Uzun zamandır izlemeye fırsat bulamadığım fırsatı bulunca da ne kadar geç kaldığımı anşadığım bir film kendisi.
izlememin hemen akabinde yazıyorum bu satırları , duygularım daha çoşkunken yani.
film birçok film gibi cevapsız onlarca soruyu cevapsız bırakıyor ama insan o sorulara cevap arayamıyor çünkü cevapları sadece kader - yazgı -gelecek - yaratıcı (hangisini kabul ediyorsanız) biliyor.
şu an filmin sonundayız ama bu filminbittiğinin göstergesi değil.
Ne yapılırsa yapılsın karakterlerden birinin zarar görecek olması ise bir öngörü değildir herhalde.
bi arkadaşımın şiddetli tavsiyesi izlediğimiz mükemmel film.filmi 3 kişi izledik ve bittikten sonra yaklaşık yarım saat filmde ne anlatmak istediğini tartıştık bu bile yeterli filmi anlatmaya.oyunculuk ve müzik seçimi muhteşem.filmden sonra tekrar tekrar deniz üstü köpürürü dinlettirmiştir ayrıca:)
bu kısmı az biraz spoiler içerir.cenkle alperin cigara içerlerken ki bedaş muhabbeti izlediğim en iyi ve gerçekçi sahnelerdendir.özellikle eve girmelerini anlatırken alperin kadının dizlerininin bağı çözülmüştür dedikten sonra cenkin hangi kadın diye sorması beni o sahnenin içine sokacak kadar gerçekçi olmuştur.son söz olarak izleyin efenim
bu kadar derinden ve güzel bir ülke eleştirisi, sarmaşık ve salyangoz imgeleri, harika oyunculuk. ağzım açık hayranlıkla izledim. yönetmenin gemide vakit geçirdiği, gözlem yaptığı ve öylesine bir film çekmediği çok belli, çalışılmış üzerinde, düşünülmüş.
Neden Ahmet, Mehmet değil de adı Kurd olan bir karakter var sorusu, filmin yalnızca agorafobik bir gerilim filmi değil politik bir film olduğu sonucuna götürüyor.
Bu yanına açıklayıcı bir yazı ekşisözlük’ten alıntı:
"kürt eğer bilinçaltı bir korkuyu temsil ediyorsa onun depoda, yani geminin en karanlık yerinde aranması boşuna değil. bulunamıyor, çünkü kürt’ün varlığını kabul eden kimse yok. onun sadece ırkı var, kendisi değil. nitekim sonunda bir hayalete dönüşmesi de bu yüzden gerçek olmadığı kadar inandırıcı, çünkü onun varlığı, temsil ettiği ırk bir hayalet gibi musallat oluyor milliyetçisinden ırkçısına kadar."
Film, yalnızca ulusal soruna değinmekle kalmayıp sınıfsal yapıya da değindiği için; içinde biat kültürü, ispiyonculuk, yalancılık, üçkağıtçılık, kraldan fazla kralcılık, otorite, erkin keyfi kullanımı, ekonomik çözümsüzlük, güven, güvensizlik, din, korku gibi fotoğraflarla ülke panoramasını çiziyor.
Utangaç, kendi halinde ve duyargasız ’Çöl Salyangozu’ kabuğuna çekilerek... Devamı
Neden Ahmet, Mehmet değil de adı Kurd olan bir karakter var sorusu, filmin yalnızca agorafobik bir gerilim filmi değil politik bir film olduğu sonucuna götürüyor.
Bu yanına açıklayıcı bir yazı ekşisözlük’ten alıntı:
"kürt eğer bilinçaltı bir korkuyu temsil ediyorsa onun depoda, yani geminin en karanlık yerinde aranması boşuna değil. bulunamıyor, çünkü kürt’ün varlığını kabul eden kimse yok. onun sadece ırkı var, kendisi değil. nitekim sonunda bir hayalete dönüşmesi de bu yüzden gerçek olmadığı kadar inandırıcı, çünkü onun varlığı, temsil ettiği ırk bir hayalet gibi musallat oluyor milliyetçisinden ırkçısına kadar."
