Gelmiş geçmiş en iyi filmlerden bir tanesidir bence yılda bir defa izlenmesi gerek. Konuşmadan da birşeyler anlatılabileceğini gösteren bu film günümüzdeki birçok filmden kat kat daha iyi. Sistem eleştirisini öyle bir işlemiş ki mükemmel.
Bundan 5-10 sene önceki filmlerinde espri ve komedi anlayışı değiştiği için güldüremezken 1936 yapımı bir filmin bugün bile güldürebilmesi ne kadar büyük ve kaliteli bir film olduğunu gösteriyor.Üstelik bunu sessiz bir şekilde yapması çıtayı daha da yükseltiyor.Daha da üstünü söyleyeyim iş sektörü ve özellikle sanayi ve insanların giderek makineleşmesini o dönemden bile nokta atışı ile anlatması bence mükemmel bir olay.Ve bugüne kadar en ufak yol alınamamış olması ve hala filmdeki gibi bir işleyişin olması da acınası bir gerçek. Kısaca anlatmak gerekirse Chaplin yapmış bize de izlemek ve şaşırmak düşer.
Sonunda ilk Charlie Chaplin filmimi izledim. Uzun bir süre onun filmlerinden devam etmeye karar verdim. Filmin üzerinden neredeyse 80 yıl geçmiş fakat bence halen seyircisini güldürebiliyor düşündürtebiliyor. 80 yılda pek de bir şey değişmemiş dedirtti maalesef. Gönül isterdi ki bak görüyor musun eskiden çalışma şartları ne kadar kötüymüş bla bla demek fakat maalesef çok fazla halen bir değişiklik olmamış. Bu değişikliğin olmaması hangi düşünce biçiminin (!) suçu?
Elalem biliyor madem, biz de bilek. Ben de yeni öğrendim.
Luc ve Jean-Pierre Dardenne kardeşler, zamanında, aşağıdaki resmin, kapitalizmin çarkları arasında ezilen işçi olarak görülebileceği gibi, Kameranın içindeki mekanizmalarda yol alan film şeridi olarak da yorumlanabileceğini söylemişler de sanat camiası biz nasıl oldu da onca sene bunu düşünemedik diye küçük dilini yutmuş. O zamanlar dijital kamera da yok. Chaplin zamanında söylememiş bu numarayı tabii ki. İzleyiciler kendileri bulsunlar istemiş ama ancak aradan onlarca yıl geçtikten sonra, bu iki kardeş tarafından, farklı bir gözle bakılarak keşfedilip bu şekilde yorumlanabilmiş söz konusu imge. Deha'nın kıymeti geç anlaşılır. Chaplin ise, bu tekil imaj üzerinden; artık Kültür Endüstrisine mi uzanırsınız, Yaratıcı sanatçının teknoloji ile ilişkisi üzerine sosyo-ekonomik çıkarımlar mı yaparsınız, başka sığ ya da derin sularda mı yüzersiniz siz bilirsiniz demiş ve kenara çekilmiş sanki. Madeninde hala rezerv var Sevgili Şarlo.
G... Devamı
Elalem biliyor madem, biz de bilek. Ben de yeni öğrendim.
Luc ve Jean-Pierre Dardenne kardeşler, zamanında, aşağıdaki resmin, kapitalizmin çarkları arasında ezilen işçi olarak görülebileceği gibi, Kameranın içindeki mekanizmalarda yol alan film şeridi olarak da yorumlanabileceğini söylemişler de sanat camiası biz nasıl oldu da onca sene bunu düşünemedik diye küçük dilini yutmuş. O zamanlar dijital kamera da yok. Chaplin zamanında söylememiş bu numarayı tabii ki. İzleyiciler kendileri bulsunlar istemiş ama ancak aradan onlarca yıl geçtikten sonra, bu iki kardeş tarafından, farklı bir gözle bakılarak keşfedilip bu şekilde yorumlanabilmiş söz konusu imge. Deha'nın kıymeti geç anlaşılır. Chaplin ise, bu tekil imaj üzerinden; artık Kültür Endüstrisine mi uzanırsınız, Yaratıcı sanatçının teknoloji ile ilişkisi üzerine sosyo-ekonomik çıkarımlar mı yaparsınız, başka sığ ya da derin sularda mı yüzersiniz siz bilirsiniz demiş ve kenara çekilmiş sanki. Madeninde hala rezerv var Sevgili Şarlo.
