Yurttaş Kane Yorumları

Yurttaş Kane filmi detayları

@princhard

12 yıl önce

9.6 / 10

Orson Welles 1943

Hollywood da dahil olmak üzere, kurulu düzenin, Orson Welles’e neden soğuk yaklaştığını ve kariyerinin ilerleyen dönemlerinde kendisine neden gerekli imkanların sağlanmadığını anlamak için Welles’in 1943 yılında henüz savaş sürerken yayımladığı metni okumak aydınlatıcı olabilir. Bana göre, aşağıdaki metin, Sanatçı Duruşunun ne olabileceği hakkında da bir fikir edinmemize yardımcı olacaktır. Metin, bulunduğu web sitesinde 29 Ekim 2012 tarihinde yayımladığı için, tahminimce henüz Türkçe’ye çevrilmemiş olmalı. Profesyonel bir tercüman olmadığım için metnin orijinal versiyonunun linkini de, yazının sonuna eklemeyi gerekli görüyorum.

AHLAKİ BORÇLAR.

ORSON WELLES

Free World, Ekim 1943

Özgür doğmak, borçlu doğmak demektir: Kölelikle savaşmadan özgürlük içinde yaşamak vurguncuya özgüdür.

Dün gece uçakla, Cumhuriyetimizin, - çoğunluğun zenginliğinin, imkanlarının ötesinde olan - Amerikan vatandaşlığının bir lüks sayıldığı bazı böl
... Devamı
Orson Welles 1943

Hollywood da dahil olmak üzere, kurulu düzenin, Orson Welles’e neden soğuk yaklaştığını ve kariyerinin ilerleyen dönemlerinde kendisine neden gerekli imkanların sağlanmadığını anlamak için Welles’in 1943 yılında henüz savaş sürerken yayımladığı metni okumak aydınlatıcı olabilir. Bana göre, aşağıdaki metin, Sanatçı Duruşunun ne olabileceği hakkında da bir fikir edinmemize yardımcı olacaktır. Metin, bulunduğu web sitesinde 29 Ekim 2012 tarihinde yayımladığı için, tahminimce henüz Türkçe’ye çevrilmemiş olmalı. Profesyonel bir tercüman olmadığım için metnin orijinal versiyonunun linkini de, yazının sonuna eklemeyi gerekli görüyorum.

AHLAKİ BORÇLAR.

ORSON WELLES

Free World, Ekim 1943

Özgür doğmak, borçlu doğmak demektir: Kölelikle savaşmadan özgürlük içinde yaşamak vurguncuya özgüdür.

Dün gece uçakla, Cumhuriyetimizin, - çoğunluğun zenginliğinin, imkanlarının ötesinde olan - Amerikan vatandaşlığının bir lüks sayıldığı bazı bölgeleri üzerinde uçtum. Akran vatandaşlarımızın, nakit paranın sağladığı imtiyaz olmadan oy veremediği, egemen birkaç eyaletin üzerinde, rahat koltuğuma kurularak süzüldüm. Bugün öğle yemeğimi siyahların, beyaz kardeşlerine hizmet etmek dışında girmelerinin yasak olduğu bir mekanda yedim ve orada sözde efendi ırklardan biri ya da ötekine mensup olan birilerinin, dinleyenlere, Yahudileri bastırmak için bir şeyler yapılması gerektiğini anlattığını duydum.

Bir Siyah Ayaklanmasını bekleyen ve bundan korkan Güneylilerle tanıştım. Bunun, genel tartışma ortamının dışında tutulması için hiçbir neden göremiyorum. Amerikan halkının, toplumdan dışlanmış yüzde 10’luk kesimine mensup kimselerden bazıları bir gün, kendilerini ezenlere, karşı saldırıda bulunabilirler.

Öfkeli bir kalabalığı bastırınca, başka bir kalabalık doğacaktır. Peki bunların öfkesini kim bastıracak? Biz burada barıştan bahsediyoruz. Siyah, Kahverengi ya da Sarı olsunlar, insanlar bu barış sayesinde özgürce oy verebilmeli. Büyük Güç dediğimiz devletlerden bahsediyoruz. Ama bu spekülasyonlar içinde nadiren bahsettiğimiz cesur bir müttefikimiz var bu savaşta. Eğer Avrupa’nın Yeraltı Direnişi barış masasına dahil edilmezse, daha basit ve kolay bir barış üzerinde anlaşılabilir. Bu barış, ne var ki, çok kısa sürecektir. Reaksiyonerliğin pullu dinozorları ( eğer burada gerçekten neden bahsettiğimin farkına varırlarsa) gazetelerinde benim komünist olduğumu yazacaklardır. Komünistler ise farklı düşünecektir. Ben sevinmek için çok hoş nedenleri olan, aşırı para ödenmiş bir film yapımcısıyım. Eğer hak edilmişse para kazanmanın da tarafındayım. Eğer alçakgönüllülük kisvesine büründüğümü düşünmezseniz, kabul ederim ki, herkes en azından, paramın bana sağladığı imkanları ve iyi durumu hak etmektedir. Elbette yeterli olandan daha fazlasına sahip olma hakkım, eğer bu fazlalığı, daha azına sahip olanlar lehine kullanmıyorsam feshedilmelidir. İnsanlığın bu dayanışma bilinci Karl Marx’dan bile daha eskiye dayanır.

