Son zamanlarda izlediğim en iyi türk filmiydi. bu filmi de eleştirenler, beğenmeyenler çoğunlukta yine. cidden hiç anlamıyorsunuz bu işlerden :) kategorilerde en çok işaretlenen "oyuncular çok iyi" olmuş, tam tersine yönetmen çok iyi. hikaye, kurguyla o kadar iyi akıyor ki bu filme ortalama üstü çoğu oyuncu uyardı zaten. keşke daha önce izleseydim.
Zamanında kesilmeyen ve gereksiz uzayan kadrajlar, havada kalan bir senaryo ve minimal olacağım diye filmi yanlış yerlere götürme. sinemasal zaman kavramı katledilmiş. her sahne gereğinden 3-5 saniye daha uzun. manzara göstereceğim diye iyi oynayan oyuncular ve hikaye arka plana atılmış. yazık olmuş.
kadının kusma sahnesinde bile arka plandaki güzel manzara gösterilmek isteniyor. kadın planın içinde ufacık kalıyor. orada hamile bir kadının kusmasını,fiziksel halini görmemiz gerekmez mi? zannımca kamera olması gereken yerden çok uzakta ve bu tüm filme sirayet etmiş
Filmde iki kırılma anı var bana göre. İkisi de oldukça sert, acımasız. Ve de çok başarılı. "Suçluluk" duygusunu iliklerine kadar taşıyan iki insanın "çakışması" ve fırtına sonrası sessizlik...
Yönetmenin tarzını da, bakış açısını da çok sevdim.
İyi oyunculuklar bile, filmdeki anlatımın görsel başarısının güçlü bir senaryo ile desteklenememiş olması nedeniyle ana karakterlerin hikayelerinin ortaya çıkışında göze batan söze dayalı, taraflı bakışın sergilenmesine engel olamamış.
Son yıllarda yerli sinemada "Derin Düşünce (2011)" ve "Atlıkarınca (2011)" ile birlikte tabusal bir konu olan ensestin ele alınıyor ve tartışılıyor olması filmin en önemli olumluluğu. Ancak "Atlıkarınca" filminde olduğu gibi bu filmde de yaşanılanların yok sayılıp görmezden gelinmesi yerine SUSMAYIN, HAYKIRIN mesajını verme amacının ön plana çıkarılmayışı da filmin en önemli eksikliği. Sadelik ile sıradanlık kavramlarının karışmasıyla iki cümleyle özetlenebilen ama üzerinde uzun uzadıya konuşulabilir bir film olamamış.
Görünen yüzündeki tüm bu olumsuzluklara karşın dikkatlerden kaçan önemli bir konuyu gündeme almış olması aslında filmin asıl artısı; dayı, baba, patron ve hatta ve hatta ve özellikle iyi yürek timsali Nihat bile erkek egemen toplumun bas... Devamı
İyi oyunculuklar bile, filmdeki anlatımın görsel başarısının güçlü bir senaryo ile desteklenememiş olması nedeniyle ana karakterlerin hikayelerinin ortaya çıkışında göze batan söze dayalı, taraflı bakışın sergilenmesine engel olamamış.
Son yıllarda yerli sinemada "Derin Düşünce (2011)" ve "Atlıkarınca (2011)" ile birlikte tabusal bir konu olan ensestin ele alınıyor ve tartışılıyor olması filmin en önemli olumluluğu. Ancak "Atlıkarınca" filminde olduğu gibi bu filmde de yaşanılanların yok sayılıp görmezden gelinmesi yerine SUSMAYIN, HAYKIRIN mesajını verme amacının ön plana çıkarılmayışı da filmin en önemli eksikliği. Sadelik ile sıradanlık kavramlarının karışmasıyla iki cümleyle özetlenebilen ama üzerinde uzun uzadıya konuşulabilir bir film olamamış.
Görünen yüzündeki tüm bu olumsuzluklara karşın dikkatlerden kaçan önemli bir konuyu gündeme almış olması aslında filmin asıl artısı; dayı, baba, patron ve hatta ve hatta ve özellikle iyi yürek timsali Nihat bile erkek egemen toplumun baskıcı dayatmacı, bencil figürleri olarak varlar. Neyse, filmin asıl anlatmak istediği konu bu olmadığı için bu paragrafı yok sayın....
İyi film dedikleri şey , doğayı aynen,olduğu gibi aktarmaksa eğer ,bunu başarıyla yerine getirmiştir. Nuri Bilge nin Bir Zamanlar Anadolu 'da filminde olay yeri inceleme sırasında arabanın bagajına doldurulan kavunlar ,"kola var mı" repliği neyi hissettirdiyse, seherin çalışma ortamındaki insanların tavrı da, doğum sahnesi de ,otobüslerde geçen uzun , sıkıntılı saatler de onu hissettirdi. Kısaca 'HİSSETTİREN' duyuran bir filmdir. Rahatsızlık verir ama zorlama bir şekilde değil kendi ortamında yaşatarak , içine alarak rahatsız eder...Dramının kendisinden kaynaklanmadığını bilen , güçlü ama bir o kadar da çaresiz bir kadını ve topluma rağmen ona çare olmaya çalışan bir adamı olayın içindeymiş gibi izlediğim filmdir.
