Döneminde çok okunan, kült olmuş bir romanı uyarlamış Mendes. 1955de bir banliyö evine (mevcut banliyö treni olgusu nedeniyle Türkiyede kenar mahalle olarak anlaşılan, esasen şehir dışında oturmaya parası yetenlerin oturduğu yerleri tanımlamakta kullanılan terim...-ekşisözlük) yerleşen genç çiftin yükselirken düşüşü üzerine. Savaş sonrası filizlenmeye başlayan kapitalizmin ilk denekleri, kurbanları olan bu insanların durumunu görmek için kaçırılmaması gereken bir film. Dönemi çok iyi yansıtmışlar her anlamda. Hollywood sinemasında banliyö mekanlar meşhurdur, bilen bilir. Buz Fırtınası, Örümcek Adam, Big Fish, Pleasantville gibi filmler bu yerlerde geçer ve mekanlara fazlasıyla vurgu yapılır. İzole ortam olmalarının orada yaşayan insanlar üzerindeki etkisi, yabancılaşma, şehrin kalabalığından kurtulmuş olmanın verdiği huzurla, yeni tatminsizliklerin birbirine karışması, çılgınca şeyler deneme isteği (bkz: Buz Fırtınası) Filmde özellikle bir karakter var ki, sahnelerinde diğerlerini ezip... Devamı
Döneminde çok okunan, kült olmuş bir romanı uyarlamış Mendes. 1955de bir banliyö evine (mevcut banliyö treni olgusu nedeniyle Türkiyede kenar mahalle olarak anlaşılan, esasen şehir dışında oturmaya parası yetenlerin oturduğu yerleri tanımlamakta kullanılan terim...-ekşisözlük) yerleşen genç çiftin yükselirken düşüşü üzerine. Savaş sonrası filizlenmeye başlayan kapitalizmin ilk denekleri, kurbanları olan bu insanların durumunu görmek için kaçırılmaması gereken bir film. Dönemi çok iyi yansıtmışlar her anlamda. Hollywood sinemasında banliyö mekanlar meşhurdur, bilen bilir. Buz Fırtınası, Örümcek Adam, Big Fish, Pleasantville gibi filmler bu yerlerde geçer ve mekanlara fazlasıyla vurgu yapılır. İzole ortam olmalarının orada yaşayan insanlar üzerindeki etkisi, yabancılaşma, şehrin kalabalığından kurtulmuş olmanın verdiği huzurla, yeni tatminsizliklerin birbirine karışması, çılgınca şeyler deneme isteği (bkz: Buz Fırtınası) Filmde özellikle bir karakter var ki, sahnelerinde diğerlerini ezip geçiyor: Michael Shannon. Bu adama dikkat. Henüz 35 yaşında ve müthiş bir oyuncu. William Friedkinin Bug filminde çok zorlu bir başrolün altından kalkabilmişti. Bu filmde de kendini fazlasıyla parlatmış. Mendes bence iyi bir yönetmen ama bu filmde biraz sönük kalmış.
dicaprio denen herifi sevmesem de ona dahi b.k atamayacağım derecede etkileyici ve hatta senaryoyu gölgede bırakacak kadar iyi birer oyunculuk sergilendiği şüphesiz bu filmde!
ama onun dışında hatırı sayılır bikaç replik yakaladım filmden ve oldukça beğendim,mesela...
''pek çok insan boşluğa düşer ama umutsuzluğu görmek cesaret isteyen bir şeydir.''
''bence deli olmak hayatımızı istediğimiz gibi yaşamaksa,zırdeli olmamız umrumda bile değil!''
Kötü başlayan, sıradan olduğunu hissettiren ancak giderek değişen, sonunda da bombayı patlatan film... Ama aslında filmin anlatmaya çalıştığı da o: Mükemmel bir görüntü sergileyen yüzeysellik... Yanında olma, orada kalma (ne sebeple), destek-köstek, hangisi ulvi bunların? Ya da neden yapıldı şimdiye kadar bu "ulvi" davranışlar? Doğru tahmin, birileri sana öyle yapmanı söyledi diye.
Evet, güzel bir film seyrettim ben. Beni ters köşeye yatıran yönetmenin ellerinden öpüyorum :D.
Kate Winslet’a ise diyecek sözüm yok. Titanic’te oynamış olduğu acı gerçeğini çoktan unutturdu bana.
amerikan rüyası'nın insanlar üstündeki etkisini işlemiş film. hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını, güzel çiftlerin, güzel ailelerin hiç de güzel olmayan iç yüzünü kısaca, onlar için biçilmiş rollerden yaşadıkları bezginlik ve yaşadıkları çelişkileri çok iyi bir şekilde anlatmaktadır bu film. karakterlerin aslında banliyö hayatının kuklaları olduğu daha filmin başlarında anlaşılmaktadır.
di caprio ve winslet\' in oyunculukları çok iyi ama hikaye için aynı şeyi söylemek zor. biraz daha kısa tutulabilse daha iyi olurmuş, merakla değil boş zamanınız varsa izlenmesi gereken bir film. bir miktar abartıldığını düşünüyorum.
kaate winslet\'ın harika oyunculuğuyla yardırdığı bir filmdir.özgün bir senaryosu var, hayatta alınabilecek ve ya alınamayacak cesur kararlar üzerine izlenmesi gereken bi film.izleyiniz,izlettiriniz.
@hegel
15 yıl önce
7.5 / 10
@vipassana
15 yıl önce
ama onun dışında hatırı sayılır bikaç replik yakaladım filmden ve oldukça beğendim,mesela...
''pek çok insan boşluğa düşer ama umutsuzluğu görmek cesaret isteyen bir şeydir.''
''bence deli olmak hayatımızı istediğimiz gibi yaşamaksa,zırdeli olmamız umrumda bile değil!''
@sophomore
15 yıl önce
@sumukluben
15 yıl önce
7.2 / 10
Evet, güzel bir film seyrettim ben. Beni ters köşeye yatıran yönetmenin ellerinden öpüyorum :D.
Kate Winslet’a ise diyecek sözüm yok. Titanic’te oynamış olduğu acı gerçeğini çoktan unutturdu bana.
İyi seyirler...
@rogue
16 yıl önce
@answers
16 yıl önce
@mandalnuriye
16 yıl önce
@truth
16 yıl önce