" kuşlar... onları çok seviyorum; onlar daha sık görebildiğim tek yabani hayvan türü. bir kuş kadar özgürüm... bir ara hayvan mağazalarına girip kanaryaları serbest bırakırdım. ancak bu fikir için henüz erken olduğuna karar verdim. hayvanat bahçeleri dolu, cezaevleri dolup taşıyor. vay canına! dünya nasıl da hala kafesleri seviyor... "
Mezarlıkta, papatyalar arasındaki konuşmaları başucu sahnem.
-Maude: Ben her şeyden önce ayçiçeğine dönüşmek isterim. Onlar büyük ve basittirler. Sen hangi çiçek olmak isterdin?
-Harold: Bilmiyorum, belki bunlardan biri. (papatyaları kastederek)
-Maude: Neden öyle dedin?
-Harold: Çünkü hepsi birbirine benziyor.
-Maude: Ama aynı değiller! Gel, bak. Kimi daha kısa, kimi daha dolgun. Kimi sola doğru, kimi de sağa doğru büyüyor. Bazılarının taç yaprakları dökülmüş. Gözlemlenebilir farklılıklar bunlar. Görüyorsun ya Harold, bana göre dünyadaki acıların çoğu böyle olan ama kendilerine öylelermiş gibi davranılmasına izin veren insanlardan kaynaklanıyor.
hayat ve ölümü güzel tahlil eden izlenmesi gereken bir film.İçinde sıkı aforizmalar da barındıryor. Toplumsal kurumları hiyerarşileri de eline yüzüne bulaştırmadan gayet iyi eleştiriyor.Filmi izlediğinizde birbirine zıt bazı duyguları aynı anda hissedeceksiniz.Müzikleri de gayet iyi. 8/10
Harold and Maude izlediğim iyi kara mizah filmleri arasında olmasının yanında izlediğim en iyi sevgi temalı film de olabilir. Özellikle Harold'ın sekansları epey eğlenceliydi, çok güldüm. Maude'un hayat doluluğu ise filme renk katarken, Harold'daki eksiklikleri tamamlamaya da fazlasıyla yardım ediyor. Doksan dakika sığdırdıkları pek çok detay, ölüme, intihara, yaşlılığa, sevgisizliğe hatta askerliğe yaklaşımı ile başucu filmlerime üst sıralardan giriş yaptı. Özellikle iki sekans fazlaca keyifliydi. Harold and Maude'ın yaşama bakışı, hayat perspektifini değiştirebilecek siyah perdeli, pastel renklerden penceresi izlenmeye değer.
kabul edelim garip bir ilişki ama ben bu filmde bir aşk ilişkisi görmedim zaten hatatın her anını anlamlandırmış tecrübeli bir kadınla har anını ölüme adamış genç bir insanın hikayesi özgün intihar yöntemleri var özgün yaşamsallıkla beraber cat stevens müzikleriyle de çok da güzel olmuş iyi seyirler :)
Colin Higgins'in aynı adlı romanından uyarlanmış harika bir hikaye.
Dünyadaki tüm sıkıntıların nasıl özel bir papatya olduğunu anlayamayıp kendini öbürleri gibi zanneden ve kafesleri seven insanlar yüzünden ortaya çıktığını anlatıyor.
@insandemosu
9 yıl önce
Freud'a saygılar. (bkz: Oidipus kompleksi)
@mafilena
9 yıl önce
@mafilena
9 yıl önce
@ecosphere
9 yıl önce
9 / 10
-Maude: Ben her şeyden önce ayçiçeğine dönüşmek isterim. Onlar büyük ve basittirler. Sen hangi çiçek olmak isterdin?
-Harold: Bilmiyorum, belki bunlardan biri. (papatyaları kastederek)
-Maude: Neden öyle dedin?
-Harold: Çünkü hepsi birbirine benziyor.
-Maude: Ama aynı değiller! Gel, bak. Kimi daha kısa, kimi daha dolgun. Kimi sola doğru, kimi de sağa doğru büyüyor. Bazılarının taç yaprakları dökülmüş. Gözlemlenebilir farklılıklar bunlar. Görüyorsun ya Harold, bana göre dünyadaki acıların çoğu böyle olan ama kendilerine öylelermiş gibi davranılmasına izin veren insanlardan kaynaklanıyor.
@anasumiobalatu
9 yıl önce
7.4 / 10
@maverick16
10 yıl önce
8.1 / 10
@mskfilm
10 yıl önce
@cemal_erdem
11 yıl önce
8 / 10
@elitisodis
11 yıl önce
@slartibartfast
12 yıl önce
8.5 / 10
Dünyadaki tüm sıkıntıların nasıl özel bir papatya olduğunu anlayamayıp kendini öbürleri gibi zanneden ve kafesleri seven insanlar yüzünden ortaya çıktığını anlatıyor.
Okumazsak, izlemezsek eksik kalacaklarımızdan.