Filmi iki türlü değerlendirmek gerekir. Şimdi bir korku filmi mantığında gerçekten diğer basit şeytan çıkartma filmlerinden çok daha iyi bir yapım var karşımızda. Korku her an sizinle. Bu yönüyle ya zaten tarihte iyi filmler listesinde adını görebiliyoruz. Oyunculuk da başarılı olunca film gerçekten içine çekiyor bizleri. Gelelim ikincisine.
Öncelikle Emily Rose Almanya'da yaşayan ve 1976 yılında ölmüş Anneliese Michel'ın kendisidir. Bu kız o zamanlarda bir türlü çözülemeyen psikolojik sorunlar yaşamaktadır çünkü ailesi aşırı dinci bir kültüre sahiptir ve baskın bir yapıyla büyümüştür. Küçük yaşından beri kiliseye giden Anneliese beyninin algılamayacağı şiddete ve cehennem yorumlarına maruz kaldığından korkunun psikolojik saptırmasına dayanamayıp akıl sağlığını kaybetmiştir. Bunda ya din eğitimi için en erken 12 yaş sınırı gelmelidir. 6-7 yaşındaki çocuğa şu günah bu günah deyip yaparsan cayır cayır yanacaksın dediğinde ort... Devamı
Gerçek saptırması.
Filmi iki türlü değerlendirmek gerekir. Şimdi bir korku filmi mantığında gerçekten diğer basit şeytan çıkartma filmlerinden çok daha iyi bir yapım var karşımızda. Korku her an sizinle. Bu yönüyle ya zaten tarihte iyi filmler listesinde adını görebiliyoruz. Oyunculuk da başarılı olunca film gerçekten içine çekiyor bizleri. Gelelim ikincisine.
Öncelikle Emily Rose Almanya'da yaşayan ve 1976 yılında ölmüş Anneliese Michel'ın kendisidir. Bu kız o zamanlarda bir türlü çözülemeyen psikolojik sorunlar yaşamaktadır çünkü ailesi aşırı dinci bir kültüre sahiptir ve baskın bir yapıyla büyümüştür. Küçük yaşından beri kiliseye giden Anneliese beyninin algılamayacağı şiddete ve cehennem yorumlarına maruz kaldığından korkunun psikolojik saptırmasına dayanamayıp akıl sağlığını kaybetmiştir. Bunda ya din eğitimi için en erken 12 yaş sınırı gelmelidir. 6-7 yaşındaki çocuğa şu günah bu günah deyip yaparsan cayır cayır yanacaksın dediğinde ortaya sapkın nesil bundan çıkar. Bir de Anneliese Michel'ın 1976 yılında yaptığı konuşmasında söylediklerini 1973 yılında çekilen The Exorcist filminden alıntı yaptığı da görülmektedir. Yani Anneliese konuşmasında birkaç yıl önce izlediği korku filmini taklit etmektedir. Anneliese Michel'in asıl sorunu şiddet ve açlıktır tabi ki halüsinasyon görmesine neden olan epileptik beyin sorunu. Yakalandığı zaturee sonrası da daha çok bitkin düşen bu zavallı kız bildiğiniz sapkın bir ortamın kurbanı olmuştur. Kadınları kara çarşafa büründüren sakallı zevkle insanları doğrayan nesil de bundan meydana geliyor işte. Dinler sınırsızlaştı mı amacını da kaybeder.
Genel olarak güzel bir film ve içinde gerçekten ders almamız gereken çok şey var. İstediği olmayınca üfürükçülere para vererek orasını burasını elletenler de bu mantık içinde oluşmaktadır. Akıl terk edildi mi sapkınlığın sınırsızlığı engellenemez ve işin ilginç yanı bunu yapanlar bazı okumuş din adamlarıdır.
