Paris'te Gece Yarısı Yorumları

Paris'te Gece Yarısı filmi detayları

@ebrar

12 yıl önce

görseliğinin, senaryonun, oyuncuların, kısacası filmin güzelliğinin yanında insanın kültürünü geliştiren bi film

@rinustalarin

13 yıl önce

6.5 / 10

Bilmiyorum da bazen çok fena teknik adam olup bu durumdan kurtulamıyorum. Aşırı mantıklı bir havaya bürünüp, işin teknik kısmına bakmaktan kendimi alamıyorum. Ancak bu her zaman kendi kendime yaptığım bir şey değil, bazen tetikleyici şeyler de olabiliyor.

1.si, Başrol oyuncularımız çok iyiydi. Özellikle Wilson, resmen döktürmüş de döktürmüş. Yanlız bazı yan oyuncuları da son derece yapay ve salak olamayan (yani salak olması gerekiyor aslında, senaryo öyle yazılmış, fakat bunu yapmaya çalışan bazı oyuncular, malesef rol yaptığını çok belli etmiş)

2.si, işin en teknik kısmına geliyorum, çok alakasız olsa da, Crazy, Stupid Love; The Proposal vs. ne kadar romantik- komedi idiyse, bu filmin alakası bile yoktu. Son 5 dakikasında bir olaya kahkahayı bastım o kadar. İşin romantik kısmına gelince de, aklıma Before the Sunset geldiğinden romantizmin sadece R'sini gene filmin sonunda tadabildim.

Kısacası, son 5 dakikasıyla film evet-romantik komedi.

3.sü ise en kritik konu ve bu sefer son 10
... Devamı
Bilmiyorum da bazen çok fena teknik adam olup bu durumdan kurtulamıyorum. Aşırı mantıklı bir havaya bürünüp, işin teknik kısmına bakmaktan kendimi alamıyorum. Ancak bu her zaman kendi kendime yaptığım bir şey değil, bazen tetikleyici şeyler de olabiliyor.

1.si, Başrol oyuncularımız çok iyiydi. Özellikle Wilson, resmen döktürmüş de döktürmüş. Yanlız bazı yan oyuncuları da son derece yapay ve salak olamayan (yani salak olması gerekiyor aslında, senaryo öyle yazılmış, fakat bunu yapmaya çalışan bazı oyuncular, malesef rol yaptığını çok belli etmiş)

2.si, işin en teknik kısmına geliyorum, çok alakasız olsa da, Crazy, Stupid Love; The Proposal vs. ne kadar romantik- komedi idiyse, bu filmin alakası bile yoktu. Son 5 dakikasında bir olaya kahkahayı bastım o kadar. İşin romantik kısmına gelince de, aklıma Before the Sunset geldiğinden romantizmin sadece R'sini gene filmin sonunda tadabildim.

Kısacası, son 5 dakikasıyla film evet-romantik komedi.

3.sü ise en kritik konu ve bu sefer son 10 dakikasına geliyoruz filmin. Orada bir şey söylendi ve hah sonunda filmin bağı çözüldü, helal dedim. Filmin esas mesajını orası sayesinde çözebildim. Aslında çözülmeyecek bir şeyi yok da, yönetmenin o çözümü bir şekilde vermesi gerekiyordu ve son derece başarıyla verdi.

4.sü, gene teknik bir konu, filmde zaman içerisinde bir karmaşa var. Az kaldı zamanda yolculuk mu yapıyorlar falan oldum. Sonra filmin açıklamalarına bakıyorum, alakası dahi yok. Her ne kadar bize onca ünlüyü çok hoş bir şekilde aktarmış ve aralarındaki muhabbetleri bize mükemmel aktarmış olsa da, gündüz olduğunda arkadaşlarına anlatması, işte o eski kitapçıdan aldığı kitap vb. Bana çok saçma geldi. Yani bu muhabbetleri bize çok daha güzel yollarla aktarabileceğini düşünüyorum. Bana biraz zorlama geldi açıkçası. Zaten tekniker moduna bürünmemin temel nedeni de buydu. :)