Godard ne demişti : " ce n'est pas une image juste c'est juste une image " ( Bu bir doğru imge değil, bu sadece bir imge ) Çünkü imge kancıktır. İhanet eder. Aha ha...
Ayrıca, Link'deki sekans'ı incelersek, tüm bu üretim sürecinin, bir filmin çekilebilmesi için harcanan insan emeğinin metaforu olduğunu da görebiliriz. Film çekildikçe, emekçilerin üretimlerini film şeridi üzerine adeta kazımalarının temsili olarak da düşünebiliriz. Modern Zamanlar'da, film olarak, kendi kendine referans veren Postmodern bir Über-Metafor. ( Daha Postmodernizm falan yok piyasada! Toynbee, anca 1939'da ciddi ciddi bahsetmeye başlamıştı bundan! ) Ekran'daki Büyük Birader de, filmin zamanında yetişmesi için baskı kuran Hollywood yapımcısı olmasın sakın! Montaj hattı zorla hızlandırıldığı anda filmin temposu da hızlanmıyor mu? ( O zaman daha Büyük Birader de yoktu! Yazılmamıştı ki henüz! ) Ağlamak istiyorum sayın seyirciler ama bi gülme geliyo.
chaplin’in bu filmde söyleyip dans ettiği şarkı (var mı bi ismi bilmiyorum) bana göre bir meydan okumadır... çünkü yıllardan 1936’dır yani ilk sesli film olan ’the jazz singer’ın üstürden (1927-1936) dokuz sene geçmiştir. zaten filmlerin sesli çeklimeye başlanmasıyla chaplin de eleştirilir olmuştur ’neden hala sessiz filmler çekiyorsun yeaa" diyerek.. bu yeni teknolojik bişe çıkınca eskisini itin götüne sokma hadisesi bugün bizlerin de sıklıkla yaptığı bişeydir.. yeni telefon çıkınca hemen saldıranlarla "tiyatro ölmüş bi sanat yeaa" diyenler aynı insanlardır mesela..
oysaki chaplin kendi tipi TRAMP’in ( biz şarlo diyoruz) konuşursa sıradanlaşacağını savunmaktadır... neyse işte modern times’ta minik bi iki söz ( patro’nun tuvalette monitörden belirmesi) vardır ama chaplin henüz konuşmamıştır.. yani şarkı sahnesi, dünyanın ilk defa TRAMP’ in ağzından söz duyacağı andır.. sahneyi anlatmaya gerek var mı bilmiyorum, yorumu buraya kadar okuduysanız zaten filmi izlemişsiniz demektir, tramp S... Devamı
chaplin’in bu filmde söyleyip dans ettiği şarkı (var mı bi ismi bilmiyorum) bana göre bir meydan okumadır... çünkü yıllardan 1936’dır yani ilk sesli film olan ’the jazz singer’ın üstürden (1927-1936) dokuz sene geçmiştir. zaten filmlerin sesli çeklimeye başlanmasıyla chaplin de eleştirilir olmuştur ’neden hala sessiz filmler çekiyorsun yeaa" diyerek.. bu yeni teknolojik bişe çıkınca eskisini itin götüne sokma hadisesi bugün bizlerin de sıklıkla yaptığı bişeydir.. yeni telefon çıkınca hemen saldıranlarla "tiyatro ölmüş bi sanat yeaa" diyenler aynı insanlardır mesela..
