7 yıl önce
Kan Dökülecek filmine yorum yazdı:
Grab and Run filmine yorum yazdı:
İnanılır gibi değil. Bildiğiniz kadın kaçırma ve tecavüzü gelenek diye yaşayan birileri var. En acısı da bu rezalete hak veren, mantıklı bulan kadınların çokluğu. Çok üzücü. Çok aşağılayıcı. Saçlarımı yolarak izledim.
Ayla filmine yorum yazdı:
Gülerler bize. Valla gülerler. Hikayeyi o kadar plastik o kadar yapay anlatmış ki yönetmen, gerçek bir olaya dayandırıldığına inanamıyor insan. Gereksiz ve komik milliyet övgüleri, gereksiz militarizm güzellemeleri ve daha bir dolu gereksiz ve inandırıcılıktan uzak yan hikayeyle heba edilmiş bir film ayla. Bu gece sinema salonundaki tek güzel şey patlamış mısırdı. Üzgünüm.
Bıçak Sırtı filmine yorum yazdı:
Filmi izledikten sonra derli toplu şahane bir analizini şu linkten izleyebilirsiniz. https://youtu.be/ZWxqQ7MZM7Y
(daha evvel değinen oldu mu bilmiyorum ama) Dechart'ın bir replikant olduğu son sahnedeki origamiyle açıklanmıyor aslında. fimin en başlarında asi replikant Leon'u izlerken ve ilerleyen dakikalarda Rachel'le konuşurken Dechart'ın göz bebekleri tıpkı diğer replikantlarınki gibi sarıya dönüyor. Ancak yönetmen kullandığı açıyla ve görüntüyü bulanıklaştırarak gerçeğin sadece ipucunu veriyor. Diğer bir ipucuysa Rachel'in Dechart'a sorduğu soruda gizli: "şu senin Voight-Kampff testin... hiç o testi kendine yaptın mı?"
köleliği reddedenlere Sevgiyle...
Sevginin Gücü filmine yorum yazdı:
Eleştirilecek, bir dolu mantıksız yanı var da yazmaya üşendim şimdi. Görüntülerin, müziğin ve küçük kızın şahane(performansı değil kendisi şahane) olmasından belki, susayım diyorum...
Da... Filmde gördüğümüz 2 çok tanrılı (evet ikisi de çok tanrılı) dinden biri Budizm ama diğeri Müslümanlık değil.Bin küsür yıllık bir bilgi kirliliği o. Adına Sünnilik diyoruz.
***
İşiniz yoksa izleyin, en azından 1 saatinde eğlenirsiniz.
Johnny Askere Gitti filmine yorum yazdı:
Son zamanlarda mantar gibi türeyen savaş sevicilere izletsek acaba etkilenirler mi?
İzlediğim en net, en çarpıcı (anti)savaş filmi. sembolleri, monologları, replikleriyle derin bir fikir ürünü Johnny got his gun. Dalton Trumbo, cesur adam, rahat rahat slogan atarak sıradan insanları meydana süren savaş kodamanlarına bu filmle ürünlerini gösterir: bir et yığını, sorar: nasıl? Beğendiniz mi eserinizi? Tabii ki duyacak olan yine vicdan sahibi olanlardır.
Başucu kitabım Gecenin Sonuna Yolculuk ile aynı ruh ikliminin ürünü olduğunu düşündüğüm bu filmi şiddetle tavsiye edip, yorumu kitaptan bir alıntıyla bitireyim:
"Savaşı ve içinde ne varsa hepsini reddediyorum... Onu olduğu gibi reddediyorum, içindeki insanlarla birlikte, onlarla, onunla hiçbir alışverişim olsun istemiyorum. İsterlerse dokuz yüz doksan beş milyon kişi olsunlar ve ben tek başıma kalayım, yine de haksız onlar, Lola, haklı olan da benim, çünkü ne istediğini bilen bir tek ben varım; ben artık ölmek istemiyorum."
Kaçığın Günü filmine yorum yazdı:
---spoiler---"Bunlarla sinirlerimi bozmayacağım, diye kaç kez kendime söz verdim: Ülkenin değiştiremeyeceğim kaderiyle kendimi rahatsız etmeyeceğim." --spoiler--
Sosyal, psikolojik ve politik süper tespitlerle dolu aşırı sinir bozucu film.filmin(anti)kahramanıyla ortak yönlerinin olması insanı üzmüyor değil.
