Çaresizliği,karamsarlığı,geçimsizliği,yok oluşu görsellikle izleyicinin içine işleyen bir yapım olmuş.Varoş hayatın çeşitli hengamelerle nasıl sıkıntılar barındırdığını izledik.Bir taraftan yok olmaya giderken bir yandan yok olacaklara kapı açmanın sıcaklığını hissettik.Ve fırsatçıların her çıkarı yoksullukta olsa nasıl kendi çıkarlarına yonttuklarına şahit olduk.Ve de Avrupa'nın bilinmezliklerine yol aldık.
Durduk yere insanın içinde ki yaşama sevincini alan bir film Biutiful...
Kesik kesik izlesem de iç karartıcı mekanlar , Javier Bardem in muhteşem oyunculuğu sizi alıp götürüyor filmin içine...O kadar gerçekçi ki etkilenmemenin mümkünatı yok.Şimdi gelde çık bu ruh halinden.
Aynı gün içinde iki kez izledim.. Biri otobüste, çok fena bir Türkçe dublaj ve bol bol sansür ile. Biri evde fıstık gibi divx kaydı ile (ki otobüsteki versiyonda sansür olduğunu bu şekilde anlayabildim =)).. Uzun bir film olmasına rağmen de hiç sıkılmadım.
Bu Alejandro abimiz hiç kötü film çekmeyecek mi acaba? Her detayda bir anlam var.. Oyuncu seçimleri yan rollerde bile titizlikle yapılmış, besbelli.. Müzikler her zamanki gibi, on numara. Javier Bardem'e zaten söylenecek söz yok. Yönetmen, senaryoyu yazarken direkt olarak Javier Bardem'i düşünmüş, başka da alternatif aklına bile gelmemiş. Uxbal, kızıyla tuvalette sarılırken duyulan kalp atışı sesleri de gerçek imiş (göğsüne mikrofon yapıştırılmış oyuncunun).
Çok titiz bir yönetmen bu adam, çok.. Haydi, sıradaki filmi bekliyoruz heyecanla.
Tam manasıyla ''acı'' diyebilirim. Bir duyguyu bu kadar net hissettirebilen nadir filmlerden biri.Özellikle dram seven bir izleyiciyseniz kesinlikle izlemeniz gereken bir film. Yönetmen Alejandro Gonzalez, zaten sinema yaşamında başarılı filmleri ve bu filmlerin çarpıcı konularıyla kendinden söz ettiren bir isim. Biutiful'da da kimilerimizin görmezden geldiği, kimilerimizin unuttuğu, kimilerimizin ise görmek istemediği ötekileri, izleyicinin yüzüne tokat gibi vurmakta. Ayrıca başrolündeki İspanyol oyuncu Javier Bardem, 'ne oynasa izlerim' cinsinden bir adam.İyi seyirler.
"Ölüme gülümsemek bir insana bu kadar mı yakışır?"
Bu tür yapımları "film" kategorisine koymak ne kadar doğru bilmiyorum ama ötekilerin "görmezden gelinenlerin" belgeseli, hayatlarından acı kesitler olmuş. düşünmek istemediğimiz, bir anlık görüp üzüldüğümüz ama hemen unuttuğumuz milyarların gösterimi. Haberlerde ülkemizdede sıklıkla gördüğümüz daha iyi bir yaşam için türlü sıkıntıları yaşayan umut yolcularının hikayesi. Bulduklarının fazlasını aramayan, onunla yetinen, ne çok iyi ne de çok kötü gerçek anlamda bir insanın portresi olmuş Bardem. Başka bir filmde olsa Çinlilerin ölümünden sorumlu olanları öldürmesini, karısını dövmesini bekleyebilirsiniz ama bu filmde saklı duran bir insanlık, acıma duygusu ve ölümün getireceği ayrılığın kırgınlığı kimseye kızamayacak bir hissizlik ağır basıyor. Çinlileri düşünürken bir yandan da onlardan yararlanan, Çinliler üşümesin diye ucuza kaçıp bir şekilde ölümlerine neden olan baba figürü, ailesinin yanınd... Devamı
"Ölüme gülümsemek bir insana bu kadar mı yakışır?"