oysaki chaplin kendi tipi TRAMP’in ( biz şarlo diyoruz) konuşursa sıradanlaşacağını savunmaktadır... neyse işte modern times’ta minik bi iki söz ( patro’nun tuvalette monitörden belirmesi) vardır ama chaplin henüz konuşmamıştır.. yani şarkı sahnesi, dünyanın ilk defa TRAMP’ in ağzından söz duyacağı andır.. sahneyi anlatmaya gerek var mı bilmiyorum, yorumu buraya kadar okuduysanız zaten filmi izlemişsiniz demektir, tramp SÖZLERİ UNUTTUĞU İÇİN şarkının sözlerini manşetine yazar sonra onlar kazara kolundan fırlar, (dahice yahu), ve izleyicilerin homurdanmaları yükselmeye başlar.. sesli filmler için homurdanmalardır onlar aslında.. ve TRAMP’in ağzından çıkan ilk sözler tamamen anlamsız, hiçbir dilde karşılığı olmayan sözlerdir (yorumlarda baktım biri italyanca yazmış, değil) fakat PANDOMİMle şarkıda olan biteni anlatmaktadır.. bence de ’ben böyle anlatabiliyorum, benim sanatım budur" demektir.. bu meydan okuma değil de nedir..? di mi efendim?
zaten daha sonra chaplin de dayanamamış heralde TRAMP konoşursa ölür bare hayırlı bi iş için öldüriiim diyerek "GREAT DICTATOR" filminde tramp’i konuşturmuştur.. o da zaten TRAMP’li son filmidir..
Kapitalizmin çarkları arasında hepimiz kayboluyoruz. Charles Chaplin bunu en güzel şekilde anlatmış. Hatta somut yaşantı düzeyine indirmiş ki herkes anlasın diye.
Filmde sıradan insanların hayatı üzerine de yaptığı göndermelere de ayrıca dikkat çekilmeli hepimizin ilk fikri işe girince bir ev almalıyım şeklinde.
Gelmiş geçmiş en iyi filmler arasında gösterilen ''Modern Zamanlar'' şüphesiz ki sahip olduğu yeri, ciddi bir biçimde ele almış olduğu sistem eleştirisine borçludur.Kapitalizmin öğretisi doğrultusunda hızla gelişen sanayileşme ve beraberinde getirdiği işçinin makineleşme süreci filmin ana temasını oluşturur.Klasik bir şarlo parodisinden ibaret olan film kara mizahın en güzel örneklerinden biridir.Modern topluma ve makina çağına getirilen bu eleştirileri kara mizah olarak adlandırıyor olmamın sebebi ise her ne kadar mübalağalı bir anlatımmış gibi dursada gerçeklerden pek de uzak bir görüntü çizmememesidir.Hiç bir şekilde duraklamaya müsade etmeyen sürekli ve kesintisiz bir üretimin hedeflendiği bu çağda, şarlonun yüzüne konan sineği bile kovacak kadar kendine vakit ayıramaması bunun en güzel örneği olarak karşımıza çıkmaktadır. Bırakın 1930 ' ları günümüzde dahi amiyane tabirle ''başını kaşıyacak'' vakit bulamayan işçinin durumu ortadadır.Filmin bir diğer çarpıcı tasviri ise elindeki iş... Devamı
Gelmiş geçmiş en iyi filmler arasında gösterilen ''Modern Zamanlar'' şüphesiz ki sahip olduğu yeri, ciddi bir biçimde ele almış olduğu sistem eleştirisine borçludur.Kapitalizmin öğretisi doğrultusunda hızla gelişen sanayileşme ve beraberinde getirdiği işçinin makineleşme süreci filmin ana temasını oluşturur.Klasik bir şarlo parodisinden ibaret olan film kara mizahın en güzel örneklerinden biridir.Modern topluma ve makina çağına getirilen bu eleştirileri kara mizah olarak adlandırıyor olmamın sebebi ise her ne kadar mübalağalı bir anlatımmış gibi dursada gerçeklerden pek de uzak bir görüntü çizmememesidir.Hiç bir şekilde duraklamaya müsade etmeyen sürekli ve kesintisiz bir üretimin hedeflendiği bu çağda, şarlonun yüzüne konan sineği bile kovacak kadar kendine vakit ayıramaması bunun en güzel örneği olarak karşımıza çıkmaktadır. Bırakın 1930 ' ları günümüzde dahi amiyane tabirle ''başını kaşıyacak'' vakit bulamayan işçinin durumu ortadadır.Filmin bir diğer çarpıcı tasviri ise elindeki işi yetiştiremeye çalışan şarlonun üretim bandından kayarak tabiri caizse ''kapitalizmin çarkları'' arasında ezilmesidir.İşçilerin yemek yeme sürelerini daha da kısıtlmak adına getirilen yemek makinası her ne kadar şarlonun başına gelenler sonucu gülmemize vesile olmuşsa da,durdurak bilmeyen üretimin işçiyi değersizleştiren, işçiyi insan olmaktan soyutlayan ve işçiyi sadece üretimin bir parçası olarak gören sistemin mizah yüklü anlatımınından başka birşey değildir.
