Anayurt Oteli Yorumları

Anayurt Oteli filmi detayları

@p666olina

4 ay önce

9.7 / 10

Kemiklere kadar inen o boşluğu ve yalnızlığı, acımayıp esen soğuk rüzgarmış gibi hissettim. Unutulmak istenen eski rüya gibi. Çok derinlere vuran notalar gerginlik içerisinde tuttu beni hep. Anlatılamayan ,gizli olduğu için özel değil ,özel olduğu için gizli hissler gibi.
 Susmayıp konuşmamak. Sevdiğini sadece boşlukla paylaşabilmek ,kalbine gömmek. Bitmeyen ve nedenini bilmeden bekleyiş içerisinde olmak. Günden güne değişmeyen hayat. Rüya ile uyanıklık arasında yaşam. Var olup yaşayamamak. 
İz bırakan ,yankılanan ,baş ağrısı yapan düşünceler kadar ağır bir gösterim. Sözlerle aktaralayamayacak kadar etkileyici bu yorumum bile o derinliği anlatamaz. İntihar sahnesi ve sonrası eşsizdi..

@blackbrust

1 yıl önce

Bir gece vakti trt 2 de izledigim film ömer kavur sinemasinin da başyapıtı. Uzun uzadiya elestiri yapilacak detaylarla dolu film derin bir psikolojik altyapiya sahip. Filmi ve kitabi begenmeyenlerin ne tür seyleri sevdigini bilirsiniz.

"ne oldu? yapmayı unuttuğu bir şeyi mi anımsadı birden? ya da yeryüzünde tek gerçek değerin kendisine verilmiş bu olağanüstü yaşam armağanını korumak her şeye karşın sağ kalmak...

@naksidil

4 yıl önce

9.3 / 10

" Maşatlık taşı sensin ulan ! " ( çok zor bir sahne içerden yıkıyor insanı )
Psikolojik gerilim türünde mutlaka izlenilmesi gereken filmlerimiz arasında. Zebercet’in dünyasına okuyarak da girilmeli..
O

@ozcangazan

4 yıl önce

10 / 10

Dikkatlice seyredildiğinde sessiz ortamda efsane filmler arasında yerini alabilecek bir Ömer Kavur şaheseridir.

@geppetto

5 yıl önce

7.5 / 10

Bu filmde Türkiye sinemasının en çok hakkı yenilen ve en iyi oyuncusu tartışmalarında adı geçmeyen fakat bana göre en iyi oyuncusu olan Macit Koper oynuyor. Zebercet rolü oynanması çok zor bir rol çünkü tiyatrodaki oyunculuk hiçbirine haiz değil. Macit Koper bu işin altından çok iyi kalkıyor. Tabi bunda Fransa'da eğitim alan Ömer Kavur'un ve Robert Bresson öğretilerinin payı büyük.

@darknov4

5 yıl önce

10 / 10

restorasyonlu hali ile izlemek bir başka güzel

@bird_one

5 yıl önce

Ufak tefek noktalar dışında neredeyse birebir bir uyarlama. Macit Koper ise ilk gördüğümde kafamdaki Zebercet’e uymasa da şu anda benim için sadece Zebercet.
M

@michail_haneke

7 yıl önce

saydemir@gazeteduvar.com.tr

Anayurt Oteli ya da bir toplum nasıl ?ruh hastası? oldu Türkiye sinemasının en önemli filmlerinden ?Anayurt Oteli? restore edilmiş kopyasıyla yeniden sinemalarda. Filme bugünden bakınca Türkiye?nin modernleşme serüveninin sancılarını Zebercet?in kimliğinde seyirciye aktarmakta oldukça maharetli olduğu bir kez daha görülüyor. ?Anayurt Oteli? seyirciyle buluştuğu 1987 yılından bu yana yapılan ?Türkiye sinemasının en iyi filmleri? listesinde çoğunlukla kendisine ilk onda yer bulmayı başaran bir yapıt. Bunda filme kaynaklık eden Yusuf Atılgan?ın aynı adlı romanının gücü kadar ülke sinemasının en özel yönetmenlerinden birisi olan Ömer Kavur?un da payı var hiç kuşku yok ki. Çünkü filmin kahramanı Zebercet o güne kadar sinemamızda alışık olmadığımız bir tip olarak karşımıza çıkmıştı. Türkiye sineması, daha çok ?durum/ hikaye? anlatısı kalıbı üzerine şekillenen bir yapıya sahip. Asıl olarak hikayeye odaklanan ve karakterleri
... Devamı
saydemir@gazeteduvar.com.tr