Bu tür yapımları "film" kategorisine koymak ne kadar doğru bilmiyorum ama ötekilerin "görmezden gelinenlerin" belgeseli, hayatlarından acı kesitler olmuş. düşünmek istemediğimiz, bir anlık görüp üzüldüğümüz ama hemen unuttuğumuz milyarların gösterimi. Haberlerde ülkemizdede sıklıkla gördüğümüz daha iyi bir yaşam için türlü sıkıntıları yaşayan umut yolcularının hikayesi. Bulduklarının fazlasını aramayan, onunla yetinen, ne çok iyi ne de çok kötü gerçek anlamda bir insanın portresi olmuş Bardem. Başka bir filmde olsa Çinlilerin ölümünden sorumlu olanları öldürmesini, karısını dövmesini bekleyebilirsiniz ama bu filmde saklı duran bir insanlık, acıma duygusu ve ölümün getireceği ayrılığın kırgınlığı kimseye kızamayacak bir hissizlik ağır basıyor. Çinlileri düşünürken bir yandan da onlardan yararlanan, Çinliler üşümesin diye ucuza kaçıp bir şekilde ölümlerine neden olan baba figürü, ailesinin yanında ise oğlunu işine götürdüğü için altına kaçırmasına neden olan, karısının durumunu bilmesine rağmen ona yardım edemeyen onu daha çok kötülüğe sürükleyen, olacakları göremediği için bir şekilde diğer insanların hayatına da etkisi olan silik bir insanın hayatı. Aslında sistem altında ezilen, çarkların arasında debeleyen diğerlerinin hikayesi anlatılmış ve yönetmenin gerçektende olgunluk işlerinden biri olmuş. Filmdeki durağanlık ve gizem ise dramatik figürlerle güzel bir bütünlük oluşturmuş. Filmdeki fatalizm ve çaresizlik ise filmi hayata yakın kılan en önemli özelliklerinden biri. Etkisinden kolay kolay çıkılamayacak sarsıcılıkta gerçek bir film
Inarritu? Bu güzel yönetmeni ayakta alkışlamak lazım, cidden çok başarılı.Paramparça Aşklar ve Köpekler, Babil, 21 Gram?Bu filmlerindeki başarısı tartışılmaz. Hele ki Paramparça Aşklar ve Köpekler şahsım adıma ?sinema? denen şeyin bana nasıl bir dünya olduğunu gösterdiği için çok çok severim. Hele hele Babil, defalarca izledim bu filmleri. Adam öyle bir dünya yaratıyor ki içinde kaybolmamak mümkün değil, birde o güzelim müzikleri yok mu! Gustavo Santaolalla sağolsun, bu filmlerin başarısı yarı yarıya onun da sayesindedir. Film müzikleri konusunda Santaolalla üzerine tanımam. Bu filmde de bu muhteşem yönetmen ve müzisyen yine kolları sıvamış, harika bir iş çıkarmışlar. Javier Bardem her zaman ki gibi muhteşemdi, bir ilah gibi yine rolün üstesinden gelmiş. Ama bu sefer Bardem?i ilk kez bir rol arkadaşı sollamış;Maricel Alvarez. Bu kadın umarım bu işi böyle yarıda bırakmaz, çünkü ilk oyunculuk deneyimi olmasına rağmen yılların oyuncusu gibi hatta çok çok daha iyi bir şekilde biz seyircile... Devamı
