Cumartesi Anneleri ve Kayıp Çocukları ile nasıl da benzeşiriz Arjantinli emekçi halklarla...
alıntı bilgi:
1937-1938 Dersim olaylarında, ailelerinden alınarak rütbeli askerlere verilen kızlar, yıllar sonra bir belgesel film aracılığıyla aileleriyle buluştu.
Nezahat ve Kazım Gündoğan'ın üç yıl boyunca yürüttüğü çalışmalar sonucunda bugün 80'li yaşlarda olan Huriye ve Fatma'nın askerler tarafından alınışları, travmaları, suskunlukları ve ailelerine kavuşma sürecini anlatan belgeselde, halen köklerini arayan başka kızlar ve kızlarını arayan başka ailelerin duyguları da perdeye yansıyor.
Belgeselde, evlatlık verilen kızlarla yapılan röportajların yanı sıra şimdiye kadar gün yüzüne çıkmayan pek çok gerçek, belge ve fotoğraf da yer alıyor. Müziklerini Mikail Aslan'ın yaptığı, metinlerini Sema Kaygusuz'un yazdığı belgesel filmde, Şevval Sam da kendi bestesini seslendiriyor.
Geçtiğimiz ekim ayında vizyona girdiğinde, bu tür filmlerin gösterimine olanak sağlayan az sayıdaki ve değerli sinema salonları ve kültür-sanat platformlarından birinde izledim. İki tutam saç: Dersim'in kayıp kızları belgesel filminden sonra ulaşılan kayıp kızlardan birinin, Emoş Gülver'in köklerini arama sürecini anlatıyor. Yüzleşilmesi gereken gereken hakikatlerden bir diğeridir Dersim'de yaşananlar..
BiCevap Arıyorum bölümünde biri sanki sormuştu aylar önce. Belgesel bu hafta 9 şehirde vizyona girdi. Merak edenler çok geçmeden gidip izlese, zira pek öyle vizyonda tutmazlar böyle filmleri izleyen yok diye diye. Umarım haftalarca kalır :)
Tarihten haberdar olanların bilipte konuşmaya cesaret edemediği konuları insanların üzücü gerçeklerini ortaya döken, yakın illerde dahi gösterime girmediğinden gidip izliyemediğim belgesel.
Orada yaşanılan acıların, yaşlıların,çocukların hissettiklerinin binde birini bile anlayamayız bunu tarihini bilenler bilirler. Bu yüzdendir ki herkes elinden geldiğince destek vermeli bu tür eserlere, nefret edenlerine, kötüleyenlerine inat. Ben ilk fırsatta dvdsini satın alıp izliyeceğim.
Sinemadaki cesaretimiz git gide artıyor. Bu olayları sinemaya dökecek duruma sonunda geldik. 50.000 kişinin katliamını bakalım nasıl dökecekler sinemaya... Sönen mumlara neft olabilecekler mi? He ne olursa olsun Nezahat GÜNDOĞAN'ı tebrik ediyorum. Yolun açık olsun.
@poormf
9 yıl önce
9 / 10
alıntı bilgi:
1937-1938 Dersim olaylarında, ailelerinden alınarak rütbeli askerlere verilen kızlar, yıllar sonra bir belgesel film aracılığıyla aileleriyle buluştu.
Nezahat ve Kazım Gündoğan'ın üç yıl boyunca yürüttüğü çalışmalar sonucunda bugün 80'li yaşlarda olan Huriye ve Fatma'nın askerler tarafından alınışları, travmaları, suskunlukları ve ailelerine kavuşma sürecini anlatan belgeselde, halen köklerini arayan başka kızlar ve kızlarını arayan başka ailelerin duyguları da perdeye yansıyor.
Belgeselde, evlatlık verilen kızlarla yapılan röportajların yanı sıra şimdiye kadar gün yüzüne çıkmayan pek çok gerçek, belge ve fotoğraf da yer alıyor. Müziklerini Mikail Aslan'ın yaptığı, metinlerini Sema Kaygusuz'un yazdığı belgesel filmde, Şevval Sam da kendi bestesini seslendiriyor.
@tejaluka
9 yıl önce
8 / 10
@gundula
12 yıl önce
@ediylenbudu
14 yıl önce
@alone
14 yıl önce
7 / 10
Orada yaşanılan acıların, yaşlıların,çocukların hissettiklerinin binde birini bile anlayamayız bunu tarihini bilenler bilirler. Bu yüzdendir ki herkes elinden geldiğince destek vermeli bu tür eserlere, nefret edenlerine, kötüleyenlerine inat. Ben ilk fırsatta dvdsini satın alıp izliyeceğim.
@inhiraf
14 yıl önce