1 yıl önce
Walter Mitty’nin Gizli Yaşamı filmine yorum yazdı:
HÜ Felsefe
Yaşamak...
Bıçaklar Çekildi: Gizemli Bir Serüven filmine yorum yazdı:
The origins of totalitarianism, Hannah Arendt.
Lucifer dizisine yorum yazdı:
Çocukken şeytan ile ilgili bir yazı yazmıştım, yazının ismi "Meleğin Günahı". Ben olsam bende insanın önünde eğilmezdim, bu paradoks hala çok hoşuma gidiyor. Diziyi kişisel zevk açısından beğendim ve zevk aldım, bana eskiyi hatırlatıyor.
Pera Palas'ta Gece Yarısı dizisine yorum yazdı:
Zamanı değiştirmek için sevdiklerinden vazgeçenler, sevdikleri için zamanı feda edenler.
Kon-Tiki filmine yorum yazdı:
Korkulması gerekenin insanlar olduğunu orijinal belgeselde görebilirsiniz. Keşfedilenin ve unutulanların ne olduğunu değerlendirebilirsiniz; çünkü, peşinde silahı getiren bir yapı kendini bu keşif esnasında asıl korku filmi konusu olan köpek balıklarını gereksiz çoklukta öldürerek gösteriyor. Her şeyi avlayan (tüketen) bir yapının her şeye yabancılaşsa da keşfeden bir bakışı olduğunu düşünen insanları anlatıyor.
Filmde doğaya karşı verilen mücadele kurgusu ise yalnızca endüstriyel bir eklenti, yukarıda bahsettiğim gibi asıl mücadele, sonrasında bize bırakılan harap edilmiş bir dünyada yaşamak olacak. Tekneden inen kaşifler ölü köpekbalıklarını karaya çekiyor ve haber verildikten sonra gelen insanlar teknede artmış olan konservelerden yiyor. Antik uygarlıklarının doğaya olan korkusu çağımızda aşılmış veya şekil değiştirmiş olsa da korku olmadan da yaşatmanın yaşamamız için gerekli olduğunu ancak bu çağda, toplumsal bir gerçeklik olarak öğrenmiş görünüyoruz.
After Life dizisine yorum yazdı:
Güzeldi. Bazı şeyleri açıklamakta örnek gösterilebilecek türden açıklığı vardı.
Bir Yerde filmine yorum yazdı:
Üzerine düşünülecek bir film. Çok sevdiğim bir kişi bu filmi önerdiğinde şöyle söylemişti; film Katip Bartleby’i anımsatıyor. Bu anlaşılmazlık ve anlamın yalnızca ötekiden ya da anlamın yalnızca kişinin oluşturduğu yapıdan çıkması Katip Bartleby bağlamında ele alınabilir. Kim olduğu bilinmeyen ve yalnızca mesleğini icra eden birinin başkalarınca anlamlandırılması ve anlamın yalnızca ben’in içinde oluşması, anlamanın yapısı üzerine de düşündürtüyor. Televizyon meselesinden de çok güzel bir imaj eleştirisi oluşabileceğini düşünüyorum. Ki imaj temel konulardan biri olabilir. Çünkü, imaj denilen şey oluşturulan mı yoksa verilen midir? Ya da verilen bir şey olabilir mi? Hiç dışarıya çıkmayan biri oluşu ve kavramlarla ilişkisini televizyon üzerinden kuruşu daha farklı ve sağlam temellendirilebilirdi, insanın kendi doğasından kaynaklanan davranışlara yaptığı göndermenin de yetersiz olduğunu düşünüyorum. Kişinin bu zaman kadar hiç bir yargıyla ilişkisi olmaması onu filmin sonunda suda yürüyebi ... DevamıÜzerine düşünülecek bir film. Çok sevdiğim bir kişi bu filmi önerdiğinde şöyle söylemişti; film Katip Bartleby’i anımsatıyor. Bu anlaşılmazlık ve anlamın yalnızca ötekiden ya da anlamın yalnızca kişinin oluşturduğu yapıdan çıkması