Luis Tosar gibi kaliteli bir oyuncuyu keşfetmemi sağlayan müthiş filmdir. Malamadre gördüğüm en karizmatik hapishane filmi karakteri. Daha çok aksiyon gibi dursa da, aslında pek çok duyguyu yaşatan bir film. Tavsiye ettiğim herkesin beğendiği, puanlamada düşünmeden 9/10 verdiğim, arşivlenecek bir yapım.
Daniel Monzon'un yönettiği, tüm oyuncular olmak üzere özellikle Alberto Ammann ve Luis Tosar'ın muhteşem oyunculuklarını konuşturdukları güzel bir İspanyol filmi Celda 211. Herkesin kaldırabileceği bir film değil yalnız, annemle izliyordum kalktı gitti. Çok beğendi o ayrı, ama bu kadar sıkıntının bir arada yaşandığı ve gerçeklerin aslında gördüğümüz gibi olmadığını anlatan filmler bazen Scream serisinden bile daha korkunç olabiliyor.
Her neyse film hakkında birkaç bir şey paylaşmak istiyorum sadece.
Öncelikle, suçluları hayat boyunca suç işleme potansiyelinde görmenin ne kadar yanlış ve sığ bir düşünce olduğunu yüzümüze vuruyor bu film. Hayat şartları derler ya, bir şekilde birini öldürüp içeri girmiş bir kimse bile pişmanlığını ya içinde ya da duvarlara resimler çizerek yazılar yazarak yaşıyor. Ama filmde de vurgulandığı üzere ne olursa olsun hiç kimse bir pislik gibi karanlık avuç içi kadar bir hücreye atılmamalı... Devamı
Celda 211
-spoiler içerir-
Daniel Monzon'un yönettiği, tüm oyuncular olmak üzere özellikle Alberto Ammann ve Luis Tosar'ın muhteşem oyunculuklarını konuşturdukları güzel bir İspanyol filmi Celda 211. Herkesin kaldırabileceği bir film değil yalnız, annemle izliyordum kalktı gitti. Çok beğendi o ayrı, ama bu kadar sıkıntının bir arada yaşandığı ve gerçeklerin aslında gördüğümüz gibi olmadığını anlatan filmler bazen Scream serisinden bile daha korkunç olabiliyor.
Her neyse film hakkında birkaç bir şey paylaşmak istiyorum sadece.
Öncelikle, suçluları hayat boyunca suç işleme potansiyelinde görmenin ne kadar yanlış ve sığ bir düşünce olduğunu yüzümüze vuruyor bu film. Hayat şartları derler ya, bir şekilde birini öldürüp içeri girmiş bir kimse bile pişmanlığını ya içinde ya da duvarlara resimler çizerek yazılar yazarak yaşıyor. Ama filmde de vurgulandığı üzere ne olursa olsun hiç kimse bir pislik gibi karanlık avuç içi kadar bir hücreye atılmamalı, atılamaz! Hücre ile ilgili mahkumların kurduğu şu cümle ne kadar hüzünlü ve gerçek. 'Bir insanı uzun süre sesten ve ışıktan uzak tek başına tutamazsın, o anlarda birinin seni dövmeye gelmesi için dua edersin, çünkü hiç yoktan birine bağırmış olursun.
Eminim filmi izleyen çoğu kişi tarafından Juan Oliverin gardiyan olmak için fazla çelimsiz ve tırsak karakterde olduğu düşünülmüştür. Belki o ayaklanma yaşanmasaydı gardiyan olduğu dönemde bir mahkum tarafından kolayca yere serilebilecek biriydi. Bence Juan kendini mahkum gibi gösterdikten sonra onlar arasında birkaç gün yaşayınca gardiyanlara karşı küçük de olsa bir nefret besledi ve telefon görüşmesi için demir kapı açılıp dışarı çıkacağı o sahne geldiğinde, ne olursa olsun konuştuktan sonra geri döneceğini düşündüm. O ise kapı yarım açıkken dışarı adım atmadı bile.
Şu suçlulara bakış açısının net ve bir olduğundan bahsettim ya, Malamadre hakkında da pekala olumsuz düşüncelere sahip olabilirdik. Bu açıdan da ters köşe yapmış filmdir.
Son sahnede Juan vurulduktan sonra Malamadrenin ona sarılışı gözlerden yaş getirecek cinste bir sahnedir. Filmin bariz verdiği ana fikir ise; dost bildikleriniz gün gelir en büyük düşmanınız olabilir (Apache) lakin bunun tam tersi olarak önyargılarınız da size kapak olabilir.
söz konusu film hakkında hiçbir bilgiye sahip değildim. fragmanını dahi izlemediğim halde sıradan bir hapisane filmi gibi düşünerek hep sonra izlerim düşüncesi ile ertelemiştim filmi izlemeyi. ama gel gör ki hiç bir beklentimin olmadığı bir film sonuna kadar göz kırpmadan kendini izlettirdi. bu nasıl oldu :
öncelikle film öyle sıradan bir hapisane filmi değil. alt metni çok zengin. asıl anlatılmak istenen çok güzel kanallardan izleyiciye sunulmuş.mesela, gardiyanlık görevinin ilk gününde isyan çıkan ve içeride mahsur kalan acemi gardiyanın içeride başına gelenler ve dışarıda yaşanan olaylar kendisine adalet kavramını ve kimi daha haklı olduğunun ikilemine sürükleyip daha sonradan safını nasıl değiştirdiğini görüyoruz.
filmin asıl anlatığı hikaye ve bunu sunuş biçimi göz önüne alındığında dört dörtlük bir hapisane filmi olduğunu belirtmek isterim.