Inarritu? Bu güzel yönetmeni ayakta alkışlamak lazım, cidden çok başarılı.Paramparça Aşklar ve Köpekler, Babil, 21 Gram?Bu filmlerindeki başarısı tartışılmaz. Hele ki Paramparça Aşklar ve Köpekler şahsım adıma ?sinema? denen şeyin bana nasıl bir dünya olduğunu gösterdiği için çok çok severim. Hele hele Babil, defalarca izledim bu filmleri. Adam öyle bir dünya yaratıyor ki içinde kaybolmamak mümkün değil, birde o güzelim müzikleri yok mu! Gustavo Santaolalla sağolsun, bu filmlerin başarısı yarı yarıya onun da sayesindedir. Film müzikleri konusunda Santaolalla üzerine tanımam. Bu filmde de bu muhteşem yönetmen ve müzisyen yine kolları sıvamış, harika bir iş çıkarmışlar. Javier Bardem her zaman ki gibi muhteşemdi, bir ilah gibi yine rolün üstesinden gelmiş. Ama bu sefer Bardem?i ilk kez bir rol arkadaşı sollamış;Maricel Alvarez. Bu kadın umarım bu işi böyle yarıda bırakmaz, çünkü ilk oyunculuk deneyimi olmasına rağmen yılların oyuncusu gibi hatta çok çok daha iyi bir şekilde biz seyircileri yerle yeksan etmiştir efenim, resmen oyunculuk dersi vermişlerdir Bardem ile birlikte. Ama gelin görün ki bu muhteşem oyunculuklara, bu kusursuz müziklere rağmen, asla Amores Perros kadar büyük bir baş yapıt olmamış. Oscarı hak ediyor mu, ediyor. Bütün ödülleri hak ediyor lakin bi Amores Perros bi Babil gazıyla izleyip onun kadar vurucu bir senaryo beklerseniz hayal kırıklığına uğrarsınız. İnternette bi kaç yorumda ?hönkür hönkür ağladık? gibisinden yorumlar okudum, ama bence o kadar da değildi. Çünkü sanıyorum ki filmin amacı bu değildi. Filmin amacı Barcelona?nın arka sokaklarında dönen pis işleri Uxbal adında sorumlu bir babanın üzerinden anlatmak.Filmin ağlatmaktan çok sosyal mesaj vermeye çalıştığını düşünüyorum. Bu film kesinlikle yoksul bir ailenin dramatik öyküsü değildi, daha fazlasıydı. Eğer amacın bu olduğunu kabul edersek evet muhteşem bir baş yapıt ama dramatik bir öykü olarak ele alırsak baş yapıt lafı biraz fazla kaçar. Evet bende etkilendim küçük çocuğun yaralı gözüyle ?yaramazlık ettim? derken ki halini görünce ve yahut adam kızına yüzüğü hediye ettiği sahnede.
Hele ki Uxbal?ın karaktersiz ağabeyi arkasındaki on sekiz yaşlarındaki kızı gösterip ?Onu kıçından siktim, iyi iş yapar. Al onu.? dediğinde Uxbal?ın ?Ama o çocuk.? cevabı derinden etkiledi beni. Ama Innarritu dram alanında daha fazlasını yapacak kudrette bir yönetmen. İzlenecekler listenizin başında yer alsın mutlaka. Sırf soundtrackleri için bile izlenir, hele o güzelim sahneler yok muydu? İyi seyirler efenim.
@camerman
10 yıl önce
8 / 10
@delahoya
10 yıl önce
7.8 / 10
Kesik kesik izlesem de iç karartıcı mekanlar , Javier Bardem in muhteşem oyunculuğu sizi alıp götürüyor filmin içine...O kadar gerçekçi ki etkilenmemenin mümkünatı yok.Şimdi gelde çık bu ruh halinden.
@perakendeshakes
11 yıl önce
@babelfish
11 yıl önce
8.4 / 10
Bu Alejandro abimiz hiç kötü film çekmeyecek mi acaba? Her detayda bir anlam var.. Oyuncu seçimleri yan rollerde bile titizlikle yapılmış, besbelli.. Müzikler her zamanki gibi, on numara. Javier Bardem'e zaten söylenecek söz yok. Yönetmen, senaryoyu yazarken direkt olarak Javier Bardem'i düşünmüş, başka da alternatif aklına bile gelmemiş. Uxbal, kızıyla tuvalette sarılırken duyulan kalp atışı sesleri de gerçek imiş (göğsüne mikrofon yapıştırılmış oyuncunun).
Çok titiz bir yönetmen bu adam, çok.. Haydi, sıradaki filmi bekliyoruz heyecanla.