Film, yalnızca ulusal soruna değinmekle kalmayıp sınıfsal yapıya da değindiği için; içinde biat kültürü, ispiyonculuk, yalancılık, üçkağıtçılık, kraldan fazla kralcılık, otorite, erkin keyfi kullanımı, ekonomik çözümsüzlük, güven, güvensizlik, din, korku gibi fotoğraflarla ülke panoramasını çiziyor.
Utangaç, kendi halinde ve duyargasız ’Çöl Salyangozu’ kabuğuna çekilerek bir kerede 4 yıl süreyle uyuyabilirmiş...
Sarmaşık ve salyangoz toplumu saran suskunluğun,tepkisizliğin ifadesi midir bilinmez ama artık Cem Karaca’nın bu filmde söylediği şarkıyı başka bir kulakla dinleyeceğimiz kesin.
Erkan Can’ın "Gemide" filminde söylediği "Bir memleket gibidir gemi" sözü bu filmde daha bir anlam kazanırken, Nadir Sarıbacak biraz da "Guguk Kuşu"nu çağrıştırarak yerli Jack Nicholson oluyor.
İster dümdüz bir agorafobik gerilim, ister yoğun politik bir film olarak algılansın her iki durumda da çok iyi. Tek olumsuzluğu gerilimi yükseltirken biraz aceleci davranmış olması... 85/100
Gerilim anlamında böyle bir Türk filmi izlediğimi hatırlamıyorum. Hatta bu film Jack Nicholson’ın Shining’inden de öte. Film bitti o kadar şaşkınım ki uzunca bir süre ağzımı kapayamam sanırsam.
Filmin sonunda demir balyoz seyircinin kafasına da iniyor.
İçi politik göndermelerle dolu film. Her karakterin temsili, oynanışı ve seyirciye aktarılması gerçekten Türk sinemasının üzerinde bir performansa sahipti. Filmdeki anlık ve uzun vadedeki duygu durum değişimleri de gayet güzel aktarılmış seyirciye. izledikten sonra üzerine okuma yapmayı gerektirebilecek filmlerden birisi. Bir de sarmaşık mevzusu var tabii; her karakteri, dolayısıyla her izleyiciyi farklı şekilde saran: kimini korku, kimini öfke şeklinde..
Bir gemide ne anlatılabilir ki? gemi hayatını bilmediğim için bu soruyla başladım filme. iyi ki başlamışım. önce gemideki hiyerarşik sistemi anlatarak başlayan film olayların vuku bulmasıyla insanı geren, heyecanlandıran, merak ettiren bir sanat eserine dönüşüyor. oyuncularıyla, kamerasıyla, yönetmeniyle, senaryosuyla harika bir yapım olmuş. Özellikle cenk karakterini canlandıran Nadir döktürmüş efendim de döktürmüş. 87/100 verdim gitti.
@meltemir
8 yıl önce
@wersolame
8 yıl önce
izlememin hemen akabinde yazıyorum bu satırları , duygularım daha çoşkunken yani.
film birçok film gibi cevapsız onlarca soruyu cevapsız bırakıyor ama insan o sorulara cevap arayamıyor çünkü cevapları sadece kader - yazgı -gelecek - yaratıcı (hangisini kabul ediyorsanız) biliyor.
şu an filmin sonundayız ama bu filminbittiğinin göstergesi değil.
Ne yapılırsa yapılsın karakterlerden birinin zarar görecek olması ise bir öngörü değildir herhalde.
izle ustam ardından bir ah çek.
