Muhteşemdi. Film beni benden aldı. Filmi izlerken hissettiklerimi yazıya bile dökemiyorum. Sadece sizlere izleyip o büyülü anların tadını çıkarın diyebiliyorum. Emma Stone ve Ryan Gosling’in aralarındaki enerjinin uyumu mükemmel ve bu da filmin her saniyesine nakış gibi işlenmiş. Mutlaka izleyin!
senaryosu ve aşkı çok sıradan olsa da müzikleri ve görselliğiyle hoş birkaç saat geçirtiyor insana. bu kadar övgüye de yergiye de gerek yok diye düşünüyorum. ortalama bir film.
Bazı filmler vardır, sahneleri tek tek, tek başına etkili olmaktan ziyade sahneler ve olaylar bir araya geldikçe etkili olur, bu da o filmlerden birisiydi. Renk paleti ise sık sık Van Gogh tablolarını hatırlattı bana. "Filmde hiç klişe yok, aşırı orijinal bir hikaye" dersem tabi ki yalan olur, fakat en azından hikayenin bel kemiği klişe değil ve hikayenin anlatımı derli toplu ve abartısızdı.
Hayaller, gerçekler ve kabulleniş var filmde.Hepsinin acı ve tatlı yanlarına değiniyor. Bazı filmler vardır; tek bir mesaj ve düşünce üzerinde ilerler ve size vermek istediği budur. La La Land’in verdikleri ise tercihe bağlı olarak değişiyor. Ya hayallerinin peşinden gidersin ya da gerçekleri kabul edip bunlarla yaşamayı öğrenirsin. Ben çok gerçekçi buldum ve -hikayeden bağımsız- mutlu başlayıp hüzünle bitirdim. Çünkü Sebastian’ın içinde bulunduğu yalnızlık bir miktar canımı acıttı. Retro tatlar filme ayrı bir hava katmış ve seyir zevkini yükseltmiş. Müzikler elbette harika.
Ryan Gosling film boyunca çok çirkin ayakkabılar giyse de takım elbisesiyle çok şık gözüküyor. Üstelik parayı bulmasına rağmen arabasına sadık kalmasını sevdim. Sebastian karakterinin özeti gibiydi.
Emma Stone sevmem, ses tonuna dahi tahammül edemem. Sanırım kilo vermiş ve bir miktar çirkinleşmiş, ancak rolün hakkını vermiş. İkiliyi Crazy, Stupid, Love’da da sevmiştim.
Bu tür hikayeler genelde bir mutlu ve bir y... Devamı
Hayaller, gerçekler ve kabulleniş var filmde.Hepsinin acı ve tatlı yanlarına değiniyor. Bazı filmler vardır; tek bir mesaj ve düşünce üzerinde ilerler ve size vermek istediği budur. La La Land’in verdikleri ise tercihe bağlı olarak değişiyor. Ya hayallerinin peşinden gidersin ya da gerçekleri kabul edip bunlarla yaşamayı öğrenirsin. Ben çok gerçekçi buldum ve -hikayeden bağımsız- mutlu başlayıp hüzünle bitirdim. Çünkü Sebastian’ın içinde bulunduğu yalnızlık bir miktar canımı acıttı. Retro tatlar filme ayrı bir hava katmış ve seyir zevkini yükseltmiş. Müzikler elbette harika.
Ryan Gosling film boyunca çok çirkin ayakkabılar giyse de takım elbisesiyle çok şık gözüküyor. Üstelik parayı bulmasına rağmen arabasına sadık kalmasını sevdim. Sebastian karakterinin özeti gibiydi.
Emma Stone sevmem, ses tonuna dahi tahammül edemem. Sanırım kilo vermiş ve bir miktar çirkinleşmiş, ancak rolün hakkını vermiş. İkiliyi Crazy, Stupid, Love’da da sevmiştim.
