Hayali Aşklar Yorumları

Hayali Aşklar filmi detayları

@junkheadinpurpl

11 yıl önce

9 / 10

Xaiver Dolan'ın çektiği 2.film ve benim de izlediğim 2.filmi. Çok seviyorum bu çocuğu,çok takdir ediyorum ! Genç yaşından büyük işler başarıyor. Müzikleri,diyalogları,oyunculuklarıyla müthiş bir filmdi. Daha da izlesem aynı tadı alırım :)
M

@mipmis

11 yıl önce

Müzikleriyle beni baştan çıkaran film. Ayrıca kıvırcıklardan tiksiniyorum.

@ezgi124

11 yıl önce

10 / 10

çok beğendim çok

@lavitaebella

11 yıl önce

'Tek gerçek, mantığın ötesindeki aşktır.'alıntısıyla başlayan bir aşk üçgeni hikayesi.Tam bir festival filmi ve çok iyi bir aşk filmi.Karşılıksız aşk ancak bu kadar güzel anlatılabilir dedirtiyor resmen.Xavier-ki pek bir severim kendisini-kamerayı bize yöneltiyor ve soruyor.Hepimiz aşık olmadık mı,aşık olduğumuz insanı bambaşka bir yere koymadık mı,ona öyle anlamlar yüklerken kendimiz anlamsız kalmadık mı.

Özetle pek şık bir film.Marie'nin mor elbisesi,mimikleri ,o sigara içişi tabiki filmin içindeki o saç kavramı ve Xavier'in renklerle yarattığı sanat.

'-Gecen sefere gore. Çok sigara içiyorsun.

-hayır. aynı miktarda içiyorum.Sigarayi seviyorum.Sigara içmek sanki unutmak gibi.Moralim dibe vurduğunda sigaram elimdeki tek şeydir. Yakarım, tüttürürüm ve sesimi keserim.Böylece duygularımı saklarım. Sigara duyguları saklar.Mentollü ve vanilyalı sigaralar vardır...Sigara benim delirmemi engeller.Beni hayatta tutar,beni ölene kadar hayatta tutar.'

... Devamı
'Tek gerçek, mantığın ötesindeki aşktır.'alıntısıyla başlayan bir aşk üçgeni hikayesi.Tam bir festival filmi ve çok iyi bir aşk filmi.Karşılıksız aşk ancak bu kadar güzel anlatılabilir dedirtiyor resmen.Xavier-ki pek bir severim kendisini-kamerayı bize yöneltiyor ve soruyor.Hepimiz aşık olmadık mı,aşık olduğumuz insanı bambaşka bir yere koymadık mı,ona öyle anlamlar yüklerken kendimiz anlamsız kalmadık mı.

Özetle pek şık bir film.Marie'nin mor elbisesi,mimikleri ,o sigara içişi tabiki filmin içindeki o saç kavramı ve Xavier'in renklerle yarattığı sanat.

'-Gecen sefere gore. Çok sigara içiyorsun.

-hayır. aynı miktarda içiyorum.Sigarayi seviyorum.Sigara içmek sanki unutmak gibi.Moralim dibe vurduğunda sigaram elimdeki tek şeydir. Yakarım, tüttürürüm ve sesimi keserim.Böylece duygularımı saklarım. Sigara duyguları saklar.Mentollü ve vanilyalı sigaralar vardır...Sigara benim delirmemi engeller.Beni hayatta tutar,beni ölene kadar hayatta tutar.'

Sigara ve müziğin neredeyse başrol oynadığı bir film için gerçekten çok iyi bir diyalogdur.

@streetspirit

12 yıl önce

Burda da bir kez daha anlıyoruz ki , aşk her şekilde tehlikelidir.

Üstelik aşık olunacak hiç bir tarafı olmayan birineyse daha tehlikelidir.

@ed_wood_1

12 yıl önce

Kafadan +2 puan vererek başladım bu filme.+1 Fransızca hayranlığım,+1 Xavier Dolan'ın J'ai tue ma mere'den bendeki kredisi için.Hayalkırıklığına da uğramadım açıkçası,içten bir film olmuş.

Aynı kişiye aşık iki arkadaş.İkisinin Nicolas'a yükledikleri anlamlarla büyüttükleri aşkın,yavaş yavaş gizli bir rekabete dönüşmesini X.Dolan hem çok güzel anlatmış hem de oynamış.Aradaki isimsiz karakterlerin aşk hakkındaki söyledikleri bazen hüzünlendiriyor bazense güldürüyor.(gözlüklü kız favorim:)

Bence aşka yüklediğimiz anlamlar için izlenilmesi gereken bir film ..

@ustunkoru

12 yıl önce

7.2 / 10

son dönemde bana mı denk geliyor bilmiyorum ama Kanada'dan keyifli filmler çıkıyor - biraz daha yakından takip etmeli yüzümüzü güldürebilenleri.. ince mizah diyemem ama kesinlikleiçten bir anlatım..

