Film dünyadaki din savaşlarının mantığını anlatmaya çalışıyor. Hem Batı’yı hem Doğu’yu eleştiriyor. Kısaca büyük yanlışa dikkat çekiyor. Aynı zamanda film Doğu’nun İstihbaratının bir kısmının aslında Türklerin elinde olduğuna vurgu yapıyor. Hani Paşa ile Osmanlı’ya göndermeler içeriyor. Leonardo Kuran’dan bir ayet okudu. Irkçı bir cümle idi bu. Tabi berbat ötesi bir Arapça ile. Ne söylediği bile belli değildi. Fakat burada anafikir önemliydi. Çok ciddi film gerçekten. Her iki dünyaya da eleştiriler yöneltiyor. Özellikle Batı’nın bazı siyasi ikiyüzlülükklerine fena saldırıyor.
Amerika ve CIA’in başka ülkelerde karıştırdıklarıyla ilgili Blood Diamond ekürisi film.
Dicaprio, casusluk, aksiyon ve üstüne bi de aşk formülüyle keyif vermeyi garantileyen bir seyirlik.
Var olan bir sorunu farklı açılardan kısıtlı da olsa bize gösterip, çözüm için elinde güç bulunduran tarafların her zaman olduğu gibi bencilce tutumlarıyla soruna yaklaştıkları vurgulanıyor. Fakat üstüne düşündürdüğü için bu konuda düşünmek isteyenler izlemeli.
Terör yaratan kesimi, Al-Saleem tarafını Kur’an’ı yanlış yorumlayan,
Bölgede iyi niyetiyle kontrolü elinde tutmak isteyen tarafı, bu örnekte Ürdün İstihbaratını, prensip olarak sorunu sadece kendi açısından çözmeye çalışan,
Özgürlük dağıtmaya gelen kibirli bilge tarafını, Amerika’yı, ise Ortadoğu’yu düzeltme sorumluluğunu kendine yükleyen fakat tavrıyla Ortadoğu’yu sürekli aşağılayarak kendisiyle çelişen bir vizyonsuzluk örneği
olarak göstermiş.
Ortadoğu insanını ise yeterli tahlil edemediği gibi... Devamı
Amerika ve CIA’in başka ülkelerde karıştırdıklarıyla ilgili Blood Diamond ekürisi film.
Dicaprio, casusluk, aksiyon ve üstüne bi de aşk formülüyle keyif vermeyi garantileyen bir seyirlik.
Var olan bir sorunu farklı açılardan kısıtlı da olsa bize gösterip, çözüm için elinde güç bulunduran tarafların her zaman olduğu gibi bencilce tutumlarıyla soruna yaklaştıkları vurgulanıyor. Fakat üstüne düşündürdüğü için bu konuda düşünmek isteyenler izlemeli.
Terör yaratan kesimi, Al-Saleem tarafını Kur’an’ı yanlış yorumlayan,
Bölgede iyi niyetiyle kontrolü elinde tutmak isteyen tarafı, bu örnekte Ürdün İstihbaratını, prensip olarak sorunu sadece kendi açısından çözmeye çalışan,
Özgürlük dağıtmaya gelen kibirli bilge tarafını, Amerika’yı, ise Ortadoğu’yu düzeltme sorumluluğunu kendine yükleyen fakat tavrıyla Ortadoğu’yu sürekli aşağılayarak kendisiyle çelişen bir vizyonsuzluk örneği
olarak göstermiş.
Ortadoğu insanını ise yeterli tahlil edemediği gibi, aslında tahlil edilemeyecek bir figüran olarak alması da isabetli olmuş. Sadece Ferris’ın Aishe’nin ablasına yemek için gittiğinde ablasının gözünden görebiliyoruz onların düşüncelerini.
Bu açıdan bence samimi tespitler sunan, uygulanması kolay bir çözüm getirmeyen fakat sorunun neden devam ettiğini vurgulayan bir film olmuş. Filmin sonunda, Ferris hastanedeyken sorduğu "Nerdeyim?" sorusuna Hani Paşa’nın verdiği cevap ve Ferris ile Ed’in final konuşmasında Ed’in "Arkanı dönerek Amerika’ya sırtını dönüyorsun" ifadesi çözümün ancak kimliğimizi bir kenara koyup, düzeltmek istediğimiz yeri evimiz gibi hissederek, oyunlar oynamayı bırakarak mümkün olacağınu ifade ediyor. Bu da bence filmin problemini bir şekilde nihayete vardırdığını düşündürüyor. Ben tatmin oldum.
