yıl önce

2.7 / 10

filmden bir bütün olarak hiçbirşey anlamadım, bertolucci nin ne yapmak istediği hakkında hiç bir fikrim yok, film bitti ve ben 'ee yani..? ' de kaldım. bir yanda ikizler ve mathew ın aralarında yaşadığı tuhaf ilişki, bir yanda küçücük bir yanda devrim, bir yanda nie oldukları belli olmayan ebeveyn. filmin herşeyi eksik kalmış. hiçbirşey yok.

tek beğendiğim şey yönetmenın sinema sevgisini gösteriş şekli,gençlerin film boyunca oynadıkları oyun.

filmin sonunda ebeveynlerin çoçukları çıplak gördüğü sahnede 68 döneminin ailesinin yansıtılması gerçekten tartışmaya açıktır.

@lavitaebella

12 yıl önce

.Etkileyici ve akılda kalan bir filim mi.Kesinlikle.Görsellik,sinema,politika yani özetle Bertolucci.Hem sorgulatıp hem de içten içe kendini sevdiren film.Filmlerle saygı duruşu ise en özel ve en kilit noktası.

Bande a part filmindeki Louvre müzesini geçme rekorunun kırılması gerçekten gülümsetti.

@oprichnik

12 yıl önce

9 / 10

68 Kuşağına hafiften dokunup geçen, daha çok Theo ve Isa arasındaki ilişkiden bahseden bir film. Ve tesadüfen kendisini bu iki kardeşin garip(ve bana göre masum) ilişkisinin arasında bulmuş Matthew.

Filmin en öne çıkan tarafı, yönetmenin müzikleri ve eski filmleri harika kullanmasıdır. Filmde çalan her şarkının güzel olması bi tarafa; şarkıların çaldıkları yerler, konuyla ve atmosferle çok uyumluydu.

"Bertolucci çok rererö, resmen porno çevirmiş, sapıkça." diyorsanız eğer, olaya önyargılı yaklaşıyorsunuz demektir. Ben bu filmi izlerken pornoyu çağrıştıran herhangi bir şey görmedim. O sevişme sahneleri ve çıplak sahneler sadece cinsel organlara değil, beyne ve kalbe de hitap eden sahnelerdi bana göre. O sahnelerde Theo ve Isabelle arasındaki ilişkiyi anlamaya çalıştım, o ilişkinin aslında ne kadar masum olduğunu görmeye başladım, gerçekten de birbirlerine sonuna kadar bağlı birer ikiz olduklarını, kendi aralarındaki mevcut çıplaklığın cinsellikle değil, birbirlerine sadakatle ve kendi
... Devamı
68 Kuşağına hafiften dokunup geçen, daha çok Theo ve Isa arasındaki ilişkiden bahseden bir film. Ve tesadüfen kendisini bu iki kardeşin garip(ve bana göre masum) ilişkisinin arasında bulmuş Matthew.

Filmin en öne çıkan tarafı, yönetmenin müzikleri ve eski filmleri harika kullanmasıdır. Filmde çalan her şarkının güzel olması bi tarafa; şarkıların çaldıkları yerler, konuyla ve atmosferle çok uyumluydu.

"Bertolucci çok rererö, resmen porno çevirmiş, sapıkça." diyorsanız eğer, olaya önyargılı yaklaşıyorsunuz demektir. Ben bu filmi izlerken pornoyu çağrıştıran herhangi bir şey görmedim. O sevişme sahneleri ve çıplak sahneler sadece cinsel organlara değil, beyne ve kalbe de hitap eden sahnelerdi bana göre. O sahnelerde Theo ve Isabelle arasındaki ilişkiyi anlamaya çalıştım, o ilişkinin aslında ne kadar masum olduğunu görmeye başladım, gerçekten de birbirlerine sonuna kadar bağlı birer ikiz olduklarını, kendi aralarındaki mevcut çıplaklığın cinsellikle değil, birbirlerine sadakatle ve kendini ona açmakla, ondan hiçbir şeyi sakınmamakla, ondan utanacak bir şeyin olmamasıyla ilgili olduğunu anladım.

Yönetmen mi beni kandırabilmeyi başardı, yoksa bazı insanlar mı bu gördüklerimi görmemekte ısrarcı bilmiyorum. Ama bu film, büyüsüyle beni etkiledi.

Aralarında çevirdikleri oyunlar da, hala birer çocuk masumluğunda kaldıklarının göstergesiydi.Matthew ve Isabelle randevuya çıkıp eve dönerken, bir dükkanın önünde TV izledikleri sahneyi hatırlayın. Olaylarla ilgili haberler, konuşmalar gösterilirken Isabelle "Theo ve ben asla televizyon izlemeyiz. Biz safız. Saf ve katı." diyor. Bu da kendi içlerindeki dünyaya bağlı yaşadıklarının ve ona bağlı kalmak istediklerinin bir göstergesi.

Film bittikten sonra "Peki neden böyle bir ilişkinin içinde bulmuşlar kendilerini?" diye sorduğumda, kendmi banyo sahnesinde Matthew ve Theo’nun yaptığı konuşmada buldum.

