Bilinçli bir tercih mi bilmiyorum ama çok teatral bir yapım olmuş. Erdem Akakçe sırtlıyor filmi. Tamam film yapmak biraz da bütçe işi ama 2008 yılındaki bir filmin de biraz daha profesyonel olmasını beklersin. Kaliteli bir ses yaratmak böyle bir sektörde çok da maliyetli olmasa gerek.
ben bu filmin bir yerlerinde bir şeyleri kaçırmışım gibi hissediyorum. tek mekan filmlerini hep sevmişimdir çünkü bu tarz filmler kalabalığa kaçmadan,detaylarla uğraşmadan insan üzerine filmler oluyor genelde. bu filmde de çok sıradan gibi görünün ama çok derin diyaloglar vardı,oyunculuklar da (başta pek sevdiğim erdem akakçe olmak üzere) gayet iyiydi ama yine de film için "tamam olmuş" diyemedim,bir tadı eksikti ama ne olduğunu da çıkaramadım!
Kişilerin karakteristik yapıları, geçmişteki aile hayatları, şu anda ki durumları, sevgileri, nefretleri, korkuları hepsini çok iyi bir şekilde aktaran, son derece akıcı ve net diyalogların olduğu çok güzel bir filmdi. Oyuncuların hepsi rollerini layığıyla yerine getirdiler ama özellikle Erdem Akakçe’nin oyunculuğu muhteşemdi.
’ara’ benim çok sevdiğim bi film.çok iyi tahliller var,ne kadar bireysel olarak bahsedilse de o dört kişi de bir çok kişilik bulabilirsiniz.on yıl,kadın-erkek,doyumsuzluk,ölüm,acı,alkol..her bir sahnesini çok sevdim.
ender: sen hayatımda taptıgım tek kadınsın. deli gibi kıskanıyorum seni be, köpekler gibi. seni aldatmam, aldatmayacagım.
gül:neden anlamıyosun, sevdigim tek adam sensin, sadece sen.. başkası yok.
ender:bizi bir arada tutan ne peki? tam ters insanlarız filan.
gül:karıştırma fazla, takıldık işte.
****
ender: ben onu sevmiyordum. ben kimseyi sevemiyordum ki.. çok isterdim birini kayıtsız, şartsız, ötesini beklemeden sevebilseydim.. olmaz mıydı? olamadı.. başaramadım..
çok etkilendim filmden.. o kadar garip, samimi ve hüzünlüydü ki.
Ara izlediğim en sıradışı Türk filmlerinden birisi. Bu filmin her ne gerekçe ile olusa olsun Antalya Altın Portakal Film festivali’ne alınmamış olması da hakikaten ayıp. Ara tek mekan, sınırlı sayıda karakter, belki Türk sineması dışında çok fazla işenmiş ama Türk sinemasının bu güne kadar pek de başarıyla işleyemediği cinsellik ve aldatma, ve belki de hiç işelemediği eşcinsellik üzerine hakikaten üzerinde tartışmaya değer bir yapıt. Bu film gibi, son yıllarda belli Türk filmlerinin neden dvd’sinin çıkmadığı da sorgulanması gereken birşey. Bugünlerde sinemaya gitmek istediğimde kendime ilk soruğum soru ’acaba gösterimde olan filmlerden hangisinin dvd’si çıkmaz?’ oluyor. Eğer bolca reklamı yapılmış ve gişe başarısı da yakalamışsa (Av Mevsimi gibi) es geçtiğim de oluyor doğrusu. Ara film,reklam,dizi seti olarak kiralanan bir apartman dairesinde geçiyor. Filmde kullanılan tek mekan da burası ve filmin büyük kısmı da 2 çift yani 4 kişi arasında geçen konuşmalardan oluşuyor. Kamera kullanım... Devamı
Ara izlediğim en sıradışı Türk filmlerinden birisi. Bu filmin her ne gerekçe ile olusa olsun Antalya Altın Portakal Film festivali’ne alınmamış olması da hakikaten ayıp. Ara tek mekan, sınırlı sayıda karakter, belki Türk sineması dışında çok fazla işenmiş ama Türk sinemasının bu güne kadar pek de başarıyla işleyemediği cinsellik ve aldatma, ve belki de hiç işelemediği eşcinsellik üzerine hakikaten üzerinde tartışmaya değer bir yapıt. Bu film gibi, son yıllarda belli Türk filmlerinin neden dvd’sinin çıkmadığı da sorgulanması gereken birşey. Bugünlerde sinemaya gitmek istediğimde kendime ilk soruğum soru ’acaba gösterimde olan filmlerden hangisinin dvd’si çıkmaz?’ oluyor. Eğer bolca reklamı yapılmış ve gişe başarısı da yakalamışsa (Av Mevsimi gibi) es geçtiğim de oluyor doğrusu. Ara film,reklam,dizi seti olarak kiralanan bir apartman dairesinde geçiyor. Filmde kullanılan tek mekan da burası ve filmin büyük kısmı da 2 çift yani 4 kişi arasında geçen konuşmalardan oluşuyor. Kamera kullanımı ve kişiler arasında geçen konuşmalar sizi gerçekten etkiliyor. Hele eski günlerden bahsedilen bir kısım var ki dönüp dönüp orayı bir daha izledim. İlk kez Karanlıktakiler’de izleyip çok beğendiğim daha sonra yine Prenses’in Uykusu’nda takdir ettiğim Erdem Akakçe bu filmde de performansıyla göz dolduruyor. Serhat Tutumluer’in canlandırdığı gay karakteri çok inandırı olmasa da oyunculuk yönünden insanı tatmin eden bir film. Bütün bunların yanında filmde birçok karede hem diyalogların hem görüntünün cinselliğe kaçması ve bunun da bazen dozunun normalden fazla oması nedeniyle ortalama Türk sineması ileyicisi için bu film çok fazla birşey ifade etmeyecktir. Tam da bu nedenler filmi beğenmeme karşın burada ve başka sinema sayfalarından bu filmi ’vakit kaybı’ olarak görenlerin gerekçesini anlayabiliyorum.
@furkankavak
7 ay önce
6.3 / 10
@slavesusar
12 yıl önce
@ouroboros777
12 yıl önce
@lavn
12 yıl önce
8.5 / 10
’ara’ benim çok sevdiğim bi film.çok iyi tahliller var,ne kadar bireysel olarak bahsedilse de o dört kişi de bir çok kişilik bulabilirsiniz.on yıl,kadın-erkek,doyumsuzluk,ölüm,acı,alkol..her bir sahnesini çok sevdim.
bir de film müziği candan erçetin ve teoman-kim
ender: meğerse biz seninle ayrılmamışız.
gül: nolmuş peki?
ender: ben seni.. öldürmüşüm.
@deniz2003
12 yıl önce
@soulcake
12 yıl önce
@poormf
12 yıl önce
7 / 10
7/10
@faceofmelinda
13 yıl önce
8.6 / 10
gül:neden anlamıyosun, sevdigim tek adam sensin, sadece sen.. başkası yok.
ender:bizi bir arada tutan ne peki? tam ters insanlarız filan.
gül:karıştırma fazla, takıldık işte.
****
ender: ben onu sevmiyordum. ben kimseyi sevemiyordum ki.. çok isterdim birini kayıtsız, şartsız, ötesini beklemeden sevebilseydim.. olmaz mıydı? olamadı.. başaramadım..
çok etkilendim filmden.. o kadar garip, samimi ve hüzünlüydü ki.
@zett
13 yıl önce
@shutterbugiconi
14 yıl önce
7.1 / 10