Benim 533 Çocuğum Var filmine yorum yazdı:
dizisi olsa izlerim. uzun uzun sürebilecek keyifli bir konusu vardı. tekerlekli sandalyedeki çocuğunu da pikniğe dahil etmesini bekledim hep. ya da toplu herhangi bir buluşmada onu da görmek isterdim.
izlediğim filmleri unutmamak için buraya kaydediyorum.
"güneş. yıldızlar. kovalar. hasat. sayılar. pencere. saman. sesler. demetler. aşk. dil. rüzgar. kadınlar."
https://www.sinefil.com/liste/1rqnozr
https://www.sinefil.com/liste/mrpvgxr
Benim 533 Çocuğum Var filmine yorum yazdı:
dizisi olsa izlerim. uzun uzun sürebilecek keyifli bir konusu vardı. tekerlekli sandalyedeki çocuğunu da pikniğe dahil etmesini bekledim hep. ya da toplu herhangi bir buluşmada onu da görmek isterdim.
Guillermo del Toro sunar: Pinokyo filmine yorum yazdı:
pinokyoyu hatırlamak ve izlemek açısından mükemmel.
sadece gepetto ve pinokyo'nun daha fazla sahnesini izlemek isterdim. aralarındaki duygusal ilişki biraz daha yoğun olsaydı ayrı kalmalarına daha çok üzülürdüm. pinokyonun da insan olma isteğiyle ilgili detaylı bir şeyler izlemek isterdim. kukla olmanın ne olduğunu ne ara anladı da insan olma hevesine girdi bu çocuk..
izlemek keyifliydi ama. kaliteliydi.
Wednesday dizisine yorum yazdı:
çerezlik, keyifli. tüm spoilerları diziyi izlemeden almama rağmen canavar kısmı yine de beni şaşırtabildi. dizilerde genelde esas oğlan toksik olur. tyler sevimli, anlayışlı, pamuk gibi biri olduğu için wednesday'le yakıştırmıştım hemen. ama sonra gerekli spoilerları yedim. ikinci sezonda neler olur bilemiyorum. tyler canavar haliyle bile wednesday'den çok uzak birine benzemiyor. özellikle canavar haliyle tam wednesdaylik birine benziyor. ama arada arkadaşları da zarar gördüğü için ve kızımız artık arkadaş edinmeyi öğrendiği için işler değişti.
xavierla olayların hızlı gelişmesi hoşuma gitmedi. hemen kızdan hoşlandı ve hemen bu durum öğrenildi. o yüzden aralarında bir kimya hissedemedim. ikinci sezon olursa ve xavier odağında olursa biraz daha slow burn ilerler misiniz ya.
teşekkürler çerezlik diziler. siz de olmasanız napardık
Kurak Günler filmine yorum yazdı:
obruğun diğer tarafından selam.
son saniyesine kadar koltuğa çivilenmiş bir şekilde müthiş bir gerginlikle izledim filmi. salondan herkes çıktığında bile durup intronun bitmesini bekledim, müzik de şahaneydi çünkü. yanlışlıkla çok güzel bir filmin tanıtımını yaptılar.
her yönüyle güzel bir filmdi.
filmin politik gerginliği hoşuma gitti. izlerken irkildiğim yerler oldu. özellikle de kasabalının vahşiliği ve oyuncuların yüzündeki gerçekçi ifadeler dehşetti.
murat ve emre arasındaki duygusal iliski dozundaydı. filmin odak noktası da değil konudan uzak da değil. emrenin kendini bulma çabası açısından gerekli.
evdeki sahne başta bana taciz gibi geldi rahatsız etti beni. ama sonra bununla ilgili birkaç yorum okudum: emrenin boğazında bir kızarıklık var ama sol tarafta. murat emrenin sağına dokunmuştu. o sahne emrenin kendi benliğini inkar etme çabası olarak aktarılmış. kapıyı itmesi, güvenli alanının aşılmasına izin vermemesi. inkar. yüksek ih ... Devamıobruğun diğer tarafından selam.
son saniyesine kadar koltuğa çivilenmiş bir şekilde müthiş bir gerginlikle izledim filmi. salondan herkes çıktığında bile durup intronun bitmesini bekledim, müzik de şahaneydi çünkü. yanlışlıkla çok güzel bir filmin tanıtımını yaptılar.
her yönüyle güzel bir filmdi.
filmin politik gerginliği hoşuma gitti. izlerken irkildiğim yerler oldu. özellikle de kasabalının vahşiliği ve oyuncuların yüzündeki gerçekçi ifadeler dehşetti.
murat ve emre arasındaki duygusal iliski dozundaydı. filmin odak noktası da değil konudan uzak da değil. emrenin kendini bulma çabası açısından gerekli.