Banyoda Matthew, Theo’ya sinemayla ve yönetmenlerle ilgili bir konudan bahsediyor.

M:Yönetmen bir röntgenci, sapık gibidir. Kamera sanki, anne babanın odasının anahtar deliği gibidir. Ve onları gözetlersin ve iğrenirsin. Ve kendini suçlu hissedersin, ama başka bir yere bakamazsın. Bu da filmleri suç, yönetmenleri de suçlu gibi yapar. Sanki yasadışı olmalıymış gibi.

T:Desene yönetmen olma şansım da yok. Bizimkiler her zaman yatak odası kapısını açık bırakırlar.

Bu konuşmadan şöyle bir çıkarımda bulundum. Çocukluğunda "her zaman açık olan yatak odası kapısından" ebeveynlerini izleyen Theo ve Isabelle, bundan etkilenerek bu karşılıklı çıplaklığa ve cinsel tabulardan uzaklaşmaya başlıyorlar. Bunu tamamen doğal kabul ederek büyüyorlar. Ama Matthew’ün konuşmasının sonlarında dediği "...kendini suçlu hissedersin, ama başka bir yere bakamazsın." cümlesinden; iki kardeşin bu olayı doğallaştırmasına rağmen, Isabelle’in filmin sonlarına doğru intihar etme isteğinin de, içinde kalan bu suç hissinden ötürü olduğunu anlayabiliriz. Ailelerinin yaptığı şeyi izlerken duyduğu rahatsızlık ve suç, içinde bulundukları durumun da bilinçaltında ona suç olduğuna inanmasına sebep olmuş olabilir ve babasının bıraktığı çeki gördüğünde, kendilerinin de izlendiğini anlaması...

Ayrıca, Theo’nun dediği "Bizimkiler her zaman yatak odası kapısını açık bırakırlar." lafından sonra, filmin sonlarında; üçlü, Isabelle’in yaptığı çadırın içindeyken, bu sefer ailelerinin onları tamamen açık bir kapıdan izlemesi de ayrı bir ironi. :)


Ayrıca yönetmen yukarıda Matthew’e yaptırdığı konuşmayla, "Bakın bi film çektim, içinde cinsellik kullandım, rahatsız olabileceğiniz cinsel objeler kullandım. Ama tıpkı anahtar deliğinden izlemek gibi, benim filmimde de suçlu hissetmenize rağmen başka bir yeri izlemeyeceksiniz. Yatak odamın kapısını size sonuna kadar açmışken, filmi izleyin ve benim yarattığım doğallığı izlemenin keyfine bakın." demiş olabilir. Yani, filmin verdiği keyfe odaklanın yeterli.

@bestreaction

12 yıl önce

7 / 10

Bu filmde bir eleştiri ya da mantıklı bir açıklama aramanın yanlış olduğunu düşünüyorum. Bana kalırsa daha çok Bernardo Bertolucci izleyicilere kendinin de dahil olduğu 68 döneminden bir kesit sunuyor. Sadece bir kesit. Ne bir eleştiri ne de bir şeyler öğretme çabasının olduğunu sanmıyorum. Olmak zorunda da değil!.

--SPOİLER--

Ensestlik mevzusunun filme yaftalanması izleyicilerin yanlış güdülenmesinden kaynaklanıyor. Oysaki filmin ilerleyen sahnelerinde ensest bir ilişki olmadığını öğreniyoruz. Film, insanın kursağında ilk başta bu konuda bir yutkunma bırakıyor. Bunu da öğrenilmiş çaresizlik olarak adlandırabiliriz herhalde. Sonuçta "dünyalı" olmayan bir konu değil "ensest".

--SPOİLER--

Bu ne bohem Bertolucci. :)

@poormf

13 yıl önce

5 / 10

Güzel film, dönem filmi, Usta'nın filmi, fazla erotik, sapkın, toplumcu kaygılar taşıyor, taşımıyor gibi tanımlamalarda bulunurken asıl üzerinde düşünülmesi gereken DÜŞLER, TUTKULAR ve SUÇLAR ile ne anlatılıyor ne anlıyoruz.

Anlatım dili, mekan seçimi, çekim teknikleri, ışığın kullanımı konularda başarılılı olsa da tepeden bakan bir eda ile kotarılmış film. Geçişlerin ustalara saygı duruşu şeklinde gerçekleştirilmiş olması, anlatılan konu ile ne nedenli bütünleşik üzerinde düşünülmeye değer. Kimilerine göre film, siyasal anlamda objektif ve tarafsızmış. Filmde ortaya konan tam tersi oysa.

Ustalara saygıyı, gençlerin ergenlik sorunları ve dönemin politik atmosferini aynı potada eritmek başarı mı ya da başarılabilmiş mi? Yanıtlanması gereken soru bu. Anlatımdaki ustalığa karşın yanıtım evet olamıyor...

5/10
SPOILER
GİRİŞ YAP
Şifremi Unuttum!

ÜYE DEĞİL MİSİNİZ?

HEMEN ÜYE OLUN
Aktivasyon Mailim Gelmedi!
ŞİFREMİ UNUTTUM
AKTİVASYON MAİLİ GÖNDER
ÜYE OL