G
8 yıl önce
Aşk Zamanı filmine yorum yazdı:
o ne mükemmel bi müziktir öyle.
Wayward Pines dizisine yorum yazdı:
ilk sezonun finali resmen izleyiciye acı çektirecek şekilde yapılmış. öylesine fazla seviyede merak uyandıran bi final yapılmış ki; bittiğinde, "ikinci sezonu nasıl bekleyeceğim ?" sorusu sizi depresyona sürükleyebilir.
Penny Dreadful dizisine yorum yazdı:
sensizlik çok zor be penny dreadful. yaz aşkı gibi gelip gidiyor, kış boyunca kendini özletiyosun.
Diriliş filmine yorum yazdı:
hani böyle yerlerin bembeyaz olduğu, ağaçların, çam ağaçlarının vs karla kaplı olduğu, huzur veren kış tabloları olur ya; işte o yerde ki bembeyaz kara kan sıçratın, biraz da ağacın gövdesine sürülmüş olsun, huzur vericiliğin yerini vahşet alsın. bu durumda oluşan tablo bu film oluyor.
Yaşıyorlar filmine yorum yazdı:
çok geç karşılaştım ne yazık ki... filmin altyapısı ve verdiği mesaj muhteşem, hatta biraz ürpertici. yalnız bir çok kişinin eksiklik olarak gördüğü; filmin bu derin mesaja rağmen basit görünmesi, kısa tutulması, bilimkurgusal ögelere çok fazla yer verilmesi gibi etmenlerin ben kasıtlı olduğunu düşünüyorum. daha çok ve bilimkurgusal yöne saptırılmadan ana konuya yoğunlaşılsa hem film için hem de john carpenter için hiç iyi şeyler gerçekleşmeyebilirmiş.
Mezar Buluşmaları filmine yorum yazdı:
bu lobotomi de korku filmlerine malzeme oldu ne zamandır... bunu bulan doktor bilebilir miydi acaba yıllar sonra sinema sektöründe canavar yaratmak için kulanılacağını.
bi süredir izlediğim korku filmleri ve dizilerinde en az 6-7 kere karşılaştım lobotomi mevzusuyla. filmler sayesinde duydum zaten daha önce duymamıştım.
Ben Kimim? filmine yorum yazdı:
etkilenmedim. son 10 dakikasında olayların geçmişe dönülerek çözümlendiği filmlerin neredeyse hepsinin izleyiciden bu kadar çok ilgi görmesini çözememiş bulunuyorum. hayır; film klişelerle dolu, sonu tahmin edilebilir ve aşırı sıradan olsa bile "oo ne filmdi" oluyor.
bu filmde son 10 dakikanın ekmeğini yiyen, gerisi bana bomboş gelen ve gerisinin boşluğundan dolayı son 10 dakikaya da şaşırmadığım bi film oldu.
samimiyetten uzak bi filmdi. bunu film karakterlerinin kazandıkları her başarıdan sonra fonda çalmaya başlayan yüksek sesli hopidik müziklerle çılgınca kafayı bulup eğlenmeleri klişesinden bile anlıyabilirsiniz.
kısacası; almanya yapımı bi -son dönem holivud filmi-... aynı yapaylık, aynı gösteriş ve abartı, aynı gürültü, aynı samimiyetsizlik. veyahut sinemada teknolojinin bu kadar ileri seviyede işlenmesi; duygusallıktan ve derinlikten yoksun şekilde işlenmesinin beni etkilemiyor olmasıda bu yorumları yapmış olmama sebep olmuş olabilir.
The Man from Nowhere filmine yorum yazdı:
kızım olsun istedim. kendimi bildim bileli istiyodum da bu filmi izlerken niyeyse bu istek arttı. bunun dışında; evet güzel filmdi. konu klişe bi konu ve bu konu ile buna benzer konuları işlemenin de bi üst sınırı vardır diye düşünüyorum. üst sınırı da bu film oluşturmuş. hani aynı tarzda klişe bi konu baz alınıp daha iyisi nasıl yapılır bilemedim. en azından, benim gözlerim "şu olsaydı daha iyi olurdu" diyebileceğim bi estetik detay göremedi.
Merhamet Yok filmine yorum yazdı:
bu güney korelilere kim ne kötülük etmiş acaba ? nedir bu intikam merakı ? ciğerim soldu filmden sonra.