Hayır hayır hayır. Bu filmi en son gördüğümde 10 yaşındaydım. Kaç gece saat 3'e kadar uyuyamadığımı biliirim. He bir de saat 3 oldu mu içimdeki bütün korkular dışarıya fırlar ve yorganın altında kendimi olabildiğince sıkar, terden sırılsıklam olur, bildiğim bütün duaları en az üç kere okurdum. Hani zaman durur derler ya benim için 3' te dururdu işte. Tabi o zamanlar çocuktuk, şimdi hatırlayınca nelerden korkarmışız be dedim. Neyse filme gelecek olursak bizim Cin filmlerinin Amerikan versiyonu işte o kadar. Fazla bişey beklemeyin
Bir türlü vitesi arttıramamış yönetmen yani izliyorsun bekliyorsun ama sonunda vites küçülüp ekşın kaçmış sanki. Üst kısımda bir yorum okudum son derece mantıklı geldi bence de film iki kısımda değerlendirilmeli. İlk kısım gerçekten kaliteli ama dediğim gibi sona doğru giderek vites düşmüş mesela peder sürekli hikayeden bahsediyor ama bir türlü o beklediğin hikaye gelmiyor basit olaylarla geçiştirilmiş. Bu filme bir korku filmi değil de bir biyografi tarzında bakarsak daha net görebiliriz ve başarılı bulabiliriz.Genel olarak film klasik şeytan çıkarma üzerine ve bunun olay anında değil de sonrasına gidip öyle anlatıyor.
Film,gerçek ile hurafe arasındaki kalın çizgiyi göremeyecek kadar kör kimselerin yarattığı bir başka trajedi üzerine kurulu. Bu trajedi çok köklü bir trajedi. Dünyamızın içine ediyor. Batıl öncüllerden başka hiçbir temeli olmayan,inanışlar tarafından sınırlandığımız bu yüzyılda, her birimiz aciz mahkumlarız. Bir başkasının önyargıları ve korkularıyla sınırlanıyor oluşumuz,kendi kafesimizde bile yatma hakkından mahrum kaldığımızın kanıtıdır.Emily Rose, yoz ve yobaz kimselerin,küçük beyinlerini dolduran,iğrenç korkuların kurbanı oldu. Hala şu duayı okursan cin görürsün diye korkutulan,algı bozukluğu ve ahlak yorgunluğu çeken insanların elinde oyuncak bir toplumun,gelişmiş ve mantıklı bir gelecek inşa etmesi mümkün mü ?
Bu yüzden bir sürü Emily Rose'un yaşadığı bir toplumda,beni korkutup gerdi bu film. Bir sürü var bizde,bir sürü.
Filmin yarısından fazlası mahkeme salonunda geçiyor, gerilimli sahneleri toplasan 15 dakika etmez. Ha kötü bir film mi, hayır değil. Ama ancak 10 yaşındaysanız korkutucu olabilir.
Bu filmden nefret ediyorum. ilk basta 'ameaaan yeaa ne olcaak izlerim ben bunuu' diye izleyip ardindan kopekler gibi pisman oldugum film. resmen ruyama girdi ve emily rose gibi gordum kendimi. uykuda ayaklarim uyusmus, haykirmak isteyip sesimi kimseye duyuramiyordum. sonra gece kan ter icinde uyandim, korkudan ayagimi kipirdatamadim, telefonumun saatine bi baktim ki, bakmaz olaydim. ekmek kuran carpsin ki saat tam '03.00' idi. hayatimda bu kadar korktugumu hatirlamiyorum. bu sebepten dolayi 2 senedir gece lambasiyla uyuyorum ve geceleri uyandigimda saate bakmiyorum. izlemeden once iyi dusunun.
ben bu filmin sonunu izlemezsem bin kere izlemiş olsam da binbirinci de yine korkuyorum. bu hissiyatı verebilmesi bile büyük başarı bence, korku filmi bir kere izlenir unutulur gider normalde ama bu filmdeki gerçekçilik etkileyici.
@kayacanism
3 yıl önce
5.2 / 10
@serkanaydemir
8 yıl önce
8.1 / 10
Filmi iki türlü değerlendirmek gerekir. Şimdi bir korku filmi mantığında gerçekten diğer basit şeytan çıkartma filmlerinden çok daha iyi bir yapım var karşımızda. Korku her an sizinle. Bu yönüyle ya zaten tarihte iyi filmler listesinde adını görebiliyoruz. Oyunculuk da başarılı olunca film gerçekten içine çekiyor bizleri. Gelelim ikincisine.
