6 yıl önce
Sense8 dizisine yorum yazdı:
I miss u, Riles
Yenilmezler: Sonsuzluk Savaşı - Bölüm 1 filmine yorum yazdı:
Bol aksiyonlu bol sonsuzluk taşlı fazla thanoslu değişmeyen düzeyde komedisi ile yine bir mcu yapımı. Diğer filmlere göre çok daha başarılı olmuş. Russo kardeşlerin yönettiği her Marvel filmi diğer yönetmenlerin filmlerine göre çok daha başarılı oluyor. 2019 konusunda sabırsızım.
captain marvel after credits'i ve bol ölümlü olması diğer filmlerden ayıran spesifik özelliklerindendi.
Gece Bitmeden filmine yorum yazdı:
'Before We Go' üzerine birkaç kelam...
Gerek oyunculuklarıyla gerek senaryosuyla çok beğendiğim bu filmi 'Before' serisine benzetmemek imkansız gibi bir durum. Ancak bu filmi 'Before' serisinden ayıran bir kaç güzel özellik bulunmuyor değil. Bu farklılıkları filmin konusu bakımından değil de birkaç sahne ve oyuncular üzerinden değerlendirmek istiyorum.
Öncelikle oyunculuklardan girecek olursak Chris Evans vurdulu kırdılı ordan oraya atlayan sağa sola kalkan atan süper kahraman filmlerinden çıkıp demiş ki 'ben yönetirimde filmin konusu da farketmez paşalar gibi oynarım abi'. Ve öyle de yapmış harika oynamış ve yanına yönetmenliğini de eklemiş. İlk yönetmenlik deneyimi olan bu yapımda iki işi bi arada yapması filmin önemli noktalarından biri çünkü yönetmen oyunculardan bişeyler yapmasını ister ve eğer siz hem yönetip hem oynarsanız kendinizden ne yapmanızı istediğinizi bildiğiniz için bu çokta problem olmayacaktır. Öyle ki bu tarz yapımlarda sad ... Devamı'Before We Go' üzerine birkaç kelam...
Gerek oyunculuklarıyla gerek senaryosuyla çok beğendiğim bu filmi 'Before' serisine benzetmemek imkansız gibi bir durum. Ancak bu filmi 'Before' serisinden ayıran bir kaç güzel özellik bulunmuyor değil. Bu farklılıkları filmin konusu bakımından değil de birkaç sahne ve oyuncular üzerinden değerlendirmek istiyorum.
Öncelikle oyunculuklardan girecek olursak Chris Evans vurdulu kırdılı ordan oraya atlayan sağa sola kalkan atan süper kahraman filmlerinden çıkıp demiş ki 'ben yönetirimde filmin konusu da farketmez paşalar gibi oynarım abi'. Ve öyle de yapmış harika oynamış ve yanına yönetmenliğini de eklemiş. İlk yönetmenlik deneyimi olan bu yapımda iki işi bi arada yapması filmin önemli noktalarından biri çünkü yönetmen oyunculardan bişeyler yapmasını ister ve eğer siz hem yönetip hem oynarsanız kendinizden ne yapmanızı istediğinizi bildiğiniz için bu çokta problem olmayacaktır. Öyle ki bu tarz yapımlarda sadece iyi oynamak yetmez uyum sağlayacağınız yanınıza yakışacak ve filmi sizle beraber taşıyacak bir kadın oyuncuya ihtiyacınız var. Ve işte Alice Eve burada devreye giriyor ardından da Chris Evans ile güzel bir uyum yakalamış partneri olarak karşımıza çıkıyor. Alice Eve'de bu film de en azından önceki filmleri kadar başarılı bir iş çıkarmış ve ortaya bu güzel yapım çıkmış. Filmden bahsedecek olursak eğer film de hoşuma giden noktalar o kadar fazla ki belki de göze batan bir kaç detay hiç de umrumda olmayacak. Bu film de çiftimiz birbirine tutulup 'aman tanrım aşık oldum' edalarına hiç girmiyorlar, şehre elinde saksafonu ve jazz seçmelerine gelmiş bir adam var. Bu adam aslında hem kendinden hem de unutamadığı onu terkeden üniversite zamanında ki aşkından kaçmak için kendine tren istasyonuna atar. Bu sırada ise kocasından ayrılmak isteyen ve ona not bırakarak ayrılan bir kadın girer tren istasyonuna, kadın farketmiştir ki kocası düşündüğü şeyi yapmamış ve notu kocasından önce almalı ve evliliklerini kurtarmalıdır. Ama son treni kaçırır ve çantası çalınmış telefonu kırılmış bir şekilde şehirde sıkışıp kalır. Aslında hikayemizde ki iki karakter de kendi içinde yaşadığı kafa karışıklığı, karar aşamasında ki yaptıkları hatalar vb. şekilde birbirleriyle bir ton ortak özelliğe sahiplerdir. Hikayemizde ki esas oğlan, kızın telefonunu bulur ve ona götürür zor durumda olduğunu farkettiğinde de ona yardım etmek ister. Ama bu yardım bitmek bilmez, kızımız esas oğlanımıza artık git dese de problem olmayacağını sabah trene bineceğini söylese de esas oğlan onu bırakamaz. Çünkü aslında kız çocuğa değil çocuk kıza muhtaçtır. Ve kendi için aslında o kadın bir çıkış yoludur. Bu noktadan sonra ikili birbirlerine çok güçlü bir bağ ile bağlanmıştır gece içinde adam yüzleşemediği eski sevgilisiyle yüzleşir ve yine hüsrana uğrar. Kadın ise onu teselli etmek ve ona yardım etmek için yanıbaşındadır. Gece boyunca bitmek bilmeyen olaylar sürer gider en sonunda ise bir otelde kaldıktan sonra kızı sabah ilk trene bindiren adam ona bir öpücük kondurur ve elveda der.