Anayurt Oteli ya da bir toplum nasıl ?ruh hastası? oldu Türkiye sinemasının en önemli filmlerinden ?Anayurt Oteli? restore edilmiş kopyasıyla yeniden sinemalarda. Filme bugünden bakınca Türkiye?nin modernleşme serüveninin sancılarını Zebercet?in kimliğinde seyirciye aktarmakta oldukça maharetli olduğu bir kez daha görülüyor. ?Anayurt Oteli? seyirciyle buluştuğu 1987 yılından bu yana yapılan ?Türkiye sinemasının en iyi filmleri? listesinde çoğunlukla kendisine ilk onda yer bulmayı başaran bir yapıt. Bunda filme kaynaklık eden Yusuf Atılgan?ın aynı adlı romanının gücü kadar ülke sinemasının en özel yönetmenlerinden birisi olan Ömer Kavur?un da payı var hiç kuşku yok ki. Çünkü filmin kahramanı Zebercet o güne kadar sinemamızda alışık olmadığımız bir tip olarak karşımıza çıkmıştı. Türkiye sineması, daha çok ?durum/ hikaye? anlatısı kalıbı üzerine şekillenen bir yapıya sahip. Asıl olarak hikayeye odaklanan ve karakterlerin de bu hikayeler içinde şekillendiği bu estetik Yeşilçam geleneğinin de omurgasını oluşturuyordu. Metin Erksan?ın özellikle ?Sevmek Zamanı?nda bu yapıyı bozma girişimiyle başlayan süreç, 70?li yıllarda ilk filmlerini üreten genç kuşak yönetmenlerle gelişmişti. Ancak ?Anayurt Oteli?, karakterin bizzat hikayenin kendisi haline geldiği, onun davranışlarının hikayenin geçmiş ve geleceğine dair ipuçları verdiği bir film olarak bu sürecin de zirvesini oluşturur. Bu yüzden kimi sinema tarihçileri eserin Türkiye?de ?karakter odaklı? ilk film olduğunu yazarlar. Haksız da sayılmazlar. ?Anayurt Oteli? yalnızca iyi bir film olduğu için değil, kendisinden sonraki, yani Reha Erdem, Zeki Demirkubuz, Nuri Bilge Ceylan ve Derviş Zaim?in başını çektiği kuşağın sinemasının da ?kurucu öznesi? olarak kabul edilebilir. ROMANA KÜÇÜK DOKUNUŞLAR Yusuf Atılgan?ın romanı 1973 yılında yayımlanmıştı ve 60?lı yıllarda geçiyordu. Ancak Ömer Kavur filmin çekildiği zamanda yani 1980?lerde geçmesini istediği için bazı değişiklikler yapmak ister. Senaryo Atılgan tarafından da beğenilince film çekilir. Bu değişiklikler hikayenin özünü bozmaz hatta onun zamanını daha da genişletir. Film genç bir kadının Anayurt Oteli?nin kapısından girip yer olup olmadığını sormasıyla açılır. Jenerik girer ve Zebercet ile tanışırız. Babadan yadigar bu oteli işletmektedir. Zebercet bir çırpıda hayatını anlatır seyirciye. 1950?de doğmuştur. Annesini 1960 yılında sünnet olduğu gün kaybetmiştir. 1971?de askerden döner ve babasının öldüğü 1980 yılından bu yana oteli işletmektedir. Dikkatli okur bu tarihlerin Türkiye için anlamını hemen fark etmiştir. Zebercet, Demokrat Parti iktidar olduğunda doğar, 1960 darbesinde annesini, 1980 darbesinde babasını kaybeder. Askerden döndüğü yıl ise muhtıra verilmiştir. Filmin zamanla kurduğu ilişki bununla kalmaz. Daha sonra konağın 1839?da yani Tanzimat Fermanı?nın ilan edildiği tarihte yapıldığını ve 1923?ten yani Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren de otel olarak kullanıldığını öğreniriz. Bütün bu tarihler Türkiye?nin modernleşme/demokratikleşme sürecinin ilerleme-kesintiye uğrama aşamalarını gösterir. Böylece Zebercet?in nasıl bir sürecin içinden çıkarak olduğu noktaya geldiğini anlarız. Zebercet, Türkiye?dir! ÖRSELENMİŞ BİR ?RUH? OLARAK ZEBERCET Bu olguları alt alta sıraladığımızda ortada ?didaktik? bir roman ve film olması gerektiği sonucuna varılabilir. Fakat öyle değildir. Yusuf Atılgan?