@ibrahimguney45
2 yıl önce
10 / 10
@filmist
2 yıl önce
8.3 / 10
Kısaca anlatmak gerekirse Chaplin yapmış bize de izlemek ve şaşırmak düşer.
@samsaara
3 yıl önce
9.1 / 10
@hrarchon
4 yıl önce
@didemkalayci
5 yıl önce
@princhard
9 yıl önce
Luc ve Jean-Pierre Dardenne kardeşler, zamanında, aşağıdaki resmin, kapitalizmin çarkları arasında ezilen işçi olarak görülebileceği gibi, Kameranın içindeki mekanizmalarda yol alan film şeridi olarak da yorumlanabileceğini söylemişler de sanat camiası biz nasıl oldu da onca sene bunu düşünemedik diye küçük dilini yutmuş. O zamanlar dijital kamera da yok. Chaplin zamanında söylememiş bu numarayı tabii ki. İzleyiciler kendileri bulsunlar istemiş ama ancak aradan onlarca yıl geçtikten sonra, bu iki kardeş tarafından, farklı bir gözle bakılarak keşfedilip bu şekilde yorumlanabilmiş söz konusu imge. Deha'nın kıymeti geç anlaşılır. Chaplin ise, bu tekil imaj üzerinden; artık Kültür Endüstrisine mi uzanırsınız, Yaratıcı sanatçının teknoloji ile ilişkisi üzerine sosyo-ekonomik çıkarımlar mı yaparsınız, başka sığ ya da derin sularda mı yüzersiniz siz bilirsiniz demiş ve kenara çekilmiş sanki. Madeninde hala rezerv var Sevgili Şarlo.
G ... Devamı
Luc ve Jean-Pierre Dardenne kardeşler, zamanında, aşağıdaki resmin, kapitalizmin çarkları arasında ezilen işçi olarak görülebileceği gibi, Kameranın içindeki mekanizmalarda yol alan film şeridi olarak da yorumlanabileceğini söylemişler de sanat camiası biz nasıl oldu da onca sene bunu düşünemedik diye küçük dilini yutmuş. O zamanlar dijital kamera da yok. Chaplin zamanında söylememiş bu numarayı tabii ki. İzleyiciler kendileri bulsunlar istemiş ama ancak aradan onlarca yıl geçtikten sonra, bu iki kardeş tarafından, farklı bir gözle bakılarak keşfedilip bu şekilde yorumlanabilmiş söz konusu imge. Deha'nın kıymeti geç anlaşılır. Chaplin ise, bu tekil imaj üzerinden; artık Kültür Endüstrisine mi uzanırsınız, Yaratıcı sanatçının teknoloji ile ilişkisi üzerine sosyo-ekonomik çıkarımlar mı yaparsınız, başka sığ ya da derin sularda mı yüzersiniz siz bilirsiniz demiş ve kenara çekilmiş sanki. Madeninde hala rezerv var Sevgili Şarlo.
