9 yıl önce
Anne ve Fahişe filmine yorum yazdı:
Kapsamı ve içeriği ile, Muhafazakar, reaksiyoner filmler arasında ironik olarak pek saygıdeğer bir statü edinmiş filmimiz, nihilizm'e bulanmış, bohem hayatlar süren karakterleri üzerinden, özgürlük nosyonunun; özsel nitelikleri ve maddi dünya ile olan ilişkileri temelinde, pek de arzulanacak, uğruna çaba, mesai harcanacak bir meşguliyet olmadığını kanıtlamak ister düpedüz. Bu uğurda Sartre ile bile hesaplaşılır ve Murnau, Bresson göndermeleri ve Pilav üstü Proust servislerinin nihayetinde, geçim sıkıntısından azad edilen bir rehavet ile sulandırılmış, 3,5 saatlik vızıldamalar risalesinin sonucunda, Orospu anneye dönüşürken, anne de terk edilmiş bir orospu olarak, adeta alay edilerek makus kaderine terk edilir. Her şey bebecik için. Orospu Rahibe erdemlidir aslında ama kendine göre haklı olarak bir bebek ister ki aşkının bir meyvesi, anlamı olsun. 68 Devriminin tabutuna çakılan son çivi. Papa'nın filmden haberi olsa, sevinç ve kıvançla ellerini ovuştururdu herhalde. Yine de severiz bu e ... DevamıKapsamı ve içeriği ile, Muhafazakar, reaksiyoner filmler arasında ironik olarak pek saygıdeğer bir statü edinmiş filmimiz, nihilizm'e bulanmış, bohem hayatlar süren karakterleri üzerinden, özgürlük nosyonunun; özsel nitelikleri ve maddi dünya ile olan ilişkileri temelinde, pek de arzulanacak, uğruna çaba, mesai harcanacak bir meşguliyet olmadığını kanıtlamak ister düpedüz. Bu uğurda Sartre ile bile hesaplaşılır ve Murnau, Bresson göndermeleri ve Pilav üstü Proust servislerinin nihayetinde, geçim sıkıntısından azad edilen bir rehavet ile sulandırılmış, 3,5 saatlik vızıldamalar risalesinin sonucunda, Orospu anneye dönüşürken, anne de terk edilmiş bir orospu olarak, adeta alay edilerek makus kaderine terk edilir. Her şey bebecik için. Orospu Rahibe erdemlidir aslında ama kendine göre haklı olarak bir bebek ister ki aşkının bir meyvesi, anlamı olsun. 68 Devriminin tabutuna çakılan son çivi. Papa'nın filmden haberi olsa, sevinç ve kıvançla ellerini ovuştururdu herhalde. Yine de severiz bu eseri çünkü yargılamaz kimseyi. Gösterir yalnızca. Anti-Godard. Anti-Yeni Dalga. Kazın ayağı anlattığı gibi olmasa bile, kendi içinde tutarlı bir evren yarattığı için ve maalesef hala daha söyleyecek, ciddiye alınacak bir sözü olduğu için kıymeti yadsınamaz. Ama eğer ileri bir tarihte, hakikaten bir Devrim olursa, çöpe atılacak ilk film de bu olur. Müzelik bile olamaz o zaman. ( Yine de Yönetmenin, Kadınların cinsel özgürleşmesine karşı olduğu düşünülmemeli gibi geliyor bana. Daha çok özgürleşme kılığına girmiş, yeni bir tür cinsel sömürü düzeninin ortaya çıkışını betimlediği düşünülmeli ya da düşünülebilir. Bu konunun bilerek muğlak bırakıldığını sanmıyorum ama. Daha çok, Sanatsal bir yetersizlik nedeniyle oluşmuş bir belirsizlik gibi geliyor bana. Belki de muğlaklık yoktur ortada da Fransız olmadığımız için, ister istemez konuya Fransız kalmış da olabiliriz. Eğer böyle ise, gene de Sanatsal bir kusur sayılmalı bu muallak çapraşıklık. Sırf bu nedenle koca bir eserin ekseni kayabilir. )