@firfirella

13 yıl önce

bu filmi beğenip beğenmediğimi çözemedim. konu itibariyle ilginç, ama karakterleri, xavier dolan hariç, çok itici buldum. vallahi filmin içine girip kavga edesim geldi, o derece :)

şu sakız reklamlarındaki tombul eros bile, adonis diye betimlenen, hayallerinde yunan heykellerine benzetilen adamdan daha sevimlidir. bu sarışını "I Killed My Mother"da da sevmemiştim zaten. hadi çocuğun görünüşüne rağmen ona yüklenen anlamı vs geçtim de çok zorlama bir karakter olmuş. adamın filmin başındaki gamsızlığı ve herkese mavi boncuk tavırları filmin sonundaki tepkisinin sinyallerini veriyordu zaten. hiç sürpriz olmadı benim için. marşmelov öyle yenmez böyle yenir deyip sonra da benim gay olduğumu nasıl düşünürsün demesine rağmen sürpriz olmadı yani. kızımızın kır evinden ayrılırkenki sahnede bavulu yerine ayakkabılarının topuklarını süre süre gitmesi, sigarayla ilgili yaptığı konuşmadaki zoraki şairliği ve şu anda aklıma gelmeyen birkaç klişe vs boğdu beni
... Devamı
bu filmi beğenip beğenmediğimi çözemedim. konu itibariyle ilginç, ama karakterleri, xavier dolan hariç, çok itici buldum. vallahi filmin içine girip kavga edesim geldi, o derece :)

şu sakız reklamlarındaki tombul eros bile, adonis diye betimlenen, hayallerinde yunan heykellerine benzetilen adamdan daha sevimlidir. bu sarışını "I Killed My Mother"da da sevmemiştim zaten. hadi çocuğun görünüşüne rağmen ona yüklenen anlamı vs geçtim de çok zorlama bir karakter olmuş. adamın filmin başındaki gamsızlığı ve herkese mavi boncuk tavırları filmin sonundaki tepkisinin sinyallerini veriyordu zaten. hiç sürpriz olmadı benim için. marşmelov öyle yenmez böyle yenir deyip sonra da benim gay olduğumu nasıl düşünürsün demesine rağmen sürpriz olmadı yani. kızımızın kır evinden ayrılırkenki sahnede bavulu yerine ayakkabılarının topuklarını süre süre gitmesi, sigarayla ilgili yaptığı konuşmadaki zoraki şairliği ve şu anda aklıma gelmeyen birkaç klişe vs boğdu beni resmen.

tüm bunlara rağmen konunun özgünlüğünü sevdim, sadece işleniş biçimi hiç hoşuma gitmedi. xavier dolan'ın (ikinci kez) hem senaryoyu yazması, hem filmi yönetmesi, hem de oynması ve bunları çok genç yaşında başarması tabi ki göz ardı edilemez ama bence bu filmi bir daha çekmeli :) biraz daha olgunlaştıktan sonra belki de.

@in_a_better_wor

13 yıl önce

Aşkın cinsiyeti olmadığını mükemmel görselliği ve müzikleriyle anlatan etkileyici bir film. Yönetmen farklı ve orjinal bakış açısıyla platonik bir aşkı, homofobiye cevap verircesine başarılı bir şekilde aktarmış. Gayet güzel ve etkileyici.

---------

"Aşıkken benim seni gördüğüm yerden bana daha önce hiç bakmamış gibi sende son derece yetersiz ve her zaman boş bakışlar ararım."

---------

@dilekfidan

13 yıl önce

09 şubat 2012 Basra

Üçüncü Film

Les amours imaginaire- Hayali Aşklar-Xavier Dolan

mantığın ötesindeki tek gerçek aşktır Alfred de Musset

Xaiver Dolan yine I Killed My Mother gibi hem yazmış, hem yönetmiş, bir de oynamış. Henüz izlemedim ama ilk filmin daha başarı bulanların sayısı az değil.

Hayali Aşklarşiir gibi bir film gerçekten, aşka içkin olan deliliğin hoş bir sorgulaması.

Eşcinsel bir erkek ve kendinden emin bir kadının ölümlülerin en güzeli Adonis e olan aşkları. Sanırım mitolojide de iki tanrı aynı anda ona aşık oluyorlardı. Zaten filmin bir yerlerinde yönetmenin de Adonisle Nicolası örtüştürdüğü bir sahne de var.