ın karakter derinliği ile Ömer Kavur?un sinema dehası birleştiğinde bambaşka bir anlatı çıkar ortaya. Bütün bu tarihler, filmin ana ögesini oluşturmazlar. Film bu tarihlerde neler olduğunu hatırlatır seyirciye ve karakterine odaklanır asıl olarak. Kavur, Zebercet?in geçmişine dair anlattıklarının bir kısmını kullanmamıştır filmde ama bu boşluklar görsel olarak başarıyla doldurur. Otel tam da 1980 sonrası Türkiye?nin bir yansıması gibi kurulmuştur. Zebercet?in arada sırada cinsel ihtiyaçlarını gidermek için de istismar ettiği temizlikçi Zeynep, tedirginliği her halinden belli olan yaşlı bir müşteri, hayvan tüccarları, memurlar, seks işçileri vb. gelip geçer her gün otelden. Ancak Zebercet, filmin açılışında gördüğümüz ve bir hafta sonra döneceğini söyleyen kadını beklemektedir. Bekleyiş uzadıkça Zebercet?in davranışları da değişmeye başlar. Otelden fazla uzaklaşmayan, yalnız, tekinsiz ve cinsel açıdan tatminsiz bir adamdır. Müşteriler hakkında tahminlerde bulunur, onların geçmiş ve geleceklerine dair yorumlar yapar. Gizemli kadının gelişi geciktikçe Zebercet?in ruh sağlığı da bozulacaktır. Oteli kapatır ve insanların arasına karışmayı dener ancak gittiği hiçbir yerde yalnızlık ve kaybolmuşluk duygusunu üzerinden atamaz. Film, Zebercet?in nadiren sokağa çıktığı sahnelerden ikisiyle de dikkat çeker. İlki Cumhuriyet bayramı kutlamasıdır. Zebercet ilgilenmez kutlamalarla, şöyle bir bakıp geçer. İkinci sahne bir pazar yerindedir, muhtemelen bir camiden gelen dua sesi nedeniyle herkes ellerini açmış ?Amin? demektedir. Zebercet ellerini nereye koyacağını, nasıl açacağını bilemez. Yani bununla da ilgilenmemektedir. TOPLUMSAL DELİLİĞİN İZDÜŞÜMÜ Zebercet, Tanzimat?tan bugüne bir türlü tamamlanamamış, sivil/askeri müdahalelerle kesintiye uğramış çarpıtılmış modernleşme/demokratikleşme süreçlerinin hüküm sürdüğü bir ülkenin neden bu kadar arada derede kaldığını anlayamayan bireyidir aslında. Kendisini ne cumhuriyete ait hisseder ne de dine. Ne geleneklerinden kopabilmiştir ne de modern ilişkiler yaşayacak kadar gelişebilmiştir. Geçmişini travmalar, bugününü bekleyişler belirler ama gelecek yoktur hayatında. ?Anayurt Oteli? bir roman ve bir kitap olarak bütün bu ağır yükü, politik bir metinle değil, bu toplumsal hafızanın ?sıradan? bir insanın psikolojisi üzerinde yarattığı yıkımla anlatmayı başarır. ?Anayurt Oteli?ni ülke tarihinin en iyi filmlerinden birisi yapan ve bugünkü ?insan ruhunu anlamaya çalışan? filmlerden ayıran şey de budur! ?Anayurt Oteli? birçok kereler izlenmeyi hak eden bir film, okunması gereken bir roman.

@aylakmadame

7 yıl önce

Yıllar sonra tekrar izledim.Biliyorum bir eşik sonra tekrar izlerim.Düğüm noktası hala aynı: Yusuf Atılgan'a mı,Ömer Kavur'a mı,Macit Koper'e mi hayran olmalı? Ah Canım Zebercet...
S

@skynyrd

7 yıl önce

10 / 10

Yeniden beyaz perdede.. fırsatı kaçırmayın ;)
SPOILER
GİRİŞ YAP
Şifremi Unuttum!

ÜYE DEĞİL MİSİNİZ?

HEMEN ÜYE OLUN
Aktivasyon Mailim Gelmedi!
ŞİFREMİ UNUTTUM
AKTİVASYON MAİLİ GÖNDER
ÜYE OL