''Ağır ağır ölür yolculuğa çıkmayanlar, okumayanlar, müzik dinlemeyenler, gönlünde” incelik” taşımayanlar. Anımsayalım her zaman: yaşıyor olmak yalnızca nefes alıp vermekten çok daha büyük bir çabayı gerektirir.''
İlk bir saati epeyce durağan sonraki bir saat ise benim için merak duyularak izlendi. 60 yaşındaki büyük annenin yaptığı fedakarlık, şiire olan merakının tutku haline gelişi, son sahnedeki şiir, gölün ölümle bağlantısı... Lakin herkes için değil de meraklısına bir film. Sıkılanlar, yarıda bırakanlar çok olabilir diye düşünüyorum. Şiire, edebiyata meraklıysanız sürdürülebilir bir film.
Modern türkiye sinemasını bir çin filminde izleyebilmemi mümkün kılan bir film olduğu söylenebilir. Şiir meselesinin çok üstünkörü işlendiğini düşünüyorum,fazla zorlama hissettirdi. Bunun dışında çok kötü de denemez sanırım, rahatlıkla türkiyede pazarlanabilir bir öyküsü var. İzlememişim olmasın.
60'lı yaşlarda kendi halinde bakıcılık yaparak geçinen ve bir torununa bakmak zorunda olan hayat dolu bir kadının hikayesi... onun şiir yazabilme tutkusu ve başından geçen zor bir olay filmin sonunda bizi filmin ana hikayesine götürecek ve kadının hislerine taşıyacak...
@thecherrynight
1 yıl önce
@spinsteinhawton
1 yıl önce
9 / 10
@filmoloji
5 yıl önce
@koftepatates
10 yıl önce
6 / 10
@messiyg
1 yıl önce
@cadi
11 yıl önce
60 yaşında Alzheimer hastası bir kadının geleceğe yönelik yaptıkları insanın kanını donduran cinsten...
@filmsever
14 yıl önce
8 / 10