Kitaplardan İz Bırakan Cümleler...

"Sustu.Konuşmak gereksizdi.Bundan sonra kimseye ondan söz etmeyecekti.Biliyordu, anlamazlardı."

Yusuf Atılgan-Aylak Adam
Size benzemeyebilirim ama ben de sizin gibi denizde yaşıyorum :(

Denizatı Topiş

Japon Balığı Şıpşıp'tan.
Roman bir ifşa, şiir ise bir yaradır.

İskender Pala, Babil'de Ölüm İstanbul'da Aşk
-Öylesine huzur içinde yaşıyoruz ki, içimizde eceli gelen bile olmadı daha, dedi.

Hükümetten yardım görmüyorlar diye kimsenin sıkıldığı yoktu. Tam tersine, hükümet şimdiye kadar huzurlarını bozmadığı için herkes, halinden hoşnuttu ve böyle de sürüp gitmesini istiyorlardı, bu kasabayı önüne gelen zıpçıktı emir versin diye kurmamışlardı. O bunları anlatırken, Don Apolinar Moscote, bir an olsun zerafetini yitirmeden pantolonu gibi, bembeyaz pamukludan ceketini geçirmişti sırtına. Jose Arcadio Buendia:

-Burada bizden biri gibi oturmaya niyetin varsa, başımızın üstünde yerin var. Yok, milletin evini maviye boyatacağım diye huzursuzluk çıkaracaksan, pılını pırtını toplayıp geldiğin yere gidersin. Çünkü benim evim güvercin gibi bembeyaz olacak.

Yüzyıllık Yalnızlık, Gabriel Garcia Marquez
Dünya bir süre sonra yalnızca bir şantiye olacak. burada, beyaz karıncalar gibi, milyarlarca kör, uğultunun ve leş kokusunun içinde otomatlar gibi didinip duracaktır, soluksuz kalana dek.

Kaosun Kutsal Kitabı

ALbert Caraco

**

-->İnsanların can havliyle ordan oraya koşuşmalarını ve ekmeklerini kazanmak için yaptıkları korkunç işleri gördükçe onlara acımam gerekiyor sanırım..

Ama ben acımıyorum..Tanrı da acımıyor bence..

Ben her zaman şunu düşünmüşümdür..

"Tanrı da dahil bütün herkes bir yalan içinde yaşar.."

...

Hiçlik ve boşluk Tanrının canını sıkmış olabilir..

Tanınmak istediği için bu vahşi dünyayı ve iki yüzlü rezil insanları yarattı..

Herkes koşuyor, herkes çalışıyor ve herkes birbirini beceriyor..

Bu kirli Hava gerçekten midemi bulandırıyor..

İnsanlar, inşa ettikleri beton yığınlarını yıkıp yerlerine başka beton yığınları dikiyorlar..

Ve halka "üreyin" diyorlar..

"Üreyin ki ileride bizim kuracağımız kolonilerde köle sıkıntısı çekmeyelim, üreyin ki biz rahat edelim" diyorlar..

Bu insanları nasıl akıllandırabilirsiniz ki?

"Yok etmek dışındaki bütün eylemler sahtedir ve ölüm dışındaki bütün herşey bir uykudur.."

..Her taraftan ağır ve şiddetli kokular gelene kadar, ayak basacak bereketli bir toprak kalmayana kadar, varolan her yeri ve herşeyi havaya uçuruna kadar koşacaklar..

Herkesin fareler gibi ordan oraya koştuğu, her yerin toz dumanından geçilmediği ve varolan her şeyin anında kuruyacağı bir dünya için yarışıyoruz..

Kafkanın dediği gibi:

"Tanrı, insanda kötü bir gün geçirmiş olmalı"

..
Deli, uygarlığın anti-kahramanı olacaktır..

Standartlaştırma ve totalitarizmin her yere ve her şeye nüfuz etmesine rağmen deli olmayı başarabilenler, gerçekten çok güçlü ve eşsiz bireylerdir.

"Deli" sözcüğünü hafife almamalı, çünkü bu ayrıcalık pek az insana verilebilir..

Beraberinde çok büyük acılar getiren bir ayrıcalıktır bu..Bu acılar nadiren hafifletilebilir.

Deli öylesine yalnızdır ki tuttuğu yolda, dünya ve evrenle duygu birliği içinde olsa bile, övgü ve cezanın da ötesindedir o..

Hepimizin içindeki totalitarizmin üzerine kurulu olan totaliter devletin karşısında, deliler tek başına..

