film aşırılıkların sanatsal biçimde karikatürize edilip gösterildiği bir sepet film. içine uygun gördüğün her şeyi doldurma imkanı verir sana.
sinema sanatı gösterme üzerine kuruludur, bu film de gözümüze sokarak gösteriyor her şeyi. hikaye anlatmıyor o yüzden iki kat daha gerçekçi. ateş çıkaran penis 2. dünya savaşının karikatürüdür. her karakter bir dönemi temsil ediyor. faşizm dönemiyle başlayıp "piç oğul" komunizm dönemiyle devam ediyor. macarların "gulyaskommunizmus" dedikleri ironik gulaş komünizmi dönemi, dönemin semirmiş topluluğu. (yarışmada sovyetlerin ardından ikinci oluyor macarlar) ve üçüncü dönem bu komüzimin çocuğu olan zayıf tahnitçi. komünist baba kendi beslediği kediler tarafından parçalanır, yani devrimin çocukları devrimi yerler. ve 3. kuşak sanatsal zayıf hassas oğul kendinden bir sanat eseri bir davut heykeli yaratır.
yani sembolizm sanatın annesidir. şiir de sembolizmden doğmuştur. sembolizm taşıyıcıdır. her şeydir.
İşte değişik bir film popcornsuz izlenegelesi farz olanlardan,tansiyon düşürenlerinden.Dededen toruna değişik hayatlar ;değişik uğraşlar ,öyle ki hayvanla beraber olma, hayvan yeme ve hayvan doldurmaya kadar.İzlemesi zor anlatması daha zor ama cesur film denilen bu olmalı.
yemek yarışları,margarinle beslenen kediler,babasını ve kendisini dolduran bir adam hepsi bir arada zor bulunur.
Mide bulandırıcı, tiksindirici fakat her anında Gilliam-vari, büyüleyici ve sıradışı bir görsel estetik yakalayan Taxidermiada bir aileden üç kuşak erkeğin hikayesine tanık oluyoruz: Büyükbaba, baba ve oğul. 2. Dünya Savaşı sırasında görevli olan büyükbaba, garip fanteziler diyarında yaşar; en büyük arzusu, aşktır. Dev bir cüsseye sahip olan baba, savaş sonrası Sovyet döneminin atletidir; hedefi başarı kazanmak, yarıştığı dal ise hızlı yemek yemektir. Torun, ufak tefek, edilgen bir tahnitçidir; ancak arzusu babasından da büyükbabasında da daha büyüktür: Ölümsüzlük. Kendi bedenini tıpkı bir hayvan postu gibi doldurarak ölümsüz bir sanat eseri yaratma peşindedir. Filmde tarihi gerçekler sürreal bir anlatımla birleşerek bir tür büyülü gerçekçilikte harmanlanıyor; Palfi, baş döndürücü bir tarzla bizi Macar tarihinin son yüzyılında tura çıkarıyor. İnsan hayatının uç sınırlarını mercek altına alan Taxidermianın üç hikayesinin de ana ekseninde tüm doğallığıyla insan bedeni yer alıyor; fakat g... Devamı
Mide bulandırıcı, tiksindirici fakat her anında Gilliam-vari, büyüleyici ve sıradışı bir görsel estetik yakalayan Taxidermiada bir aileden üç kuşak erkeğin hikayesine tanık oluyoruz: Büyükbaba, baba ve oğul. 2. Dünya Savaşı sırasında görevli olan büyükbaba, garip fanteziler diyarında yaşar; en büyük arzusu, aşktır. Dev bir cüsseye sahip olan baba, savaş sonrası Sovyet döneminin atletidir; hedefi başarı kazanmak, yarıştığı dal ise hızlı yemek yemektir. Torun, ufak tefek, edilgen bir tahnitçidir; ancak arzusu babasından da büyükbabasında da daha büyüktür: Ölümsüzlük. Kendi bedenini tıpkı bir hayvan postu gibi doldurarak ölümsüz bir sanat eseri yaratma peşindedir. Filmde tarihi gerçekler sürreal bir anlatımla birleşerek bir tür büyülü gerçekçilikte harmanlanıyor; Palfi, baş döndürücü bir tarzla bizi Macar tarihinin son yüzyılında tura çıkarıyor. İnsan hayatının uç sınırlarını mercek altına alan Taxidermianın üç hikayesinin de ana ekseninde tüm doğallığıyla insan bedeni yer alıyor; fakat gerçek-dışı arzularla donanmış olarak. Yakın dönem Macaristanın Komünist, post-Komünist ve tüketim toplumu dönemlerine dair ironik bir bakış açısını olağanüstü bir hayal gücüyle birleştiren Palfi, aklınızdan günlerce çıkmayacak bir görsel ziyafete imzasını atıyor.
Çok farklı bir film. Görüntüler rahatsız edici olmasına rağmen bana çok iğrenç gelmedi. Kırk yıl düşünseniz aklınıza gelmeyecek şeyler izlemek istiyorsanız kaçırmayın.
insan bu filmi izledikten sonra et kesmek isteyebilir..adamın çikolata mı şeker mi artık her neyse gümüş folyosunu çıkarmadan ambalajıyla birlite yemesi ise harika..tabi oğluda çok yaratıcı babası kadar var.
insanlara \'iğrençliklerinin aslında bi yandan da zevkleri olduğunu nasıl anlatabilirim\' sorusunun cevabını bulmaya uğraşmış yönetmenin ikinci filmi.ayrıca banyo küvetiyle neler yapabileceğimizi göstermiş filmdir (bence)...
@gundula
12 yıl önce
@zbzvadie_glalon
13 yıl önce
8.5 / 10
sinema sanatı gösterme üzerine kuruludur, bu film de gözümüze sokarak gösteriyor her şeyi. hikaye anlatmıyor o yüzden iki kat daha gerçekçi. ateş çıkaran penis 2. dünya savaşının karikatürüdür. her karakter bir dönemi temsil ediyor. faşizm dönemiyle başlayıp "piç oğul" komunizm dönemiyle devam ediyor. macarların "gulyaskommunizmus" dedikleri ironik gulaş komünizmi dönemi, dönemin semirmiş topluluğu. (yarışmada sovyetlerin ardından ikinci oluyor macarlar) ve üçüncü dönem bu komüzimin çocuğu olan zayıf tahnitçi. komünist baba kendi beslediği kediler tarafından parçalanır, yani devrimin çocukları devrimi yerler. ve 3. kuşak sanatsal zayıf hassas oğul kendinden bir sanat eseri bir davut heykeli yaratır.
yani sembolizm sanatın annesidir. şiir de sembolizmden doğmuştur. sembolizm taşıyıcıdır. her şeydir.
@fides
13 yıl önce
8 / 10
yemek yarışları,margarinle beslenen kediler,babasını ve kendisini dolduran bir adam hepsi bir arada zor bulunur.
@poormf
13 yıl önce
7.5 / 10
alıntıdır....
@oksal
14 yıl önce
@basak
15 yıl önce
10 / 10
@nian
16 yıl önce
8.7 / 10
@lcoil
16 yıl önce