Belirtmeden geçmeyeyim, Hani Paşa çok gerçekçi bir karakterdi, çok beğendim.
sanki biz müslümanlara terör kuranda emrediliyormuş imajı verilmek istendi. kuranı bir müslüman değil de bir hristiyan casus daha iyi yorumlayabilirmiş kısmı cabası.
aslında filmde işkence sahnesinde müslüman adamın söylediği söz çok önemli; "guantanamo ya hoşgeldin"
medeniyet konusuna gelince; sürekli Ed’in medeniyetin Batıda olduğunu vurgulaması da sinirimi bozdu. Atilla İlhan’ın çok sevdiğim bir benzetmesi var; " bir gün o çok medeni sandığımız Batılının bu fiyakalı konuma gelmek için yaptığı iğrençlikleri öğrenseydin, ona hala aynı saygıyı duyarmıydın".
gittiğime çok pişman oldum. film yenilik adına hiçbir şey sunmadığı gibi yine amerikanın gövde gösterisini seyretmiş oldum. ve yineliyorum Amerika bu işin kaymağını kızıldereli,vietnam,afganistan ve şimdi Irak içerikli filmlerden yemeye devam ediyor.
Yüksek temposu, akıcı senaryosu ve göz dolduran oyuncu kadrosu ve performanslarıyla oldukça başarılı ve etkileyici bir filmdi. Leonardo her zaman ki gibi mükemmel oyunculuğu ile yapmış olduğu işin hakkını fazlasıyla verdiğini birkez daha kanıtladı bence. Kanlı Elmas filmi benim için çok özeldir Leonardo Dicaprio adına.
Nerden nereye... Titanik' te boy göstermiş ve aslında bugünkü başarılarının ilk sinyallerini vermişti o efsane filmde. Aslına bakarsanız çok sıradışı bir senaryo izlediğimi söyleyemem. Birçok filmden alışık olduğumuz sahnelerle bezenmiş olmasına rağmen kendini izlettirmeyi başarıyor. Aksiyon sahneleri oldukça hareketliydi. Bu manada tatmin etti beni. Oyunculuklar için zaten fazla söz söylemeye gerek yok diye düşünüyorum. Mutlaka izlemenizi tavsiye edebilirim bu filmi. 10 / 7,5
Ridley scott bana göre tüm zamanların en iyi 3 yönetmeninden biridir. Filmleriyle bunu kanıtlıyor zaten. filmlerinde hem içerik hem teknik başarı inanılmaz.
Çok sevdiğim filmlerden biri. Leonardo ile şu İranlı kadın arasındaki aşk hikayesi bence abartılmadan güzel işlenmiş. Film her bakımdan çok başarılı. Leonardo muhteşemsin
Başarılı bir senaryo şişko bir R.Crowe yine etkiletyici bir DiCaprio. Ridley Scott bayıldığım bir yönetmen değildir ama bu filmle birazcık daha ilgimi çekmeye başladı diyebilirim. Filmin birazcık uzun olduğunu düşünüyorum. Güzel başlayıp güzel biten bazı yerlerinde sıkıldığım ama vaktime değdi diyebileceğim bir film. Farklı bir yapım. Ayrıca Amerika'da geçmeyen Hollywood filmlerini hep daha fazla sevmişimdir.
Ancak bir arkadaş politikanın samimiyetsizliğinden sözetmiş... Buna katılmadan edemeyeceğim. Öte yandan, Ridley Scott işin içinde olduğu için de; gerçekler bazen can yakar ve samimiyetten uzaktır demekten de kendimi alamıyorum. Başka bir yönetmen işin içinde olmuş olsaydı samimiyetsiz kısmı daha ağır basardı, ancak bu adam olabildiğince objektif davranmaya çalışan nadir adamlardan (bkz. Kingdom of Heaven)
Crowe ve Di Caprio'nun daha iyi filmleri yok mu? Sorunun kendisi bile saçmayken, cevaplamıyorum bile, ancak kendi türü içerisinde de ilk sıralara aday bir film.
İzleyip düşünceme katılabilirsiniz... ya da katılmayabilirsiniz.
@hrarchon
4 yıl önce
9 / 10
@sercanakgul
7 yıl önce
7.6 / 10
Dicaprio, casusluk, aksiyon ve üstüne bi de aşk formülüyle keyif vermeyi garantileyen bir seyirlik.
Var olan bir sorunu farklı açılardan kısıtlı da olsa bize gösterip, çözüm için elinde güç bulunduran tarafların her zaman olduğu gibi bencilce tutumlarıyla soruna yaklaştıkları vurgulanıyor. Fakat üstüne düşündürdüğü için bu konuda düşünmek isteyenler izlemeli.
Terör yaratan kesimi, Al-Saleem tarafını Kur’an’ı yanlış yorumlayan,
Bölgede iyi niyetiyle kontrolü elinde tutmak isteyen tarafı, bu örnekte Ürdün İstihbaratını, prensip olarak sorunu sadece kendi açısından çözmeye çalışan,
Özgürlük dağıtmaya gelen kibirli bilge tarafını, Amerika’yı, ise Ortadoğu’yu düzeltme sorumluluğunu kendine yükleyen fakat tavrıyla Ortadoğu’yu sürekli aşağılayarak kendisiyle çelişen bir vizyonsuzluk örneği
olarak göstermiş.
Ortadoğu insanını ise yeterli tahlil edemediği gibi ... Devamı
Dicaprio, casusluk, aksiyon ve üstüne bi de aşk formülüyle keyif vermeyi garantileyen bir seyirlik.