Film böyle sürmekte ama bunun yanında filmde hoşuma giden çok fazla nokta var. Çaresizlik anında telefon kulübesini sanki bir zaman makinesi gibi kullanmaları ki son sahnede bunu çok üst seviyede bir duygu yüklemesiyle yapıyorlar. Birbirleriyle olan konuşmaları, birbirlerine olan güvenlerini anlatan sahneleri. Kadın tam tuvalete gidiyorum bahanesiyle mekandan kaçarken çocuğun yanına gelmesi ve orda yaşanan tartışma bla bla... Karakterin aslında bu kadar kırılmış olması bu kadar darmadağın bir kalbe sahip olması belki de filmi nirvanaya taşıyan nokta oldu benim için. Bununla beraber filmin en vurucu yeri kesinlikle Vancouver Sleep Clinic - Flaws parçasını yüzümüze yüzümüze vurduğu o muhteşem son sahnesiydi. Bu tarz -ilk yönetmenliğini yaptığı için söylüyorum- başarıya aç insanların iş yapması sinemayı ve tüm sektörü çok daha değerli kılıyor ve bu yapımları daha izlenesi yapıyor. Belki de benim gibi bir çok kişinin filmi kötü değil de iyi görmesi ilk kez yönetmenlik yapan Chris Evans'ın bu işe olan saygısından kaynaklıdır.
Pandora'nın Kutusu filmine yorum yazdı:
Harika iş harika. Her şeyiyle çok beğendim filmi özellikle osman sonant muhteşem iş çıkarmış ve tabii ki Tsilla isimli ninemizi es geçmeyelim.
Börü dizisine yorum yazdı:
Alper Çağlar, Dağ 2 kalitesinde ki bir işini Türk televizyonlarına armağan etmiş.
korkmadan ve hiç çekinmeden Mustafa Kemal Atatürk'ün adını anmaktan vazgeçmeyen Alper Çağlar'a sonsuz teşekkürler.
Hadi Be Oğlum filmine yorum yazdı:
duygu seli duygu. kıvanç resmen oyunculuğuyla döktürmüş.
oğluna bakarken oğlununda ona baktığını anladığı sahne paha biçilemez.
La casa de papel dizisine yorum yazdı:
Diziye iyi ya da kötü hiç bir yorum yapmak istemiyorum tek söyleyeceğim şudur: tokyo bu dünyaya gelmiş en gereksiz varlıktır. Berlin olmasa dizi çekilmez bir hal alır çok net.
Darphane evimiz Berlin babamız!
The Path dizisine yorum yazdı:
Dizinin kadrosu efsane öyle ki dizinin konusu da efsane ama şöyle bi sorun var çok ağır ve çok derinden ilerliyor. Bunun yerine daha akıcı bi olay örgüsüyle aktarabilselerdi çok daha üst düzey olabilirdi. Aaron Paul ve Hugh Dancy ise oyunculuklarıyla döktürmekte.
Trapped dizisine yorum yazdı:
arkadaş tavsiyesiyle başladım ve gerçekten izlerken çok keyif alıyorum ağır ilerliyor ama gram sıkmıyo çünkü hangi sahne olursa olsun sürekli bir merak içerisinde oluyosunuz. Hjörtur reyiz cansın adamsın seviyoruz seni.
Dark dizisine yorum yazdı:
Gerçekten son zamanlarda yapılmış en iyi dizilerden biri. bu kalite ile devam ederse finalinden sonra herkes için bir efsane halini alacaktır.