@fthgzl79
11 yıl önce
@kafamdakibalikl
11 yıl önce
@yusufokay
11 yıl önce
@kaede
11 yıl önce
Bu tür yapımları "film" kategorisine koymak ne kadar doğru bilmiyorum ama ötekilerin "görmezden gelinenlerin" belgeseli, hayatlarından acı kesitler olmuş. düşünmek istemediğimiz, bir anlık görüp üzüldüğümüz ama hemen unuttuğumuz milyarların gösterimi. Haberlerde ülkemizdede sıklıkla gördüğümüz daha iyi bir yaşam için türlü sıkıntıları yaşayan umut yolcularının hikayesi. Bulduklarının fazlasını aramayan, onunla yetinen, ne çok iyi ne de çok kötü gerçek anlamda bir insanın portresi olmuş Bardem. Başka bir filmde olsa Çinlilerin ölümünden sorumlu olanları öldürmesini, karısını dövmesini bekleyebilirsiniz ama bu filmde saklı duran bir insanlık, acıma duygusu ve ölümün getireceği ayrılığın kırgınlığı kimseye kızamayacak bir hissizlik ağır basıyor. Çinlileri düşünürken bir yandan da onlardan yararlanan, Çinliler üşümesin diye ucuza kaçıp bir şekilde ölümlerine neden olan baba figürü, ailesinin yanınd ... Devamı
Bu tür yapımları "film" kategorisine koymak ne kadar doğru bilmiyorum ama ötekilerin "görmezden gelinenlerin" belgeseli, hayatlarından acı kesitler olmuş. düşünmek istemediğimiz, bir anlık görüp üzüldüğümüz ama hemen unuttuğumuz milyarların gösterimi. Haberlerde ülkemizdede sıklıkla gördüğümüz daha iyi bir yaşam için türlü sıkıntıları yaşayan umut yolcularının hikayesi. Bulduklarının fazlasını aramayan, onunla yetinen, ne çok iyi ne de çok kötü gerçek anlamda bir insanın portresi olmuş Bardem. Başka bir filmde olsa Çinlilerin ölümünden sorumlu olanları öldürmesini, karısını dövmesini bekleyebilirsiniz ama bu filmde saklı duran bir insanlık, acıma duygusu ve ölümün getireceği ayrılığın kırgınlığı kimseye kızamayacak bir hissizlik ağır basıyor. Çinlileri düşünürken bir yandan da onlardan yararlanan, Çinliler üşümesin diye ucuza kaçıp bir şekilde ölümlerine neden olan baba figürü, ailesinin yanında ise oğlunu işine götürdüğü için altına kaçırmasına neden olan, karısının durumunu bilmesine rağmen ona yardım edemeyen onu daha çok kötülüğe sürükleyen, olacakları göremediği için bir şekilde diğer insanların hayatına da etkisi olan silik bir insanın hayatı. Aslında sistem altında ezilen, çarkların arasında debeleyen diğerlerinin hikayesi anlatılmış ve yönetmenin gerçektende olgunluk işlerinden biri olmuş. Filmdeki durağanlık ve gizem ise dramatik figürlerle güzel bir bütünlük oluşturmuş. Filmdeki fatalizm ve çaresizlik ise filmi hayata yakın kılan en önemli özelliklerinden biri. Etkisinden kolay kolay çıkılamayacak sarsıcılıkta gerçek bir film
@vegidemiyorum
11 yıl önce
Hele ki Uxbal?ın karaktersiz ağabeyi arkasındaki on sekiz yaşlarındaki kızı gösterip ?Onu kıçından siktim, iyi iş yapar. Al onu.? dediğinde Uxbal?ın ?Ama o çocuk.? cevabı derinden etkiledi beni. Ama Innarritu dram alanında daha fazlasını yapacak kudrette bir yönetmen. İzlenecekler listenizin başında yer alsın mutlaka. Sırf soundtrackleri için bile izlenir, hele o güzelim sahneler yok muydu? İyi seyirler efenim.
http://www.youtube.com/watch?v=zjxofjKaUns&list=PL9B596EE1221BEF60
@bb_king
11 yıl önce
7.9 / 10