İlk katil Tanrı’ya haykırdığında, İnsan, İnsana karşı olan sorumluluğunu kabul etti, " Ben kardeşimin bekçisi miyim? " Ama şu anki özgürlük karşıtı komplocular, tüm sosyal erdemleri, bunların en basit dışavurumunu dahi komünizm olarak yaftalayarak yeraltına itmekteler. Savaş haberleri daha da beter suiistimal ve kötüye kullanımları bize sunmaktadır. Hala daha, demokrat olduğuna ikna olmuş gururlu vatandaşlarımız, Rus Sovyet’inin "Tüm insanlar eşit yaratılmıştır" önermesini kurucu metinlerine yazdığını dahi kabul edememektedir. Benim burada bahsettiğim konu, Ahlaki Borçlar sorunudur. Bu yüzden, burada kendi sahip olduklarım üzerinden doğan borçları kabullenmeliyim. İnanıyorum ki " ve bu benim özgürlük nosyonumla yakından ilintili " İnanıyorum ki, kar ettiğim zaman bunu, bu karı üzerinden kazandığım insanlara borçluyum. Eğer bu bahsettiğim Radikalizm ise bu gösteri işlerinde çalışan bizlerin çoğunun otomatik olarak vardığı bir sonuçtur, genel olarak üzerinde anlaşılmıştır ki, herhangi bir kamusal şahsiyet, makamını kamuya borçludur. Bu hizmet edilerek ve hizmet edenin en yüksek çabaları ile ödenebilecek bir borçtur. Bu ahlaki argümanın uzantısı olarak, hiç kimse hiçbir şeye kendiliğinden ya da keyfi olarak sahip değildir, buna bedelini ödemeden sahip olmuştur zaten. Evlendiğinizde karınızı satın almış olmazsınız. Ve çocuğun babasına olan sevgisi asla sadece dünyaya gelmesini sağladığından değildir. Her gün sahip olduklarımızı hak etmemiz gerekir. Sağlıklı bir insan, hastalara onlar için yapabileceği her şeyi borçludur. Eğitimli bir insan, cahillere onlar için yapabileceği her şeyi borçludur. Özgür bir insan, dünyanın kölelerine, onlar için yapabileceği her şeyi borçludur. Ve yapılması gerekenler yapılanlardan daha fazla, çok daha fazla, hayır işlerinden, Noel sepetlerinden, ikramiyelerden, bahşişlerden, ekmek ve sirklerden çok daha fazlasıdır. Köleler ile ilgili yapılacak tek bir şey vardır. Onları özgürleştirmek.

Tüm faşist ordular resmen teslim olduğunda dahi, faşizmin sonu hala gözden uzakta olacaktır. Bu dünya kavgası asla bir melodram değil. Ateşkes mutlu son anlamına gelmez. Halklar iyi biliyor ki barış zamanı kazanmak, savaşı kazanmaktan daha zordur. Çok yakında, "gerçekçi" olarak adlandırılan bir çeşit devlet adamlığının övüldüğünü duyacağız. Çıkarcılık savunusunu, hatta akıllı olmayı, Mussolini Etiyopya’yı işgal ettiğinde çok işittik. Fransa, Demokratik İspanya’nın üzerine yürüdü ve siyasi olarak tavsiye edilebilir bulunduğundan, dünyanın duygusuz, sert düşünceli adamları kararlarının arkasında durdular ve dünyayı kaybettiler. Çin?e tecavüz edildi ve bu politik gerçekçiler gözlerini kırptılar. Bu durumlarda, İdealizm çok daha pratik bir tutum olurdu. Bir cesaret ölçüsü. Ama sinisizim cesareti desteklemez. Bari en azından küçük bir namus, iffet inancı. İnsanların birbirlerine olan sorumluluklarının ehil bir dışavurumu.- Bunlar böyle şeylerdir: düşlerin üzerinde temellendiği. Ama öyle yapsalardı, dünyayı iflastan kurtarıp, yirmi milyon hayatı kurtarabilirlerdi. Hayır, dünyayı üzerinde yaşayanlara geri vermek, yalnızca pratik düşünenler için çok büyük, yapılamaz bir iştir. Pesimizm için çok aşırı cesur bir görev. Sürekli Barış’ın mimarları umut etme kabiliyetine sahip olmalı. Onlar halka inanmalılar, tüm halklara. İnsanın yazgısının tahayyül edilemez manzaraları ve ufukları ile yüzleşmeliler. Tanrı onlara sebatkar umut nasip etsin, ve geri kalanlarımıza sonsuz sabır bahşetsin. Çünkü zamanımızda hiçbir liderlikten parlak, hazır sunulmuş bir gelecek beklememeliyiz. Aramızdan hiçbiri kabahatsiz, lekesiz, kusursuz bir barışı görecek kadar yaşamayacak. Biz, hepimiz öldükten sonra burada olacak olan için uğraşacağız, dua edeceğiz ve öleceğiz. Çocuklarımızın çocukları özgür bir halkın ataları olacaklar. Selamlarımızı önden, onlara gönderiyoruz. henüz yazılmamış, yaşanmamış olan tarihe, selamlar.