evdeki sahne başta bana taciz gibi geldi rahatsız etti beni. ama sonra bununla ilgili birkaç yorum okudum: emrenin boğazında bir kızarıklık var ama sol tarafta. murat emrenin sağına dokunmuştu. o sahne emrenin kendi benliğini inkar etme çabası olarak aktarılmış. kapıyı itmesi, güvenli alanının aşılmasına izin vermemesi. inkar. yüksek ihtimalle rüyaydı.
savcının kasabaya gelişi seçimi diğerlerinin tekrar kazanmayacağına yönelik bir nebze umut olarak gözükmüş. özellikle pekmez odağında. çünkü avukat ve işçi hakkında ifade vermişti. seçim kazanıldığında ise ifadesini savcıya çeviriyor. belki de çok güvendiği savcıya karşı bir kızgınlık. çünkü yalnız kaldıklarında hastanede onu koruma sözü vermiş de olabilir. ne konuştuklarını bilmiyoruz, sonrasında çadırları için iki koruma polis görevlendirmişti. adliyede de ona zarar vermeyeceğini söylemişti. kaybedildi. pekmez ve ailesinin çadırı yakıldı. zarar gördü pekmez.
kasabalının savcının evini bastığı sahne. emre ve murata tehditler savurabiliyorlardı kapı açılana kadar. emreyle göz göze gelene kadar. arabaya binip kapı tekrar kapandığında tehditler devam ediyor. her şeyi yapabileceklerini ima eden bir kalabalık. somut olarak hiçbir şey yapamazlar.
su kenarındaki kavga sahnesi muazzamdı. sürekli o gecenin hatırlatılma çabası ve sürekli parça parça verilmesi. bir türlü toparlayamadım, emre de toparlayamadı çünkü. kavgadan sonra yine kasabalıyla çatışma sahnesi güzeldi. arabanın etrafını sardıklarında emrenin yaşadığı boğulmuşluk hissini net aldım.
çekim açıları izlerken beni tatmin etti. emrenin sürekli kamerayla göz göze gelmesi muazzamdı. özellikle domuz öldürme sahnesinde emrenin arabası domuzun kanıyla orantılı ilerlemeyecek diye ödüm koptu izlerken.
yine izlediğim bir film karakterini pamuklara sarıp korumak istedim.
Kadın Aklı Erkek Aklı filmine yorum yazdı:
büyüsü bozulana kadar defalarca kez izleyeceğim safe place filmim, hoş geldin. eğlendim, keyif aldım, mis gibiydi.
Dünya İle Benim Aramda dizisine yorum yazdı:
dizi fena ilerlemiyor, izlenir. abartıldığı, eleştirildiği kadar cüretkar sahneler göremedim şimdiye kadar. türk dizilerinde daha önce yapılmayan ekstra pek bir şey yok. meraklı, gergin ilerliyor, sevdiim.
İlkin'e başta sinirlendim fake hesap açıp konuşma işini uzattı, Sinem'i ayarladı diye. ama sonunun böyle olacağı belliydi. İlkin kimseye muhtaç olmayan, güçlü bir kadın. Sinem daha kırılgan, ortamda fark edilmeyen biri. Tolga kendi güçsüzlüğünü bu şekilde geri plana atabiliyor.
Henüz sadece ilk bölümleri izleyebildim. 3. bölümün sonundaki hangi odaya girecek tartışması gergindi baya. İlkin'in yanına gideceğini düşünmemiştim.
sonraki sahnelerde olaylar nasıl gelişir bilemiyorum, editlerim.
dijital sergide İlkin-Sinem shiplediğim kısa bir an... keyifliydi.
metin akdülger gel artık be adam
güncel: hoşgeldin kenan.
bu dizi artık safe place dizimdir. Tolganın konuştuğu kişinin başından beri İlkin olduğunu öğrenmesini zevkle izledim. biraz d ... Devamıdizi fena ilerlemiyor, izlenir. abartıldığı, eleştirildiği kadar cüretkar sahneler göremedim şimdiye kadar. türk dizilerinde daha önce yapılmayan ekstra pek bir şey yok. meraklı, gergin ilerliyor, sevdiim.
İlkin'e başta sinirlendim fake hesap açıp konuşma işini uzattı, Sinem'i ayarladı diye. ama sonunun böyle olacağı belliydi. İlkin kimseye muhtaç olmayan, güçlü bir kadın. Sinem daha kırılgan, ortamda fark edilmeyen biri. Tolga kendi güçsüzlüğünü bu şekilde geri plana atabiliyor.
Henüz sadece ilk bölümleri izleyebildim. 3. bölümün sonundaki hangi odaya girecek tartışması gergindi baya. İlkin'in yanına gideceğini düşünmemiştim.
sonraki sahnelerde olaylar nasıl gelişir bilemiyorum, editlerim.
dijital sergide İlkin-Sinem shiplediğim kısa bir an... keyifliydi.
metin akdülger gel artık be adam
güncel: hoşgeldin kenan.
bu dizi artık safe place dizimdir. Tolganın konuştuğu kişinin başından beri İlkin olduğunu öğrenmesini zevkle izledim. biraz da eh be İlkin daha farklı tasarlayabilirdin olacakları dememe sebep oldu. yine de eğlenerek izledim.
