filmde sadece adamın hayatı anlatılmıs olup, kadının siyasi görüşleri ve yaşamdan beklentileri cok havada kalmıştı. Kitabı bilen için pek tatmin edici olmayan bir film bence.
Şimdi, A lot like love'dan çalınmış bir film diyeceğim, kesin alll'da bi kore filminden çalmış olacak :)
Öncelikle tarih geçişlerinin tam oturtulmadığı düşüncesindeyim. bir gün belirlenmiş. 15. july diye. hersene o gün birşey oluyor denmiş fakat onun haricinde yaşanan bir hayat olduğunu unutmuşlar gibi. çok boştu seneler arası yani. oyuncularla tam etkileşemedim. ki kadın oyuncuyu çok sempatik buluyordum. Yönetmenin başarısızlığı diye düşünüyorum. ne görüntüler ne sesler nede mekanlar beni cezbetti. aşk filmi dediğin iz bırakmalı. beklenmedik bir ölümden önce karakter seyirciye tam olarak tanıtılmalı. biz mi öğreteceğiz anlamadım. tamam son cümle olmadı ama geri kalana kefilim.
---spoiler---
Tek kelimeyle olmamış. A lot like ta, aralıklarla süregelen aşkın hikayesidir daha izleyisidir. reklamımı yapar kaçarım.
o kadar ayılıp bayılınacak bir aşk filmi değildi, bir şeyler eksik kalmıştı. bu konuda maalesef doyuramadı. "one day" yerine "500 days of summer" üçüncü kez izlemeyi tercih ederim.
Kitabı okumadım. Filmde 'When Harry Met Sally' ve tabii ( burası spoiler içerir!) ölüm sahnesi ile 'City of Angels' havası seziliyordu. İtiraf etmeliyim o kamyonu beklemiyordum. içimden bişiler gitti. Bana göre de finalinde bişiler eksik kalmış. O mezuniyet ertesi bir günü göstermeseler hele bence hiç bişi olmayacakmış finalde... Bu arada saçlar bu zaman geçişli filmlerde ne kadar önemli yahu. Valla bence saçlar da değişmese kim ne olmuş, yaşlanmış mı ben anlamıyorum:P Efendim kısaca izlenebilirliği olan ama çok da tatmin edici bir film değil.
çok övüldüğünü duyduğum için geçtiğimiz bayram tatilinde kitabını okuyup ardından torrente düşer düşmez izlediğim film. kitaba nazaran film biraz yarım kalmış özellikle sonu ama kitaptan bağımsız olarak düşünüldüğünde cidden beklentileri karşılayacak cinsten. jim sturgess (yirim) ve anne hathaway (imrenirim) ikilisini beğendim. gözlerimi doldurdular içimi cız ettirdiler. yılda bir aynı günü öykünmesi de kopukluktan ziyade değişiklik katmış bence hem kitaba hem de filme. özelliği bu zaten bknz. ismi. güzel güzel yumuşacık bi film. son sahnede göz doldurmaca garantili hemi de ben veriyorum.
ilk olarak şunu söylemem gerek, kitabı okumadım.. filmde birşeyler eksik.. sadece annenin oğluna " iyi niyetli bir insan değilsin " dediği sahnede biraz tuhaf oldum.. gerisi bana hiçbirşey vermedi.. zayıf bir film.. jim kankamdır, severim ama olmamış...
Anne Hathaway filmin başından sonuna doğru inanılmaz bir evrim geçiriyor. Güzelleşiyor, olgunlaşıyor ve en sonunda o naif güzellik hüzünlendiriyor bizleri. Takvim imgesi bir noktadan sonra izleyenleri sıkıntılara garketse de Anne Hathaway o güzeller güzeli yüzüyle gözlerinizi ekrandan almanızı engelliyor ;)
filmin ilk bölümünde inanılmaz sıkıldım diyebilirim. tamam 20 yıl uzun bi zaman bunu iki saate sığdırmak zaten mümkün değil ki kitapta da zaten kesik kesikti. ama filmde bazı yıllar uzun bazı yıllar çok kısa geçilmişti. ikinci bölüm daha iyiydi en azından bize vaadedilen romantizm öğelerini az da olsa bulabildik. anne hathaway'i genel olarak beğendim ama jim sturgess dexter rolüne hiç oturmamıştı. bi de burdan romantik dram çekecek yönetmenlere sesleniyorum lütfen ama lütfen karakterler terasa çıkıp romantizm dolu dakikalar geçirmesinler :/
@birdie_numnum
12 yıl önce
6.5 / 10
@mentaemre
12 yıl önce
1 / 10
---spoiler---
Tek kelimeyle olmamış. A lot like ta, aralıklarla süregelen aşkın hikayesidir daha izleyisidir. reklamımı yapar kaçarım.
@snm
13 yıl önce
@senbonzakura_ka
13 yıl önce
@yesilimtrak
13 yıl önce
@fkhrm_217
13 yıl önce
@chicharito
13 yıl önce
5.5 / 10
@volando_vengo_v
13 yıl önce
@cocen
13 yıl önce
6.5 / 10
@soie
13 yıl önce