@eyupk
8 yıl önce
9.4 / 10
bu kısmı az biraz spoiler içerir.cenkle alperin cigara içerlerken ki bedaş muhabbeti izlediğim en iyi ve gerçekçi sahnelerdendir.özellikle eve girmelerini anlatırken alperin kadının dizlerininin bağı çözülmüştür dedikten sonra cenkin hangi kadın diye sorması beni o sahnenin içine sokacak kadar gerçekçi olmuştur.son söz olarak izleyin efenim
@benisakinceanla
8 yıl önce
8 / 10
@poormf
8 yıl önce
8.5 / 10
Bu yanına açıklayıcı bir yazı ekşisözlük’ten alıntı:
"kürt eğer bilinçaltı bir korkuyu temsil ediyorsa onun depoda, yani geminin en karanlık yerinde aranması boşuna değil. bulunamıyor, çünkü kürt’ün varlığını kabul eden kimse yok. onun sadece ırkı var, kendisi değil. nitekim sonunda bir hayalete dönüşmesi de bu yüzden gerçek olmadığı kadar inandırıcı, çünkü onun varlığı, temsil ettiği ırk bir hayalet gibi musallat oluyor milliyetçisinden ırkçısına kadar."
Film, yalnızca ulusal soruna değinmekle kalmayıp sınıfsal yapıya da değindiği için; içinde biat kültürü, ispiyonculuk, yalancılık, üçkağıtçılık, kraldan fazla kralcılık, otorite, erkin keyfi kullanımı, ekonomik çözümsüzlük, güven, güvensizlik, din, korku gibi fotoğraflarla ülke panoramasını çiziyor.
Utangaç, kendi halinde ve duyargasız ’Çöl Salyangozu’ kabuğuna çekilerek ... Devamı
Bu yanına açıklayıcı bir yazı ekşisözlük’ten alıntı:
"kürt eğer bilinçaltı bir korkuyu temsil ediyorsa onun depoda, yani geminin en karanlık yerinde aranması boşuna değil. bulunamıyor, çünkü kürt’ün varlığını kabul eden kimse yok. onun sadece ırkı var, kendisi değil. nitekim sonunda bir hayalete dönüşmesi de bu yüzden gerçek olmadığı kadar inandırıcı, çünkü onun varlığı, temsil ettiği ırk bir hayalet gibi musallat oluyor milliyetçisinden ırkçısına kadar."
Film, yalnızca ulusal soruna değinmekle kalmayıp sınıfsal yapıya da değindiği için; içinde biat kültürü, ispiyonculuk, yalancılık, üçkağıtçılık, kraldan fazla kralcılık, otorite, erkin keyfi kullanımı, ekonomik çözümsüzlük, güven, güvensizlik, din, korku gibi fotoğraflarla ülke panoramasını çiziyor.
Utangaç, kendi halinde ve duyargasız ’Çöl Salyangozu’ kabuğuna çekilerek bir kerede 4 yıl süreyle uyuyabilirmiş...
Sarmaşık ve salyangoz toplumu saran suskunluğun,tepkisizliğin ifadesi midir bilinmez ama artık Cem Karaca’nın bu filmde söylediği şarkıyı başka bir kulakla dinleyeceğimiz kesin.
Erkan Can’ın "Gemide" filminde söylediği "Bir memleket gibidir gemi" sözü bu filmde daha bir anlam kazanırken, Nadir Sarıbacak biraz da "Guguk Kuşu"nu çağrıştırarak yerli Jack Nicholson oluyor.
İster dümdüz bir agorafobik gerilim, ister yoğun politik bir film olarak algılansın her iki durumda da çok iyi. Tek olumsuzluğu gerilimi yükseltirken biraz aceleci davranmış olması... 85/100
@ozan_taylan
5 yıl önce
Filmin sonunda demir balyoz seyircinin kafasına da iniyor.
@surgeon
8 yıl önce
8.2 / 10
@sapandayumurta
8 yıl önce
@karakayagazi
8 yıl önce
@cibicik
9 yıl önce
8.7 / 10
@senadir
9 yıl önce