Filmde, iki sevgi biçiminin yani bir kadının bir erkeği sevmesiyle, bir erkeğin bir erkeği sevmesi arasında kurulmak istenen benzerlik, belki de ortada iki kişi yok dedirtecek kadar iyi verilmiş. Film boyunca her yürek atışında, her telaşta, her bekleyişte, her hayal kırıklığında, her merakta, sevdiğine doğru yapılan her yürüyüşte aynılığı sezmek mümkün. Özell
... Devamı
09 şubat 2012 Basra

Üçüncü Film

Les amours imaginaire- Hayali Aşklar-Xavier Dolan

mantığın ötesindeki tek gerçek aşktır Alfred de Musset

Xaiver Dolan yine I Killed My Mother gibi hem yazmış, hem yönetmiş, bir de oynamış. Henüz izlemedim ama ilk filmin daha başarı bulanların sayısı az değil.

Hayali Aşklarşiir gibi bir film gerçekten, aşka içkin olan deliliğin hoş bir sorgulaması.

Eşcinsel bir erkek ve kendinden emin bir kadının ölümlülerin en güzeli Adonis e olan aşkları. Sanırım mitolojide de iki tanrı aynı anda ona aşık oluyorlardı. Zaten filmin bir yerlerinde yönetmenin de Adonisle Nicolası örtüştürdüğü bir sahne de var.

Filmde, iki sevgi biçiminin yani bir kadının bir erkeği sevmesiyle, bir erkeğin bir erkeği sevmesi arasında kurulmak istenen benzerlik, belki de ortada iki kişi yok dedirtecek kadar iyi verilmiş. Film boyunca her yürek atışında, her telaşta, her bekleyişte, her hayal kırıklığında, her merakta, sevdiğine doğru yapılan her yürüyüşte aynılığı sezmek mümkün. Özellikle son sahnede bakışlar, tavır, mimik, adım atış tıpatıp aynı.

Işık efektli Sevişme sahneleri de gerçekten inanılmaz bir hassasiyetle sunulmuş.Homofobik kişilere açılmış bir savaş gibi filmin orta yerinde durup duruyorlar. Bence yönetmen bu savaşıda çok doğru bir yerden, bir kadın erkek ilişkisine benzerliği üzerinde açıyor savaşı ve tüm homofobikleri hizaya sokuyor sanki. Ama bunu öylesine yumuşak yapıyor ki bu tartışmaya dair herkesin kafasındaki ezberleri zorluyor.

Dalida'nın Bang Bang şarkısının kullanıldığı yavaş çekim sahneler hiç bitmesin istiyor insan. Sanırım yönetmen en çok da vermek istediği benzerliğe vurgu yapmak için yavaş çekimi bir anlatım biçimi olarak seçmiş. Sevişme sahnelerinin de yavaş çekim olduğunu düşünürsek.

İsimsiz oyuncuların aşka dair paylaştıkları diyolaglar terapi gibi görünse de hiç rahatsız etmiyor. bir taraftan film içinde yürüyen tartışmayı zenginleştiriyorlar adeta.

Marie nin sigara üzerine yaptığı uzunca değerlendirme ise benim sigara ile kurduğum ilişkiyi tazeledi açıkçası. Sigarayı seviyorum. Sigara içmek sanki unutmak gibidir. Moralim dibe vurduğunda sigaram elimdeki tek şeydir. Yakarım, tüttürürüm ve sesimi keserim...Sigara duyguları saklar... sigara benim dirilmemi engeller. Beni hayatta tutar...Beni ölene kadar hayatta tutar...

DolanınHayali Aşıkların senaryosunu, başrolü paylaştığı iki arkadaşıyla daha fazla zaman geçirebilmek için yazdığı söyleniyor. Doğru olabilir mi acaba?

Xavier Dolan bence harika oynamış. Mimikleri, tavrı, davranışları, oynamamış daha çok yaşamış. Oyunculuğuda yönetmenliği kadar başarılı genç adamın.

Işıklandırma, film de sadece sevişme sahnelerinin hakimi değil fakat filmin genel ışığı da çok hoş geldi bana. Marie'nin yaptığıportakal rengi " yorumuna karşılık"mandalina!" çıkışı yönetmenin renk algısının bizimkinin çok üstünde olduğunu zaten gösteriyor da ...işte.

Ocakta yemegim var, gitmem lazim cümlesinin böyle bir filmde yeri olabileceğini düşünemezdim açıkçası. Ve bu kadar yürek burkan bir anlama gelebileceğini. En az gey olduğumu nasıl düşünürsün cümlesi kadar yaralayıcıydı.

Film hakkında yapılan yorumları okurken farkettim ki çoğu kişi the dreamers filmine benzetmiş filmi. Yönetmenin Evet esinlendim demek için de sanırım Louis Garrelrin bize göz kırptığı sahne ile bitiyor film. Ne güzel olmuş değil mi?
SPOILER
GİRİŞ YAP
Şifremi Unuttum!

ÜYE DEĞİL MİSİNİZ?

HEMEN ÜYE OLUN
Aktivasyon Mailim Gelmedi!
ŞİFREMİ UNUTTUM
AKTİVASYON MAİLİ GÖNDER
ÜYE OL