Siz de benim gibi iç monolog hastasıysanız izlemelisiniz.
A Ghost Story filmine yorum yazdı:
Acayip bir film. Hatta film demeli miyim, bilmiyorum. Şiir belki.
İlk işim "ya Ela senin seyrettirdiğin filmler sıkıcı oluyor," diyenlere bu filmi izletip eski deneyimler için özür diletmek olacak :) ve fakat; ben ilk kırk beş elli dakikasında neredeyse hiç diyalog olmayan bu "sıkıcı" filmi çok sevdim. Çok. Sebebi şu olabilir: Film olay değil duygu üzerine kurulu ve ben bu duyguları şuramda hissettim. Siz hissetmeyebilir ve filmden nefret edebilirsiniz. Bu yüzden kimseye tavsiye edemem ama derinden etkilendiğimi söylemeden geçemem.
Çok konuşulan ve en çok öfkelenilen turta yeme sahnesi ise (zira sanırım kesintisiz 6 7 dakika boyunca turta yiyor) beni en en etkileyen sahnelerden biri. Çünkü daha yakın zamanda; hüngür hüngür ağlayıp yemek yerken bir anda içinde bulunduğum bu sahne aşırı saçma gelmişti bana. İnsan acıdan ölse de yemeyi bırakamıyor; bu insanı öfkelendiren bir hal. Velhasıl turta yeme sahnesi işte tam bunların üstüne geldi. Ben yön ... DevamıAcayip bir film. Hatta film demeli miyim, bilmiyorum. Şiir belki.
İlk işim "ya Ela senin seyrettirdiğin filmler sıkıcı oluyor," diyenlere bu filmi izletip eski deneyimler için özür diletmek olacak :) ve fakat; ben ilk kırk beş elli dakikasında neredeyse hiç diyalog olmayan bu "sıkıcı" filmi çok sevdim. Çok. Sebebi şu olabilir: Film olay değil duygu üzerine kurulu ve ben bu duyguları şuramda hissettim. Siz hissetmeyebilir ve filmden nefret edebilirsiniz. Bu yüzden kimseye tavsiye edemem ama derinden etkilendiğimi söylemeden geçemem.
Çok konuşulan ve en çok öfkelenilen turta yeme sahnesi ise (zira sanırım kesintisiz 6 7 dakika boyunca turta yiyor) beni en en etkileyen sahnelerden biri. Çünkü daha yakın zamanda; hüngür hüngür ağlayıp yemek yerken bir anda içinde bulunduğum bu sahne aşırı saçma gelmişti bana. İnsan acıdan ölse de yemeyi bırakamıyor; bu insanı öfkelendiren bir hal. Velhasıl turta yeme sahnesi işte tam bunların üstüne geldi. Ben yönetmeni, anlatmak istediğini, turta yiyen kadını çok iyi anladım ve derinden hissettim. Filmi bana sevdiren etkenlerden biri de bu.
https://www.youtube.com/watch?v=_lsS70pMRrI bu harika soundtracke sahip filmi izleyin demiyorum ama ben izlediğim için mutluyum :)
Ceset filmine yorum yazdı:
hiç uğraşmayın, sonunu tahmin edemeyeceksiniz (en olmadık şeylerden/ kişilerden şüphelenip sonunda haklı çıkmayı saymıyorum ama. şüpheyi mantıklı bir nedene dayandırıp filmi çözmekten bahsediyorum ben.) Çünkü diğer sürpriz sonlu filmlerin aksine bu filmde yönetmen hiçbir ipucu vermiyor. oriol paulo bizi oyuna almamış, seyirci koltuğuna hapsetmiş. Bu haksızlık.
Tabii ki hikayesi güzel, kurgusu başarılı. izleyiniz :)
---------------spoiler-------------------
Şu meşhur repliğin "I am a false prophet" kısmını bize musallat olan bütün alimciklere, şehyciklere, mürşitciklere söyletebilmeyi ne çok isterdim.