Godard ne demişti : " ce n'est pas une image juste c'est juste une image " ( Bu bir doğru imge değil, bu sadece bir imge ) Çünkü imge kancıktır. İhanet eder. Aha ha...
https://www.youtube.com/watch?v=ANXGJe6i3G8
( Link'de 2:26 )
Ayrıca, Link'deki sekans'ı incelersek, tüm bu üretim sürecinin, bir filmin çekilebilmesi için harcanan insan emeğinin metaforu olduğunu da görebiliriz. Film çekildikçe, emekçilerin üretimlerini film şeridi üzerine adeta kazımalarının temsili olarak da düşünebiliriz. Modern Zamanlar'da, film olarak, kendi kendine referans veren Postmodern bir Über-Metafor. ( Daha Postmodernizm falan yok piyasada! Toynbee, anca 1939'da ciddi ciddi bahsetmeye başlamıştı bundan! ) Ekran'daki Büyük Birader de, filmin zamanında yetişmesi için baskı kuran Hollywood yapımcısı olmasın sakın! Montaj hattı zorla hızlandırıldığı anda filmin temposu da hızlanmıyor mu? ( O zaman daha Büyük Birader de yoktu! Yazılmamıştı ki henüz! ) Ağlamak istiyorum sayın seyirciler ama bi gülme geliyo.
@pengvn
9 yıl önce
10 / 10
oysaki chaplin kendi tipi TRAMP’in ( biz şarlo diyoruz) konuşursa sıradanlaşacağını savunmaktadır... neyse işte modern times’ta minik bi iki söz ( patro’nun tuvalette monitörden belirmesi) vardır ama chaplin henüz konuşmamıştır.. yani şarkı sahnesi, dünyanın ilk defa TRAMP’ in ağzından söz duyacağı andır.. sahneyi anlatmaya gerek var mı bilmiyorum, yorumu buraya kadar okuduysanız zaten filmi izlemişsiniz demektir, tramp S ... Devamı
oysaki chaplin kendi tipi TRAMP’in ( biz şarlo diyoruz) konuşursa sıradanlaşacağını savunmaktadır... neyse işte modern times’ta minik bi iki söz ( patro’nun tuvalette monitörden belirmesi) vardır ama chaplin henüz konuşmamıştır.. yani şarkı sahnesi, dünyanın ilk defa TRAMP’ in ağzından söz duyacağı andır.. sahneyi anlatmaya gerek var mı bilmiyorum, yorumu buraya kadar okuduysanız zaten filmi izlemişsiniz demektir, tramp SÖZLERİ UNUTTUĞU İÇİN şarkının sözlerini manşetine yazar sonra onlar kazara kolundan fırlar, (dahice yahu), ve izleyicilerin homurdanmaları yükselmeye başlar.. sesli filmler için homurdanmalardır onlar aslında.. ve TRAMP’in ağzından çıkan ilk sözler tamamen anlamsız, hiçbir dilde karşılığı olmayan sözlerdir (yorumlarda baktım biri italyanca yazmış, değil) fakat PANDOMİMle şarkıda olan biteni anlatmaktadır.. bence de ’ben böyle anlatabiliyorum, benim sanatım budur" demektir.. bu meydan okuma değil de nedir..? di mi efendim?
zaten daha sonra chaplin de dayanamamış heralde TRAMP konoşursa ölür bare hayırlı bi iş için öldüriiim diyerek "GREAT DICTATOR" filminde tramp’i konuşturmuştur.. o da zaten TRAMP’li son filmidir..
@seko
10 yıl önce
Filmde sıradan insanların hayatı üzerine de yaptığı göndermelere de ayrıca dikkat çekilmeli hepimizin ilk fikri işe girince bir ev almalıyım şeklinde.
Puanım: 8
@otlu_kek
10 yıl önce
8.3 / 10
@mrk
11 yıl önce