İzlediğim en iyi filmlerden bir tanesi. Bu kadar olumsuz yorum yapılması tuhafıma gitti açıkçası. Bir kere filmin çekildiği mekan, arka plandaki yol sesleri, kuş cıvıldamaları vs. bile filmin 3 puan önde başlamasını sağladı bende. Oyunculuklara kimsenin olumsuz bakması mümkün olamaz zaten. Ensest konunun atlıkarınca filminde işlenmiş olması, bu filmin aynı konuları tekrarladığı anlamına gelmez bence. Üstelik olay çok farklı boyutlardan ele alınmıştı iki filmde de.
En ufak bir sıkılma bile olmadan sonuna kadar merakla izledim filmi. Başucu filmi olmayı fazlasıyla hak eden bir film. 10 üzerinden 10 puan.
acaba merak ediyorum nuri bilge, demirkubuz felan film yapmasa ya da yönetmen olmasa nolucaktı . ya hep mi aynı anlatımlar, aynı çekimler aynı duraksamalar, aynı kamera hareketleri. üstelik aynı konular. ya hadi sinemada veya sanatta konunun önemi yoktur, işleyiş önemlidir ama sende de bi fark yokki kardeşim. iyiki bide sinemada gitmemişim. yazık çok yazık...
Not: Nilay Erdönmezin ve Olgun Şimşeğin oyunculuklarına dicek söz yok gayet başarılı zaten filmide izlememe en büyük vesile oyuculuklar ve görüntü yönetmeninin başarısı diyebilirim
Daha iyi olabilirdi. Çok yavan kalmış. Bir et yediğinizi düşünün.Ama sosu yok. Yinede son 1 yolda çıkan türk filmleri arasında ilk 10 girdi bende. Puanım 6/10.
@maximumgore
2 yıl önce
8.4 / 10
@beng
6 yıl önce
@philocine
9 yıl önce
5.5 / 10
kadının kusma sahnesinde bile arka plandaki güzel manzara gösterilmek isteniyor. kadın planın içinde ufacık kalıyor. orada hamile bir kadının kusmasını,fiziksel halini görmemiz gerekmez mi? zannımca kamera olması gereken yerden çok uzakta ve bu tüm filme sirayet etmiş
@elfamorphosis
10 yıl önce
Yönetmenin tarzını da, bakış açısını da çok sevdim.
@poormf
10 yıl önce
6 / 10
Son yıllarda yerli sinemada "Derin Düşünce (2011)" ve "Atlıkarınca (2011)" ile birlikte tabusal bir konu olan ensestin ele alınıyor ve tartışılıyor olması filmin en önemli olumluluğu. Ancak "Atlıkarınca" filminde olduğu gibi bu filmde de yaşanılanların yok sayılıp görmezden gelinmesi yerine SUSMAYIN, HAYKIRIN mesajını verme amacının ön plana çıkarılmayışı da filmin en önemli eksikliği. Sadelik ile sıradanlık kavramlarının karışmasıyla iki cümleyle özetlenebilen ama üzerinde uzun uzadıya konuşulabilir bir film olamamış.
Görünen yüzündeki tüm bu olumsuzluklara karşın dikkatlerden kaçan önemli bir konuyu gündeme almış olması aslında filmin asıl artısı; dayı, baba, patron ve hatta ve hatta ve özellikle iyi yürek timsali Nihat bile erkek egemen toplumun bas ... Devamı
Son yıllarda yerli sinemada "Derin Düşünce (2011)" ve "Atlıkarınca (2011)" ile birlikte tabusal bir konu olan ensestin ele alınıyor ve tartışılıyor olması filmin en önemli olumluluğu. Ancak "Atlıkarınca" filminde olduğu gibi bu filmde de yaşanılanların yok sayılıp görmezden gelinmesi yerine SUSMAYIN, HAYKIRIN mesajını verme amacının ön plana çıkarılmayışı da filmin en önemli eksikliği. Sadelik ile sıradanlık kavramlarının karışmasıyla iki cümleyle özetlenebilen ama üzerinde uzun uzadıya konuşulabilir bir film olamamış.
Görünen yüzündeki tüm bu olumsuzluklara karşın dikkatlerden kaçan önemli bir konuyu gündeme almış olması aslında filmin asıl artısı; dayı, baba, patron ve hatta ve hatta ve özellikle iyi yürek timsali Nihat bile erkek egemen toplumun baskıcı dayatmacı, bencil figürleri olarak varlar. Neyse, filmin asıl anlatmak istediği konu bu olmadığı için bu paragrafı yok sayın....
Fakat artık ümit yetmiyor bana,
ben artık şarkı dinlemek değil,
şarkı söylemek istiyorum...
6/10
@lady_arwen
10 yıl önce
@haymitch
10 yıl önce
10 / 10
En ufak bir sıkılma bile olmadan sonuna kadar merakla izledim filmi. Başucu filmi olmayı fazlasıyla hak eden bir film. 10 üzerinden 10 puan.
@ozan_taylan
11 yıl önce
Not: Nilay Erdönmezin ve Olgun Şimşeğin oyunculuklarına dicek söz yok gayet başarılı zaten filmide izlememe en büyük vesile oyuculuklar ve görüntü yönetmeninin başarısı diyebilirim
@azil
11 yıl önce
@erdi23
11 yıl önce