Sonuç olarak özgün ötesi ve aşırı sanatsal bir çalışma olmuş. Ben esas günümüzde geçen kısımları ile geçmişe bağdaştırılan bir çok şeyi mantık dışı buldum o kadar (Spoiler olmasın bu kısmı diye çok şey dedim :)

Benim beklentim daha uç noktalarda bir duygusallık, aşk mayetinde (bkz. Before the Sunset), ve daha çok kahkaha atacağım trajikomik sahnelerdi (bkz. Babam ve Oğlum)

İzlenmesi kesinlikle gerekiyor, ancak beni çok da benden almadı.

Belki de yanlış bir günde izledim... (65/100)

@akss

13 yıl önce

9 / 10

Ahh sırf o geçmişe özlem duygusu için bile izleyebilirim bu filmi,

Zaten yönetmeni için laf etmeye gerek yok, adamın hayal gücüne hayranım,

Oyuncular hele başrol çok iyi performans sergilemiş bence.

Hüzünlenerek gülerek düşünerek izledim bu filmi

ve bir kere daha sinemaya aşık oldum :)

@dithem

13 yıl önce

9 / 10

Filmi izlerken mutlu oldum resmen.Sırıta sırıta izledim.Ayrıca kültürümü de geliştirdi.İkinci kez izlerken durdurup bashedilen insanları da araştırdım.Paris hep hoş gelirdi bana,daha da sevdim..mutlaka izleyin

@mbayrakci

13 yıl önce

10 / 10

bu filmi izledikten sonra parise aşık oldum

@srhn

13 yıl önce

Bence güzeldi iyi yazmış Woody Allen , hem yüzünüzde hafif gülümsemeler de bırakıyor. en çok ta parisin gece sahneleri müthiş bide Gil'in yağmurda yürümeyi sevmesi ve özellikle paris sokaklarında.
S

@smurfette

13 yıl önce

şahsım adına ' en iyi film ' oscar ödülünü Midnight in Paris 'e verdim gitti :D mü-kem-mel-di !

@ibodirector

13 yıl önce

Midnight in Paris... Woody Allen; Whatever Works, You Will Meet a Tall Dark Stranger, Vicky Cristina Barcelona gibi etkisiz filmlerinin ardından turnayı tam gözünden vurduğu bir filmle karşımıza çıkmış. Paris şehrinin ihtişamlı görüntüleri eşliğinde Paris'in kültür fışkıran mekanlarında tarihi kişiliklerin boy göstermesine tanık olmak...Luis Bunuel - Salvador Dali göndermelerindeki zeka, yüksek sesle kahkaha atmama sebep oldu. Fakat, yine de birşeyler eksikti. Film bittiğinde suratım asıldı resmen. Bir rüyadan uyanmışım gibi hissettim kendimi. Keşke saatlerce akıp gitseydi görüntüler ve hiç bitmeseydi diye düşündüm.

@wdyfml

13 yıl önce

8.5 / 10

Gelecekte, 2016 olabilir sanırım, bir gün birisi 20. yy'ın sonlarını hayal edecek ve Paris'te seninle karşılaşınca 'İnanamıyorum, Woody Allen, sana hayranım, bence sen bir dahisin!' diyecek. Tabi bir iki saat sonra çok konuştuğun için fazla kalmaz büyük ihtimalle:) Ama gerçekten de öyle, Woody Allen sen bir dahisin!!!

@darkblack

13 yıl önce

8.5 / 10

vicky cristina barcelona tadında bir woody allen filmi. bunu beğenen onu da beğenir (ya da tam tersi).
SPOILER
GİRİŞ YAP
Şifremi Unuttum!

ÜYE DEĞİL MİSİNİZ?

HEMEN ÜYE OLUN
Aktivasyon Mailim Gelmedi!
ŞİFREMİ UNUTTUM
AKTİVASYON MAİLİ GÖNDER
ÜYE OL