Öncelikle Emily Rose Almanya'da yaşayan ve 1976 yılında ölmüş Anneliese Michel'ın kendisidir. Bu kız o zamanlarda bir türlü çözülemeyen psikolojik sorunlar yaşamaktadır çünkü ailesi aşırı dinci bir kültüre sahiptir ve baskın bir yapıyla büyümüştür. Küçük yaşından beri kiliseye giden Anneliese beyninin algılamayacağı şiddete ve cehennem yorumlarına maruz kaldığından korkunun psikolojik saptırmasına dayanamayıp akıl sağlığını kaybetmiştir. Bunda ya din eğitimi için en erken 12 yaş sınırı gelmelidir. 6-7 yaşındaki çocuğa şu günah bu günah deyip yaparsan cayır cayır yanacaksın dediğinde ort ... Devamı
Filmi iki türlü değerlendirmek gerekir. Şimdi bir korku filmi mantığında gerçekten diğer basit şeytan çıkartma filmlerinden çok daha iyi bir yapım var karşımızda. Korku her an sizinle. Bu yönüyle ya zaten tarihte iyi filmler listesinde adını görebiliyoruz. Oyunculuk da başarılı olunca film gerçekten içine çekiyor bizleri. Gelelim ikincisine.
Öncelikle Emily Rose Almanya'da yaşayan ve 1976 yılında ölmüş Anneliese Michel'ın kendisidir. Bu kız o zamanlarda bir türlü çözülemeyen psikolojik sorunlar yaşamaktadır çünkü ailesi aşırı dinci bir kültüre sahiptir ve baskın bir yapıyla büyümüştür. Küçük yaşından beri kiliseye giden Anneliese beyninin algılamayacağı şiddete ve cehennem yorumlarına maruz kaldığından korkunun psikolojik saptırmasına dayanamayıp akıl sağlığını kaybetmiştir. Bunda ya din eğitimi için en erken 12 yaş sınırı gelmelidir. 6-7 yaşındaki çocuğa şu günah bu günah deyip yaparsan cayır cayır yanacaksın dediğinde ortaya sapkın nesil bundan çıkar. Bir de Anneliese Michel'ın 1976 yılında yaptığı konuşmasında söylediklerini 1973 yılında çekilen The Exorcist filminden alıntı yaptığı da görülmektedir. Yani Anneliese konuşmasında birkaç yıl önce izlediği korku filmini taklit etmektedir. Anneliese Michel'in asıl sorunu şiddet ve açlıktır tabi ki halüsinasyon görmesine neden olan epileptik beyin sorunu. Yakalandığı zaturee sonrası da daha çok bitkin düşen bu zavallı kız bildiğiniz sapkın bir ortamın kurbanı olmuştur. Kadınları kara çarşafa büründüren sakallı zevkle insanları doğrayan nesil de bundan meydana geliyor işte. Dinler sınırsızlaştı mı amacını da kaybeder.
Genel olarak güzel bir film ve içinde gerçekten ders almamız gereken çok şey var. İstediği olmayınca üfürükçülere para vererek orasını burasını elletenler de bu mantık içinde oluşmaktadır. Akıl terk edildi mi sapkınlığın sınırsızlığı engellenemez ve işin ilginç yanı bunu yapanlar bazı okumuş din adamlarıdır.
Ders al ve düşün.
İyi seyirler.
P: 8
@truelie123
9 yıl önce
@slevin23
9 yıl önce
6.5 / 10
@nevisahsinamuna
9 yıl önce
7 / 10
@tubiss
11 yıl önce
@havlayankuzu
12 yıl önce
Film,gerçek ile hurafe arasındaki kalın çizgiyi göremeyecek kadar kör kimselerin yarattığı bir başka trajedi üzerine kurulu. Bu trajedi çok köklü bir trajedi. Dünyamızın içine ediyor. Batıl öncüllerden başka hiçbir temeli olmayan,inanışlar tarafından sınırlandığımız bu yüzyılda, her birimiz aciz mahkumlarız. Bir başkasının önyargıları ve korkularıyla sınırlanıyor oluşumuz,kendi kafesimizde bile yatma hakkından mahrum kaldığımızın kanıtıdır.Emily Rose, yoz ve yobaz kimselerin,küçük beyinlerini dolduran,iğrenç korkuların kurbanı oldu. Hala şu duayı okursan cin görürsün diye korkutulan,algı bozukluğu ve ahlak yorgunluğu çeken insanların elinde oyuncak bir toplumun,gelişmiş ve mantıklı bir gelecek inşa etmesi mümkün mü ?
Bu yüzden bir sürü Emily Rose'un yaşadığı bir toplumda,beni korkutup gerdi bu film. Bir sürü var bizde,bir sürü.
@jacque
12 yıl önce
@uygunmudur
12 yıl önce
@derizkimalbu
12 yıl önce