Açıkçası epey bir hapishane filmi izlemişliğim var 'Terra Nova'dan sonra beni en çok etkileyen film olmuştur.Ayrıca insanın zor durumda kaldığında yapar mı?,yapmaz mı? sorusuna cevap aramaya gerek yok.Şartların değişilebilirliği aynı şekilde davranışları da etkilemiştir ve bunun aksi zaten insanın doğasına aykırıdır diye düşünmekteyim.Kesinlikle izlenmesi gereken bir film!!!
@caneroduncu
12 yıl önce
5.2 / 10
@neyin_nessi
12 yıl önce
9 / 10
@stiff
12 yıl önce
9 / 10
@cansu
12 yıl önce
-spoiler içerir-
Daniel Monzon'un yönettiği, tüm oyuncular olmak üzere özellikle Alberto Ammann ve Luis Tosar'ın muhteşem oyunculuklarını konuşturdukları güzel bir İspanyol filmi Celda 211. Herkesin kaldırabileceği bir film değil yalnız, annemle izliyordum kalktı gitti. Çok beğendi o ayrı, ama bu kadar sıkıntının bir arada yaşandığı ve gerçeklerin aslında gördüğümüz gibi olmadığını anlatan filmler bazen Scream serisinden bile daha korkunç olabiliyor.
Her neyse film hakkında birkaç bir şey paylaşmak istiyorum sadece.
Öncelikle, suçluları hayat boyunca suç işleme potansiyelinde görmenin ne kadar yanlış ve sığ bir düşünce olduğunu yüzümüze vuruyor bu film. Hayat şartları derler ya, bir şekilde birini öldürüp içeri girmiş bir kimse bile pişmanlığını ya içinde ya da duvarlara resimler çizerek yazılar yazarak yaşıyor. Ama filmde de vurgulandığı üzere ne olursa olsun hiç kimse bir pislik gibi karanlık avuç içi kadar bir hücreye atılmamalı ... Devamı
-spoiler içerir-
Daniel Monzon'un yönettiği, tüm oyuncular olmak üzere özellikle Alberto Ammann ve Luis Tosar'ın muhteşem oyunculuklarını konuşturdukları güzel bir İspanyol filmi Celda 211. Herkesin kaldırabileceği bir film değil yalnız, annemle izliyordum kalktı gitti. Çok beğendi o ayrı, ama bu kadar sıkıntının bir arada yaşandığı ve gerçeklerin aslında gördüğümüz gibi olmadığını anlatan filmler bazen Scream serisinden bile daha korkunç olabiliyor.
Her neyse film hakkında birkaç bir şey paylaşmak istiyorum sadece.
Öncelikle, suçluları hayat boyunca suç işleme potansiyelinde görmenin ne kadar yanlış ve sığ bir düşünce olduğunu yüzümüze vuruyor bu film. Hayat şartları derler ya, bir şekilde birini öldürüp içeri girmiş bir kimse bile pişmanlığını ya içinde ya da duvarlara resimler çizerek yazılar yazarak yaşıyor. Ama filmde de vurgulandığı üzere ne olursa olsun hiç kimse bir pislik gibi karanlık avuç içi kadar bir hücreye atılmamalı, atılamaz! Hücre ile ilgili mahkumların kurduğu şu cümle ne kadar hüzünlü ve gerçek. 'Bir insanı uzun süre sesten ve ışıktan uzak tek başına tutamazsın, o anlarda birinin seni dövmeye gelmesi için dua edersin, çünkü hiç yoktan birine bağırmış olursun.
Eminim filmi izleyen çoğu kişi tarafından Juan Oliverin gardiyan olmak için fazla çelimsiz ve tırsak karakterde olduğu düşünülmüştür. Belki o ayaklanma yaşanmasaydı gardiyan olduğu dönemde bir mahkum tarafından kolayca yere serilebilecek biriydi. Bence Juan kendini mahkum gibi gösterdikten sonra onlar arasında birkaç gün yaşayınca gardiyanlara karşı küçük de olsa bir nefret besledi ve telefon görüşmesi için demir kapı açılıp dışarı çıkacağı o sahne geldiğinde, ne olursa olsun konuştuktan sonra geri döneceğini düşündüm. O ise kapı yarım açıkken dışarı adım atmadı bile.
Şu suçlulara bakış açısının net ve bir olduğundan bahsettim ya, Malamadre hakkında da pekala olumsuz düşüncelere sahip olabilirdik. Bu açıdan da ters köşe yapmış filmdir.
Son sahnede Juan vurulduktan sonra Malamadrenin ona sarılışı gözlerden yaş getirecek cinste bir sahnedir. Filmin bariz verdiği ana fikir ise; dost bildikleriniz gün gelir en büyük düşmanınız olabilir (Apache) lakin bunun tam tersi olarak önyargılarınız da size kapak olabilir.
@erdugen
12 yıl önce
@chtsln
12 yıl önce
öncelikle film öyle sıradan bir hapisane filmi değil. alt metni çok zengin. asıl anlatılmak istenen çok güzel kanallardan izleyiciye sunulmuş.mesela, gardiyanlık görevinin ilk gününde isyan çıkan ve içeride mahsur kalan acemi gardiyanın içeride başına gelenler ve dışarıda yaşanan olaylar kendisine adalet kavramını ve kimi daha haklı olduğunun ikilemine sürükleyip daha sonradan safını nasıl değiştirdiğini görüyoruz.
filmin asıl anlatığı hikaye ve bunu sunuş biçimi göz önüne alındığında dört dörtlük bir hapisane filmi olduğunu belirtmek isterim.
@alejandro06
12 yıl önce
8.7 / 10
@ilginch
12 yıl önce
8.9 / 10
@ksantippe
12 yıl önce
@king_of_the_bon
12 yıl önce