Henüz dünyaya getiremediğimiz kuşaklar : Gönlünüzü ferah tutun! Mücadele buna değer.
A

@albertini

12 yıl önce

8.5 / 10

Bu ROSEBUD meselesini çözmek için birkaç sitedeki yorumları okudum ve siteden bir arkadaş beni uyardı..

Sanırım bazen balık gibi atlamamak lazımmış.(Az önceki sert girişli ve nedensiz yorumumu sildim) Yoksa yalanılan tükürük ağır olurmuş..(yapılan bir yanlış varsa düzeltilmeli..boş gurur ve yapılandan geri dönmeme insanları daha da çıkmazlara sokar..)

Tıpkı "This Sporting Life" filmindeki gibi; "Toplum insanı vezir de eder, rezil de"..

ve sanırım insanlar çocukluklarında yaşadıkları anıları, güzellikleri asla bir daha yaşayamaz-mış..

Son olarak bir puzzle edasında ilerleyen bu filmi TEKRAR TEKRAR izlemek -hele hele o dönemki klişelerin içinde boğulmuş amerikan sinemasını düşünürsek- ayrı bir keyif olacaktır...

@geppetto

12 yıl önce

9.4 / 10

http://www.sanatlog.com/sanat/citizen-kane-1941-orson-welles/

film hakkında çok iyi referanslar kullanılarak makale seviyesine yaklaşmış bu yazıyı okumak faydalı olacaktır. Son çıkan aksiyon filmlerini izlerken gaza gelip ya citizen kane diye bir film varmış ya herkes gelmiş geçmiş en iyi diyomuş diye düşünüp filmi izleyip kafa karışıklığından muzdarip olanlara faydası olabilir.

@skepticyasho

12 yıl önce

3 / 10

Sinema tarihinin en abartılı filmi. Bu film nasıl olurda bazı eleştrimenlerce tüm zamanların en iyi filmi seçilir anlamak mümkün değil.

Sinema sanatı herşeyden önce eğlencedir, insanlar eğlenmek için beyaz perdenin karşısına geçer. "eğlenmek" demek illaki , gülmek kahkaha atmak demek değildir, Schiendler’s List’i izlerken de insan eğlenir; belki "entertainment" kelimesinin tam karşılığı türkçede olmadığı için ne demek istediğim anlaşılamıyor olabilir ama kısaca eğlenmek demek sıkılmamak demektir. Bu film beni sıkıyor arkadaş, bitti. Shakespeare’nin tabiriyle "çamurlu bir kış günü kadar sıkıcı " bir film.
H

@helen22

13 yıl önce

9.5 / 10

Filmden çok şey bekleyipte oturursanız başına anlamadan kalkabilirsiniz dönemine göre çok çok başarılıyla işlenmiş bir film yalnız çok dikkatli izleyici olunmalıki böylelikle zaman kaybı olmadığı anlaşılabilir..

@raphalleon

14 yıl önce

7.9 / 10

Dönemine göre gerçekten bir başyapıt. Film biraz derin gibi geldi bana , yani izleyecek arkadaşlara tavsiyem biraz dikkatli izleyin ve fazla birşey beklemeyin filmden. Dönemin şartlarına ve teknolojisine göre düşünün ve ona göre eleştirin derim.

@foolmood

14 yıl önce

8.3 / 10

zamanı için bir sinama şaheseri ve yönetmeni de bir sinema dahisi olabilir ama listelerde sürekli adı geçtiği için merak edip izlemiş ve yeterli tatmini almamış biri olarak bu filmi izleyeceklere tavsiyem, çok şey beklemeden izlerseniz hayalkırıklığına uğramazsınız olacaktır.
C

@cmlnm

14 yıl önce

10 / 10

Rosebud'un ne olduğunu sonunda farkedemeyenler için üzerine övgü yerine bol bol serzenişte bulunacağı bir film. Olsun gene de mükemmel bir film.
E

@efenndisiz

15 yıl önce

6.3 / 10

Çekimleri dışında beni etkileyen hiçbişey yoktu filmde. Ama bu kadar beğenilen bir filmde ben neyi kaçırdım ve beğenmedim filmi anlamadım. Sanırım sorun bende.
SPOILER
GİRİŞ YAP
Şifremi Unuttum!

ÜYE DEĞİL MİSİNİZ?

HEMEN ÜYE OLUN
Aktivasyon Mailim Gelmedi!
ŞİFREMİ UNUTTUM
AKTİVASYON MAİLİ GÖNDER
ÜYE OL