Bu tür hikayeler genelde bir mutlu ve bir yalnızla bitiyor. Ben bunun böyle olmak zorunda olmadığına inanıyorum. O yüzden insanlar mutluluklarının kıymetini bilmeli. Filmdeki mevsim betimlemeleri çok özgün değildi, daha önce defalarca izlediğimiz bir şeydi belki ama bana bir arkadaşımın çok sevdiğim bir tesellisini hatırlattı : "Her kışın sonu bahardır." 8/10 ile başucuma ve "Sevgili ile izlenecek filmler" listeme aldım.
hakkındaki olumsuz yorumlardan etkilenerek izlemeyi baya ertelemişim bu filmi. izlerken şöyle bir süreç yaşadım: "o kadar da kötü değil sanki" -> "hiç fena değil" ->"güzel ya aslında, ben sevdim"
lakin böyle ilerlerken "niye ki niyeee" diyerek bitirdim izleyişimi. Sonunu çok yadırgadım ya, neden böyle oldu? Niçin böyle yaptın Damien?
"...because maybe I?m not good enough. Maybe I?m one of those people that has always wanted to do it, but it?s like a pipe dream for me." Mia’nın bu sözleri söylediği sahne, beni baya etkiledi. Hayal kırıklığıyla tanışık biri olarak gözyaşlarımı tutamadım. Sarılalım mı Mia :’)
@retaab
4 yıl önce
7.9 / 10
@sonuncuadam
4 yıl önce
10 / 10
@ravenna
4 yıl önce
@free_style
4 yıl önce
@tubarni
5 yıl önce
7.7 / 10
@216
5 yıl önce
7.5 / 10
@idekm
5 yıl önce
@stiff
7 yıl önce
8 / 10
Ryan Gosling film boyunca çok çirkin ayakkabılar giyse de takım elbisesiyle çok şık gözüküyor. Üstelik parayı bulmasına rağmen arabasına sadık kalmasını sevdim. Sebastian karakterinin özeti gibiydi.
Emma Stone sevmem, ses tonuna dahi tahammül edemem. Sanırım kilo vermiş ve bir miktar çirkinleşmiş, ancak rolün hakkını vermiş. İkiliyi Crazy, Stupid, Love’da da sevmiştim.
Bu tür hikayeler genelde bir mutlu ve bir y ... Devamı
Ryan Gosling film boyunca çok çirkin ayakkabılar giyse de takım elbisesiyle çok şık gözüküyor. Üstelik parayı bulmasına rağmen arabasına sadık kalmasını sevdim. Sebastian karakterinin özeti gibiydi.
Emma Stone sevmem, ses tonuna dahi tahammül edemem. Sanırım kilo vermiş ve bir miktar çirkinleşmiş, ancak rolün hakkını vermiş. İkiliyi Crazy, Stupid, Love’da da sevmiştim.
Bu tür hikayeler genelde bir mutlu ve bir yalnızla bitiyor. Ben bunun böyle olmak zorunda olmadığına inanıyorum. O yüzden insanlar mutluluklarının kıymetini bilmeli. Filmdeki mevsim betimlemeleri çok özgün değildi, daha önce defalarca izlediğimiz bir şeydi belki ama bana bir arkadaşımın çok sevdiğim bir tesellisini hatırlattı : "Her kışın sonu bahardır." 8/10 ile başucuma ve "Sevgili ile izlenecek filmler" listeme aldım.
@rabishko
7 yıl önce
@snijeg
7 yıl önce
7 / 10
lakin böyle ilerlerken "niye ki niyeee" diyerek bitirdim izleyişimi. Sonunu çok yadırgadım ya, neden böyle oldu? Niçin böyle yaptın Damien?
"...because maybe I?m not good enough. Maybe I?m one of those people that has always wanted to do it, but it?s like a pipe dream for me." Mia’nın bu sözleri söylediği sahne, beni baya etkiledi. Hayal kırıklığıyla tanışık biri olarak gözyaşlarımı tutamadım. Sarılalım mı Mia :’)