Var olan bir sorunu farklı açılardan kısıtlı da olsa bize gösterip, çözüm için elinde güç bulunduran tarafların her zaman olduğu gibi bencilce tutumlarıyla soruna yaklaştıkları vurgulanıyor. Fakat üstüne düşündürdüğü için bu konuda düşünmek isteyenler izlemeli.
Terör yaratan kesimi, Al-Saleem tarafını Kur’an’ı yanlış yorumlayan,
Bölgede iyi niyetiyle kontrolü elinde tutmak isteyen tarafı, bu örnekte Ürdün İstihbaratını, prensip olarak sorunu sadece kendi açısından çözmeye çalışan,
Özgürlük dağıtmaya gelen kibirli bilge tarafını, Amerika’yı, ise Ortadoğu’yu düzeltme sorumluluğunu kendine yükleyen fakat tavrıyla Ortadoğu’yu sürekli aşağılayarak kendisiyle çelişen bir vizyonsuzluk örneği
olarak göstermiş.
Ortadoğu insanını ise yeterli tahlil edemediği gibi, aslında tahlil edilemeyecek bir figüran olarak alması da isabetli olmuş. Sadece Ferris’ın Aishe’nin ablasına yemek için gittiğinde ablasının gözünden görebiliyoruz onların düşüncelerini.
Bu açıdan bence samimi tespitler sunan, uygulanması kolay bir çözüm getirmeyen fakat sorunun neden devam ettiğini vurgulayan bir film olmuş. Filmin sonunda, Ferris hastanedeyken sorduğu "Nerdeyim?" sorusuna Hani Paşa’nın verdiği cevap ve Ferris ile Ed’in final konuşmasında Ed’in "Arkanı dönerek Amerika’ya sırtını dönüyorsun" ifadesi çözümün ancak kimliğimizi bir kenara koyup, düzeltmek istediğimiz yeri evimiz gibi hissederek, oyunlar oynamayı bırakarak mümkün olacağınu ifade ediyor. Bu da bence filmin problemini bir şekilde nihayete vardırdığını düşündürüyor. Ben tatmin oldum.
Belirtmeden geçmeyeyim, Hani Paşa çok gerçekçi bir karakterdi, çok beğendim.
@korkutan
4 yıl önce
@eski_takvim
11 yıl önce
1 / 10
aslında filmde işkence sahnesinde müslüman adamın söylediği söz çok önemli; "guantanamo ya hoşgeldin"
medeniyet konusuna gelince; sürekli Ed’in medeniyetin Batıda olduğunu vurgulaması da sinirimi bozdu. Atilla İlhan’ın çok sevdiğim bir benzetmesi var; " bir gün o çok medeni sandığımız Batılının bu fiyakalı konuma gelmek için yaptığı iğrençlikleri öğrenseydin, ona hala aynı saygıyı duyarmıydın".
gittiğime çok pişman oldum. film yenilik adına hiçbir şey sunmadığı gibi yine amerikanın gövde gösterisini seyretmiş oldum. ve yineliyorum Amerika bu işin kaymağını kızıldereli,vietnam,afganistan ve şimdi Irak içerikli filmlerden yemeye devam ediyor.
@sfgrbz
11 yıl önce
9.1 / 10
@amenra
11 yıl önce
7.5 / 10
Nerden nereye... Titanik' te boy göstermiş ve aslında bugünkü başarılarının ilk sinyallerini vermişti o efsane filmde. Aslına bakarsanız çok sıradışı bir senaryo izlediğimi söyleyemem. Birçok filmden alışık olduğumuz sahnelerle bezenmiş olmasına rağmen kendini izlettirmeyi başarıyor. Aksiyon sahneleri oldukça hareketliydi. Bu manada tatmin etti beni. Oyunculuklar için zaten fazla söz söylemeye gerek yok diye düşünüyorum. Mutlaka izlemenizi tavsiye edebilirim bu filmi. 10 / 7,5
@abrelosojos
11 yıl önce
@vfv
12 yıl önce
@mrsdance
12 yıl önce
@metinarslan127
13 yıl önce
8 / 10
@rinustalarin
13 yıl önce
7.5 / 10
Ancak bir arkadaş politikanın samimiyetsizliğinden sözetmiş... Buna katılmadan edemeyeceğim. Öte yandan, Ridley Scott işin içinde olduğu için de; gerçekler bazen can yakar ve samimiyetten uzaktır demekten de kendimi alamıyorum. Başka bir yönetmen işin içinde olmuş olsaydı samimiyetsiz kısmı daha ağır basardı, ancak bu adam olabildiğince objektif davranmaya çalışan nadir adamlardan (bkz. Kingdom of Heaven)
Crowe ve Di Caprio'nun daha iyi filmleri yok mu? Sorunun kendisi bile saçmayken, cevaplamıyorum bile, ancak kendi türü içerisinde de ilk sıralara aday bir film.
İzleyip düşünceme katılabilirsiniz... ya da katılmayabilirsiniz.
Saygılar.