Katip Bartleby bağlamında ele alınabilir. Kim olduğu bilinmeyen ve yalnızca mesleğini icra eden birinin başkalarınca anlamlandırılması ve anlamın yalnızca ben’in içinde oluşması, anlamanın yapısı üzerine de düşündürtüyor. Televizyon meselesinden de çok güzel bir imaj eleştirisi oluşabileceğini düşünüyorum. Ki imaj temel konulardan biri olabilir. Çünkü, imaj denilen şey oluşturulan mı yoksa verilen midir? Ya da verilen bir şey olabilir mi? Hiç dışarıya çıkmayan biri oluşu ve kavramlarla ilişkisini televizyon üzerinden kuruşu daha farklı ve sağlam temellendirilebilirdi, insanın kendi doğasından kaynaklanan davranışlara yaptığı göndermenin de yetersiz olduğunu düşünüyorum. Kişinin bu zaman kadar hiç bir yargıyla ilişkisi olmaması onu filmin sonunda suda yürüyebilecek bir ilahi kudrete erdirebilir mesajı da filmin bütündeki anlam karmaşasına uymamış çünkü; en sonunda bir anlama varılmış oluyor. İzlemeye değer, güzel bir filmdi.
Film bir derginin kapağından günümüz dünyasının imgeler içindeki yaşamını ve mutluluk pazarlarını düşünebilmemizi sağlayabilir tabii bu film de üretilmiş bir mutluluk oyunu, dilsel bir ihtiyaç ve tüketim materyali olarak görülebilir, belki de olay budur. Yalnızca günümüz dünyasının değil tarihler içinde farklı şekillerde ortaya çıkmış bir tartışmanın temel sorusunu sorabiliriz; bir şeyin bilgisi ile kendisinin bilgisi arasındaki ilişki nedir?
Ana karakterin olanaklar içinde yaşadığı bir dünyadan -hayalperest bir yaşamdan- gerçeğin sonuçlu ve süreğen alanına girmesi, planların ve kurgunun ötesinde olan gerçekliğe; yalnız, bir ve tek olan gerçekli ... Devamı
Film bir derginin kapağından günümüz dünyasının imgeler içindeki yaşamını ve mutluluk pazarlarını düşünebilmemizi sağlayabilir tabii bu film de üretilmiş bir mutluluk oyunu, dilsel bir ihtiyaç ve tüketim materyali olarak görülebilir, belki de olay budur. Yalnızca günümüz dünyasının değil tarihler içinde farklı şekillerde ortaya çıkmış bir tartışmanın temel sorusunu sorabiliriz; bir şeyin bilgisi ile kendisinin bilgisi arasındaki ilişki nedir?
Ana karakterin olanaklar içinde yaşadığı bir dünyadan -hayalperest bir yaşamdan- gerçeğin sonuçlu ve süreğen alanına girmesi, planların ve kurgunun ötesinde olan gerçekliğe; yalnız, bir ve tek olan gerçekliğin varlığına dönmesi söz konusu. Sonunda ise asıl gerçek denilen yere bir geri dönüş ve tercihlerin ağırlığı, görünenin ve sunulanın güzelliğinden yaşanılan alan dönüş var. Yani bir insanın gerçeğin bilgisinin bilincine varmaya çalışmasını izliyoruz, bir de bu durumun insanlarda olduğu gibi olduğunu görüyoruz. İktisadi ve sınıfsal sonuçlarıyla var olan bir ilişki de bu nedenle vurgulanıyor olabilir, benim gördüklerim bunular. Yollanılan cüzdanın tek tek hepimizin cebinde varlığını sürdüren ve sürdürmesi gereken bir ilişki aracı olması gibi taşıdığımız kendiliğimiz de zorunlulukla taşıdığımız bir ilişki aracı. Peki bu araçlar nasıl kullanılır, bu yaşamda araçları iyi kullanmak için ne yapmalıyız ve ne yapıyoruz?