Film yapıldığı dönem İtalya'sını yansıtıyor.Çocuğun göz yaşları içerisinde babasının tartaklanması sahnesi hala aklımda kalmış.Kesinlikle izlenmesi gereken bir başyapıt.
Geç izlediğimi düşündüğüm samimiyet ve gerçeklik ötesi bir film. Öykünün yarattığı sıkıntı ve buhran insanı derinden etkilemekte. Bir dönemin çekildiği yıl itibariyle aynası, bir bisiklet imgesinin peşinde dönemin özeti. İşsizliğin kanayan bir yara ve umudun sadece bir yara bandının peşinde koşmak olduğu bir şehir. Filmde oynayanlar sanki film bittiğinde, aynı filmde olduğu gibi hayatlarına devam edecekler gibi. Belki de birçoğu devam etmiştir, o derece samimiydi. Bruno ise başlı başına bir şaheser çocuk. Yine de aklımda kalan sahneler:
Babasının yanına yağmurda koşarken düşmesi, yemek masasında mozerallalı ekmeği hüzünle bırakması. Yağmur altında ıslandıkları sahnede ise ben umudumu yitirdim izlerken, sıkıntıya girdim. 2. dünya savaşı sonrası toplumun özellikle işçi sınıfının durumunu anlatması, oyunculukların gerçekliği ve hikayenin hüznü ile saygıyı hak eden önemli bir filmdir.
Her on kişiden beş, altısının işsiz olduğu bölgelerde, çarpıklığın, açlığın, sefaletin oluşturduğu kötüleri(!) seyircinin alkışlayacağı şekilde yok eden süper kahraman ya da anti kahraman -nasıl diyorsanız- aşıklarının sevmediği, nefret ettiği, tiksindiği filmdir, çok düşük puan verenler, yerin dibine sokanlar gördüm filmi. Aynı kişiler, Gogol'un Palto'sundan da nefret etmişler, korkunç bulmuşlar, sonunu okurken kalplerinin çarptığını söylemişlerdi. Öyle açık ki, Gogol seviyorsanız Bisiklet Hırsızları'nı, Bisiklet Hırsızları'nı seviyorsanız Gogol'u seversiniz. Kelimenin tam anlamıyla başyapıt, 66 yıllık, hepimizden büyük bir başyapıt. Özellikle değişim koşullarını bu denli net ortaya koyabilmesi ile filmden çok daha fazlası olmayı hakediyor.
filmin sonunda baba ve bruno’nun kaldırımda otururken babanın suratındaki çaresizilik ve tükenmişlik adeta herşeyin bir özeti gibidir. bruno ağladığı zaman orda olup gözyaşlarını silmek ve bir bisiklet vermek istersiniz. ama mucizeler sadece filmlerde olur...
bir baş yapıt, "sinema nedir?" in cevabı. Küçük Bruno ve babasının çırpınışına, film boyunca seyirci de dahil oluyor. mutlaka izleyin. zaten ilk dakikalarından itibaren kaptırıp gidiyorsunuz.
@gaspar_noe
9 yıl önce
@burcubb
9 yıl önce
7.6 / 10
@dikkon
9 yıl önce
9 / 10
@requiem_1
9 yıl önce
8 / 10
Babasının yanına yağmurda koşarken düşmesi, yemek masasında mozerallalı ekmeği hüzünle bırakması. Yağmur altında ıslandıkları sahnede ise ben umudumu yitirdim izlerken, sıkıntıya girdim.
2. dünya savaşı sonrası toplumun özellikle işçi sınıfının durumunu anlatması, oyunculukların gerçekliği ve hikayenin hüznü ile saygıyı hak eden önemli bir filmdir.
@alone
11 yıl önce
8.6 / 10
İzlemelisiniz.
@lakota_cetan
11 yıl önce
10 / 10
filmin sonunda baba ve bruno’nun kaldırımda otururken babanın suratındaki çaresizilik ve tükenmişlik adeta herşeyin bir özeti gibidir. bruno ağladığı zaman orda olup gözyaşlarını silmek ve bir bisiklet vermek istersiniz. ama mucizeler sadece filmlerde olur...
@kavin
11 yıl önce
@kimolaki
11 yıl önce
7.5 / 10
@fateless23
11 yıl önce
7 / 10
Bisiklet çalındıktan sonra afiş yapıştırdığı noktaya geldiğinde ki hüzün insanı gerçekten farklı bir ruh haline sevk ediyor.
@snejankag
12 yıl önce