Üstelik biyokimyasal teknoloji ve genetik mühendisliğinin tehdidi altında..

Kendimizi koruyamayacaksak, hiç olmazsa bırakalım deliler deliliklerinde özgür kalsınlar..

Türümüzün bu haline mensup olmanın acısını çeşit çeşit hapishanelerimizde değil kendi düş ve davranışlarında yaşasınlar..

Gündüz Vassaf

...

Bana göre Cehenneme Övgü, Türk edebiyatının uzak ara en iyi eseridir..

**

Bonaparte der ki:

"Budalalar geçmişten, akıllılar şimdiki zamandan, deliler de gelecekten bahsederler."

......

O yüzden delilere kulak verelim..Zira azalıyorlar..Sürüye katılan ve orda tereyağ gibi eriyenler pısırık korkak tavuk familyasına aittir.

Deliler ise her zaman yalnızdır ve her zaman daha güçlüdür..ve Anlaşılmaları güçtür..
romatizmaya mı daha evvel yakalanacağım; aklımı mı daha evvel kaçıracağım?

matmazel noraliya'nın koltuğu
Daha birkaç yıl, Yaradan ile açık ilişkilerimi sürdürdüm; kendi başıma kalınca, artık aramaz oldum onu.

Yalnız bir kere, Onun varolduğu duygusuna kapıldım.

Kibritlerle oynamış, küçük bir halıyı yakmıştım; Tanrı beni gördüğünde, müthiş suçumu örtbas etmekle uğraşıyordum, kafamın içinde ve ellerimin üzerinde BAKIŞInı hissettim; feci derecede ortada olan, canlı bir hedef gibi dönüp duruyordum banyo odasında.

Kızgınlık kurtardı beni: böyle büyük bir dikktasizlik karşısında köpürdüm, küfrettim, büyükbabamgibi..

"Hay Allahım Ya Rabbim, Hay Allahım Ya Rabbim", diye mırıldandım, Bundan sonra artık hiç bakmadı bana..

Başarısızlığa uğramış bir Tanrı deneyimi anlattım size:

Tanrıya gereksinmem vardı, verdiler, ne aradığımı bilmeden aldım Onu.

Yüreğimde kök salmadığı için, bir sürü sıkıntıyla yaşadı içimde, sonra öldü.

Bugün bana Ondan söz edildiğinde, eski bir güzele rastlayan yaşlı bir delikanlının üzüntüsüz gönül hoşluğuyla: "Elli yıl önce, o anlaşmazlık, o yanılsama olmasaydı, aramızda bir şeyler olabilirdi," diyorum..

Sözcükler, Sartre
Çoğunluk her zaman felaket getirdi, diye düşündüm, bugün-de felaketimizi çoğunluğa borçluyuz.

Yok Etme, Thomas Bernhard
Dün olduğu gibi bugün de arzu gizlenmeli: Karşımızdakinin yüzüne karşı "SİZİ seviyorum" demiyoruz belki, ama kimseye de dik göğüslerinden ve dolgun popolarından başka bir şey istemediğimizi de söyleyemiyoruz..

Lafı biraz dolandırmak lazım..

Aşk paradoksu, Pascal Brückner

**

-->Brücknere katılıyorum..AÇık olmak lazım bence..Kıçı iriyse "iri", göğüsleri dikse "dik" demenin neresi yanlış ki..?

Ama bunu demek yerine şunu yaparlar: "çok tatlısın, çok güzelsin, aklımı başımdan aldın, seninleyken rüyada gibiyim"

Bunları boşversene ya..Açık açık söyle işte..

"Yemek yiyip ve biraz vakit geçirdikten sonra seni düzmeyi en son da kıçına tekmeyi basmayı planlıyorum.."

Yani bunu ironili bir kıvamda da söyleyebilirsin..

Karşıdakine göre hareket edeceksek, karakterimizden ödün vereceksek ohohoho..Ölme eşeğim ölme..

..

Freudun dediği gibi:

"Bir objeye duyulan sevgi, ona sahip olma isteğinden gelir."
Bir mesaja cevap veriyorsunuz.
GİRİŞ YAP
Şifremi Unuttum!

ÜYE DEĞİL MİSİNİZ?

HEMEN ÜYE OLUN
Aktivasyon Mailim Gelmedi!
ŞİFREMİ UNUTTUM
AKTİVASYON MAİLİ GÖNDER
ÜYE OL