Özgürlük Yazarları filmine yorum yazdı:
önce ağlamamaya çalışmaktan sonra da ağlamaktan başım ağrıdı.
niye bu kadar geç karşıma çıktı film, neden kaçırdım şimdiye kadar bilmiyorum. ama tam zamanında izledim.
konusu da işlenişi de güzeldi, sürükleyiciydi. elli bölümlük dizisi olsa oturur izlerim diye düşündüm.
her birinin kendine ait hikayesi olmasının yanında en ufak darbede yıkılıyor olmaları hoştu ve gerçekti. sarışın çocukla bir süre sonra tokalaşmaya başlamaları güldürdü.
en sevdiğim yer hepsinin günlüklerini dolaba bırakmalarıydı. hem yazdıklarından çekinmemeleri; hem de öğretmenin, hayatlarını öğrenmelerini istemeleri hoştu.
gerçek hikaye olduğu için bir şey diyemiyorum ama eşinin boşanmak istemesine gerek yoktu. eşinin yeni hayatına adapte olup çocuklar için sevineceğine kendine o hayatta yer bulamadı bir türlü. babası gibi onlarla geziye gidip aynı masada yemek yese fikri değişirdi ama bu yolu seçmedi. eşinin bir sürü çocuğun hayatına böyle müdahale edilmesine ama ken ... Devamıönce ağlamamaya çalışmaktan sonra da ağlamaktan başım ağrıdı.
niye bu kadar geç karşıma çıktı film, neden kaçırdım şimdiye kadar bilmiyorum. ama tam zamanında izledim.
konusu da işlenişi de güzeldi, sürükleyiciydi. elli bölümlük dizisi olsa oturur izlerim diye düşündüm.
her birinin kendine ait hikayesi olmasının yanında en ufak darbede yıkılıyor olmaları hoştu ve gerçekti. sarışın çocukla bir süre sonra tokalaşmaya başlamaları güldürdü.
en sevdiğim yer hepsinin günlüklerini dolaba bırakmalarıydı. hem yazdıklarından çekinmemeleri; hem de öğretmenin, hayatlarını öğrenmelerini istemeleri hoştu.
gerçek hikaye olduğu için bir şey diyemiyorum ama eşinin boşanmak istemesine gerek yoktu. eşinin yeni hayatına adapte olup çocuklar için sevineceğine kendine o hayatta yer bulamadı bir türlü. babası gibi onlarla geziye gidip aynı masada yemek yese fikri değişirdi ama bu yolu seçmedi. eşinin bir sürü çocuğun hayatına böyle müdahale edilmesine ama kendi mimarlık yolunda onu ikna çabasının yetersiz olmasına içerlemiş olabilir. ama başka yollar da mümkündü.
gençlerin hayatlarında neler değişti, kaçı için her şey yolunda gitti bilmek isterdim. The Freedom Writers Diary kitabını merak ettim okuyacağım bir ara.
güzeldiniz çocuklarım ve Erin... çok güzeldiniz.
biri idealist öğretmenlerden biri olmak kurtarır dostlarım.
İkna filmine yorum yazdı:
bazı sahneleri komikti, güldüm. bazı sahneleri keyifliydi, bir tık romantikti. ama romantik komedi dalına almam bu filmi. ne oldu ne bitti kim kimi sevmiş niye sevmiş, ucu açık, oldu bittiye getirilmiş film. başroldeki beyefendinin ruhsuz oyunculuğu da garip durmuş.
gelir gelmez başka bir kıza yürümezsiniz beyefendi bir durun bir bekleyin. ilk karşılaşma sahnesi de dahil her sahne yapay durmuş. genel olarak filmin konusu zevkli ama işlenişinde sıkıntı var. sahnelerde derinlik yok. komedisi romantik sahnelerden daha fazla.
ayrıca bu çocuk bu kızın onu sekiz yıl önce gerçekten neden terk ettiğini, neden sekiz yıldır hayatına kimseyi almadığını neden merak etmedi.
klişe sahneleri filme dahil etmeyelim mantığı mı kurdular bilmiyorum ama filmin konusu klişe zaten, bari hakkını verseydiniz.
bir de Anne ve William shipledim bir ara. hatta film bu ikisiyle bitseydi daha çok keyif alırdım.
Limonata filmine yorum yazdı:
Ertan Saban şivesinin hoşluğu için defalarca geriye sarıp izlediğim filmdir. mis gibi aktı gitti film, sakin sakin.
Benjamin Button'ın Tuhaf Hikayesi filmine yorum yazdı:
kitabından geliyorum.
kitapta benjamin doğduğunda konuşabilen, her şeye hakim, sakalları olan biri olarak anlatılıyor. hayat deneyimi de fiziği de yaşlı biri. filmde tam bir bebek gibi olması daha güzelmiş.